Silifke'de Kadın Cinayeti Protesto Edildi

Mersin Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri, Silifke ilçesine bağlı Atayurt beldesinde Züleyha Bildeş'in (32) eşi tarafından öldürülmesini protesto etti.

Silifke'de Kadın Cinayeti Protesto Edildi
Platform üyesi kadınlar, 8 Eylül 2011 tarihinde Durmuş Bildeş (29) tarafından eşi Züleyha Bildeş'in tuvalette başına taşla vurularak öldürülmesini ve son zamanlarda kadınlara yönelik şiddet olaylarını protesto amacıyla Atayurt Belediyesi önünde toplandı. Daha sonra cinayetin işlendiği evin önüne giden ve ellerinde pankartlarla "Bu savaşta kadınlar ölmedi, uygarlığı yaratan kadındır, kadına uzanan el kırılsın, kadın kimsenin namusu değildir, öldürülen kadın anadır, kardeştir, sevgilidir" şeklindesloganlar atıldı

Mersin Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu adına konuşan Roza Yaruk, şunları söyledi: "Erkek egemenliğinin son bir hafta içerisindeki katliam bilançosu 6 kadın. Bu yalnızca kamuoyuna yansıyan kısmı. 6, sadece bir rakam değil artık. 6 ayrı yaşam, 8 ayrı emek. Rize'den, Osmaniye'ye, Antalya'dan kentimize uzanan vahşet artık sabrımızı taşırdı. Daha bir hafta önce katledilen Zahide'nin acısını, öfkesini sindiremeden bu kez cinayet haberi Atayurt'tan geldi. Değişen tek şey kadınların adı ve adresleri,hikaye hep aynı." KATİLLER BU CESARETİ KİMDEN ALIYOR Roza Yaruk, konuşmasında, bir hafta öncesine kadar binbir emekle hayatı burada var eden, geleceğe dair hayalleri hedefleri olan Züleyha'nın korkunç bir vahşetle yaşamdan alındığını söyledi.

Ölümün yine en yakınından geldiğini anlatan Yaruk, şöyle konuştu: "Ezber bozulmadı. Kocası, onu ayrılmak istediği için başını taşla ezerek öldürdü. Artık yeter. Bu kaçıncı ölüm, bu kaçıncı dehşet. Sevgi adına, koruma adına, namus adına, inat uğruna bedenimize hükmeden, canımıza kast eden bu iktidar gösterisi kaçıncı. Yoksul bohçası ortada kalan Züleyha'nın insan hakkı nerede? Boşanma hakkı nerede? Öldürüp, yaptığından pişman olmadığını, hatta gurur duyduğunu söyleyen katiller bu cesareti nereden, kimdenalıyor? Daha bir kadının kanı yerde kurumadan, akıllarımızdan bu korkunç dehşeti silemeden bir yenisi ekleniyor cinayetlere. Artık hiç birimizin can güvenliği kalmadı. Yarınlarımızdan endişe duyuyoruz. Çocuklarımızın geleceğinden korkuyoruz." KADIN KRİZ MASALARI OLUŞTURULSUN Bu olaylardan dolayı öfkeli olduklarını anlatan Yaruk, sözlerini şöyle sürdürdü: "İsyan ediyoruz. Yaşam hakkımızı elimizden alanlara öfkeliyiz. Bizi mülkleri gibi gören, bedenimiz, kimliğimiz üzerinde iktidar kurmaya çalışan zihniyete öfkeliyiz. Katillerin, 'Namusumu korudum, pişman değilim yine yaparım' sözlerini meşrulaştırır gibi ekranlardan günlerce verip, kadınların, kadın örgütlerinin cinayetlere karşı tepkilerini yeterince yansıtmayan medyaya öfkeliyiz. Kabineden kadının adını bile kaldırıp aileyikoruma bakanlığı kuran hükümete öfkeliyiz. Haksız tahrik indirimi uygulayan mahkemelere, 'kocandır sever de döver' de diyerek kadını evine gönderen savcılıklara, karakollara öfkeliyiz. Ölüm fermanını aile meclislerinde onaylayan gerici zihniyete öfkeliyiz." Haksız saldırılara isyan ettiklerini anlatan Yaruk, şunları söyledi: "Ellerinizi ruhumuzdan ve bedenimizden çekin. Biz kimsenin kölesi olmak istemiyoruz. Özgürlüğümüzü istiyoruz. Alacağız. İnsan gibi yaşama hakkımızı alacağız. Buradan bir kez daha haykırıyoruz. Durdurun bu kadın katliamlarını. Son verin kadın kırımına. Hükümete, yönetenlere, milletvekillerine, Fatma Şahin'e sesleniyoruz. Ülkemiz öldürülen kadınlar mezarlığı olmadan hemen ve derhal bir Kadın Bakanlığı kurun. Kadın kriz masaları oluşturun.Şiddete uğradığını bildiren kadının beyanını esas alın. Savaşa, silaha değil, nüfusun yarısı olan kadına bütçe ayırın. Dayanışma evleri, barınma evleri açın. TCK'dan haksız tahrik indirimi maddesini çıkarın. Kasten adam öldürme suçunun ağırlaştırıcı hali olarak namus cinayetlerini ekleyin." Ölüm değil yaşam istediklerini anlatan Yaruk, sözlerine şöyle devam etti: "Henüz bir kadının yaşamını söndürmemiş kocalara, babalara, oğullara, kardeşlere de sözümüz var. Bütün kadınlara buradan çağrı yapıyoruz. Susmanın vakti geçti. Kalkın ayağa. Sıra bize gelmeden ellerimizi birleştirelim. Erkek egemenliğine 'hayır' diyelim. Ölümleri durduralım." ASILSIZ HABERLER Öldürülen Züleyha Bildeş'in eniştesi Atayurt Gaziçiftliği Mahallesi Muhtarı Ali Çolak da, duyarlılıklarından dolayı guruba teşekkür ederken, bazı basın yayın organlarında çıkan asılsız haberlere de tepki gösterdi

Olay sabahı kendisini arayan jandarma yetkililerinden baldızı ve eşinin kavga yaptığını öğrendiğini söyleyen Muhtar Ali Çolak, şöyle konuştu: "Eve geldiğimde baldızımı tuvalette buldum. Kocası kafasına taşla vurup vahşice öldürmüş. Böyle bir olayı insani duyguları olan biri yapamaz. Bazı basın organlarında Züleyha Bildeş'in 21 gün evini terk ettiği, ondan sonra geldiğinde eşi evine almamış şeklinde yazılmıştı, yalan söylüyorlar. Silifke'de bir daire evi vardı deniliyor o da doğru değil, bunu kimsöylüyorsa bana kanıtlasın. 6, 9 ve 16 yaşında üç çocuğu var çocuklarının istikbalini düşünmeden, ben bu kadını öldüreceğim diye üç gün evin çatısında bekledim diyen bir insandan her şey beklenir."
Kaynak: İHA