Dtk Genel Kurul Hazırlığı
DTK Genel Kurul‘u öncesi bilgi veren DTK sözcüsü Cemal Coşkun, yüzde 60 halk, yüzde 40 doğal delegenin olacağı genel kurulda yüzde 40 cinsiyet kotası uygulanacağını belirtti. Çok eşli kişilerin ve halka karşı yüz kızartıcı suç işleyenlerin delege olamayacağını kaydeden Coşkun, halkı seçimlere katmak için her yerde sandık kuracaklarını söyledi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), 24 Temmuz‘da yapılacak delege seçimleri ve 30-31 Temmuz tarihleri arasında yapacağı genel kurul hazırlıkları hakkında bilgi vermek için kahvaltılı basın toplantısı düzenledi. Parkorman içinde bulunan Dicle Cafe‘de düzenlenen basın toplantısına DTK Sözcüsü Cemal Coşkun ve Daimi Meclis üyesi ve BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan katıldı. Toplantı öncesi basın mensupları ile yapılan sohbetin ardından DTK Sözcüsü Coşkun, olağanüstü bir süreçte olağan genel kurula
hazırlandıklarını belirterek, yaşanan siyasal gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu. "Vahim bir süreç, önüne geçilmezse felakete götürebilecek bir süreç" diyen Coşkun, yaşanan krizin sorumlusunun AK Parti olduğunu öne sürerek, krizin nedenin siyasal iradeyi rehin alma ve AK Parti‘nin yeni anayasa sürecini kendi başına yapmak ve başkanlık sistemi olarak değerlendirdi. Boykot tavrının devam etmesi ve hukuksuzluklar giderilmediği sürece milletvekillerin halkla birlikte olması gerektiğini ifade eden
Coşkun, ardından genel kurul hazırlıkları hakkında bilgi verdi.
DTK 5. Genel Kurulu‘na giderken dünya ve Türkiye kamuoyunun gündeminde olan Demokratik Özerklik inşa sürecinin önemli bir aşamasında bulunduklarını ifade eden Coşkun, 24 Temmuz‘da delegeler için genel seçim, 30-31 Temmuz tarihleri arasında da genel kurulu yapacaklarını hatırlattı. Daimi meclis toplantında eş başkanların da içinde olduğu 15 kişilik Genel Kurul Hazırlık Komisyonu oluşturulduğunu belirten Coşkun, Genişlemeden sorumlu komisyonlar, Sunum ve çalışma raporlarını hazırlama komisyonu, Teknik
komisyon ve Halk delegelerinin seçimine ilişkin komisyonlarının hazırlıklarının da kurulduğunu söyledi. Coşkun, tüm il, ilçe, mahalle ve köylerde yapılacak olan delege seçiminin aynı gün içerisinde gerçekleştirileceğini belirtti. Coşkun, delege seçimlerine ilişkin şu kriterleri ortaya koydu:
"Genel Kurul Toplantısının sağlıklı geçmesi ve amaca uygun rolünü oynaması için; seçme ve seçilme yeterliliği göz ardı edilmemelidir. Yüzde 40 cinsiyet kotası esas alınmalıdır. Seçilen delegelerin hem daimi meclisi seçecek olması, hem de DTK bünyesindeki komisyonlarda yer alacakları dikkate alınmalı, bu durumun önemi konusunda seçmenler bilgilendirilmelidir. 2004 ten sonra ki çok eşli evlilikler delege seçimine engeldir. Halka karşı suç işlemiş ve yüz kızartıcı suçlara bulaşmış olanların seçilme hakkı
yoktur. Seçilecek halk delegeleri hiçbir kurumda yönetici sıfatı taşımayacaktır. Delege belirlemeye gidilirken farklı kesimlerden (Dernek, Sendika, Meslek odaları, işveren çevreleri, kanaat önderleri vb.) delege olmaları için teşvik edilmelidir."
43 ilde gerçekleştirecek seçimlerde toplam 484 halk delegesi seçileceğini belirten Coşkun, seçimlerin, imkanları olan illerde tüm halkın katılmasına olanak tanıyacak biçimdeki mekanlarda kurulan sandıklarda, kapalı oy-açık tasnif yöntemi ile gerçekleştirileceğini söyledi.
Ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Daimi Meclis üyesi ve BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, "Ne olursa meclise gidersiniz?" şeklindeki soruya, grup adına konuşamayacağını ancak kişisel görüşünü ifade edeceğini söyledi. Tan, "Somut iki olay var. Birincisi Hatip Dicle‘nin durumu, ikincisi tutuklu milletvekillerinin durumudur. İki kriz aşılsa bile Ankara hile, oyun ve dalaverenin yeri olacaksa mecliste olmanın da bir anlamı yok. Başbakan‘ın, Cumhurbaşkanı‘nın, Meclis Başkanı‘nın çözüm
için bir deklerede bulunması lazım. Ankara çözümün, demokratikleşmenin ve çözümün yeri olacak. Çözüm ne bizim keyfimize göre ne sizin keyfinize göre, evrensel demokratik standartlarla mümkündür. Bu iki kriz ve tutuklu arkadaşlarımızın sorunu çözülse bile, biz düzgün bir anayasa yapmak istiyoruz, gelin konuşalım, anlaşalım, dindar müslümanların, başörtüsü, alevi meselesi evrensel standartlarda konuşalım çözelim" dedi.
"DELEGELER EVET DERSE İKİLİ HUKUKA GEÇEBİLİRİZ"
Basın mensuplarının "Demokratik Özerkliği ilan edecek misiniz?" şeklindeki sorusunu yanıtlayan Coşkun, "Kongre adına konuşamayacağım ama 850 delegemiz biz buna hazırız ilan ediyoruz derse biz hiç çekinmeyiz ikili hukuku işletmeye başlarız. Çünkü nihayetinde demokratik özerklikten kastımız Türkiye‘nin demokrasiye duyarlı duruma gelmesi, kürt sorununu barışçıl demokratik bir şekilde çözülerek kürdün dilinin kimliğinin anayasal güvence altına alınması ve aynı şekilde öz yönetim güçlehdirerek devleti direk
ilgilendirmeyen işlerde öz yönetimleri işe koşturma, kendi çözebileceği, üstesinden gelebileceği sorunlar ile yüz yüze getirmektir. Bütün bu iyi yaklaşımlara ve çözüm yaklaşımlarına rağmen AK Parti zihniyeti ve yahut mevcut statikocular çözüme karşı direnirlerse onlara gücümüz yetmezse kendimize gücümüz yetiyor. O boyutu ile delegelerin ortaya koyduğu iradeyi pratikleştireceğiz. Bölgede 100‘e yakın belediye elimizde, il genel meclisleri, kent meclisleri vardır, mahalle meclisleri, kadın ve gençlik
meclislerini göz önüne getirdiğimizde bölge kendi kendine yetecek düzeydedir. Bu bir inşa sürecidir, adım adım örülür" şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
hazırlandıklarını belirterek, yaşanan siyasal gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu. "Vahim bir süreç, önüne geçilmezse felakete götürebilecek bir süreç" diyen Coşkun, yaşanan krizin sorumlusunun AK Parti olduğunu öne sürerek, krizin nedenin siyasal iradeyi rehin alma ve AK Parti‘nin yeni anayasa sürecini kendi başına yapmak ve başkanlık sistemi olarak değerlendirdi. Boykot tavrının devam etmesi ve hukuksuzluklar giderilmediği sürece milletvekillerin halkla birlikte olması gerektiğini ifade eden
Coşkun, ardından genel kurul hazırlıkları hakkında bilgi verdi.
DTK 5. Genel Kurulu‘na giderken dünya ve Türkiye kamuoyunun gündeminde olan Demokratik Özerklik inşa sürecinin önemli bir aşamasında bulunduklarını ifade eden Coşkun, 24 Temmuz‘da delegeler için genel seçim, 30-31 Temmuz tarihleri arasında da genel kurulu yapacaklarını hatırlattı. Daimi meclis toplantında eş başkanların da içinde olduğu 15 kişilik Genel Kurul Hazırlık Komisyonu oluşturulduğunu belirten Coşkun, Genişlemeden sorumlu komisyonlar, Sunum ve çalışma raporlarını hazırlama komisyonu, Teknik
komisyon ve Halk delegelerinin seçimine ilişkin komisyonlarının hazırlıklarının da kurulduğunu söyledi. Coşkun, tüm il, ilçe, mahalle ve köylerde yapılacak olan delege seçiminin aynı gün içerisinde gerçekleştirileceğini belirtti. Coşkun, delege seçimlerine ilişkin şu kriterleri ortaya koydu:
"Genel Kurul Toplantısının sağlıklı geçmesi ve amaca uygun rolünü oynaması için; seçme ve seçilme yeterliliği göz ardı edilmemelidir. Yüzde 40 cinsiyet kotası esas alınmalıdır. Seçilen delegelerin hem daimi meclisi seçecek olması, hem de DTK bünyesindeki komisyonlarda yer alacakları dikkate alınmalı, bu durumun önemi konusunda seçmenler bilgilendirilmelidir. 2004 ten sonra ki çok eşli evlilikler delege seçimine engeldir. Halka karşı suç işlemiş ve yüz kızartıcı suçlara bulaşmış olanların seçilme hakkı
yoktur. Seçilecek halk delegeleri hiçbir kurumda yönetici sıfatı taşımayacaktır. Delege belirlemeye gidilirken farklı kesimlerden (Dernek, Sendika, Meslek odaları, işveren çevreleri, kanaat önderleri vb.) delege olmaları için teşvik edilmelidir."
43 ilde gerçekleştirecek seçimlerde toplam 484 halk delegesi seçileceğini belirten Coşkun, seçimlerin, imkanları olan illerde tüm halkın katılmasına olanak tanıyacak biçimdeki mekanlarda kurulan sandıklarda, kapalı oy-açık tasnif yöntemi ile gerçekleştirileceğini söyledi.
Ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Daimi Meclis üyesi ve BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, "Ne olursa meclise gidersiniz?" şeklindeki soruya, grup adına konuşamayacağını ancak kişisel görüşünü ifade edeceğini söyledi. Tan, "Somut iki olay var. Birincisi Hatip Dicle‘nin durumu, ikincisi tutuklu milletvekillerinin durumudur. İki kriz aşılsa bile Ankara hile, oyun ve dalaverenin yeri olacaksa mecliste olmanın da bir anlamı yok. Başbakan‘ın, Cumhurbaşkanı‘nın, Meclis Başkanı‘nın çözüm
için bir deklerede bulunması lazım. Ankara çözümün, demokratikleşmenin ve çözümün yeri olacak. Çözüm ne bizim keyfimize göre ne sizin keyfinize göre, evrensel demokratik standartlarla mümkündür. Bu iki kriz ve tutuklu arkadaşlarımızın sorunu çözülse bile, biz düzgün bir anayasa yapmak istiyoruz, gelin konuşalım, anlaşalım, dindar müslümanların, başörtüsü, alevi meselesi evrensel standartlarda konuşalım çözelim" dedi.
"DELEGELER EVET DERSE İKİLİ HUKUKA GEÇEBİLİRİZ"
Basın mensuplarının "Demokratik Özerkliği ilan edecek misiniz?" şeklindeki sorusunu yanıtlayan Coşkun, "Kongre adına konuşamayacağım ama 850 delegemiz biz buna hazırız ilan ediyoruz derse biz hiç çekinmeyiz ikili hukuku işletmeye başlarız. Çünkü nihayetinde demokratik özerklikten kastımız Türkiye‘nin demokrasiye duyarlı duruma gelmesi, kürt sorununu barışçıl demokratik bir şekilde çözülerek kürdün dilinin kimliğinin anayasal güvence altına alınması ve aynı şekilde öz yönetim güçlehdirerek devleti direk
ilgilendirmeyen işlerde öz yönetimleri işe koşturma, kendi çözebileceği, üstesinden gelebileceği sorunlar ile yüz yüze getirmektir. Bütün bu iyi yaklaşımlara ve çözüm yaklaşımlarına rağmen AK Parti zihniyeti ve yahut mevcut statikocular çözüme karşı direnirlerse onlara gücümüz yetmezse kendimize gücümüz yetiyor. O boyutu ile delegelerin ortaya koyduğu iradeyi pratikleştireceğiz. Bölgede 100‘e yakın belediye elimizde, il genel meclisleri, kent meclisleri vardır, mahalle meclisleri, kadın ve gençlik
meclislerini göz önüne getirdiğimizde bölge kendi kendine yetecek düzeydedir. Bu bir inşa sürecidir, adım adım örülür" şeklinde konuştu.