Erzurum‘da Saldırıya Uğradıklarını İddia Eden İşçiler İhd‘ye Sığındı

20 Temmuz akşamı Erzurum‘da Toplu Konut İdaresi (TOKİ) konutlarının yapımında çalışan işçilere yönelik yapılan linç girişiminden kaçan Siirtli işçiler, İnsan Hakları Derneği‘ne (İHD) sığındı. İşçiler Erzurum‘da kalan malzemelerini alabilmek için Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı‘na başvurarak suç duyurusunda bulundu.

Erzurum‘da Saldırıya Uğradıklarını İddia Eden İşçiler İhd‘ye Sığındı
İHD Siirt Şubesi konuyla ilgili şube binasında bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıya İHD yöneticileri, linç girişimine maruz kalan gençler ve basın mensupları katıldı. İHD Siirt Şube Yöneticisi Abdullah Gürgen tarafından yapılan açıklamada, son birkaç haftadır Türkiye‘de ve bölgede yaşanan gelişmeler çok ciddi anlamda halkların ortak geleceği ve birlikteliği anlamında endişe vermeye başlandığını söyledi. Şiddet eylemlerinin son birkaç haftadır yükselmesi ve çatışmalı ortamın yeniden alevlenmesi

neticesinde kaosun ve şiddetin sokaklara ineceğini ifade eden Gürgen, Türkiye‘nin bir iç çatışmaya doğru evirilmekte olduğunu ve bir an önce ülkeyi yöneten siyasi iktidar tarafından gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini kaydetti. Gürgen, Erzurum‘da yaşan olayları şöyle anlattı:

"Erzurum‘da TOKİ konutlarında Siirt‘ten giderek inşaat işçisi olarak çalışan 6 yurttaş başlarından geçen dehşet saatlerini şöyle aktardı: 20 Temmuz 2011 tarihinde bizler akşam saat 20.30 sularında kendi çadırlarımızda kaldığımız esnada şantiyenin etrafının ellerinde molotof, bıçak, silah, taş, kalaslar bulunan büyük bir kalabalık tarafından sarılarak Kürtlere küfür ve hakaretler yağdı. Bizler dışarıya çıktığımızda bu öfkeli kalabalık bizlere ağza alınmayacak küfür ve hakaretlerde bulundular. Hepiniz

teröristsiniz defolun ülkemizden şeklinde konuşuyorlardı. O akşam bizler ile beraber aynı şantiyede çalışan Türk kökenli Samsunlu, Adanalı arkadaşlarımız çadırlarında yoktu. Bizlerin çadırları yan yana idi. Ama sadece bizlerin bulunduğu çadırlara saldırdılar. Biz şantiyede 150 kadar Kürt kökenli çalışandık. Bu olaydan 2 gün önce de Tuncelili bir arkadaşımızın burnu bir grup tarafından kırıldı. Şantiyeye gelen polisler bunun münferit bir olay olduğunu, işimize devam etmemizi, gerekli tedbirlerin alındığını

söylediler. 2 gün sonra daha büyük bir kalabalık halinde geldiler. Gece geç saatlerde oradan kaçarcasına tahliye edildik. Canımızı zor kurtardık. Birçok malzememiz orda kaldı."

Açıklamasının sonunda Gürgen, her zamandan daha fazla itidal, sağduyu, sorumluluk duygularına ihtiyaç duyulduğunu, bu anlamda en büyük görevin basın mensuplarına düştüğünü, tahrik etmeyen, yaşananları olduğu gibi yorumsuz, objektif ve hakkaniyete uygun bir tarzda kamuoyuna duyurmanın çok büyük bir ahlaki ve vicdani sorumluluk olduğunu söyledi.

Yapılan açıklamanın ardından Erzurum‘da linç girişimine maruz kalan gençler adliye sarayına giderek suç duyurusunda bulundu.

Kaynak: İHA