Tutuklu vekiller için AİHM'den Ankara'ya uyarı
AİHM'nin bir kararında tutuklu milletvekillerinin tahliye edilmemesi nedeniyle 'olabileceklere' ışık tutuldu. Uzun tutukluluk sürelerine ilişkin Ankara uyarıldı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) geçen şubatta verdiği, gerekçesini bir süre önce Türkiye’ye gönderdiği kararında, tutuklu vekillerin tahliye edilmemesi nedeniyle yaşanan krizin asıl nedenlerini açıklıkla ortaya koyduğu anlaşıldı. AİHM, 10 yıl 6 ay tutuklu kalan, 11 yılı aşkın süre yargılanan ve İngiltere Başbakanı’na yazdığı mektuba el konulan PKK’lının açtığı davada, özel şartları bile araştırmadan, Türkiye’nin, mahkum olduğu önceki davalardan farklı bir savunma yapamadığını belirterek, mahkumiyet kararı verdi.
‘MEŞRU AMAÇLAR’ DENİLDİ
Hükümet, mektuba el konulmasının, yasayla öngörüldüğünü ve ulusal güvenliğin, ülke bütünlüğünün ve kamu düzeninin korunması ve suçun önlenmesi gibi meşru amaçlar izlediğini ileri sürdü. Hükümet, cezaevi yetkililerinin takdir yetkilerini kullanırken mektubun gönderilmemesine karar verdiklerini belirtti. AİHM ise Türkiye ile ilgili önceki davalarda, cezaevi idaresine el koyma yetkisi tanıyan tüzüğün, nasıl kullanılacağı konusunda yeterince açık hükümler taşımadığına karar verildiğini, bu eksikliğin telafi edilmediğini, bu nedenle başvuranın haberleşme hakkına yapılan müdahalenin uygun olmadığını belirtti. Bu nedenle, Türkiye’yi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 8. maddesinden de mahkum etti. AİHM, Türkiye’nin 16 bin euro tazminat ödemesine hükmetti.
‘BU KARARLAR UYGULANMALI’
AİHM’nin bu tavrı, bir dönem kapatılan DGM’lerin olağanüstü mahkemeler olması nedeniyle açılan her davada mahkum olan Türkiye’nin, uzun yargılama ve tutukluluk konularında da benzer bir sorunla karşı karşıya kaldığını ortaya koydu. CHP Milletvekili, eski AİHM yargıcı Rıza Türmen’in de Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’le yaptığı görüşmede, AİHM’nin bu tavrını işaret ettiği ve mahkemelerin mutlaka bu kararları uygulaması gerektiğini belirttiği öğrenildi.
‘MEŞRU AMAÇLAR’ DENİLDİ
Hükümet, mektuba el konulmasının, yasayla öngörüldüğünü ve ulusal güvenliğin, ülke bütünlüğünün ve kamu düzeninin korunması ve suçun önlenmesi gibi meşru amaçlar izlediğini ileri sürdü. Hükümet, cezaevi yetkililerinin takdir yetkilerini kullanırken mektubun gönderilmemesine karar verdiklerini belirtti. AİHM ise Türkiye ile ilgili önceki davalarda, cezaevi idaresine el koyma yetkisi tanıyan tüzüğün, nasıl kullanılacağı konusunda yeterince açık hükümler taşımadığına karar verildiğini, bu eksikliğin telafi edilmediğini, bu nedenle başvuranın haberleşme hakkına yapılan müdahalenin uygun olmadığını belirtti. Bu nedenle, Türkiye’yi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 8. maddesinden de mahkum etti. AİHM, Türkiye’nin 16 bin euro tazminat ödemesine hükmetti.
‘BU KARARLAR UYGULANMALI’
AİHM’nin bu tavrı, bir dönem kapatılan DGM’lerin olağanüstü mahkemeler olması nedeniyle açılan her davada mahkum olan Türkiye’nin, uzun yargılama ve tutukluluk konularında da benzer bir sorunla karşı karşıya kaldığını ortaya koydu. CHP Milletvekili, eski AİHM yargıcı Rıza Türmen’in de Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’le yaptığı görüşmede, AİHM’nin bu tavrını işaret ettiği ve mahkemelerin mutlaka bu kararları uygulaması gerektiğini belirttiği öğrenildi.