'Hatip Dicle kararının kaos yaratacağını düşünmüyorum'

AK Parti Amasya Milletvekili Naci Bostancı, BDP'nin oyunun kurallarına göre seçimin yapılmasını kabul edip, Hatip Dicle'ye ilişkin karar söz konusu olduğunda reddetmesini bir tutarsızlık olarak değerlendirdi. Bostancı, Ahmet Türk'ün bu kararın Türkiye'yi kaosa sürükleyebileceği iddiasına da, bu kararın kaos yaratacağını düşünmediğini söyledi.

Hatip Dicle‘nin milletvekilliği düşürüldü (Son Detaylar)

NTV ekranlarında yayınlanan Yeni Meclis'e Doğru programının dünkü bölümüne konuk olan AK Parti Amasya Milletvekili Naci Bostancı, Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesi kararını ve Ahmet Türk bu kararın Türkiye'yi kaosa sürükleyebileceği yönündeki iddiasını değerlendirdi.

Hatip Dicle kararının kaos yaratacağını düşünmediğini ifade eden Bostancı, "Kurallara bakmak lazım. Seçim baştan sona kadar YSK tarafından düzenlendi. YSK bu işleri düzenleyen hukuki mercii ve seçimin her türlü süreci bu hukuki merciinin kararlarıyla yürüyor" açıklamasını yaptı.

"BDP'nin 35 vekilinin seçilme şartlarına ilişkin kurallar ve kararlar da YSK tarafından alındı bunu unutmayalım" diyen Bostancı, "Eğer o 35 kişi bugün vekil olarak mazbatalarını aldılarsa, bunun arkasında YSK'yı meşru ve bu işlerin asıl aktörü olarak görmeye dayalı bir perspektifin olması gerekir" dedi.


YSK'nın almış olduğu Hatip Dicle ile ilgili karar bakıldığında, Şubat ayında bir yıl 8 aylık bir mahkumiyet kararı alındığını belirten Bostancı şöyle devam etti:

"Mart ayında Yargıtay bunu onaylıyor. Anayasanın ilgili maddesi bir yılı aşkın cezalar olduğunda kişiye vekil olma hakkını tanımıyor. Fakat Nisan'da adli sicil kaydında karar bulunmadığı için, YSK buna o günün şartlarıyla, adaylık statüsüne hak kazandığı için vize veriyor. 9 Haziran tarihinde, basın yayın organlarında alınmış bulunan bu cezaya ilişkin yayınlar yapılınca, bu defa seçim öncesinde ilgili kişiye dahil yeni bir değerlendirme lüzumu hasıl oluyor. Ve YSK bu çerçevede vekil olarak seçilme yeterliliğini yitirdiği anlayışıyla, seçimden sonra yine ilgili mevzuat çerçevesinde bir karar veriyor."

Bunun hukuki bir süreç, hukuki olarak alınmış bir karar olduğuna işaret eden Bostancı, "Esasen BDP'nin kendisi de bu seçime katılarak, bu seçime ilişkin hukuki kurallara uyarak, bu çerçevede çok çeşitli vilayetlerde bağımsız adaylar göstererek seçime katılmış. Zaten bunu meşru olarak kabul etmiş. Bir gayri meşru ilan etme, buradaki hukuku, uygulanan yaklaşımı, YSK'yı bütünüyle reddetme şeklinde bir yaklaşım söz konusu değil" şeklinde konuştu.

"Esasen bir memlekette farklı siyasi partiler elbette olacak. Bunların hukuki tartışmaları da olabilir" ifadesini kullanan Bostancı, "Ama sonuçta biz hukuka niye evet deriz , bizim hoşumuza gitmese bile çünkü çatı bir kurumdur ve sonuçta bir karar verir, ona uyarız. BDP için de böyle olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla 35 vekil için meşru kabul edilen onun düzenlendiği takip ettiği oyunun kurallarına göre seçimin yapılmasını kabul eden BDP'nin Hatip Dicle'ye ilişkin karar söz konusu olduğunda reddetmesini bir tutarsızlık olarak değerlendiririm" diye konuştu.

Bostancı, "Önemli olan şudur, ortada bir kürt sorunu var ve bu kürt meselesinin çözümü yolunda Türkiye'de herkes, BDP'liler de demokratik siyasetin zemini üzerinde bu işin konuşulması, tartışılması gerektiğini ifade ediyorlar. Ve neticede bu yollar açılıyor ve bu arkadaşlarımız meclise gelecekler. Meclis'te bir takım tartışmalara katılacaklar, kürt meselesinin çözümü yolunda katkı sağlayacaklar" dedi.

Demokratik Toplum Kongresinin Bağımsız vekillere "Meclise gitmeyin" çağrısını da değerlendiren Bostancı, "Ben gelmelerini temenni ederim.Asıl mesele kürt meslesini çözmek. Bu yolda kendi anlayışlarına göre bir takım engeller çıkıyor olsa bile demokratik siyasetten sapmadan yola devam etmek gerektiğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.


BEYAZ GAZETE