Küçük Bir İlçeydi Adını Dünyaya Duyurdu

Tarihi milattan önceki yüzyıllara kadar dayanan Hatay‘ın Yayladağı ilçesi, Suriye‘de yaşanan olayların ardından Türkiye ve dünya gündemine oturdu. Türkiye‘ye sığınan mültecilere ev sahipliği yapan ilçe, tüm dünyaya Türkiye‘nin misafirperverliğini gösteriyor.

Küçük Bir İlçeydi Adını Dünyaya Duyurdu
Suriye‘de yaşanan gerilim ve çatışma tırmanırken, Türkiye‘ye sığınanların sayısı da gitgide artıyor. Kendi imkanlarıyla Türkiye-Suriye sınırına ulaşan Suriyeliler, burada yapılan kontrollerin ardından Hatay‘ın Yayladağı ve Altınözü ilçelerinde kurulan çadır kentlere yerleştiriliyor. Tarihi milattan önceki yüzyıllara kadar uzanan Yayladağı ise, Suriyeli mültecilerin adeta ikinci yuvası haline geldi. İlçe, Suriyeli mültecilerin en önemli tahliye noktalarından biri olarak öne çıkıyor.

Son yapılan nüfus sayımına göre 6 bin 300 kişinin yaşadığı Yayladağı‘nda, çadır kentlerde yaşayanların sayısı da 3 bine ulaştı. Düne kadar hiç kimsenin adını bile duymadığı ilçe, bugün tüm dünyanın gündemine oturdu. Suriyelilerin evlerinden uzakta, yabancısı oldukları topraklarda yaşam mücadelesine saygı duyan ilçe sakinleri, onlara gereken desteği vermeye hazır olduklarını belirttiler.

İHA muhabirinin sorularını yanıtlayan Yayladağı Belediye Başkanı Mehmet Ali Dağıstanlı, çok hareketli ve yoğun bir süreç yaşadıklarını, Suriye‘den insanların ilçede barınabilmeleri noktasında gerekli altyapının oluşturulduğunu, bu noktada da belediye olarak hazır olduklarını söyledi. "Ne kadar insan gelirse gelsin, bizim onlara kapımız her zaman açık" diyen Dağıstanlı, "Türk insanının misafirperverliğini onlara gösteririz. İlçemizin nüfusu, yaşanan göçlerle birlikte neredeyse yüzde 100 arttı. Bu artışın

devam edeceğini bekliyoruz. Dost ve kardeş ülke Suriye‘deki olaylar ne kadar kısa sürede biterse, bu göçte o kadar kısa sürede duracaktır. Ama kaos sürdükçe göçte sürecektir. Reklamın iyisi kötü olmaz, bu olayla adımızı tüm dünyaya duyurduk. Ama biz böylesi bir olayla değil de, ilçemizin tarihi, kültürel ve turizm potansiyeliyle öne çıksın" dedi.

Dağıstanlı‘nın eşi Gaye Dağıstanlı ise, bugün Yayladağı‘nda kurulan çadır kentlere yerleştirilen insanların bir kısmının bölgede yaşanan olaylardan kaçıp Türkiye‘ye sığındığını, bir diğer bölümünün ise Suriye‘deki yaşam koşullarından kurtulup daha iyi hayat standardına ulaşabilmek için buraya geldiğini gözlemlediğini dile getirdi. Gelen insanların ‘Türk misafirperverliği‘ ile karşılanmanın keyfini yaşadığını belirten Dağıstanlı, ‘gettolaşma‘ riskine dikkat çekerek, bunun da göz ardı edilmemesi

gerektiğini vurguladı.

Çamaltı Mahalle Muhtarı Tufan Atmaca, en büyük beklentilerinin evlerini ve yurtlarını terk ederek göç yollarına düşen insanların yeniden rahat ve huzura kavuşarak, Suriye‘de demokrasinin yeniden tesis edilmesi olduğunu belirtti. Atmaca, "Yayladağı insanı misafirperver bir toplumdur ve bu özelliğini de yıllardan bu yana kaybetmedi. Yavuz Sultan Selim‘in ordularını bile burada ağırladı. Bu olayla adımızı tüm dünyaya duyurduk, ülkemizin ve ilçemizin bir reklamı oldu. Bu reklam iyi yönde, yani

misafirperverlik açısından iyi oldu" diye konuştu.

Ev kadını Gülbeyaz Tokmak da, imkan olsa Suriye‘den gelenlere bizzat kendilerinin gidip yardım edebileceklerini ancak bu konuda yetkililerin kendilerine izin vermediğini söyledi. Üniversite öğrencisi olan Yelda Özdemir ve Mutaber Şahin ise, yaşananların üzücü olduğunu ve Suriye‘deki olayların bir an önce sona erip, insanların mutlu ve huzurlu bir şekilde ülkelerinde yeniden yaşamalarını temenni ettiklerini dile getirdi. Çiftçi Hüseyin Gülben, Suriye‘de yaşananları tasvip etmediklerini vurguladı.

Kaynak: İHA