Kktc Dışişleri Bakanı Özgürgün Kastamonu‘da

Türkiye‘de 2011 yılının ‘Kuzey Kıbrıs Yılı‘ ilan edilmesi dolayısıyla Kıbrıs konulu konferanslar veren KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, Kastamonu‘da Kıbrıs konusu ve dünya siyaseti ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Kktc Dışişleri Bakanı Özgürgün Kastamonu‘da
KKTC Dışişleri Bakanlığı‘nın organizesinde Kastamonu Üniversitesi‘nde düzenlenen konferansa katılmak üzere kente gelen KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, Ilgaz Dağı‘nda karşılandı. Konvoyla kente gelen Özgürgün, Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası (KTSO) Başkanı Hasan Tosun‘u makamında ziyaret etti. Ziyaretin ardından Özgürgün, buradan su içildiği taktirde tekrar gelindiğine inanılan Nasrullah Çeşmesi‘ne giderek su içti. Kısa geziden sonra tarihi Kurşunlu Han‘da öğle yemeği yiyen Özgürgün ve

beraberindeki 10 kişilik heyete TSO Başkanı Tosun, Kastamonu Belediye Başkanı Turhan Topçuoğlu, Kastamonu Emniyet Müdürü Sami Uslu da eşlik etti.

Ortadoğu, Kastamonu ve Atılım Üniversiteleri işbirliğiyle organize edilen konferanslar nedeniyle Kastamonu‘ya geldiğini belirten Bakan Özgürgün, bugüne kadar 8 günde 10 konferansta ‘Kıbrıs sorunu‘nu anlattığını ifade etti. Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Özgürgün, KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş‘ın sağlık durumunun iyiye gittiğini söyledi. Sürekli Denktaş‘ın sağlık durumu ile ilgili bilgi aldığını belirten Özgürgün, Denktaş‘ın tarihi bir kişilik olduğunu ifade etti. Denktaş‘ın hayatta ve

sağlıklı olmasının çok önemli olduğunu belirten Özgürgün, şöyle konuştu:

"Sayın Cumhurbaşkanımız Denktaş tarihi bir kişilik. Ben ayrılmadan önce doktorlar hayati tehlikeyi atattığını söylemişti. Sayın Cumhurbaşkanımız, Kıbrıs konusuna, meselesine ve Türk ulusuna mal olmuş bir kişilik. Bundan sonra da uzun ve sağlıklı bir ömür diliyoruz. Anavatanımız ile yavru vatan KKTC arasında her zaman ilişkiler üst ve sağlıklı bir düzeyde, ana-oğul ilişkisi şeklinde yürüyor. Türk ulusunun kopmaz bir parçası olan KKTC halkı, anavatanı ile birlikte Kıbrıs konusunu yıllardır götürüyor. Sayın

Denktaş, liderimiz Dr. Fazlı Küçük ile beraber en çok katkı koymuş olanlardan biridir. Ancak tabii ki siyaset ve siyasetin devamı, Sayın Denktaş‘ın rahatsızlığı ile orantılı olmaz. Kendisi de zaten bu konuyla ilgileniyor. Kendisine sürekli bilgi de aktarıyorum. İlerlemiş yaşına rağmen hala çok meraklı, hala daha aktif bir şekilde ilgileniyor. Öğütleri var, onları da dinliyoruz. Mutlaka hayatta ve sağlıklı olması bizim için çok önemlidir."

GÜNEY RUM KESİMİ‘NDEKİ SEÇİMLER

Bir soru üzerine Güney Rum Kesimi‘nde yapılan seçim sonuçlarının sürpriz olmadığını söyleyen Özgürgün, önümüzdeki 2 yıl içerisinde önemli değişiklik ve gelişmelerin olabileceğini fakat Kıbrıs Rum Kesimi‘nin Kıbrıs sorununa yaklaşımlarının değişmeyeceğini vurguladı. Güney‘de politikaların Kıbrıs‘ın bir Yunan Helen adası olduğu zeminine dayalı yürütüldüğünü kaydeden Özgürgün, "Güneydeki seçimler çok sürpriz bir sonuçla bitmedi. Kıbrıs Rum tarafı her zaman belli politika ve siyaseti, ki bunun ne olduğunu da

çok iyi biliyoruz, topyekün uygulamakta usta ve başarılı. Bu politikaları, iktidara kim gelirse gelsin, muhalefette kim kalırsa kalsın devam ediyor. Şu anda DC birinci parti, Akel ikinci parti çıktı. Belki bir değişiklik de olabilir. 2 yıl sonra başkanlık seçimleri var. Önümüzdeki yıl AB dönem başkanlığı var Güney‘in. Bunlara baktığınız zaman belirli bir gelişmeler ve değişiklikler de beklenebilir ama değişmeyen bir tek şey olur. O da Kıbrıs konusundaki yaklaşımları. Kıbrıs konusunda maalesef politikaları,

Kıbrıs‘ın bir Yunan, bir Helen adası olduğu zeminine kurulmuş. Bundan da bir türlü dönmek istemediklerini görüyoruz. Bunun için anlaşmaya ulaşamadık" diye konuştu.

DÜNYAYA YAYILAN HALK İSYANLARI

Dünyanın birçok ülkesini etkisi altına alan halk isyanları konusundaki soru üzerine Özgürgün, bu olayların özgürlüğün olmadığı ya da kısıtlı olduğu yerlerde baş gösterdiğini ifade etti. Global ve iletişim çağında demokrasi talebinden kurtulmanın mümkün olmayacağını belirten Özgürgün, şöyle konuştu:

"Dünyada birçok olay var. Baktığımız zaman özellikle 1980‘li yılların ortasından itibaren bu anlamda çok değişiklikler oldu. Avrupa‘dan başladı, başka ülkeleri de sardı. Bu anlamda değerlendirme yapmak çok zor. Demokrasi ve demokrasinin getirdiği nimetler, globalleşen ve iletişim çağında çok ciddi şekilde insanları ve ulusları etkilemiş durumda. Bundan kurtulmak mümkün değil. Dolayısıyla demokrasinin ve özgürlüğün olmadığı yada eksik bulunduğu bölgelerde bu tip hareketlerin olması daha normal ve doğal

ama dıştan gelen uluslararası etkileri de var."

Güçlü devletlerin çıkar menfaatleri doğrultusunda olayların farklı boyutlara ulaşabildiğini belirten Özgürgün, bu nedenle olayların ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Özgürgün, "Uluslararası menfaatler boyutundan da baktığımızda, farklı boyutlardan da söz edilebilir. Bazı ülkelerin, veya bazı güçlü devletlerin de menfaatleri olduğu zaman daha değişik hal ve boyutlarda da ortaya çıkabiliyor. Çok değişkenli ve boyutlu olarak görüp, ona göre ayrı ayrı değerlendirmek lazım. Her yerde çıkanın da

aynı olayla, bütünsellikle, kaynakla çıktığını düşünmüyorum. Değişik nedenleri vardır. Son olaylar bir anda çıktığı için belli aynı nedenden kaynaklandığı düşünüldü. Bana göre belli bir nedenden değil, değişik nedenlerden kaynaklandığını düşünüyorumnfeına rağmen hala çok mer. Bazıları başarılı oldu, bazıları olmadı. Demokrasinin ve halkların yönetiminin engellenmeyeceği bir çağa, döneme doğru ilerlediğimiz kesin" dedi.

"SURİYE‘DE GERÇEKTEN İKİ AYRI DÜNYA VAR"

Suriye‘de bulunması nedeniyle olayların sebebini daha iyi bildiğini belirten Özgürgün, Suriye‘nin Türkiye ve Kıbrıs‘a çok yakın olması nedeniyle oradaki olayların ayrı bir önem taşıdığını, çok önemli olduğunu anlattı. Suriye‘de sosyal patlamanın da yaşanabileceğini belirten Özgürgün, "Suriye hem Türkiye ve Kıbrıs‘a çok yakın. Bizimle de ilişkileri var. Bu bölgede olması nedeniyle de çok önemli. Oradaki durum Libya ve Tunus‘tan farklı. Arap ve Körfez ülkelerindeki durum daha da farklı. Suriye‘de

bulunduğum için yapıyı söyleyebilirim. Suriye‘de gerçekten iki ayrı dünya var. Çok fakir ve sıkıntılı kesim de var. Hemen yanında ise daha rahat kesim de var. Bu dengesizlikten de sosyal patlama beklenebilir. Onun için oradaki durum diğerlerinden farklıdır" diye konuştu.

Kaynak: İHA