‘Acele Kamulaştırma‘ Davası Yerel Mahkemenin, ‘Rica‘sı Nedeniyle Uzadı

İzmir‘in Menderes İlçe Adliyesi‘nde görülen ‘acele kamulaştırma‘ davasında ilginç bir gelişme yaşandı.

İzmir‘in Menderes İlçe Adliyesi‘nde görülen ‘acele kamulaştırma‘ davasında ilginç bir gelişme yaşandı. Menderes‘e bağlı Efemçukuru köyü yakınındaki altın madeninin işletilmesi için Bakanlar Kurulu tarafından alınan acele kamulaştırma kararının ardından, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından açılan değer tespiti ve el koyma davasına ‘arz‘, ‘rica‘ tartışması damga vurdu. Menderes Asliye Hukuk Mahkemesi, bir önceki celsede, acele kamulaştırmanın iptali davasının hangi aşamada olduğunu Danıştay 6. Daire Başkanlığı‘na sorulmasına karar vermişti. Yerel mahkemenin, Danıştay‘a gönderdiği dosyada ‘arz‘ yerine ‘rica‘ kelimesini kullanması, Danıştay‘ın dosya ile ilgili cevap vermemesine neden oldu.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı, yerel mahkemeye gönderdiği yazıda, ‘‘İlgili yazıdaki talebinizin rica olarak değil, arz olarak ifade edilmesi resmi yazışma kuralları gereği olduğundan bunda böyle mahkememizle yapılacak yazışmalarda gereken özenin gösterilmesi ve belirtilen şekilde yazılacak yazınıza ayrıca cevap verileceği hususunu rica ederim.‘‘ ifadelerine yer verildi. Bu durum davanın uzamasına yol açtı.

Menderes Asliye Hukuk Mahkemesi‘ndeki duruşmaya davacı hazine avukatı ile davalı Ahmet Karaçam ve avukatı Arif Ali Cangı katıldı. Duruşmada, daha önceki celse, acele kamulaştırmanın iptali davasının hangi aşamada olduğunun Danıştay 6. Daire Başkanlığı‘na sorulmasına karar verildiği hatırlatıldı. Hakim, gönderilen bu yazıya ilişkin cevabın mahkemeye ulaştığını, Danıştay‘ın yazısında, yazışmada Menderes Asliye Hukuk Mahkemesi‘nin ‘arz‘ yerine ‘rica‘ kelimesini kullanılmasını eleştirdiğini belirterek, bu nedenle cevap alınamadığını aktardı. Davacı avukatı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu‘nda temyiz incelemesinde olan ‘acele kamulaştırmanın iptali‘ davasının sonucunun beklenmemesini istedi. Davalı vekili Arif Ali Cangı ise, Danıştay‘ın arz-rica tartışmasına girmesini, asıl soruya yanıt vermemesini eleştirdi. Cangı, "Danıştay, mahkemenin amiri midir ki arz-rica tartışmasına giriyor‘‘ diyerek tepkisini dile getirerek, ‘acele kamulaştırmanın iptali‘ davasının temyiz incelemesinin 2 yıldan bu yana tamamlanmadığını, Danıştay‘ın asıl yapması gerekenin, önündeki davayı bir an önce adil ve hakkaniyete göre bitirmek olduğunu kaydetti.

Tarafları dinleyen mahkeme heyeti, Danıştay 6. Dairesi‘ne ‘acele kamulaştırma işleminin iptali‘ davasının sonucunun sorulması için yeniden yazı yazılmasına karar verdi. Bakanlar Kurulu tarafından alınan ve altın madeni sahasında yer alan 35 parselin ‘acele kamulaştırılması‘ yönündeki karar, 3 Ocak 2008 tarihli Resmi Gazete‘de yayımlanmıştı. Bunun ardından ise Efemçukuru köylüleri, Danıştay‘a başvurarak yürütmenin durdurulmasını istemişti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da değer tespiti ve el koyma davası açmıştı. Danıştay, köylülerin başvurusunu reddetmiş, iptal davasında ise temyiz süreci başlatılmıştı.

Konuyu değerlendiren Avukat Mehmet Alan, Danıştay, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi gibi kurumlarda görev yapan hakimlerin ‘yüksek mahkeme üyeleri‘ olarak bilindiğini ancak yapılan uygulamanın vatandaşları mağdur etmeyecek şekilde çözülebileceğini söyledi. Danıştay‘ın ‘arz‘ ‘rica‘ konusundaki duyarlılığına karşılık mahkemenin süresinin uzamasına yol açacak bu tür davranışlardan kaçınması gerektiğini ifade eden Alan, "Danıştay‘ın ilgili dairesi yerel mahkemeye yazdığı yazıda arz ve rica konusundaki hassasiyetini bildirebilir aynı zamanda da mahkemenin sorduğu sorulara yanıt verebilirdi. Böylece vatandaşlarımız mağdur olmaz, dava uzamazdı. Sen hem uyarını yapardın, hem de mehkemenin yazısına cevap verirdin. Böyle yapsalardı daha doğru olurdu" dedi.