Milyon Dolarlık Yolsuzluğu Ortaya Çıkaran İhbarcının Kendisi Tutuklandı

İzmir‘de oto alım satımı yaparken 2001 yılında Mali Şube‘ye giderek İstanbul Gümrüğü üzerinden yurda sahte evrakla çok sayıda araç sokulduğunu ihbar eden 45 yaşındaki Nurettin Altınörs‘ün başına gelenler dikkat çekiyor. İhbarda bulunduktan sonra ihbarcı olmasına rağmen zanlı olarak gösterilip tutuklanarak ihbar ettiği kişilerle aynı cezaevine konduğunu söyleyen Altınörs, 10 ay hapis yattığını ve suçsuz olduğu ortaya çıkınca ‘pardon‘ denildiğini söyledi. Altınörs, cezaevinden çıktıktan sonra ihbar

tazminatını alabilmek için yetkili mercilere başvurduğunu ancak 10 hukuk mücadelesi verdiğini dile getirdi. Çeşitli oyunlar ve bürokratik işlemler gerekçe gösterilerek ikramiyesinin ödenmediğini iddia eden Nurettin Altınörs, "İhbarda bulunduğum yıldan beri yaşamım tamamen alt üst oldu. Şimdi kimse bana güvenmiyor. Hiç bir iş yapamıyorum. Bir takım oyunlar ile ikramiyemi sahiplenmek isteyen ve görevlerini kötüye kullanan gümrükçüleri şikayet ettim. Yaklaşık 30 bin aracın sahte belge ile ülkemize sokulması

olayını ortaya çıkardım. Ne kadar ikramiye alacağımı bile bilmiyorum. Artık hak ettiğim ihbar ikramiyesini almak istiyorum" dedi.

Evlendikten sonra 1989 yılında Almanya‘ya yerleşen ve burada boyahanede çalışırken 1994 ile1995 yıllarında Türkiye‘ye ağır hasarlı araç getiren bu araçların tamirini yaptırdıktan sonra yeniden Almanya‘ya götürüp 5 ile 8 bin mark karla satan Altınörs, 1996 yılında bedelsiz araç ithal etmeye başladığını belirtti. 1997 yılında Türkiye‘ye getirdiği araçlarla ilgili polis tarafından gözaltına alınan ve getirdiği araçlara el koyulan Altınörs, çıktığı mahkeme tarafından serbest bırakıldığını söyledi. Daha sonra

Almanya‘dan Türkiye‘ye araç ithal etmeye başladığını söyleyen Altınörs, 1998 yılının sonuna kadar araç ithal ettiğini belirtti.

O yıllarda İstanbul Gümrüğü‘nde kontrölör olarak çalışan E.K. isimli şahısla tanıştığını anlatan Altınörs, sözlerine şöyle devam etti: "Bu kişi bir süre sonra beni gümrükte komisyonculuk yapan C.K. isimli kişi ile tanıştırdı. Bu şahıslar Avrupa ülkelerinden bedelsiz olarak araç getiriyorlar ve piyasaya sürüyorlardı. Yaptıkları yasal değildi. Bedelsiz olarak ithal edilecek aracı, 6 ay trafikteymiş gibi gösterip, sahte evraklarla araç ithali yapıyorlardı. İstanbul Gümrüğü‘nde görevli E.K.‘nın bağlantısı E.A.

isimli şahıstı. Bu kişiler Almanya‘dan Türkiye‘ye TIR ile araç getirip piyasaya sürüyorlardı."

Bu kişilerden bilmeden araç alıp piyasaya sürdüğünü ifade eden Altınörs; şunları söyledi: "Gerçekleri öğrendiğim zaman 2001 yılında İzmir Mali Şube polisine giderek gümrükçülerin ve iş takipçilerinin yurda kaçak araç soktuklarını ihbar ettim. Polise verdiğim bütün bilgiler doğru çıkınca bu şahıslar yakalandı ve haklarında dava açıldı. İstanbul‘da açılan davada benim ihbarcı olduğumu gösteren belge dosyaya konmamış. Böyle olunca da ben de bu kişilerden araç alıp sattığım için suçluymuşum gibi yakalanıp,

aynı kişilerle cezaevine kondum. İhbar ettiğim kişiler bana içeride her türlü işkenceyi yaptılar. Buca Açık Kapalı Ceza İnfaz Kurumu‘nda 3 ay, Metris T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu‘nda 7 ay olmak üzere toplam 10 ay gibi uzun bir süre sonra benim ihbarcı belgem dosyaya konunca, serbest kaldım."

MİLYON DOLARLIK YOLSUZLUĞU ORTAYA ÇIKARTTIM

Yakalattığı kişilerin sahte evrak ile yurda yaklaşık 30 bin civarında araç soktuğunu ve böylece milyon dolarlık vurgun yaptıklarını belirten Altınörs, sözlerine şöyle devam etti: "Tüm bu olaylardan sonra ben ihbarcı olduğum için ikramiye hakkımın olduğunu öğrendim. Bunu alabilmek için girişimlerde bulundum. Ne hikmetse bu kez gümrük yetkilileri bana her zorluğu çıkarttı ve isteğim ret edildi. Bende Ankara 1. İdari Mahkemesi‘ne dava açtım. Dava sonucu mahkeme 7 araçla sınırlı olmak kaydıyla haklılık

yönünde karar verdi. 2005 yılında 7 araç için bugünün parası ile 5238 lira ihbarcı tazminatı aldım. Ancak, anayasanın 125. maddesine göre bu karar yanlış ve taraflı. Anayasanın 125. maddesi ‘Mahkemeler sınır koyamaz. Haklılık veya haksızlık yönünde karar verebilir‘ diyor. Ben anayasanın bu maddesine göre hakkım olan ‘ihbarcı tazminatının en kısa sürede şahsıma ödenmesini istiyorum."