(Özel) Cumartesi Annesi Komisyon Kararına Tepki Gösterdi

Gözaltında kaybolan Tolga Baykal Ceylan‘ın annesi Kadriye Ceylan, TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül‘ün Ceylan‘a ilişkin, "gözaltında kaybolmadığı" yönündeki açıklamasına tepki gösterdi.

TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül‘ün, Tolga Baykal Ceylan‘ın "Gözaltında kaybedilmediği" sonucuna ulaştıklarını yönündeki açıklamasına anne Kadriye Ceylan sert tepki gösterdi. İstanbul Teknik Üniversitesi Matematik Mühendisliği bölümünde okuyan ve 10 Ağustos 2004‘te kaybolan Tolga Baykal Ceylan‘ın annesi Kadriye Ceylan, 23 yaşında kayıplara karışan oğlunun bulunmasını istiyor. Ceylan, "Sabırla bu araştırmanın sonucunu bekliyorum. Üskül açıklama yapmış, bundan rahatsız oldum. Bu açıklamada

birçok yanlış ve eksik bilgi var. Yine soru işareti bırakan bilgiler vardı. Ben çok umut bağlamıştım o komisyona. Üskül, ‘Tolga Baykal Ceylan gözaltı kaybı değildir‘ açıklaması yaptı. İğneada jandarmasına gittiğini ve oradaki kayıtları incelediğini ve kayıt olmadığını söylemiş. Halbuki Türkiye‘de kaybedilen insanların hiçbir gözaltı kaydı yok. Bunlar yok edildi. Açıkta bırakılmadı. Hepsi yok edildi. Birçok bahane söylendi. Bütün karakollar, savcılıklar biz kayıp yakınlarına aynı cevabı verdi. ‘Bu bir gözaltı

değildir‘ kanaati için orada bir kayıt olmaması bir kanıt değildir. Faili meçhul ne demektir? İnsanın yok edilişinin kaydının olmamasıdır. Belirsizliğe bırakılma denilmektedir. İkincisi oğlunun yanında 300 milyon olduğunu söylemiş. Bu da yanlış bilgi. Oğlumun yanında sadece 50 milyon vardı. Bugünün parasıyla 50 liradır. Onun 30 lirası dedesi göndermiş, ben de 20 lira verebilmiştim. Bu iki günlük yol masraflarıyla birlikte masrafıdır. Bu 300 milyon bilgisi nereden çıktı?" dedi.

TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üstül‘ün, "Kimlik soruşturması yapılmış, bırakılmış" sözlerine de tepki gösteren anne Kadriye Ceylan, oğlunun kimlik sorgusunun yapılmasının mümkün olmadığını belirtti. Ceylan, "Kimlik sorgulaması nasıl yapıldı? Oğlumun giderken kimliği yoktu. Öğrenci pasosu vardı. Öğrenci pasosuyla kimlik soruşturması yapılabilir mi? Onda kimlik bilgileri yok ki. Yine orda oğlumu en son gören kişinin Beğendik Köyünde bir çoban çocuk olduğunu söylemiş. Oğlum Beğendik köyünde 8

Ağustos‘ta görüldü. Ondan sonra hiç görülmedi. Orada insanlar oğlumu bir kere gördü ve bir daha görmediler. Pazar günüydü. Pazartesi günü İğneadalı birileri oğlumu orada kalmaya ikna ettiler. Bunlar kimdi? Niçin ikna ettiler? En son oğlumu gören 10 Ağustos sabahı Orhan Uyanık adlı isimli kişinin kahvesindeki çıraktı. Bildiğimiz en son gören kişi çıraktı. Yine bu tarih bir başka görgü tanıklarının dediği ne göre oğlum otobüsünü beklerken, oğlum liman köyüne doğru yürüyor. bu köy yolundan jandarmalar oğlumu

çevirir. ‘Nerde kalıyorsun‘ diye oğlumu kaldığı çadıra götürür. Daha sonrasını gören yok. Keşke Zafer Üskül bu açıklamayı yapmasaydı. Ben bu bilgileri kendilerine vermiştim" dedi.

Kadriye Ceylan, TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üstül‘ün ve komisyon üyelerinin yanıltıldığını iddia etti. Ceylan, "Üstül‘ün yanıltıldığını düşünüyorum. İsteyerek yapmadığını üşünüyorum. Yine bu komisyon kurulduktan sonra birileri, bu komisyon üyelerine ve siyasilere farklı, farklı yalanlar fısıldadılar. Bunlardan birisi oğlumun JİTEM üyesi olduğuydu. Bu bilgiyi kim fısıldadı? Birisi de oğlumun yurt dışına kaçtığıydı. Bu baştan itibaren oğlumun kaybedilmesiyle ilgili senaryo buydu. İnsanları

bu senaryoya insanlara inandırmak kolaydı. Çünkü oğlum ‘bu ülkede yaşanmaz‘ sözünü sıkça kullanıyordu. Bozuk düzene karşı tepkilerini dile getiriyordu. Oğlum bir örgüt üyesi değildi. Ancak siyasi anlamda tepkileri çoktu. Yoksulluğa ve faşizme muhalifti. Savaş karşıtıydı. Bunlara tepkisi çok fazlaydı. Bunlar oğlumun siyasi değildir demek doğru değildir. Bunlar siyasi görüşlerdir. Bir örgüte üye olmamakla beraber kişisel siyasi görüşlerini dile getiren bir insandı. Oğlum demokrasi istiyordu. Ülkede

demokrasinin olmamasına tepkiliydi. Üniversite kapısından geri döndürülmesine tepkiliydi. Cumhurbaşkanına ve siyasilere mektup yazıyordu. Yurt dışına çıkma senaryosu kaybedenlerin başından beri uyguladıkları bir senaryoydu. Zafer Üskül‘ün de bu senaryoya uygun olarak bu açıklamayı yapmış olmasından son derece müteessirim" dedi.

10 Ağustos 2004‘te kaybolan Tolga Baykal Ceylan‘ın annesi Kadriye Ceylan, oğlunun atletinin suyunu sıkıp tadına bakarak deniz suyu olmadığını ve iç çamaşırlardan atlette bir tane delik ve lekeler olduğunu da söyledi.

Kaynak: İHA