Dtk‘nın Kck İle Bağlantısı İddianamede
Terör örgütünün şehir yapılanması olduğu iddia edilen KCK‘ya yönelik yürütülen soruşturma kapsamında BDP Hakkari il binasında yapılan aramada ele geçirilen ve Demokratik Toplum Kongresinin (DTK) gizli sözleşmesi olduğu belirlenen belgede, DTK‘nın, KCK‘nın ‘‘Türkiye Meclisi‘‘ görevini üstlendiği bilgisinin yer alması dikkati çekti.
Van Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen KCK soruşturması kapsamında BDP Hakkari il binasında, 8 Haziran 2010 tarihinde yapılan aramada, Demokratik Toplum Kongresinin 12-13 Ocak 2008 tarihli toplantısında kabul edilen ve ‘‘DTK‘nın gizli sözleşmesi‘‘ olduğu iddia edilen 14 sayfalık belge ele geçirildi.
KCK‘ya yönelik hazırlanan ve bir süre önce Van 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianameye konulan belgede, ‘‘Siyasal, toplumsal, örgütsel ve bireysel katılımlarda sözleşmemizin yetersiz ve eksik kaldığı hususlarda KCK sözleşmesinin temel esasları geçerlidir. Halk meclisimiz, alacağı tüm kararları, PKK/Kongre-Gel kararlarıyla uyumlu olmasını esas alır. DTK sözleşmesinin değiştirilmesi, önderlik, Kongra-Gel başkanlık divanı ve yürütme konseyi tarafından talep edilebilir. Bu maddeler gizlidir, hiçbir yerde veya yayın organında yayınlanamaz‘‘ ibareleri yer alıyor.
İddianamede, ‘‘Demokratik Toplum Konfederalizminin, KCK‘nın İran, Irak, Suriye ve Türkiye‘nin bölgesel meclisi olduğuna, meclis sisteminin Türkiye‘deki görevinin ise Demokratik Toplum Kongresi tarafından yürütüldüğü‘‘ ifade edilerek, şu bilgilere yer verdi:
‘‘Söz konusu belge, Demokratik Toplum Kongresinin toplantısı sonucunda KCK sözleşmesine bağlı olarak hazırlanmış, ülkemizde oluşturulacak bölgesel meclise ait Demokratik Toplum Konfederalizminin taslak halindeki sözleşmesidir. Sözleşme, KCK sözleşmesi ile birebir örtüşmektedir. Söz konusu sözleşme metninin içeriğine bakıldığında, KCK‘nın, İran, Irak, Suriye ve ülkemizde DTK‘lar şeklinde bölgesel meclisler, bölgesel meclisler altında her ilde kent meclisleri, kent meclisleri altında ilçe, mahalle ve köy meclisleri kurarak, tek çatı altında örgütlendiği değerlendirilmektedir.‘‘
Cumhuriyet savcısı ayrıca terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan‘ın avukatları ile yaptığı görüşmelerde sık sık ‘demokratik cumhuriyet‘ tabiri kullandığına değinerek, şu değerlendirmede bulundu:
‘‘KCK sözleşmesinde yer alan ‘Kürdistan üzerindeki egemen devletlerin küçültülüp, köklü reformlar yapılarak demokrasiye duyarlı hale getirilmesi‘ maddesinde de Öcalan‘ın ‘demokratik cumhuriyet‘ düşüncesi açıkça yer almaktadır. Yine Öcalan‘ın görüşmelerde dile getirdiği ‘demokratik uluslaşma‘ görevi ise Demokratik Toplum Kongresine verilmiştir. DTK‘nın Diyarbakır‘da yaptığı toplantılarda anayasa ve demokratik özerklik modeline ilişkin aldığı kararlar, kamuoyunun tepkisini birdenbire çekmeden, Kürt devletinin oluşturulmasını aşama aşama sağlamak için yumuşatılmış ve geçici kararlardır. DTK‘nın gizli gündeminin olduğu ve nihai amacın, Türkiye Cumhuriyeti‘nden ayrı bir devlet kurmak olduğu ele geçirilen belgeden de anlaşılmaktadır.‘‘
Kaynak: AA
KCK‘ya yönelik hazırlanan ve bir süre önce Van 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianameye konulan belgede, ‘‘Siyasal, toplumsal, örgütsel ve bireysel katılımlarda sözleşmemizin yetersiz ve eksik kaldığı hususlarda KCK sözleşmesinin temel esasları geçerlidir. Halk meclisimiz, alacağı tüm kararları, PKK/Kongre-Gel kararlarıyla uyumlu olmasını esas alır. DTK sözleşmesinin değiştirilmesi, önderlik, Kongra-Gel başkanlık divanı ve yürütme konseyi tarafından talep edilebilir. Bu maddeler gizlidir, hiçbir yerde veya yayın organında yayınlanamaz‘‘ ibareleri yer alıyor.
İddianamede, ‘‘Demokratik Toplum Konfederalizminin, KCK‘nın İran, Irak, Suriye ve Türkiye‘nin bölgesel meclisi olduğuna, meclis sisteminin Türkiye‘deki görevinin ise Demokratik Toplum Kongresi tarafından yürütüldüğü‘‘ ifade edilerek, şu bilgilere yer verdi:
‘‘Söz konusu belge, Demokratik Toplum Kongresinin toplantısı sonucunda KCK sözleşmesine bağlı olarak hazırlanmış, ülkemizde oluşturulacak bölgesel meclise ait Demokratik Toplum Konfederalizminin taslak halindeki sözleşmesidir. Sözleşme, KCK sözleşmesi ile birebir örtüşmektedir. Söz konusu sözleşme metninin içeriğine bakıldığında, KCK‘nın, İran, Irak, Suriye ve ülkemizde DTK‘lar şeklinde bölgesel meclisler, bölgesel meclisler altında her ilde kent meclisleri, kent meclisleri altında ilçe, mahalle ve köy meclisleri kurarak, tek çatı altında örgütlendiği değerlendirilmektedir.‘‘
Cumhuriyet savcısı ayrıca terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan‘ın avukatları ile yaptığı görüşmelerde sık sık ‘demokratik cumhuriyet‘ tabiri kullandığına değinerek, şu değerlendirmede bulundu:
‘‘KCK sözleşmesinde yer alan ‘Kürdistan üzerindeki egemen devletlerin küçültülüp, köklü reformlar yapılarak demokrasiye duyarlı hale getirilmesi‘ maddesinde de Öcalan‘ın ‘demokratik cumhuriyet‘ düşüncesi açıkça yer almaktadır. Yine Öcalan‘ın görüşmelerde dile getirdiği ‘demokratik uluslaşma‘ görevi ise Demokratik Toplum Kongresine verilmiştir. DTK‘nın Diyarbakır‘da yaptığı toplantılarda anayasa ve demokratik özerklik modeline ilişkin aldığı kararlar, kamuoyunun tepkisini birdenbire çekmeden, Kürt devletinin oluşturulmasını aşama aşama sağlamak için yumuşatılmış ve geçici kararlardır. DTK‘nın gizli gündeminin olduğu ve nihai amacın, Türkiye Cumhuriyeti‘nden ayrı bir devlet kurmak olduğu ele geçirilen belgeden de anlaşılmaktadır.‘‘