"Çocukluğunda Tacize Uğrayan, Dışlanan Kişilerde Pedofili Riski Oluşur"

Kayseri‘de 3 çocuğun öldürülmesi olayının ardından çocuklara yönelik taciz olayları yeniden gündeme geldi.

Kayseri‘de 3 çocuğun öldürülmesi olayının ardından çocuklara yönelik taciz olayları yeniden gündeme geldi. Uzmanlar, halk arasında sübyancılık olarak bilinen, ‘pedofili‘nin temelinin çocukluk döneminde atıldığını ifade ediyor. Psiko Tıp Psikolojik Tedavi Merkezi uzmanlarından Psikolog Adem Ocak, kişilerin yaşamları sürecince karşılaştıkları olayların, maruz kaldıkları davranışların ileriki yaşantısını direk olarak etkilediğini belirterek, çocukluğunda tacize uğrayan, dışlanan, ailesi veya çevresi tarafından sevilmeyen, yalnız bırakılan kişilerde pedofili riskinin olduğunu vurguladı.

Çocukluğunda ve gençliğinde, dini ahlaki ve kültürel değerleri iyi bir şekilde öğrenemeyen, bu konularda yeterli eğitimi alamayan kişilerde ilerleyen yaşlarda pedofili görülebileceği belirtiliyor. Halk arasında sübyancılık olarak bilinen, yetişkin bir kimsenin ergenlik öncesi çocukları cinsel açıdan çekici bulması ve onlara cinsel eğilim duyması olarak tanımlanana pedofilinin toplumda bu şekilde çok sayıda insan olabileceğini belirten uzmanlar, bir kişinin pedofili olup olmadığının kolayca anlaşılamayacağını söylüyor. Bunun ancak uzmanlar tarafından yapılacak gözlemler ve incelemelerle belirlenebileceği ifade edilirken, pedofilinin temellerinin çocuklukta atıldığına dikkat çekiliyor.

Psikolog Adem Ocak, çocukluk ve gençlik döneminde dini, ahlaki ve kültürel yönden eksik kalan kişilerin ileriki yaşlarda pedofili olabilme olasılıklarının yüksek olduğunu söyledi. Dini ve ahlaki eğitimi tam olarak alamayan bir çocuğun sevgisiz de kalmasıyla birlikte illegal olan şeylerin daha çekici gelmeye başlayacağına değinen Ocak, bunların başında da pornogrofik bozuklukların geldiğini aktardı.

Pedofilinin dışarıdan bakıldığında kesinlikle anlaşılamayacağını ifade eden Ocak, çevresinde çok sakin, efendi, kişiliği oturmuş birey olarak tanınan birisinin dahi pedofili olabileceğini söyledi. Bir kişinin pedofili olup olmadığının ancak uzmanlar tarafından yapılacak inceleme ve gözlemler sonrasında anlaşılabileceğinin altını çizen Ocak, “Pedofili şahıslar düşünce boyutunda oluşturdukları bir eylemi, karşısına çıkan ilk çocukta uygulamak ister. Bu kişiler kesinlikle bunu bilinçli olarak yapıyorlar. ‘Kendimde değildim, ne yaptığımın farkında değildim’ gibi söylemler gerçeği yansıtmaz. Toplum içinde 60-70 yaşına geldiği halde hala çocuklara ilgi duyan veya taciz eden çok sayıda kişi var. Pedofili kişiler genelde bir alanda uzmanlaşarak çocukların ilgisini çekmeye çalışır. Bilmediği bir şeyi öğretme bahanesi, birlikte oyun oynama veya çocukların sevdiği bir şeyi onlara verme vaadiyle kandırabilir. Bazı durumlarda da tehdit edip korkutarak çocukları taciz ederler. Hiç kimse bir başkasının düşünce boyutunu bilemeyeceği için bu konuda ailelere çok büyük görev düşüyor. Aile iyi niyetle çocuğunu bir yetişkine ders çalışması için veya eksik kaldığı bir konuda yardım alması için gönderebiliyor. O yetişkin kişinin çocuklarla hangi ortamda ve nasıl bulundukları bilinmiyor. Bu gibi konularda ailelerin daha dikkatli ve temkinli davranması gerekiyor” dedi.

Bireylerin yetişme konusunda da ailelere çok büyük görevler düştüğüne dikkat çeken Ocak, pedofili ve buna benzer durumların temelinin çocukluktan atıldığı düşünüldüğünde çocukların yetişme tarzının da önemli olduğunu vurguladı. Ailelerin çocuklarıyla iletişiminin veya anne babanın çocukların yanındaki tavır, davranış ve söylemlerinin, çocuğun üzerinde olumsuz etkiler bırakabileceğini aktardı. Çocuklara uygulanan şiddetin, ilgisizliğin telafisi olmayan sonuçlar doğurabileceğinin unutulmaması gerektiğini kaydeden Ocak, “Çocuklar tacize uğrayabileceği gibi ilerde taciz eden konumunda da olabilir. O nedenle ailelerin çocuklarını yetiştirirken çok daha fazla dikkatli olmaları gerekiyor” uyarısında bulundu.