Balyoz Sanıkları Bir An Önce Savunmalarını Bitirmek İstiyor

Balyoz davasında iki haftalık duruşma süresinin son iki gününe taleplerin alınacağı şeklinde ara karar bulunmasına rağmen sanıklar, savunmaların bir an önce tamamlanmasını istedi.

Balyoz davasında iki haftalık duruşma süresinin son iki gününe taleplerin alınacağı şeklinde ara karar bulunmasına rağmen sanıklar, savunmaların bir an önce tamamlanmasını istedi. Bugün öğleye kadar sanık Özden Örnek‘in savunmasına devam etmesini isteyen sanıklar, talepler bölümünde sürelerini kısa kullanacaklarını söyledi. Bunun üzerine Başkan Diken, sanık Özden Örnek‘e, savunmasına devam etmesi için söz verdi.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi‘nde görülen Balyoz davasının 20. duruşmasına eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına ve eski 1.Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan‘ın da aralarında bulunduğu 158 tutuklu sanık ile 22 tutuksuz sanık katıldı. Haklarında yakalama kararı bulunan sanıklar Ergin Saygun, Murat Ataç ve 11 tutuksuz sanık ile tutuksuz sanıklardan Cemal Temizöz, Mehmet Ferhat Çolpan ve Semih Çetin ise duruşmaya katılmadı.

Sanıklar ile avukatların kimlik yoklamasının ardından Mahkeme Başkanı Ömer Diken, 14 Mart 2011 tarihinde tutuklu sanıklar ile ilk kez yargılama yaptıkları 14. celsede iki haftalık duruşma süresinin son iki gününde taleplerin alınacağı şeklinde bir ara kararları bulunduğunu hatırlattı. Günlük olarak yoklama kaydından sonra 5 saat duruşma yapabildiklerini de belirten Diken, "İki günde 10 saat yani 600 dakika eder. Kişi başına ne kadar süre ayırabileceğimizi siz hesap edin." dedi. Mahkeme Başkanının talepler bölümüne geçme konusundaki ifadeleri üzerine sanıklar ile avukatları, savunmaların bir an önce bitmesi için talepler bölümünde kendilerine ayrılacak olan süreyi çok tasarruflu kullanacakları sözünü verip, Özden Örnek‘in savunmasına devam edilmesini istediler. Başkan Diken‘in, "Sonra ‘Bana süre kalmadı‘ diyerek itiraz etmeyin." uyarısında bulundu. Sanıklar ile avukatlardan itiraz eden olmaması üzerine Başkan Diken, "O halde talepler bölümünde hazır olan sanık avukatlarını önce dinleriz. Avukatları hazır olmayan sanıklar varsa onların taleplerini alarak süreden tasarruf ederiz. Sanık Özden Örnek, öğlene kadar, olmazsa yarım saat ya da bir saat fazladan süre ile saat 14.00‘e kadar savunmasını tamamlayacağını söylemişti. Özden Örnek‘in savunması ile duruşmaya devam ediyoruz." ifadesini kullandı.

22 Mart 2011 tarihinde savunması yarıda kalan sanık Özden Örnek, en son Suga eylem planı ile ilgili konuştuğunu hatırlatarak savunmasına başladı. Sanık Örnek, Suga eylem planı içerisinde bulunan ‘Vazife‘ adlı başlık içerisinde belirtilen Suga Komutanlığı tarafından, Sıkıyönetim Kanunu‘nda belirtilen yetkileri kullanarak iç tehditle mücadeleyi kolaylaştırmak üzere kısmi seferberlik ilan edilmesi maksadıyla; EGAYDAAK’larda Yunanistan‘ın Türkiye aleyhine fiili uygulamaları engellemek, Ege Denizi‘nde icra edilen tatbikatlarda Yunanistan ile çatışmaya varmayan gerginliği tırmandırıcı durumlar oluşmak, Yunan Adaların 6-12 mili arasında sancak/varlık gösterilmesi, emredildiğinde Yunan unsurlarına karşı Ege ve Doğu Akdeniz‘de caydırıcı ve zorlayıcı tedbirler alarak krizin tırmandırılmasına yönelik faaliyetler icra edilmesi” şeklindeki iddialara cevap veriyor.

Örnek “Bu kısım çok önemli. Planın ne olup olmadığı burada yatmaktadır. Davaya konu olan planda gereksiz cümleleri çıkarırsak amaç kısmi seferberlik ilan etmektir. Planda ise verilen görevler maksada uymamaktadır. Böyle plan olmaz. Bu planı kim yazdıysa 1402 sayılı sıkıyönetim kanununda bulunan 12. maddeyi kendisine dayanak alıyor olmalı. Sıkı yönetim nasıl ilan edilir, kim ilan eder ? Genelkurmay başkanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı onayıyla olur bu. Oysa hepsi plandan habersiz ve karşı. Madde 12 işaret ediliyorsa bu şekilde plan ortaya konulmaz” iddiasında bulundu.

Planda anlatılanların ise İç tehditle hiç ilgisi olmadığının altını çizen Örnek, “Angajman kurullar dışında hareket edilemez. Bu kurallar karşı tarafın hareketleri karşısında ne yapacağınızı da belirler. Angajman kurallara aykırı hareket edilemez. Bu planı yazanlar çalakalem hazırlık yapmış belikli profesyonel subay da değiller” şeklinde konuştu.

Sıkı yönetimin ilan edilmesi için için Ege‘de kriz çıkarılacağı iddialarıyla ilgili olarak ise Örnek, “Bu ülkede Kardak krizi yaşandı.Görev hayatım boyunca ilk kez o zaman Yunanistan ile harbe girebileceğimizi düşündüm. Ancak sıkıyönetim ilan edildi mi hayır.” dedi. Ardından da Türkiye’nin Ege‘de yaşadığı Mart 1987, 1974 Kıbrıs Harekatı, 1976 Hora Krizi ve 1998 yılında Abdullah Öcalan yüzünden Suriye ile restleşildiğini hatırlatan Örnek, bu tarihlerde dahi sıkıyönetimin ilan edilmediğini söyledi.