Ozan Ceyhun: "Kıbrıs‘ın Türkiye İçin Stratejik Önemi Var"
Avrupa Parlamentosu (AP) eski milletvekili Ozan Ceyhun, Kıbrıs’ın Türkiye için stratejik bir önemi olduğunun Libya’ya düzenlenen operasyon ile bir kez daha ortaya çıktığını söyledi.
Ceyhun, yaptığı açıklamada, büyük devletlerde dış politika söz konusu olduğunda parti siyasetinin ülkenin çıkarlarının arkasından geldiğini ifade ederek, “Örneğin önceki gün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu son gelişmelerin ardından Türkiye‘nin Libya Politikası‘nı desteklerken bunu sergilemekteydi. Aynı durum Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın "Kıbrıs‘ın Türkiye açısında stratejik önemi" ile ilgili yaptığı açıklama bazı çevrelerin hoşuna gitmese de bir gerçek. Türkiye ve KKTC ilişkisi sadece stratejik nedenlerden dolayı bu derece sıkı bir ilişki değil elbette. Ancak adanın Türkiye‘nin güvenlik politikaları açısından ne derece stratejik bir öneme sahip olduğunu bugüne kadar göremeyenler sanırım dün fark etmişlerdir” dedi.
Libya‘ya yönelik olarak gündeme gelen askeri operasyona katılan İngiliz savaş uçaklarının Britanya Adası‘ndan değil Kıbrıs‘taki üslerden kalktığını vurgulayan Ceyhun şöyle devam etti:
"Son zamanlarda adanın çevresindeki yeraltı enerji kaynaklarının da ne derece önemli boyutlarda olduğunun ortaya çıktığını da göz önünde tutacak olursak sadece askeri açıdan stratejik bir önemi yok adanın. Hele bir de doğruluğu ya da yanlışlığı üzerine tartışabiliriz ve bence Japonya sonrası elbette tartışmalıyız, Akkuyu‘da bir Atom Reaktörü‘nün inşa edildiği bir durumda Türkiye‘nin Güneyi ile Kıbrıs‘ın Kuzeyi‘nin "güvenli karasuları" konumunda olması çok daha fazla hayati önem taşıyacak. Başkalarının "kendi vatan toprakları olarak tanımladıkları" hava üslerinden tüm Akdeniz‘e yönelik askeri operasyonlarını yapmak amacıyla "batmayan bir uçak gemisi" olarak kullandıkları, ABD, Fransa, Rusya gibi ülkelerin askeri amaçlarla limanlarını kullanmak için görüşmeler yürüttükleri ya da planlar yaptıkları Kıbrıs elbette ki hem adada yaşamakta olan Türkler hem de konumu nedeniyle Türkiye‘nin bir "vazgeçilmezidir."
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış‘ın Washington‘da bu konuyu çok açık bir şekilde dünya kamuoyuna anlattığını kaydeden Ceyhun, şunları söyledi:
“Sayın Bağış, ‘Ne ben, ne benim partim ne de her hangi bir siyasi parti ya da politikacı, AB için Kıbrıs‘tan vazgeçer, ama Kıbrıs için de AB‘den vazgeçmeyiz‘ demiştir. Türkiye‘yi "AB Üyeliği Şantajı" ile Kıbrıs‘tan vazgeçmeye yöneltici faaliyetler ya da "Kıbrıs‘ı bir tür balık yemi gibi olta ucunda" AB Üyeliği için istismar etme taktikleri aslında değerli zamanı boşa harcamaktan başka bir şey değildir. Isınan ve belli noktalarda kaynayan Akdeniz‘in doğusu ve güneyi Türkiye‘yi Kıbrıs‘tan uzaklaştırmak isteyenlerin doğru analiz yapmaktan yoksun olduğunu da göstermektedir. Akdeniz‘de kıyıları olan Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerinde yaşanmakta olan gelişmeler Türkiye ve KKTC Güvenlik İşbirliği‘nin de düne kıyasla bugün ne derece daha hassas bir konu olduğunu ortaya koymaktadır. Bu durumda Egemen Bağış‘ın çok haklı olarak söylediği gibi AB‘nin Türkiye‘ye Çifte Standart uygulamaya son vermesi aslında AB‘nin çıkarınadır."
Yine aynı şekilde Türkiye ve KKTC‘nin aynı göz hizasında eşitlik ilkeleri prensibine uygun çözüm çabalarını sürekli sabote etmekte olan Güney Kıbrıs‘ta bu politikanın aslında kendisine yönelik bir bumerang olduğunu fark edebilirse kendi vatandaşları için en doğrusunu yapmış olacağının altını çizen Ceyhun, "Keşke bu gerçeği bu hafta Brüksel‘de AP koridorlarında her önlerine çıkana Türkiye‘yi şikayet etme turuna çıkanlar da görebilseler" şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Libya‘ya yönelik olarak gündeme gelen askeri operasyona katılan İngiliz savaş uçaklarının Britanya Adası‘ndan değil Kıbrıs‘taki üslerden kalktığını vurgulayan Ceyhun şöyle devam etti:
"Son zamanlarda adanın çevresindeki yeraltı enerji kaynaklarının da ne derece önemli boyutlarda olduğunun ortaya çıktığını da göz önünde tutacak olursak sadece askeri açıdan stratejik bir önemi yok adanın. Hele bir de doğruluğu ya da yanlışlığı üzerine tartışabiliriz ve bence Japonya sonrası elbette tartışmalıyız, Akkuyu‘da bir Atom Reaktörü‘nün inşa edildiği bir durumda Türkiye‘nin Güneyi ile Kıbrıs‘ın Kuzeyi‘nin "güvenli karasuları" konumunda olması çok daha fazla hayati önem taşıyacak. Başkalarının "kendi vatan toprakları olarak tanımladıkları" hava üslerinden tüm Akdeniz‘e yönelik askeri operasyonlarını yapmak amacıyla "batmayan bir uçak gemisi" olarak kullandıkları, ABD, Fransa, Rusya gibi ülkelerin askeri amaçlarla limanlarını kullanmak için görüşmeler yürüttükleri ya da planlar yaptıkları Kıbrıs elbette ki hem adada yaşamakta olan Türkler hem de konumu nedeniyle Türkiye‘nin bir "vazgeçilmezidir."
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış‘ın Washington‘da bu konuyu çok açık bir şekilde dünya kamuoyuna anlattığını kaydeden Ceyhun, şunları söyledi:
“Sayın Bağış, ‘Ne ben, ne benim partim ne de her hangi bir siyasi parti ya da politikacı, AB için Kıbrıs‘tan vazgeçer, ama Kıbrıs için de AB‘den vazgeçmeyiz‘ demiştir. Türkiye‘yi "AB Üyeliği Şantajı" ile Kıbrıs‘tan vazgeçmeye yöneltici faaliyetler ya da "Kıbrıs‘ı bir tür balık yemi gibi olta ucunda" AB Üyeliği için istismar etme taktikleri aslında değerli zamanı boşa harcamaktan başka bir şey değildir. Isınan ve belli noktalarda kaynayan Akdeniz‘in doğusu ve güneyi Türkiye‘yi Kıbrıs‘tan uzaklaştırmak isteyenlerin doğru analiz yapmaktan yoksun olduğunu da göstermektedir. Akdeniz‘de kıyıları olan Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerinde yaşanmakta olan gelişmeler Türkiye ve KKTC Güvenlik İşbirliği‘nin de düne kıyasla bugün ne derece daha hassas bir konu olduğunu ortaya koymaktadır. Bu durumda Egemen Bağış‘ın çok haklı olarak söylediği gibi AB‘nin Türkiye‘ye Çifte Standart uygulamaya son vermesi aslında AB‘nin çıkarınadır."
Yine aynı şekilde Türkiye ve KKTC‘nin aynı göz hizasında eşitlik ilkeleri prensibine uygun çözüm çabalarını sürekli sabote etmekte olan Güney Kıbrıs‘ta bu politikanın aslında kendisine yönelik bir bumerang olduğunu fark edebilirse kendi vatandaşları için en doğrusunu yapmış olacağının altını çizen Ceyhun, "Keşke bu gerçeği bu hafta Brüksel‘de AP koridorlarında her önlerine çıkana Türkiye‘yi şikayet etme turuna çıkanlar da görebilseler" şeklinde konuştu.