Davutoğlu: En Güçlü Ordu Siyasete Karışmayan Ordu
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Mısır‘daki isyanda Mısır ordusunun halkı karşısına almayarak önemli birşey yaptığını söyleyerek, "Dünyanın en güçlü ordusu, siyasete karışmayan ordudur" dedi.
Davutoğlu, 6. El-Cezire Yıllık Forumu‘nun "Arap Dünyasında Değişim Rüzgarları" başlıklı oturumunda eski Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva ile konuşma yaptı.
Oturumun başında Libya‘da görev dönüşü öldürülen El Cezire kameramanı Ali Hasan El Cabir anılarak ailesine ve El Cezire ailesine başsağlığı dilendi.
Bakan Davutoğlu da konuşmasının başında Ali Hasan El Cabir‘in ailesine ve El Cezire çalışanlarına başsağlığı diledi. Davutoğlu, öldürülen kameramanın gelecekte sembolik bir isim olarak anılacağını ve hiç unutulmayacağını belirtti.
Forumun teması olan "Gelecek, geldi mi?" ifadesinin Ortadoğu‘da yaşanan gelişmelerle örtüştüğünü anlatan Davutoğlu, "Evet gelecek geldi" dedi.
Bölgede yıllarca kolonyalizm ve soğuk savaşın hüküm sürdüğünü kaydeden Davutoğlu, soğuk savaş yıllarında Suriye‘nin Sovyet blokunda Türkiye‘nin ise NATO‘da yer aldığını belirterek, "Suriye-Türkiye sınırı ülkelerin sınırı değil, iki blokun sınırıydı" diye konuştu.
Tarihin normalleşmesi gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, yıllarca Ortadoğu‘da çeşitli gerekçelerle demokrasinin gelişinin geciktiğini vurgulayarak, "Demokrasiyi herkes hakediyor. İnsanların isteklerine saygı duyulmalı" dedi.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan gelişmeleri değerlendiren Davutoğlu, bölgede yaşanan dönüşümde gençlik hareketlerinin ve teknolojik imkanların önemine değindi.
"Gençler ve bölge halkı lüks bir yaşam değil öncelikli olarak kendilerine saygı duyulmasını istiyorlar" diyen Davutoğlu, Ortadoğu‘da yaşanan değişimin sosyal bir zaruret olduğunu, kimsenin değişime direnerek soğuk savaş terminolojisini ayakta tutmaya çalışmaması gerektiğini belirtti.
Liderlerin de değişime saygı duymasını isteyen Davutoğlu, "Hiçbir lider sonsuza kadar iktidarda kalacağını düşünmesin" dedi.
Özgürlük ve güvenlik arasındaki dengenin de sağlanması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, "Bunlar birbirinin alternatifi değildir. Eğer insanları devlet için tehdit olarak görürseniz, o devletin sonu gelmiş demektir" diye konuştu.
Konuşmasında İbn-i Haldun ve Farabi‘den de örnekler veren Davutoğlu, siyasetin amaç olmadığını, toplumu mutluluğa ulaştırması beklenen bir araç olduğunu kaydetti.
Davutoğlu, Türkiye‘nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ile köklü ilişkileri bulunduğunu da ifade ederek, Türkiye‘nin de aynı sorunlarla yüzleştiğini, aynı fırsatlarla karşı karşıya olduğunu ve kederinin bölge ülkeleriyle bir çok noktada kesiştiğini belirtti.
Demokrasi, şeffaflık, hukukun üstlüğü, hesap verebilirlik gibi evrensel ilkelerin bölgeye yabancı olmadığını da kaydeden Davutoğlu, buna Hz. Ömer‘i örnek gösterdi.
Davutoğlu, Mısır‘daki isyanda Mısır ordusunun halkı karşısına almayarak önemli birşey yaptığını söyleyerek, "Dünyanın en güçlü ordusu, siyasete karışmayan ordudur" dedi.
Bölgedeki değişim sürecinde ortaya yeni parçalanmış ülkelerin çıkmasını istemediklerini belirten Davutoğlu, bu ülkelerin değişimlerinin ardından daha da güçlenmelerini istediklerini kaydetti. Davutoğlu, "Sürece dış müdahale olmamalı. Halklar kendi geleceklerini yine kendileri belirlemeli. Dış müdahale ya da müdahale algısı olayları daha da karmaşık hale getirir" diye konuştu.
Bölgedeki ülkelerin liderlerinin ve entelektüellerinin sürece müdahil olmalarının dış müdahale olarak görülmemesi gerektiğini belirten Davutoğlu, bölge ülkelerinin ortak bir kaderi paylaştıklarını, entelektüellerin, liderlerin ve gazetecilerin bir araya gelerek dayanışma içinde sürece destek olması gerektiğini bildirdi.
Davutoğlu, BM sisteminin de değişmesi gerektiğini söyleyerek, adalete dayanan yeni bir sistem kurulması, Ortadoğu ülkelerinin de bu sürece daha çok katkı sağlaması gerektiğini bildirdi.
Brezilya‘nın eski Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva da yaptığı konuşmada, demokrasiden daha iyi bir sistem olmadığını söyleyerek, dünyanın daha fazla demokrasi ve özgürlüğe ihtiyacı olduğunu kaydetti. Silva, hep birlikte sosyal adalete ve fırsat eşitliğine dayalı daha adil bir sistem için çalışılması gerektiğini ifade etti.
13.03.2011 11:23:39
Kaynak: AA
Oturumun başında Libya‘da görev dönüşü öldürülen El Cezire kameramanı Ali Hasan El Cabir anılarak ailesine ve El Cezire ailesine başsağlığı dilendi.
Bakan Davutoğlu da konuşmasının başında Ali Hasan El Cabir‘in ailesine ve El Cezire çalışanlarına başsağlığı diledi. Davutoğlu, öldürülen kameramanın gelecekte sembolik bir isim olarak anılacağını ve hiç unutulmayacağını belirtti.
Forumun teması olan "Gelecek, geldi mi?" ifadesinin Ortadoğu‘da yaşanan gelişmelerle örtüştüğünü anlatan Davutoğlu, "Evet gelecek geldi" dedi.
Bölgede yıllarca kolonyalizm ve soğuk savaşın hüküm sürdüğünü kaydeden Davutoğlu, soğuk savaş yıllarında Suriye‘nin Sovyet blokunda Türkiye‘nin ise NATO‘da yer aldığını belirterek, "Suriye-Türkiye sınırı ülkelerin sınırı değil, iki blokun sınırıydı" diye konuştu.
Tarihin normalleşmesi gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, yıllarca Ortadoğu‘da çeşitli gerekçelerle demokrasinin gelişinin geciktiğini vurgulayarak, "Demokrasiyi herkes hakediyor. İnsanların isteklerine saygı duyulmalı" dedi.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan gelişmeleri değerlendiren Davutoğlu, bölgede yaşanan dönüşümde gençlik hareketlerinin ve teknolojik imkanların önemine değindi.
"Gençler ve bölge halkı lüks bir yaşam değil öncelikli olarak kendilerine saygı duyulmasını istiyorlar" diyen Davutoğlu, Ortadoğu‘da yaşanan değişimin sosyal bir zaruret olduğunu, kimsenin değişime direnerek soğuk savaş terminolojisini ayakta tutmaya çalışmaması gerektiğini belirtti.
Liderlerin de değişime saygı duymasını isteyen Davutoğlu, "Hiçbir lider sonsuza kadar iktidarda kalacağını düşünmesin" dedi.
Özgürlük ve güvenlik arasındaki dengenin de sağlanması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, "Bunlar birbirinin alternatifi değildir. Eğer insanları devlet için tehdit olarak görürseniz, o devletin sonu gelmiş demektir" diye konuştu.
Konuşmasında İbn-i Haldun ve Farabi‘den de örnekler veren Davutoğlu, siyasetin amaç olmadığını, toplumu mutluluğa ulaştırması beklenen bir araç olduğunu kaydetti.
Davutoğlu, Türkiye‘nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ile köklü ilişkileri bulunduğunu da ifade ederek, Türkiye‘nin de aynı sorunlarla yüzleştiğini, aynı fırsatlarla karşı karşıya olduğunu ve kederinin bölge ülkeleriyle bir çok noktada kesiştiğini belirtti.
Demokrasi, şeffaflık, hukukun üstlüğü, hesap verebilirlik gibi evrensel ilkelerin bölgeye yabancı olmadığını da kaydeden Davutoğlu, buna Hz. Ömer‘i örnek gösterdi.
Davutoğlu, Mısır‘daki isyanda Mısır ordusunun halkı karşısına almayarak önemli birşey yaptığını söyleyerek, "Dünyanın en güçlü ordusu, siyasete karışmayan ordudur" dedi.
Bölgedeki değişim sürecinde ortaya yeni parçalanmış ülkelerin çıkmasını istemediklerini belirten Davutoğlu, bu ülkelerin değişimlerinin ardından daha da güçlenmelerini istediklerini kaydetti. Davutoğlu, "Sürece dış müdahale olmamalı. Halklar kendi geleceklerini yine kendileri belirlemeli. Dış müdahale ya da müdahale algısı olayları daha da karmaşık hale getirir" diye konuştu.
Bölgedeki ülkelerin liderlerinin ve entelektüellerinin sürece müdahil olmalarının dış müdahale olarak görülmemesi gerektiğini belirten Davutoğlu, bölge ülkelerinin ortak bir kaderi paylaştıklarını, entelektüellerin, liderlerin ve gazetecilerin bir araya gelerek dayanışma içinde sürece destek olması gerektiğini bildirdi.
Davutoğlu, BM sisteminin de değişmesi gerektiğini söyleyerek, adalete dayanan yeni bir sistem kurulması, Ortadoğu ülkelerinin de bu sürece daha çok katkı sağlaması gerektiğini bildirdi.
Brezilya‘nın eski Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva da yaptığı konuşmada, demokrasiden daha iyi bir sistem olmadığını söyleyerek, dünyanın daha fazla demokrasi ve özgürlüğe ihtiyacı olduğunu kaydetti. Silva, hep birlikte sosyal adalete ve fırsat eşitliğine dayalı daha adil bir sistem için çalışılması gerektiğini ifade etti.
13.03.2011 11:23:39