Türkiye‘de karbonmonoksit zehirlenmesi vakaları artıyor

Türkiye‘de karbonmonoksit zehirlenmelerinin her yıl artış gösterdiği, 2004 yılında 143, 2005 yılında 161, 2006 yılında 186 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi.



Türk Kızılayı Samsun Şubesi A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Yüksel Kurt, araştırmalara göre karbonmonoksitten zehirlenmenin yüzde 26‘sını sigara, yüzde 16‘sını kasıt ve ısınma yöntemleri, yüzde 10‘unu çocuk oyunları ve elektrik kullanımı, yüzde 6‘sının ise yemek pişirme ile oluşturduğunu kaydetti.
Havaların soğuması sebebiyle ev ve iş yerlerinde ısınma amaçlı meydana gelen karbonmonoksit zehirlenmelerine ilişkin açıklama yapan Türk Kızılayı Samsun Şubesi A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Yüksel Kurt, bilgisizlik ve ihmal yüzünden her yıl yüzlerce insanın soba, şofben veya kombilerden sızan karbonmonoksit zehirlenmesiyle hayatını kaybettiğini belirtti. Kurt, bu ekipmanların yanlış kullanılması yüzünden de yangınlar çıkıp mal kayıpları yaşandığını, yine bilinçsiz kullanım sonucu milyarlarca liralık enerji israfına neden olunduğunu hatırlattı. Bu kayıpların ana sebebinin yanlış soba yakma tekniği ve standart dışı soba kullanımından kaynaklandığını dile getiren Yüksel Kurt, ekipmanların daha bilinçli ve dikkatli kullanılması halinde can ve mal kayıplarının önlenebileceğini vurguladı.

Soba, elektrikli ısıtıcı ve gazlı şofben kullanımında dikkat edilmesi gereken hususlara değinen Kurt, "Satın alınacak soba, boru ve diğer malzemeler mutlaka TSE belgeli olmalıdır. Soba, yakıt cinsine göre seçilmeli, yüksek kalorili ithal kömür yakılacak ise döküm ve içi tuğla döşeli sobalar tercih edilmelidir. Alınacak kömürün rutubeti ve uçucu madde miktarı az, kalorisi yüksek olmalıdır. Baca temiz ve çatının mahyasından en az 50 santimetre yüksekte ve en yakın binadan 6 m. uzakta olmalıdır. Bacalar yılda en az bir kez uzman kişilerce temizlenmelidir. Soba boruları kısa ve düşey doğrultuda olmalıdır. Fazla dirsek ve borudan kaçınılmalıdır. Sobalarda 30-80 milimetre ebatlarındaki kömürler yakılmalıdır. Sobalar benzin, motorin, gaz yağı ve tiner gibi kolay tutuşan ve parlayan sıvı yakıtlarla tutuşturulmamalıdır. Lastik, plastik, boya, petrokok ve tıbbi atık gibi çöpler yakıldığı zaman çok zararlı ve zehirli gazlar oluşur. Sobalar yatak odaları ve banyoya konulmamalı, söndüğünden emin olunduktan sonra yatılmalıdır. Etrafında kolay tutuşabilen perdeler, çamaşırlar vb. malzemeler bulundurulmamalıdır." dedi.
Soba veya ısıtıcıların kullanıldığı her ortamda karbonmonoksit detektörlerinin kullanılmasının önemini vurgulayan Yüksel Kurt, bu tip sensörlerin kullanılmasının mecburi tutulması gerektiğinin altını çizdi. Elektrikli ısıtıcılar ve ve gazlı şofben kullanımı konusuna da değinen Yüksel Kurt, şöyle devam etti:
"Elektrikli ısıtıcıların devrilmesine karşın gerekli önlemleri alınmalıdır. Kablo ve prizler aşırı ısınmaya karşı sık sık kontrol edilmeli, aşırı ısınmada ısıtıcılar dinlendirilmelidir. Elektrikli ısıtıcılar odanın havasını kuruttuğu için yanına bir miktar su koyulmalıdır. Oda terk edildiği zaman veya uyumadan önce fişleri prizlerden çekilmelidir. Şofben zehirlenmelerine karşın kaçak gazın algılanabilmesi için gaz detektörleri kullanılmalıdır. Şofben banyo dışına kurulmalı, mümkünse balkona monte edilmelidir. Kurulduğu yer sürekli Şofben mutlaka yetkili servis tarafından monte edilmeli, atık gaz çıkışı mutlaka bacaya bağlanmalıdır. Baca bağlantısı olmayan şofben kesinlikle çalıştırılmamalıdır."