Kılıçdaroğlu'ndan yaylım ateşi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında Süheyl Batum'un TSK ile ilgili sözlerini değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, "Başbakan eleştirisinde haklı olabilir. Ama kendini de eleştirmeyi bileceksin" dedi.
Kılıçdaroğlu konuşmasının devamında CHP'li Batum'a CHP eski lideri Baykal'ın cümlesiyle yanıt vererek, "Orduyu eleştirmek ancak CHP genel başkanı katında mümkün olabilir." diye konuştu.
Konuşmasında Mısır'daki olaylara da değinen Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın bu konuya yaklaşımını ilginç bir benzetmeyle eleştirdi. Kılıçdaroğlu, "Biz AK Parti'nin yaptığını yapmadık. Daha dengeli daha düzeyli baktık olaylara. Başbakan ne yaptı, fincancı dükkanına giren fil gibi ortalığı darma duman etti" dedi.
Türkiye'nin Avrupa'da rüşvet vermekte birinci ülke olduğunu söyleyen CHP lideri, "Kim yapıyor bu tabloyu? AK Parti hükümeti yapıyor işte. Sağa baktım rüşvet sola baktım rüşvet yani Adaletten Kaçanlar Partisi" dedi.
İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları;
Ostim'deki patlama türü olaylar neden Türkiye'de oluyor da başka ülkeler de olmuyor? Gelinen bu noktada herkes birbirini suçluyor. Hukuk devletinde herkesin sorumluluğu varsa siyasetçilerin daha fazla sorumluluğu var.
İş kazalalarında Avrupa'da birinci Dünyada üçüncüyüz. Türkiye'de insan hayatı bu kadar ucuz mu? Batıda neden olmuyor? Adam denetimini yapıyor. Tedbirini alıyor. Bunları dile getirmek sadece bizim görevimiz değil. Sendikaların da görevi. Koltuklarında oturmamalılar. Hak aramak demokrasilerin vazgeçilmez temel kurallarından birisidir. Sayın Başbakan kabul etmiyor bizim önümüzde önemli birşey var Sayın Başbakan'ın samimiliğini test edeceğiz. Cumartesi Anneleri'nden birisi demiş ki bunun için komisyon kurun Meclis'te ben merak ediyorum faili meçhullerin araştırılması için Başbakan önerge vermeye hazırmı biz daha önce bir kaç önerge verdik kim reddetti AK Parti grubu reddetti herşeyi beceriyorsunda faili meçhullerimi beceremiyorsun.
Başbakan'a açık çağrı yapıyorum yaptığı işi destekliyoruz şimdi senin samimiyetini test ediyoruz sen eğer faili meçhullerin ortaya çıkmasını destekliyorsan CHP'nin verdiği önergeleri kabul edin ama yok bu önergeyi anamuhalefet partisi verdi sen bize ver bak biz nasıl yürekli nasıl davranıyoruz gör.
Biz şunu kabul ederiz siyasette düzgünlük önemlidir varsa birşey arkasında duracaksın yoksa ben biliyorum 12 Eylül acılarını nasıl sömürdüyse Cumartesi Anneleri'nin de duygularını sömürmeye çalışıyor bunu biz sömürtmeyeceğiz. Biz bu ülkede hukukun egemen olmasını istiyoruz.
ORTALIĞI DARMA DUMAN ETTİ
Sadece Türkiye'de değil çevremizde de önemli olaylar oldu Tunus'ta başladı genç bir üniversiteli işbortacılık yapıyor dayanamadı ve kendisini yaktı olaylar başladı Mısır'a sıçradı oradada birisi kendini yaktı ve olaylar başladı bunları bütün dünya izliyor. Mısır Ortadoğu'da kibrit konumunda olan ülkelerden birisi burada olanlara hiç bir ülkenin kayıtsız kalması düşünülemez bizde Mısır'ı yakından izlemeye devam edeceğiz ama Mısır'ı düşünenler olaylardan sonrasını düşünüyorlar ne olacak kimler gelecek Ortadoğu'da ki dengeler nasıl değişecek biz burada nasıl söz sahibi oluruz bunun hesabını yapıyorlar. Münih'e gittik bu konuda gündeme geldi, NATO yetkilileri, Milli Savunma Bakanları bunları tartıştılar Mısır'da ki yönetim değişikliklerinin Ortadoğu'da nelere gebe olduğunu söylediler. AK Parti'nin yaptığını yapmadık biz daha dengeli daha düzeyli baktık olaylara biz. Başbakan ne yaptı, fincancı dükkanına giren fil gibi ortalığı darma duman etti. Güçlü ülke ABD ne yaptı hemen Mısır'a özel heyet gönderdi ama biz direk Mısır'ı eleştirdik onlarda oturdu Türkiye'yi eleştirdi. Dış politikada bir hatanın faturası kolay kolay giderilemez Cezayir'e bakın bağımsızlığı döneminde kullandığımız bir cümle halen getirilip önümüze koyuluyor. Beyefendi sahaya inecek seni kimse sahaya indirmez ki sen sadece söylediğinle kaldın ve hep tribünde kalacaksın.
SANA BESLEME DESELER NE DİYECEKSİN?
Başbakan'ın ikinci gafı Kıbrıs ile ilgili oldu Kıbrıs bizim kendimizden ayırmadığımız bir ülke onların bağımsızlığına kavuşmaları için şehit verdiğimiz bir ülke, onlar orada bedel öderken barışı ve huzuru getirelim diye Kıbrıs'a çıktık. Biz bütün bunları düşünerek Kıbrıs'a özel ilgi gösteriyoruz onlara katkıda da bulunuyoruz onlarda aynı şekilde, onlar siyasi partiler yasası itibari ile de bizden daha öndeler demokrasi gelişmiş üniversiteleri var böyle bir yerde sayın Başbakan, 40 bin kişinin miting yaptığı bir ortamda 5 bin kişi Türkiye'ye bir protesto yapıyorlar tutuyor onların hepsiymiş gibi besleme lafı kullanıyor bunun altından nasıl kalkar bilmiyorum. Kim nerede nasıl yapar diyor biz Kıbrıs'ı kazanmaya çalışırken onlar Kıbrıs'ı nasıl elimizden kaçırırız diye uğraşıyorlar o 5 bin kişi Annan Planı görüşülürken çıkıp destekleyen kişilerdi. Sayın Başbakan iki tarafında aynaları vardır Allah aşkına senin irtica ve konuşmak ne haddine her konuşmanda çam deviriyorsun hem Mısır konusunda çam devirdi hem Kıbrıs konusunda çam devirdi danışmanlarının Başbakan'ı uyarması lazım onlara besleme diyorsun güzel çıkıp birisi sormaz mı Sayın Başbakan sen niye aynaya bakmıyorsun diye. Dubai'de 1 milyar dolar hibe almak için imza atmadımı senin bakanın şimdi onlar sana besleme dese ne diyeceksin kaldı ki senin kafanda bu var yardım ettiğin her kişiyi besleme olarak görüyorsun vatandaşa kömür, makarna dağıtıyorsun onlarda mı besleme böyle bir mantık olabilir mi? Bunların kafasında insan onuru denen bir kavram yok bunların ülkelerin onuru vardır, geleceği vardır bunların kafasında bunlar yok bunların kafasında bildiğimiz klasik ben söylerim ben bağırırım ben çağırırım ne demek insan hakları benim dediklerim geçerlidir kavramları yatıyor. Bunlar dışpolitika da sıfır sorun diye başlamışlardı sıfır sorunla başladılar bizim ilişkilerimizin iyi olduğu ülkelerle de aramızı bozdular nasıl sıfır sorunsa. Otobüsleri kesiliyor, yol verilmiyor, kimlik kontrolleri yapılıyor Torba Yasa'yı protesto edenlere bunları yapıyorsun senin Mısır halkı için istediklerine kim değer verir kendi halkına bunları yaptıktan sonra.
GAZETELERE BAKARSAN ÇİFTÇİLER YAŞAMLARINDAN ÇOK MEMNUN
Hangi gazeteyi açsanız ekonomi sayfaları var, AK Parti'nin ekonomisinden bahseder bakın mesela ne kadar borçlandığımız yoktur orda açlıktan ölenler yoktur, işsizlik yoktur, işsizliğin azaldığına ilişkin haberler vardır ithalat yoktur ihracat vardır, çiftçiler yaşamlarından çok memnundur bizim gazetelere baktığınızda , iş kazalarında Avrupa 1. Dünya'da 3. bunları görmeyiz gazetelerde, herkesin durumu çok iyi öyle bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Yine bunlar sık sık yazarlar işte Türkiye dünyada 20 ekonomi içinde en büyük 16. ama kimse şunu sormaz zaten bu 20 ekonomi içinde Türkiye 1960 yılında 14. idi nasıl 16. geriledi. Faiz ödemeleri ne kadar faiz ödedik gecelik faiz yüzde bin 5 yüz'dü der ya Başbakan 80 yılda bütçeden yapılan faiz ödemeleri yüz 35 milyar lira son 8 yılda yapılan ödemeler 4 yüz 5 milyar lira bu faizi kim ödüyor bu faizi tüyü bitmemiş yetim dahil hepimiz ödüyoruz. Bunlar faizciliğe karşıydı faizi günah sayarlardı. Vatandaşın durumu ne iyi de bu kadar borçlandınız parayı nereye harcayacaksınız 2002 yılında vatandaşların bankaya olan borçları 6 buçuk milyar lira 2010 Aralık ayı itibari ile yüz 70 milyar liraya çıkmış. Her gittiğiniz yerde anlatın bunların dediği gibi ekonomi iyiye gitmiyor ekonomisi iyiye giden ülkede vatandaş memnun olur artış miktarı 2002-2010 yüzde 2 bin 502 vatandaş borçlu duruma geliyor. Tüketici kredilerinde ki borcu nedir son 8 yılda vatandaş borcunu ödemeyenlerin sayısı 10 binden 2 yüz bine çıkmış böyle küçük haberler görürsünüz kredi kartı borcu sebebi ile intihar etti gibi. Ama 6 yüz 25 bin kişi bunun altında eziliyor. Bu hükümet döneminde 4 kere mali af çıktı, ekonomi iyi yönetilseydi af çıkarmıydı? Bunlar icra dairesinin sayısını arttırdılar haklarını yemeyelim vatandaşın ümüğünü sıkmak için arttırdılar. Malatya'lı kardeşlerim mesaj çekmişler bana orada ki alışveriş merkezlerinin nasıl bitirildiğini halkın iktidarında yapacağımız ilk iş alışveriş merkezleri ile ilgili düzenleme hem büyük alışveriş merkezinde ki esnaf hemde diğerleri kazanacak.
BASKI UYGULUYORLAR
Güçlü bir ülkeyiz biz bir şanssızlığımız var AK Parti, gücümüzün farkında değiliz onun için halkımıza söylüyoruz gücünüzün farkında olun örgütlenin bunlar devleti yönetmek değil ele geçirmek için devlette varlar. Baskı da uyguluyor AK Parti baskıcı rejime karşı hepimizin direnme hakkı var onlar direnmeyi elimize kazma kürek alıp dışarıya çıkmak sanıyorlar vur dedimi öldür anlayışı onların ki demokrasiye evet bizlerde eleştirileceğiz yurttaşımız eylem yapar ona da evet diyeceğiz yoksa bizim baskıcı rejimden ne farkımız kalır baskıcı rejim ne getirir rüşvet getirir rüşvet dedim de bir rakam daha açıkladı ilginç bir rapor 2010 raporu 86 ülke de çalışma yapılmış sormuşlar Türkiye'de de son 3 yılda yolsuzluklar azaldı mı azalmadı mı? Azaldı diyenler yüzde 26 arttı diyenler yüzde 57 toplumun algısı yolsuzlukların arttığıdır. Biz yeni Avrupa'da birinciyiz rüşvet vermekte ve iş kazalarında birinciyiz. Kim yapıyor bu tabloyu? AK Parti hükümeti yapıyor işte. Sağa baktım rüşvet sola baktım rüşvet yani Adaletten Kaçanlar Partisi.
Halkın iktidarında önce sanayimizi, esnafımızı koruyacağız, bütün bunları yapmak mümkün hepsinin yolu yordamı var elalem yapıyorda biz niye yapamıyoruz elalem bunu beceriyor da biz bunu neden beceremiyoruz cebini dolduranların iktidar olup halkı düşünenlerin muhalefette kalmasından oluyor. Onun için halkıma söylüyorum ben artık bu yük çekilemez gelin düzgün, temiz siyasete gelin yani CHP'ye gelin bu çatının altında kardeşçe yaşayalım. Neyimiz eksik birileri bizi bölmeye çalışıyor bölünmeyelim beraber kalalım güçten kuvvet doğuyorsa eğer o gücümüzü kullanalım unutmasın hiç bir yurttaşımız iş kazalarında bu hükümet döneminde bir numara olduk bunu eğer biz onurumuza yediremiyorsak AK Parti'den seçimlerde hesap sormalıyız.
KİMSE ORDU ÜZERİNDEN SİYASET YAPMASIN
Başbakan bugün konuşmasında Ordu'ya da değinmiş bizi eleştirmiş, Sayın Başbakan eleştirebilir haklıda olabilir bizi eleştirdiğin gibi kendini eleştirmesinide bileceksin. Eğer senin bir bakanın çıkıpta bu orduyla mı biz savaşa girecektik der ve sen sesini çıkarmazsan sen o orduya saygı göstermiyorsun demektir. Biz sadece orduya değil devleti devlet yapan kurumlara saygılıyız. Herkes her siyasetçi bunun gereğini yapmalı hiç kimse ordu üzerinden siyaset yapmaz bu bize Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiği bir mirastır bu mirası herkes taşımalıdır. Biz güzel geleceği parlak bir Türkiye özlemi ile yanıp tutuşuyoruz heryere her alana gidiyoruz beraber gitmeliyiz ortak çalışmalıyız tek ses, ortak ses çıkarmalıyız. Biz halkımızı seviyoruz onlara güveniyoruz.
Konuşmasında Mısır'daki olaylara da değinen Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın bu konuya yaklaşımını ilginç bir benzetmeyle eleştirdi. Kılıçdaroğlu, "Biz AK Parti'nin yaptığını yapmadık. Daha dengeli daha düzeyli baktık olaylara. Başbakan ne yaptı, fincancı dükkanına giren fil gibi ortalığı darma duman etti" dedi.
Türkiye'nin Avrupa'da rüşvet vermekte birinci ülke olduğunu söyleyen CHP lideri, "Kim yapıyor bu tabloyu? AK Parti hükümeti yapıyor işte. Sağa baktım rüşvet sola baktım rüşvet yani Adaletten Kaçanlar Partisi" dedi.
İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları;
Ostim'deki patlama türü olaylar neden Türkiye'de oluyor da başka ülkeler de olmuyor? Gelinen bu noktada herkes birbirini suçluyor. Hukuk devletinde herkesin sorumluluğu varsa siyasetçilerin daha fazla sorumluluğu var.
İş kazalalarında Avrupa'da birinci Dünyada üçüncüyüz. Türkiye'de insan hayatı bu kadar ucuz mu? Batıda neden olmuyor? Adam denetimini yapıyor. Tedbirini alıyor. Bunları dile getirmek sadece bizim görevimiz değil. Sendikaların da görevi. Koltuklarında oturmamalılar. Hak aramak demokrasilerin vazgeçilmez temel kurallarından birisidir. Sayın Başbakan kabul etmiyor bizim önümüzde önemli birşey var Sayın Başbakan'ın samimiliğini test edeceğiz. Cumartesi Anneleri'nden birisi demiş ki bunun için komisyon kurun Meclis'te ben merak ediyorum faili meçhullerin araştırılması için Başbakan önerge vermeye hazırmı biz daha önce bir kaç önerge verdik kim reddetti AK Parti grubu reddetti herşeyi beceriyorsunda faili meçhullerimi beceremiyorsun.
Başbakan'a açık çağrı yapıyorum yaptığı işi destekliyoruz şimdi senin samimiyetini test ediyoruz sen eğer faili meçhullerin ortaya çıkmasını destekliyorsan CHP'nin verdiği önergeleri kabul edin ama yok bu önergeyi anamuhalefet partisi verdi sen bize ver bak biz nasıl yürekli nasıl davranıyoruz gör.
Biz şunu kabul ederiz siyasette düzgünlük önemlidir varsa birşey arkasında duracaksın yoksa ben biliyorum 12 Eylül acılarını nasıl sömürdüyse Cumartesi Anneleri'nin de duygularını sömürmeye çalışıyor bunu biz sömürtmeyeceğiz. Biz bu ülkede hukukun egemen olmasını istiyoruz.
ORTALIĞI DARMA DUMAN ETTİ
Sadece Türkiye'de değil çevremizde de önemli olaylar oldu Tunus'ta başladı genç bir üniversiteli işbortacılık yapıyor dayanamadı ve kendisini yaktı olaylar başladı Mısır'a sıçradı oradada birisi kendini yaktı ve olaylar başladı bunları bütün dünya izliyor. Mısır Ortadoğu'da kibrit konumunda olan ülkelerden birisi burada olanlara hiç bir ülkenin kayıtsız kalması düşünülemez bizde Mısır'ı yakından izlemeye devam edeceğiz ama Mısır'ı düşünenler olaylardan sonrasını düşünüyorlar ne olacak kimler gelecek Ortadoğu'da ki dengeler nasıl değişecek biz burada nasıl söz sahibi oluruz bunun hesabını yapıyorlar. Münih'e gittik bu konuda gündeme geldi, NATO yetkilileri, Milli Savunma Bakanları bunları tartıştılar Mısır'da ki yönetim değişikliklerinin Ortadoğu'da nelere gebe olduğunu söylediler. AK Parti'nin yaptığını yapmadık biz daha dengeli daha düzeyli baktık olaylara biz. Başbakan ne yaptı, fincancı dükkanına giren fil gibi ortalığı darma duman etti. Güçlü ülke ABD ne yaptı hemen Mısır'a özel heyet gönderdi ama biz direk Mısır'ı eleştirdik onlarda oturdu Türkiye'yi eleştirdi. Dış politikada bir hatanın faturası kolay kolay giderilemez Cezayir'e bakın bağımsızlığı döneminde kullandığımız bir cümle halen getirilip önümüze koyuluyor. Beyefendi sahaya inecek seni kimse sahaya indirmez ki sen sadece söylediğinle kaldın ve hep tribünde kalacaksın.
SANA BESLEME DESELER NE DİYECEKSİN?
Başbakan'ın ikinci gafı Kıbrıs ile ilgili oldu Kıbrıs bizim kendimizden ayırmadığımız bir ülke onların bağımsızlığına kavuşmaları için şehit verdiğimiz bir ülke, onlar orada bedel öderken barışı ve huzuru getirelim diye Kıbrıs'a çıktık. Biz bütün bunları düşünerek Kıbrıs'a özel ilgi gösteriyoruz onlara katkıda da bulunuyoruz onlarda aynı şekilde, onlar siyasi partiler yasası itibari ile de bizden daha öndeler demokrasi gelişmiş üniversiteleri var böyle bir yerde sayın Başbakan, 40 bin kişinin miting yaptığı bir ortamda 5 bin kişi Türkiye'ye bir protesto yapıyorlar tutuyor onların hepsiymiş gibi besleme lafı kullanıyor bunun altından nasıl kalkar bilmiyorum. Kim nerede nasıl yapar diyor biz Kıbrıs'ı kazanmaya çalışırken onlar Kıbrıs'ı nasıl elimizden kaçırırız diye uğraşıyorlar o 5 bin kişi Annan Planı görüşülürken çıkıp destekleyen kişilerdi. Sayın Başbakan iki tarafında aynaları vardır Allah aşkına senin irtica ve konuşmak ne haddine her konuşmanda çam deviriyorsun hem Mısır konusunda çam devirdi hem Kıbrıs konusunda çam devirdi danışmanlarının Başbakan'ı uyarması lazım onlara besleme diyorsun güzel çıkıp birisi sormaz mı Sayın Başbakan sen niye aynaya bakmıyorsun diye. Dubai'de 1 milyar dolar hibe almak için imza atmadımı senin bakanın şimdi onlar sana besleme dese ne diyeceksin kaldı ki senin kafanda bu var yardım ettiğin her kişiyi besleme olarak görüyorsun vatandaşa kömür, makarna dağıtıyorsun onlarda mı besleme böyle bir mantık olabilir mi? Bunların kafasında insan onuru denen bir kavram yok bunların ülkelerin onuru vardır, geleceği vardır bunların kafasında bunlar yok bunların kafasında bildiğimiz klasik ben söylerim ben bağırırım ben çağırırım ne demek insan hakları benim dediklerim geçerlidir kavramları yatıyor. Bunlar dışpolitika da sıfır sorun diye başlamışlardı sıfır sorunla başladılar bizim ilişkilerimizin iyi olduğu ülkelerle de aramızı bozdular nasıl sıfır sorunsa. Otobüsleri kesiliyor, yol verilmiyor, kimlik kontrolleri yapılıyor Torba Yasa'yı protesto edenlere bunları yapıyorsun senin Mısır halkı için istediklerine kim değer verir kendi halkına bunları yaptıktan sonra.
GAZETELERE BAKARSAN ÇİFTÇİLER YAŞAMLARINDAN ÇOK MEMNUN
Hangi gazeteyi açsanız ekonomi sayfaları var, AK Parti'nin ekonomisinden bahseder bakın mesela ne kadar borçlandığımız yoktur orda açlıktan ölenler yoktur, işsizlik yoktur, işsizliğin azaldığına ilişkin haberler vardır ithalat yoktur ihracat vardır, çiftçiler yaşamlarından çok memnundur bizim gazetelere baktığınızda , iş kazalarında Avrupa 1. Dünya'da 3. bunları görmeyiz gazetelerde, herkesin durumu çok iyi öyle bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Yine bunlar sık sık yazarlar işte Türkiye dünyada 20 ekonomi içinde en büyük 16. ama kimse şunu sormaz zaten bu 20 ekonomi içinde Türkiye 1960 yılında 14. idi nasıl 16. geriledi. Faiz ödemeleri ne kadar faiz ödedik gecelik faiz yüzde bin 5 yüz'dü der ya Başbakan 80 yılda bütçeden yapılan faiz ödemeleri yüz 35 milyar lira son 8 yılda yapılan ödemeler 4 yüz 5 milyar lira bu faizi kim ödüyor bu faizi tüyü bitmemiş yetim dahil hepimiz ödüyoruz. Bunlar faizciliğe karşıydı faizi günah sayarlardı. Vatandaşın durumu ne iyi de bu kadar borçlandınız parayı nereye harcayacaksınız 2002 yılında vatandaşların bankaya olan borçları 6 buçuk milyar lira 2010 Aralık ayı itibari ile yüz 70 milyar liraya çıkmış. Her gittiğiniz yerde anlatın bunların dediği gibi ekonomi iyiye gitmiyor ekonomisi iyiye giden ülkede vatandaş memnun olur artış miktarı 2002-2010 yüzde 2 bin 502 vatandaş borçlu duruma geliyor. Tüketici kredilerinde ki borcu nedir son 8 yılda vatandaş borcunu ödemeyenlerin sayısı 10 binden 2 yüz bine çıkmış böyle küçük haberler görürsünüz kredi kartı borcu sebebi ile intihar etti gibi. Ama 6 yüz 25 bin kişi bunun altında eziliyor. Bu hükümet döneminde 4 kere mali af çıktı, ekonomi iyi yönetilseydi af çıkarmıydı? Bunlar icra dairesinin sayısını arttırdılar haklarını yemeyelim vatandaşın ümüğünü sıkmak için arttırdılar. Malatya'lı kardeşlerim mesaj çekmişler bana orada ki alışveriş merkezlerinin nasıl bitirildiğini halkın iktidarında yapacağımız ilk iş alışveriş merkezleri ile ilgili düzenleme hem büyük alışveriş merkezinde ki esnaf hemde diğerleri kazanacak.
BASKI UYGULUYORLAR
Güçlü bir ülkeyiz biz bir şanssızlığımız var AK Parti, gücümüzün farkında değiliz onun için halkımıza söylüyoruz gücünüzün farkında olun örgütlenin bunlar devleti yönetmek değil ele geçirmek için devlette varlar. Baskı da uyguluyor AK Parti baskıcı rejime karşı hepimizin direnme hakkı var onlar direnmeyi elimize kazma kürek alıp dışarıya çıkmak sanıyorlar vur dedimi öldür anlayışı onların ki demokrasiye evet bizlerde eleştirileceğiz yurttaşımız eylem yapar ona da evet diyeceğiz yoksa bizim baskıcı rejimden ne farkımız kalır baskıcı rejim ne getirir rüşvet getirir rüşvet dedim de bir rakam daha açıkladı ilginç bir rapor 2010 raporu 86 ülke de çalışma yapılmış sormuşlar Türkiye'de de son 3 yılda yolsuzluklar azaldı mı azalmadı mı? Azaldı diyenler yüzde 26 arttı diyenler yüzde 57 toplumun algısı yolsuzlukların arttığıdır. Biz yeni Avrupa'da birinciyiz rüşvet vermekte ve iş kazalarında birinciyiz. Kim yapıyor bu tabloyu? AK Parti hükümeti yapıyor işte. Sağa baktım rüşvet sola baktım rüşvet yani Adaletten Kaçanlar Partisi.
Halkın iktidarında önce sanayimizi, esnafımızı koruyacağız, bütün bunları yapmak mümkün hepsinin yolu yordamı var elalem yapıyorda biz niye yapamıyoruz elalem bunu beceriyor da biz bunu neden beceremiyoruz cebini dolduranların iktidar olup halkı düşünenlerin muhalefette kalmasından oluyor. Onun için halkıma söylüyorum ben artık bu yük çekilemez gelin düzgün, temiz siyasete gelin yani CHP'ye gelin bu çatının altında kardeşçe yaşayalım. Neyimiz eksik birileri bizi bölmeye çalışıyor bölünmeyelim beraber kalalım güçten kuvvet doğuyorsa eğer o gücümüzü kullanalım unutmasın hiç bir yurttaşımız iş kazalarında bu hükümet döneminde bir numara olduk bunu eğer biz onurumuza yediremiyorsak AK Parti'den seçimlerde hesap sormalıyız.
KİMSE ORDU ÜZERİNDEN SİYASET YAPMASIN
Başbakan bugün konuşmasında Ordu'ya da değinmiş bizi eleştirmiş, Sayın Başbakan eleştirebilir haklıda olabilir bizi eleştirdiğin gibi kendini eleştirmesinide bileceksin. Eğer senin bir bakanın çıkıpta bu orduyla mı biz savaşa girecektik der ve sen sesini çıkarmazsan sen o orduya saygı göstermiyorsun demektir. Biz sadece orduya değil devleti devlet yapan kurumlara saygılıyız. Herkes her siyasetçi bunun gereğini yapmalı hiç kimse ordu üzerinden siyaset yapmaz bu bize Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiği bir mirastır bu mirası herkes taşımalıdır. Biz güzel geleceği parlak bir Türkiye özlemi ile yanıp tutuşuyoruz heryere her alana gidiyoruz beraber gitmeliyiz ortak çalışmalıyız tek ses, ortak ses çıkarmalıyız. Biz halkımızı seviyoruz onlara güveniyoruz.