'İç siyaset malzemesi yapılmamalı'

Beyaz tv ekranlarından yayınlanan Derin Gündem programının dün akşam ki bölümünde Libya'daki olaylar ele alındı. Latif Şimşek'in, "Libya'daki olaylar diğer ortadoğu ülkelerinden farklı bir sürece girdi. Bir iç savaş başladı diyebilir miyiz?" sorusuna Şamil Tayyar şöyle cevam verdi:

"Libya farklı gözüküyor bu çok açık. Bunun sebebi Libya'nın başındaki şahsın çatlak olmasından kaynaklanıyor. Her diktatörün kendine göre bir tarifi var ama Kaddafi çok farklı bir noktada. Nitekim hem Kaddafi'nin hem oğlunun açıklamalarına baktığımızda hakikaten kabul edilemez ifadeleri var. Ne kadar acımasız duygusuz olurlarsa olsunlar düşünün ki, kendi halkını katletecek bir yönetici profilini ben çok düşünemiyorum. Libya bir devlet olmanın ötesinden kendi şirketleri gibi davranıyorlar. Bu hem Kaddafi'nin hem oğlunun çok farklı bir mantalite içinde olduğunu gösteriyor. Zaten 42 yıldır da bu ülkeyi böyle yönetiyorlar."
 
Kaddafi'nin gideceğini düşündüğünü ifade eden Tayyar, "Ola ki kaldı, kalsa bile hiçbirşey eskisi gibi olmaz. Kaadafi kabile şeflerine çağrıda bulunuyor, gerekirse petrolü birlikte paylaşırız ama bu eylemin bitmesi lazım diye. Yani Kaddafi gibi bir insanın yönetim tarzını bilenler için bu çok ciddi bir geri adımdır. Yani petrolü bile kendi malıymış gibi görüyor" diye konuştu.

Libya'daki olayların Tunus'la Mısır'dan farklı olmasının nedeninin biraz da Kaddafi'nin özel şahsından kaynaklandığını söyleyen Tayyar "Bu kadar ölümü kanı göze almış bir miktarda çatlak bir lider tarifi zor bir isim Kaddafi" dedi.

Türkiye'nin burada elini zayıflatan temel faktörün ise, Libya'da iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin varlığı olduğunu belirten Tayyar şunları kaydetti:

"25 milyon civarında vatandaşımızın özel durumu. Sizin burada ülkeyi yöneten insanların ağzından çıkacak her cümle bir insanın hayatına maal olabilir. Onun için o kurtarma operasyonları da devam ediyor. Cumhuriyet tarihinin en büyük tahliye operasyonuyla karşı karşıyayız. Türkiye'nin eli kolu bağlı. Bunu da anlamak gerekiyor. Onun için iktidarla muhalefetin bu durumu iç siyaset malzemesi olmaktan çıkarıp işbirliği oluşturmalarının doğru olacağını düşünüyorum."

KADDAFİ VURUŞARAK ÖLMEYİ DÜŞÜNÜYOR

Fikri Sağlar da konuşmasında şu değerlendirmelerde bulundu:

"Son bir aydır yaşanılan olayla baktığımız zaman çok ciddi halk ayaklanamaları var ve yönetim devirmesiyle bitiyor. Ama sonunda demokratikleşme doğrultusunda bir halk ayaklaması mıdır, oraya doğru mu gidiyor, devrim midir, yoksa bu o günkü iktidarların onlarca yıldır sürdürülmüş olan iktidarlara karşı olan halkın dayanılmaz öfkesi midir? Bunu tahlil etmek gerekiyor. Ben bu düzlemler içerisinde iki yeri çok önemsiyorum. Biri Libya diğeri de İran. Libya'nın kendine özgü bir fakılığı var diğerlerinden ama o farkılılığıyla birlikte de diğer ükelerden de avantajları var. Libya çok geniş bir toprağa sahip. 6 milyon insan yaşıyor. Üç büyük aşireti var ve 42 yıldır tek yumruk olarak ülkeyi yöneten birisi var. Dünya'nın 12'nci büyüklükteki petrol kaynaklarına sahip. Kaddafi iş başına geldiğinden itibaren bu petrolü kralı devirdikten sonra son derece keyfi kullandı. Öyle bir noktaya geldi ki dünyadaki bütün terör faaliyetlerini destekleyen hale geldi. O nedenle de batı dünyası Kaddafi'yi terörist ülke olarak değerlendirdi. Ve en son Amerika'da basın toplantısı yaptığı sarayı da bombaladı. Çünkü Amerika'nın içerisinde İngiltere'de Avrupa'nın çeşitli yerlerindeki terör faaliyetlerinin destekleyicisiydi. Bu Kaddafi'nin kişiliğinden kaynaklanıyor. Ama Kaddafi aynı zamanda Libya'da üç büyük aşiretin en büyüğüne mensup, öyle de bir kendine göre tabanı var, bu gözardı edilmemeli. Kaddafi'nin konuşmasından anlaşılıyor ki Kaddafi vuruşarak çekilmeyi düşünüyor ama vuruşarak çekilmeyi düşünmüyor demekitir. Bence vuruşarak ölmeyi düşünüyor."