'Mısır'da anti Amerikanizm tırmanıyor'
Gazeteci Mehmet Barlas, Körfez ülkelerindeki halk eylemlerinde ikili standartlar olduğunu ileri sürerek, Mısır'da anti Amerikanizm tırmanıyor" dedi. Prof. Dr. Emre Kongar ise, Ortadoğu'nun demokrasiye giderken, Türkiye'nin tersine gittiğini savundu.
NTV ekranlarında yayınlanan Yorum Farkı programının dün akşamki bölümünde Ortadoğu'da yaşanan olaylar ve Türkiye'nin durumu ele alındı.
"MISIR'DA OLAN ŞEY ASKERİ DARBEDİR"
İran'da ilginç bir manzaranın ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Emre Kongar şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bizim Başbakan özellikle Mısır'daki halk hareketine çok destek verdi. Fakat sonra Obama'yla bir telefon konuşması oldu, istikrar sözleri geldi. Ve şimdi Mısır'da bizim çokta desteklediğimiz bir hareket askeri darbeye dönüştü. Sonunda ne oldu Mübarek gitti, herkes çok sevindi ama Milli Savunma Bakanının liderliğinde Süleyman'da ikinci adam görüldü, o da geriye çekildi. Ordu darbe yaptı, parlamentoyu da feshetti. İddalarına göre 6 ay sonra seçime gidecekler. Şu anda olan Mısır'da olan şey askeri darbedir. Tabi Türkiye o zaman sustu bir şey diyecek hali de yok. Çünkü askeri darbe hazırlığı var diye 7 yıl önceki davadan 163 saubay içeri alındı orada bunlar oluyor. İran'da çok İlginç birşey oldu Cumhurbaşkanı Gül gitti ve Ahmedinejatla görüştü ki o birinci adam değil. Orada dini otoriter bir rejim var başında bir din adamı var. Bütün bu bizim konuştuğumuz su üstünde görünen, cumhurbaşkanı, meclis hepsi onların altında birer bürokrat gibi adeta. Bizim cumhurbaşkanı Ahmedinejatla birlikte basın toplantısı yaparken, "Liderler değişim yapmazsa halk yapar" diye çok takdir ettiğim bir mesaj verdi üstelik İran'da. Bizim Başbakan'dan çıt yok o sırada. Ve o arada halk muhalifler orada gösteri yapıyorlardı, üzerlerine gaz bombası atıldı. Ve bir uyarı yapayım oradaki muhalefet buradakilerin zannettiği gibi laik demokratik bir muhalefet değil, muhalifler iktidara yeterince şeriata uymuyorsunuz diyor."
"MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜNÜN OLMADIĞI YERDE DEMOKRASİ OLMAZ"
Türkiye'de olup bitenlere bakıldığında bunların tam tersi, olduğunu savunan Kongar, "Arap dünyasında muhalefet hareketlenmesi var bizde. 7 yıl önceki bir darbe iddiasıyla yeniden 163 subay tutuklandı hadi bu o dava çerçevesinde gidiyor. 2007'de açılan Ergenekon davasının iddianemeleri bitti herşeyi bitti. Bir internet sitesi oda tv basıldı ve dört sorumlusu gözaltına alındı. Gerekçe de ergenekon örgütüne üye olmak. Tam tersi gözüküyor. Ortadoğu'da demokrasiye gidiyor diye bizde seviniyoruz bazı liderlerde destek veriyor ama biz tersine gidiyoruz. Bir haber sitesinin basılması ve dört kişinin de içeri alınması medya özgürlüğüne darbedir. Medya özgürlüğünün olmadığı yerde de demokrasi olmaz" diye konuştu.
"İRAN REJİMİ KOKUŞTU"
"İran'da bir kısım muhalefetin istediği tabiki daha radikal ama asıl İran'da konuşulan çok uzun süren bu rejimin kokuşmuşluğa dayanması" diyen Gazeteci Mehmet Barlas, "Yani İran petrol zengini bir ülke ama bu zenginlik halka yansımadı. Ekonomik politikaları yanlış olduğu için. Dediler ki, Petrol işleyelim öyle ihraç edelim oradan büyük kayıpları oldu ve petrol ithal etmek durumundalar. Ve İran'da yoksulluk eskisinden çok farklı değil. İran'da da bütün kapalı rejimlerde olduğu gibi kokuşmuşluk iddiaları çok fazla. Bu İran basınında yansımıyor ama bu çok konuşulan bir olay" şeklinde konuştu.
"KÖRFEZ ÜLKELERİNDEKİ HALK EYLEMLERİNDE İKİLİ STANDART VAR"
Körfez ülkelerindeki halk eylemlerinde ise, ikili standartlar olduğunu ileri süren Barlas şöyle devam etti:
"Özellikle Amerikanın. Yani Amerika Mübarek'e karşı Mısır'ı destekliyor. Ama sanki Suudi Arabistan'da hiç halk yok. Orada sanki herşey güllük gülistanlık. Petrol işi ortaya giriyor. Amerika destek vermese belli ki Suudi Arabistan destek verecekti. Çünkü burada sorun şu Amerikan ittifakının özü: Amerika bir ülkeyle ittifaka girdiği zaman mesela Türkiye'yle mesela Mısır'la halkla mı ittifaka giriyor yoksa sadece ordularla mı? Yani Amerikan ittifakı sadece askeri ittifak mı, Mısır ordusuna yılda 1 buçuk milyar dolar yardım ettiği için mi ittifak ayakta kalıyor?
Amerika'nın Mısır'dan beklediğinin, "İslam dünyasında batıya tehdit olmayan demokratik rejimlerde olabilir arayışı ya da Tunus'tan beklediği bu olabilir" görüşünde bulunan Barlas, "Yalnız bütün mesele herşeyin merkezinde Amerika var. Sovyetler Birliği çöktü ama Amerika hala yerinde duruyor. Anti Sovyetizm, Anti Komünizm bitti yok. Ama Anti Amerika nedense Amerika'nın gücü kadar bölgede var. Yani Mısır'da Amerika istediği kadar geçici yönetimi desteklesin Amerika aynı zamanda İsrail'in Gazze'deki baskısına da destek veriyor. Yani Mısır'da anti Amerikanizm de tırmanıyor" diye konuştu.
Amerika'nın basın özgürlüğü tehlikede sözlerine ise Barlas şöyle yanıt verdi:
"Eski Amerika ne derdi Türkiye'de darbe olduğu zaman bizim çocuklar yapmış derlerdi. Şimdi aynı Amerika Türkiye'de basın özgürlüğü tehlikede mi diye soruyor. Bu dünyadaki global demokrasi ve özgürlük arayışının Türk- Amerikan ilişkilerine de yansıması."
MUHALEFETİN AVRUPA BİRLİĞİ'NİN HESABINI SORMASI LAZIM
Barlas, Kongar'ın Türkiye tersine gidiyor sözlerine de "Tersine gitmemeniz için şu Avrupa Birliği'ne üyelik meselesinde ağır basmamız lazım. Muhalefetin iktidardan daha fazla sesini yükseltip Avrupa Birliği'nin hesabını sorması lazım" diye karşılık verdi.
"MISIR'DA OLAN ŞEY ASKERİ DARBEDİR"
İran'da ilginç bir manzaranın ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Emre Kongar şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bizim Başbakan özellikle Mısır'daki halk hareketine çok destek verdi. Fakat sonra Obama'yla bir telefon konuşması oldu, istikrar sözleri geldi. Ve şimdi Mısır'da bizim çokta desteklediğimiz bir hareket askeri darbeye dönüştü. Sonunda ne oldu Mübarek gitti, herkes çok sevindi ama Milli Savunma Bakanının liderliğinde Süleyman'da ikinci adam görüldü, o da geriye çekildi. Ordu darbe yaptı, parlamentoyu da feshetti. İddalarına göre 6 ay sonra seçime gidecekler. Şu anda olan Mısır'da olan şey askeri darbedir. Tabi Türkiye o zaman sustu bir şey diyecek hali de yok. Çünkü askeri darbe hazırlığı var diye 7 yıl önceki davadan 163 saubay içeri alındı orada bunlar oluyor. İran'da çok İlginç birşey oldu Cumhurbaşkanı Gül gitti ve Ahmedinejatla görüştü ki o birinci adam değil. Orada dini otoriter bir rejim var başında bir din adamı var. Bütün bu bizim konuştuğumuz su üstünde görünen, cumhurbaşkanı, meclis hepsi onların altında birer bürokrat gibi adeta. Bizim cumhurbaşkanı Ahmedinejatla birlikte basın toplantısı yaparken, "Liderler değişim yapmazsa halk yapar" diye çok takdir ettiğim bir mesaj verdi üstelik İran'da. Bizim Başbakan'dan çıt yok o sırada. Ve o arada halk muhalifler orada gösteri yapıyorlardı, üzerlerine gaz bombası atıldı. Ve bir uyarı yapayım oradaki muhalefet buradakilerin zannettiği gibi laik demokratik bir muhalefet değil, muhalifler iktidara yeterince şeriata uymuyorsunuz diyor."
"MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜNÜN OLMADIĞI YERDE DEMOKRASİ OLMAZ"
Türkiye'de olup bitenlere bakıldığında bunların tam tersi, olduğunu savunan Kongar, "Arap dünyasında muhalefet hareketlenmesi var bizde. 7 yıl önceki bir darbe iddiasıyla yeniden 163 subay tutuklandı hadi bu o dava çerçevesinde gidiyor. 2007'de açılan Ergenekon davasının iddianemeleri bitti herşeyi bitti. Bir internet sitesi oda tv basıldı ve dört sorumlusu gözaltına alındı. Gerekçe de ergenekon örgütüne üye olmak. Tam tersi gözüküyor. Ortadoğu'da demokrasiye gidiyor diye bizde seviniyoruz bazı liderlerde destek veriyor ama biz tersine gidiyoruz. Bir haber sitesinin basılması ve dört kişinin de içeri alınması medya özgürlüğüne darbedir. Medya özgürlüğünün olmadığı yerde de demokrasi olmaz" diye konuştu.
"İRAN REJİMİ KOKUŞTU"
"İran'da bir kısım muhalefetin istediği tabiki daha radikal ama asıl İran'da konuşulan çok uzun süren bu rejimin kokuşmuşluğa dayanması" diyen Gazeteci Mehmet Barlas, "Yani İran petrol zengini bir ülke ama bu zenginlik halka yansımadı. Ekonomik politikaları yanlış olduğu için. Dediler ki, Petrol işleyelim öyle ihraç edelim oradan büyük kayıpları oldu ve petrol ithal etmek durumundalar. Ve İran'da yoksulluk eskisinden çok farklı değil. İran'da da bütün kapalı rejimlerde olduğu gibi kokuşmuşluk iddiaları çok fazla. Bu İran basınında yansımıyor ama bu çok konuşulan bir olay" şeklinde konuştu.
"KÖRFEZ ÜLKELERİNDEKİ HALK EYLEMLERİNDE İKİLİ STANDART VAR"
Körfez ülkelerindeki halk eylemlerinde ise, ikili standartlar olduğunu ileri süren Barlas şöyle devam etti:
"Özellikle Amerikanın. Yani Amerika Mübarek'e karşı Mısır'ı destekliyor. Ama sanki Suudi Arabistan'da hiç halk yok. Orada sanki herşey güllük gülistanlık. Petrol işi ortaya giriyor. Amerika destek vermese belli ki Suudi Arabistan destek verecekti. Çünkü burada sorun şu Amerikan ittifakının özü: Amerika bir ülkeyle ittifaka girdiği zaman mesela Türkiye'yle mesela Mısır'la halkla mı ittifaka giriyor yoksa sadece ordularla mı? Yani Amerikan ittifakı sadece askeri ittifak mı, Mısır ordusuna yılda 1 buçuk milyar dolar yardım ettiği için mi ittifak ayakta kalıyor?
Amerika'nın Mısır'dan beklediğinin, "İslam dünyasında batıya tehdit olmayan demokratik rejimlerde olabilir arayışı ya da Tunus'tan beklediği bu olabilir" görüşünde bulunan Barlas, "Yalnız bütün mesele herşeyin merkezinde Amerika var. Sovyetler Birliği çöktü ama Amerika hala yerinde duruyor. Anti Sovyetizm, Anti Komünizm bitti yok. Ama Anti Amerika nedense Amerika'nın gücü kadar bölgede var. Yani Mısır'da Amerika istediği kadar geçici yönetimi desteklesin Amerika aynı zamanda İsrail'in Gazze'deki baskısına da destek veriyor. Yani Mısır'da anti Amerikanizm de tırmanıyor" diye konuştu.
Amerika'nın basın özgürlüğü tehlikede sözlerine ise Barlas şöyle yanıt verdi:
"Eski Amerika ne derdi Türkiye'de darbe olduğu zaman bizim çocuklar yapmış derlerdi. Şimdi aynı Amerika Türkiye'de basın özgürlüğü tehlikede mi diye soruyor. Bu dünyadaki global demokrasi ve özgürlük arayışının Türk- Amerikan ilişkilerine de yansıması."
MUHALEFETİN AVRUPA BİRLİĞİ'NİN HESABINI SORMASI LAZIM
Barlas, Kongar'ın Türkiye tersine gidiyor sözlerine de "Tersine gitmemeniz için şu Avrupa Birliği'ne üyelik meselesinde ağır basmamız lazım. Muhalefetin iktidardan daha fazla sesini yükseltip Avrupa Birliği'nin hesabını sorması lazım" diye karşılık verdi.