Cumartesi Anneleri Eyleminde Ayhan Çarkın’ın İtirafları Konuşuldu
Beyoğlu’nda 353.
kez bir araya gelen Cumartesi Annelerinin eyleminde, Ayhan Çarkın’ın ifadeleri konuşuldu. Eyleme destek veren CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, cezaevinde Ayhan Çarkın’ın kendisine yaptığı itirafları anlattı. BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan’ın da destek verdiği eylemde kayıp aileleri, yakınlarının akıbetini sordu.
Yakınlarını kaybeden Cumartesi Anneleri 353. Kez Galatasaray Meydanı’nda biraraya geldi. Kaybettikleri yakınlarının fotoğraflarını taşıyan grup, bir süre sessiz oturma eylemi yaptı. Bu haftaki eyleme destek veren CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, itirafları ile gündeme damgasını vuran Ayhan Çarkın ile cezaevinde yaptığı görüşmeyi anlattı. Çarkın’ın, Ayhan Efeoğlu’nun Gayrettepe siyasi şubede işkence edilerek öldürüldüğünü ve kendi ekibinin geçtiğimiz hafta yer göstermeye gittiği yere gömdüğünü anlattığını belirten Aygün, “ Yine Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün onun da içinde yer aldığı bir ekip tarafından İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra yine aynı bölgeye götürülerek kafalarına ve enselerine birer kurşun sıkmak suretiyle öldürülüp aynı yere gömüldüğünü söyledi. Son iki ismin infazı sırasında görev başında olduğunu söylüyor. Yer göstermelerde cesetlerin bulunamamasını aradan geçen uzun yıllara bağlıyor. Burada fiziki değişikliklerin olduğunu, savcıların daha geniş bir alan taraması yapması gerektiğini belirtiyor, sözlerinin arkasında vicdanı ile hesaplaştığını söylüyor. Bu vicdan hesaplaşmasının da Cumartesi Annelerinin taşıdığı fotoğraflarda bu üç kişiyi görmesiyle başladığını söylüyor.” şeklinde konuştu.
Ayhan Çarkın’ın 90’lı yılların karanlıklarını aydınlatmak için bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini dile getiren Aygün şöyle konuştu: “Onun bu itirafları, onun açtığı bu yol genişletilmeli, savcılar daha ciddi araştırmalar yalpamı, TBMM muhakkak olaya el koymalı, binlerce insanın yaşamına malolan 90’lı yılların karanlıklarını aydınlatılması için özel düzenlemeler yapılmalı. Ailelerin, toplumun, mağdur insanların onayını alarak o dönemle yüzleşerek özel bir kanun yayınlanmalı. Ankara’da bir mahkeme kurularak 90’lı yılların olaylarını yargılamalı. Kurbanlar ve failler yüz yüze gelmeli, buradan dersler çıkarılmalı bir daha hiç kimsenin kaybolmaması için.”
Dönemin Başbakanı Tansu Çiller`in öldürülecek olanların listesini cebinde taşıdığını iddia edene BDP`li Pervin Buldan, "Ama o günden bugüne gelen süreç içerisinde gördük ki hiçbir şey değişmedi. Şimdi bu ülkenin başbakanı cebinde tutuklanacakların listesini taşıyor. Artık toplu tutuklamalar ve toplu katliamlar gerçekleştiriliyor. " diye konuştu.
Milletvekillerinin konuşmalarının ardından Çarkın’ın itiraflarında adları geçen Ayhan Efeoğlu, Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün yakınları birer konuşma yaparak yakınlarının bulunmasını istedi. Polisin geniş güvenlik önlemi aldığı eylem hazırlanan ortak basın açıklamasının okunmasıyla son buldu.
Yakınlarını kaybeden Cumartesi Anneleri 353. Kez Galatasaray Meydanı’nda biraraya geldi. Kaybettikleri yakınlarının fotoğraflarını taşıyan grup, bir süre sessiz oturma eylemi yaptı. Bu haftaki eyleme destek veren CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, itirafları ile gündeme damgasını vuran Ayhan Çarkın ile cezaevinde yaptığı görüşmeyi anlattı. Çarkın’ın, Ayhan Efeoğlu’nun Gayrettepe siyasi şubede işkence edilerek öldürüldüğünü ve kendi ekibinin geçtiğimiz hafta yer göstermeye gittiği yere gömdüğünü anlattığını belirten Aygün, “ Yine Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün onun da içinde yer aldığı bir ekip tarafından İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra yine aynı bölgeye götürülerek kafalarına ve enselerine birer kurşun sıkmak suretiyle öldürülüp aynı yere gömüldüğünü söyledi. Son iki ismin infazı sırasında görev başında olduğunu söylüyor. Yer göstermelerde cesetlerin bulunamamasını aradan geçen uzun yıllara bağlıyor. Burada fiziki değişikliklerin olduğunu, savcıların daha geniş bir alan taraması yapması gerektiğini belirtiyor, sözlerinin arkasında vicdanı ile hesaplaştığını söylüyor. Bu vicdan hesaplaşmasının da Cumartesi Annelerinin taşıdığı fotoğraflarda bu üç kişiyi görmesiyle başladığını söylüyor.” şeklinde konuştu.
Ayhan Çarkın’ın 90’lı yılların karanlıklarını aydınlatmak için bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini dile getiren Aygün şöyle konuştu: “Onun bu itirafları, onun açtığı bu yol genişletilmeli, savcılar daha ciddi araştırmalar yalpamı, TBMM muhakkak olaya el koymalı, binlerce insanın yaşamına malolan 90’lı yılların karanlıklarını aydınlatılması için özel düzenlemeler yapılmalı. Ailelerin, toplumun, mağdur insanların onayını alarak o dönemle yüzleşerek özel bir kanun yayınlanmalı. Ankara’da bir mahkeme kurularak 90’lı yılların olaylarını yargılamalı. Kurbanlar ve failler yüz yüze gelmeli, buradan dersler çıkarılmalı bir daha hiç kimsenin kaybolmaması için.”
Dönemin Başbakanı Tansu Çiller`in öldürülecek olanların listesini cebinde taşıdığını iddia edene BDP`li Pervin Buldan, "Ama o günden bugüne gelen süreç içerisinde gördük ki hiçbir şey değişmedi. Şimdi bu ülkenin başbakanı cebinde tutuklanacakların listesini taşıyor. Artık toplu tutuklamalar ve toplu katliamlar gerçekleştiriliyor. " diye konuştu.
Milletvekillerinin konuşmalarının ardından Çarkın’ın itiraflarında adları geçen Ayhan Efeoğlu, Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün yakınları birer konuşma yaparak yakınlarının bulunmasını istedi. Polisin geniş güvenlik önlemi aldığı eylem hazırlanan ortak basın açıklamasının okunmasıyla son buldu.