Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç:

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan Erdoğan`ın açıkladığı yeni "Dersim belgelerine" ilişkin, "CHP`nin sabıka hanesinde tarihte o kadar yaşanmış olaylar var ki, onlara da sıra gelecek demektir.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç:
İskilipli Atıf Hoca, Türkçe ezan, Matbuat Müdürü`nün Ramazan`da dini yazılar yazan gazetelere gönderdiği tamimler; bunlara birer örnek. Türkiye, tek partili dönemde kara günler yaşadı. Kitaplar yasaklandı, yazanlar yokluğa mahkum edildi, siyaseten yok edildi. Bir kısmı cezaevinde çürüdü" dedi.

TRT Haber`in Bursa`dan canlı yayın konuğu olan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "Dersim belgeleriyle birlikte cin şişeden çıktı" diyen Arınç, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu`nun dünkü grup toplantısında açıklamalarının merakla beklendiğini ancak kendisinin topu taca attığını söyleyen Arınç, "Başbakanımız arşivlerin herkese açık olduğunu, Kılıçdaroğlu`nun da belgeleri alabileceğini söyledi. Eski Başbakan, İçişleri Bakanı ve İsmet Paşa`nın söyledikleri sözleri devletin tarihindenaçıkladı. Ancak CHP zihniyetinde geçmişin üzerini örtmek bir paradigmadır. Bunu deşeleyenlere karşı çıkmak, karşı çıkarken Atatürkçülükten, devrimlerden bahsederek karşı çıkmak gibi adeta sloganik bir mantık var. Bu devletçi anlayışın sadece bir partiyle ilişkili olduğu söylenemez. Bu gözle bakıldığında devlet yanlış yapmaz. Devlet bazen rutin dışı işler de yapabilir. Ama önemli olan devletin menfaatidir. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, meclisin açılışında `devletin tek yüzü olmalıdır` dedi. O dahukuktur, hukukun dışına çıkılırsa devlet zulmetmiş olur. Sayın Kılıçdaroğlu, bugüne kadar milletin beklentilerine uyan davranışlarda bulunsaydı, bizim ümit ettiğimiz kadar yeni CHP`yi çağdaş Türkiye`nin meselelerine daha pratik ve kalıcı çözümler üreten parti haline getirseydi, yüzde 25`lerde kalmazdı. Onlar, klasik, statükocu yapılarından dışarıya çıkamıyorlar" diye konuştu. "DERSİM KONUSU HAYIRLI OLDU" "Dersim belgelerinin" hayırlı bir duruma sebep olacağına inandığını belirten Bülent Arınç, "İskilipli Atıf Hoca ile ilgili bir şey söyledim. Bunun araştırılması bile Türkiye için çok yararlı olacak. CHP döneminde Matbuat Umum Müdürü`nün yayınladığı bir tamim var. Ramazan`da bazı gazeteler dinden bahisle iki satır yazı yazmışlar. Ancak o tamimde Allah demek bile yasaklanmış. Dinden ima yoluyla bile bahsetmek yasaklanmış. Nice vesikalar var o döneme ait. Türkçe ezan meselesi var. Yaşanmış feci olaylar var.Karşı karşıya kaldığımız sorunların temelinde bazı acı olaylar var. 1980 sonrasında Diyarbakır Cezaevi`nde facia olmasaydı, terör örgütü güçlenmeyecekti" dedi. "KCK`NIN TERÖR ÖRGÜTÜYLE BAĞLANTISI İDDİANAMEDE YER ALIYOR" Bülent Arınç, KCK`nın terör örgütüyle bağlantısı olduğunun iddianamede yer aldığını hatırlatarak, "Bu konuda operasyona muhatap olan kişilerin sayısı, BDP`nin iddia ettiği gibi 4-5 bin civarında değil; dünkü gözaltına alınanlarla 600 civarında. Savcı ve hakim, elindeki delilleri yeterli bulduğu için zabıtaya emir vermektedir. Bu örgütle doğrudan ilişkili çalışan bir üst yapı var. İster şehir yapılanması deyin, ister başka bir şey deyin. Bu anayasal bir suçtur. BDP`liler bunu propaganda vesilesiyapıyorlar. Bazıları da masa başında oturup köşe yazısı yazmaya çalışıyorlar. `Bu kadar zulüm ve haksızlık değil mi` diyenler köşelerinde döktürüyorlar. Ama ortada da bir gerçek var. Mahkemeler sonuçlandığı taktirde yargı kararını, gerçekleri kabul etmeliyiz" ifadelerini kullandı. "28 ŞUBAT MAĞDURU OLARAK ŞİKAYETÇİ OLABİLİRİM" Arınç, "28 Şubat" sürecinin mimarlarına yargı yolu açılması ve bunun mağduru olarak şikayetçi olup olmayacağıyla ilgili bir soruya ise, "O gün sıkıntı ve üzüntü çeken, Türkiye`nin içinde bulunduğu şartları bizzat soluyan bir insan olarak o dönemde yaşananlar yüz kızartıcı üzüntü vericiydi. Son anayasa değişikliğinin kabul edilmesi, Türkiye`de pek çok hayırlı yolun açılışı oldu. Çok şükür bin yıl sürecek denilen demokrasi dışı bu teşebbüs, on sene bile sürmemiş, 28 Şubat`tan herkes nefret eder halegelmiştir. Kimler şikayetçi oldular, bilgi sahibi değilim. Ancak savcılar belli şikayetler üzerine inceleme yapmışlar ki, varlığından haberdar olduk. Biz bunları takip edecek durumda değiliz. Türkiye hukuk devleti olma yolunda büyük adımlarla gidiyor. Ben de 28 Şubat mağduruyum, üzüntü ve sıkıntılarımız oldu. Ben bugün özellikle 12 Eylül Referandumundan sonra yeni bir çağ açıldığını görüyorum. Onlara nefret veya lanet etmek yerine, bugün gelinen noktaya Allah`a hamd ediyorum. Ben şahsen çok spesifikolaylar sebebiyle şikayetçi olmayı düşünürüm. Şahsi beklentim olmaz. Ama birileri o zaman zulmetmişlerdi, haksızlık etmişlerdi. Karşılığında onlar da üzülsünler isterim" diye konuştu

"BEDELLİ YAŞI VE ÜCRETİNDE GERİ ADIM YOK" Arınç, bedelli askerliğin ücreti ve yaş rakamlarının ideal olduğunu, bunu aşağıya çekmelerinin ya da ücreti düşürmelerinin söz konusu olmadığını ifade ederek, "Meclis`te kanun teklifi görüşülürken bir teklifin verilmesi mümkün. Ancak hükümetin kararını değiştirmesi ihtimal dahilinde görülmüyor. Görüşümüz, yaş sınırı ve bedeli değiştirmemek yönündedir" dedi.
Kaynak: İHA