Diyarbakır`da Barolar Tarafından Düzenlenen Anayasa Sempozyumu Başladı

Diyarbakır Barosu tarafından düzenlenen ve bölge barolarının da destek verdiği "Sözü hakim kılmak" başlıklı sempozyumda konuşan eski Anayasa Mahkemesi Raportörü Prof.

Diyarbakır`da Barolar Tarafından Düzenlenen Anayasa Sempozyumu Başladı
Dr. Mehmet Turhan, "Yeni bir Anayasa terör olaylarının sebeplerinden birini ortadan kaldıracaktır" dedi.

Diyarbakır Barosu, yeni Anayasa yapım sürecine katkı sunmak için "Sözü hakim kılmak" konulu bir sempozyum düzenledi. Kayapınar Belediyesi`ne ait Cigerhun (Cigerxin) Kültür Merkezi`nde düzenlenen sempozyuma; eski Anayasa Mahkemesi Raportörü Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Mehmet Turhan, Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevtap Yokuş, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem, Beypazarı hakimi eski Demokratik Yargı Başkanı Dr. Orhangazi Ertekin, Karadeniz TeknikÜniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Erdoğan, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Vahap Çoşkun ile Mazlum-Der Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal katıldı. "ÇIKACAK SONUÇLARI PARTİLERE SUNACAĞIZ" Sempozyum öncesi basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, Türkiye`nin gergin ve sıkıntılı günlerden geçtiğini belirterek, "Bu nedenle kendi penceremizden bir katkı sunmak için böylesi bir sempozyum yapmayı kararlaştırdık. Buradan çıkacak görüşleri, sonuçları, temel ilkeleri bir metin haline getirerek baroların ortak görüşü olarak yayınlayıp Meclis`te grubu bulunan partilere sunacağız. Yeni anayasanın temel sorunlarının çözümüne bir katkı sunması için bir çabaharcayacağız. Bu sadece barolar ile sabit kalmamalı, sadece hukukçulara bırakılmamalı. İnanıyorum ki Türkiye`nin değişik yerlerinde de bu tartışmalar olur ve herkes bir sonuç çıkarır. Birbirimizi anlamaya ve çaba göstermeye davet ediyoruz. Sempozyumda öncelikli konumuz Kürt meselesi olacak. Kürt sorunu konusunda siyasi partilerden görüşler alıp nasıl meselenin çözümüne dair projeler sunacağız" dedi. "YENİ ANAYASA TERÖR OLAYLARINI ORTADAN KALDIRACAK" Bu tür toplantıların çok önemli olduğunu, buradan çıkan sonucun Anayasa Komisyonu`na iletilmesi gerektiğini kaydeden eski Anayasa Mahkemesi Raportörü Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Mehmet Turhan ise, "Yeni anayasa yapım sürecinin en önemli maddelerinden biri Kürt sorunu. Yeni Anayasa yapımında çok önemli hususlar var. Herkesin söylediği gibi 1982 Anayasası askeri darbe ile kabul edilmiş, oldukça milliyetçi, şovenist bir düşünce ile hazırlanmış bir anayasa. Özellikle başlangıç kısmını okuduğunuzda bu dahaçok belli ediyor. Bu yeni yapılacak anayasanın daha özgürlükçü, etnik kimliğe vurgu yapmayan bir çerçeve anayasası olması bence ülkemiz için yararlı olacaktır. Yeni bir anayasa yapabilirsek büyük bir başarı olacaktır. Terör olaylarının çok çeşitli nedenleri var, onları şu an bilemem ama yeni anayasa terör olaylarının sebeplerinden birini ortadan kaldıracaktır. Daha özgürlükçü ve demokratik bir anayasaya sahip olacağız. O bakımdan daha birleştirici ve yapıcı olacağını düşünüyorum" dedi. "UYGULAMA OLMADAN SORUNLAR ÇÖZÜLMEZ" "Yeni Anayasa bölgedeki çatışmalı sürece katkı sunacak mı?" yönündeki soruya Turhan, "Anayasa romantizmine kapılmamak lazım. Türkiye`de bir anayasa romantizmi var ve anayasa yaparak sorunları çözebileceğimizi düşünüyoruz. Bu 1961 Anayasası`nda da 82 Anayasası`nda da böyle oldu. Fakat anayasalar kağıt üzerindeki belgeler. Bunu hayata geçirecek olan insanlar. Anayasa önemli ama çok fazla da önem atfetmemek lazım çünkü uygulama olmadan hiçbir sorun çözülmez" yanıtını verdi.

"İNSAN HAKLARI SORUNU TEK KÜRTLERE YÖNELİK BİR SORUN DEĞİL" Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez ise, "Anayasa`nın önemli sorunu insan hakları sorunudur. 1982 Anayasası devleti öne çıkarmış ve insanı ikinci plana itmiştir. Bunların içinde çok ciddi problemler var, farklılıkları kabul etmeyen ve bu nedenle homojen bir model oluşturan bir algı var. Bunun sonucu olarak kültürel haklar farklılıkları ön planda tutan düzenlemeler, vatandaşlıkta etnik kökene yapılan vurgular sorunlu maddelerolarak görülüyor. Bunların düzeltilmesi lazım ama ondan daha önemlisi bence Türkiye`deki insan hakları sorunu sadece Kürtlere yönelik bir sorun değildir, çalışanlara yönelik, inanan insanlara, ateistlere, vicdani retçilere göre sorundur. Dolayısı ile anayasanın yeni bir felsefe ile olaya yaklaşması gerekiyor. Bireyin ön plana çıkarılması gerekiyor, insan onuruna vurgu yapması gerekiyor. Özgürlüğü her zaman kural ve sınırlamayı da istisna olarak gözetmesi gerek. Devleti de bireyin özgürlüğünü sağlamadahizmetçi bir kurum haline dönüştürmesi gerekiyor. Vatandaşlık konusunda yeni anayasada değişiklikler gerekiyor. Kültürel haklar konusunda yeniliklerin olması gerekiyor" dedi. "YEREL ÖZERKLİK, SADECE GÜNEYDOĞU`NUN SORUNU DEĞİL" Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, yerel yönetimler sorununun sadece Güneydoğu`nun problemi olmadığını belirterek, "Yerel özerklik konusunda yeniliklerin olması gerekiyor. Yerel özerklik konusu sadece Doğu ve Güneydoğu`nun sorunu değil, Türkiye`de söz gelimi Trabzon`da ve İstanbul`daki belediyelerin de sorunudur. Etnik köken vurgusu veya anayasal vatandaşlık boyutunda yine Türkiye`de çok farklı mozaik olarak nitelendirdiğimiz kökenler var, bunların hepsine yönelik bir sorundur. Diyarbakır`da konuştuğumuzzaman Kürt sorunu daha fazla ön plana çıkıyor ama Türkiye`nin bunu bir demokrasi ve insan hakları sorunu olduğunu düşünerek çözmesi lazım. Yeni bir anayasada bunların çözülmesi lazım, eğer olmazsa ismi sadece yeni anayasa olur yoksa içerik olarak değişen bir şey olmaz" şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA