Vı. Uluslararası Ekoloji ve Çevre Sorunları Sempozyumu
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nın desteğiyle, Akdeniz Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi tarafından düzenlenen VI.
Uluslararası Ekoloji ve Çevre Sorunları Sempozyumu, Antalya`nın Manavgat ilçesinde başladı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü`nün desteğiyle, Akdeniz Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi tarafından düzenlenen ve 4 gün sürecek olan VI. Uluslararası Ekoloji ve Çevre Sorunları Sempozyumu, Manavgat`taki Trendy Palm Beach Hotel`de başladı. Almanya, Bulgaristan, Belarus, Çekoslovakya, İran, Kıbrıs, Polonya, Romanya, Rusya, Suudi Arabistan, Sırbistan, Tunus, Türkiye ve Ukrayna`dan yaklaşık 300 bilim adamının katıldığı sempozyumda; "Çevre hukuku ve felsefesi,çevre eğitimi, Ekosistemlerdeki kimyasal ve fiziksel kirlenme ve alınabilecek önlemler, Turizm ve çevre, alternatif ve çevre dostu enerji, Biyolojik çeşitlilik, Ekoloji ve ekonomi ikilemi, sanat ve çevre" ile ilgili konular ele alınacak.
Orman ve Su işleri Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Latif Akça, Manavgat Kaymakamı Emir Osman Bulgurlu, Akseki Kaymakamı Mekan Çeviren, Manavgat Belediye Başkan Vekili Sema Ecevitoğlu ve Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abit Demircan`ın katıldığı Sempozyuma Hacettepe Üniversitesi`nden Prof. Dr. İlhami Kızıroğlu başkanlık ederken, organizasyon komitesi başkanlığını Akdeniz Üniversitesinden Prof. Dr. Ali Erdoğan, Bilim Kurulu Başkanlığını Akdeniz Üniversitesi`nden Prof. Dr. Kani Işık veSempozyum Sekreterliğini Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi`nden Yard. Doç. Dr.Tamer Albayrak yapıyor. Sempozyumun açılış konuşmasını Organizasyon Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ali Erdoğan yaptı. Erdoğan, "Hepimizin bildiği gibi, son birkaç yüzyılda yaşanan hızla sanayileşme ve kentleşme süreci, çevre üzerinde yoğun bir baskı oluşturmuştur. Özellikle son yarım asırdaki çevre yıkımı, inanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Bu süreçte gezegenimizi en fazla olumsuz etkileyen olay, insanoğlunun çevresi ile amansız bir çıkar çatışması içine girmesidir. Bu baskıların günümüzde ekolojik dengenin bozması ve çevrenin taşımakapasitesini zorlamaya başlaması, dünyamızın geleceğine dair ciddi endişelerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu bağlamda küresel ısınma ve iklim değişikliği, kuraklık vb. felaketler, tedbir alınmadığı takdirde, dünyamızın giderek yaşanmaz bir hale geleceğini açıkça ortaya koymaktadır" dedi. Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: "Çevre sorunları ile mücadele, günümüz dünyasının öncelikleri arasında yer almaktadır. Çevre denince akla ilk önce doğal kaynaklar gelmektedir. Bir ülkenin biyolojik çeşitliliği diye ifade edilen bitki ve hayvan türleri zenginliği ise en önemli doğal kaynaklarıdır. Bu kaynaklar gerek sürdürülebilir bir ekonomik kalkınma yönünden gerekse yaşanabilir bir çevre yönünden büyük önem taşımaktadır. Estetik bir çevre oluşturulmasında da biyolojik çeşitliliğe ihtiyacımız vardır. Tarlalarda fareler çoğalıyorsa,buraları böcekler istila ediyorsa, dünyanın iklimi değişiyorsa, ozon tabakası deliniyor ve güneşin zararlı ışınları bizlere ulaşıyorsa doğal denge bozulmuştur. Bu dengenin bozulması insan yaşamını da ciddi şekilde etkilemektedir. Tarımda daha fazla ilaçların kullanılması sonucunda toprak ve bitki aracılığıyla insana geçen zehirli ilaç kalıntıları, Endüstriyel ve evsel kaynakların neden olduğu toprak, su ve hava kirlenmesinin sonuçlarını yine hepimiz görmekteyiz. Bu bakımdan çevreyi korumak demek insanıkorumak demektir." Türkiye`nin çevre sorunlarının uzun süredir yakın takipçiliğini yaptığını belirten Prof. Dr. İlhami Kiziroğlu da, "Türkiye`de belirli bir anlam ifade etmediği ilk günden buyana bu işi gönüllü olarak yapıyorum. Bu iş için araştırma yapmak üzere yurt dışına gönderilen ilk kişilerdenim. Türkiye`nin çevre sorunlarının uzun süredir yakın takipçiliğini yapmaktayım. Bugün belli bir çizgiye ulaşmış 1990`larda genel müdürlük atamalarından gelinceye kadar bu konularla ilgilenen iki bakanlığımızın olması bizleriçok mutlu etmektedir. Bu da Türkiye`nin çevre ve çevre sorunlarıyla ilgili olarak ne kadar çok uğraş verdiğini göstermektedir" dedi.
Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abit Demircan, çevre konusunda eğitimin ilkokuldan başlaması gerektiğini, ülkemizde doğru dürüst çevre eğitiminin verilmediğini savundu. İnsanoğlunun sanki hep kirletmek için yaratıldığını kaydeden Demircan, "Allah`ın bize verdiği kara parçası, daha büyüğü sular, ondan büyüğü ise Uzayı sırayla inanılmaz bir hızla kirletiyoruz. Önce kara parçalarını kirlettik ardından denizlerimizi kirlettik şimdi tedbir almaya çalışıyoruz. Dünya`nın etrafındaki atmosferikirlettik şimdi onu temizlemeye çalışıyoruz" diye konuştu. Sempozyumun açılışında son konuşmayı yapan Orman ve Su işleri Bakanlığı Müsteşarı Lütfi Akça, çevre yönetim alanı baskı veren alan ekonomik sektör, son derece iyi yönetilmesi gerektiğini belirterek, "Bu alan ne kadar iyi gelişirse ne kadar uzmanlaşırsa, kalkınma ile çevre arasındaki dengeyi ne kadar iyi kurarsa dünya hem kalkınabilir. Ekositemini kurabilir. Dengeli kalkınmasını koruyabilir" dedi.
Ekosistemin insan var olmadan önce var olduğunu belirten Akça, "Ekosistem, hayatın temelidir. İnsanın korunabilmesi için ekosistemin korunması gerekiyor. İnsanların başka ihtiyaçları da var tabii ki; barınma, beslenme gıda gibi ihtiyaçları var. İnsanın ihtiyaçlarını karşılamak için bir takım faaliyetler kaçınılmaz oluyor. Sanayi ve enerji üretimi, kentleşme tarım, madencilik bunlarda insan hayatının bir parçasıdır. Ekonomide bunlar üzerine kuruluyor. Tarih bir medeniyetler yarışıdır milletler yarışıdır.Kültürler yarışıdır. Bu yarışın günümüzde, en önemli argümanı da ekonomidir. Sadece insan ihtiyaçları değil, milletler ve uluslararası yarıştan dolayı ekonomik faaliyet kaçınılmazdır. Doğal kaynak kullanıyorsunuz. Hava kirletiyorsunuz. Hava kirleniyor ve bozuluyor. Bunların bozulması sonucunda da eko sistem zarar görüyor. Çevrenin korunması açısında kalkınmanın süründürebilmesi açısından da eko sitemlerin korunması çok önemlidir" ifadelerini kullandı.
Sempozyumun açılışında sempozyuma başkanlık eden Prof. Dr. İlhami Kiziroğlu`na, 20 Kasım 2011 tarihinde emekli olacağı için, çevre konusunda bugüne kadar yapmış olduğu çalışmalardan dolayı plaket verildi. Sempozyuma destek ve katkıda bulunanlara plaketleri, Orman ve Şu İşleri Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Lütfi Akça ile Akdeniz Üniversitesi Rektör yardımcısı Prof. Dr. Abit Demircan tarafından takdim edildi.
Kaynak: İHA
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü`nün desteğiyle, Akdeniz Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi tarafından düzenlenen ve 4 gün sürecek olan VI. Uluslararası Ekoloji ve Çevre Sorunları Sempozyumu, Manavgat`taki Trendy Palm Beach Hotel`de başladı. Almanya, Bulgaristan, Belarus, Çekoslovakya, İran, Kıbrıs, Polonya, Romanya, Rusya, Suudi Arabistan, Sırbistan, Tunus, Türkiye ve Ukrayna`dan yaklaşık 300 bilim adamının katıldığı sempozyumda; "Çevre hukuku ve felsefesi,çevre eğitimi, Ekosistemlerdeki kimyasal ve fiziksel kirlenme ve alınabilecek önlemler, Turizm ve çevre, alternatif ve çevre dostu enerji, Biyolojik çeşitlilik, Ekoloji ve ekonomi ikilemi, sanat ve çevre" ile ilgili konular ele alınacak.
Orman ve Su işleri Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Latif Akça, Manavgat Kaymakamı Emir Osman Bulgurlu, Akseki Kaymakamı Mekan Çeviren, Manavgat Belediye Başkan Vekili Sema Ecevitoğlu ve Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abit Demircan`ın katıldığı Sempozyuma Hacettepe Üniversitesi`nden Prof. Dr. İlhami Kızıroğlu başkanlık ederken, organizasyon komitesi başkanlığını Akdeniz Üniversitesinden Prof. Dr. Ali Erdoğan, Bilim Kurulu Başkanlığını Akdeniz Üniversitesi`nden Prof. Dr. Kani Işık veSempozyum Sekreterliğini Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi`nden Yard. Doç. Dr.Tamer Albayrak yapıyor. Sempozyumun açılış konuşmasını Organizasyon Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ali Erdoğan yaptı. Erdoğan, "Hepimizin bildiği gibi, son birkaç yüzyılda yaşanan hızla sanayileşme ve kentleşme süreci, çevre üzerinde yoğun bir baskı oluşturmuştur. Özellikle son yarım asırdaki çevre yıkımı, inanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Bu süreçte gezegenimizi en fazla olumsuz etkileyen olay, insanoğlunun çevresi ile amansız bir çıkar çatışması içine girmesidir. Bu baskıların günümüzde ekolojik dengenin bozması ve çevrenin taşımakapasitesini zorlamaya başlaması, dünyamızın geleceğine dair ciddi endişelerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu bağlamda küresel ısınma ve iklim değişikliği, kuraklık vb. felaketler, tedbir alınmadığı takdirde, dünyamızın giderek yaşanmaz bir hale geleceğini açıkça ortaya koymaktadır" dedi. Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: "Çevre sorunları ile mücadele, günümüz dünyasının öncelikleri arasında yer almaktadır. Çevre denince akla ilk önce doğal kaynaklar gelmektedir. Bir ülkenin biyolojik çeşitliliği diye ifade edilen bitki ve hayvan türleri zenginliği ise en önemli doğal kaynaklarıdır. Bu kaynaklar gerek sürdürülebilir bir ekonomik kalkınma yönünden gerekse yaşanabilir bir çevre yönünden büyük önem taşımaktadır. Estetik bir çevre oluşturulmasında da biyolojik çeşitliliğe ihtiyacımız vardır. Tarlalarda fareler çoğalıyorsa,buraları böcekler istila ediyorsa, dünyanın iklimi değişiyorsa, ozon tabakası deliniyor ve güneşin zararlı ışınları bizlere ulaşıyorsa doğal denge bozulmuştur. Bu dengenin bozulması insan yaşamını da ciddi şekilde etkilemektedir. Tarımda daha fazla ilaçların kullanılması sonucunda toprak ve bitki aracılığıyla insana geçen zehirli ilaç kalıntıları, Endüstriyel ve evsel kaynakların neden olduğu toprak, su ve hava kirlenmesinin sonuçlarını yine hepimiz görmekteyiz. Bu bakımdan çevreyi korumak demek insanıkorumak demektir." Türkiye`nin çevre sorunlarının uzun süredir yakın takipçiliğini yaptığını belirten Prof. Dr. İlhami Kiziroğlu da, "Türkiye`de belirli bir anlam ifade etmediği ilk günden buyana bu işi gönüllü olarak yapıyorum. Bu iş için araştırma yapmak üzere yurt dışına gönderilen ilk kişilerdenim. Türkiye`nin çevre sorunlarının uzun süredir yakın takipçiliğini yapmaktayım. Bugün belli bir çizgiye ulaşmış 1990`larda genel müdürlük atamalarından gelinceye kadar bu konularla ilgilenen iki bakanlığımızın olması bizleriçok mutlu etmektedir. Bu da Türkiye`nin çevre ve çevre sorunlarıyla ilgili olarak ne kadar çok uğraş verdiğini göstermektedir" dedi.
Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abit Demircan, çevre konusunda eğitimin ilkokuldan başlaması gerektiğini, ülkemizde doğru dürüst çevre eğitiminin verilmediğini savundu. İnsanoğlunun sanki hep kirletmek için yaratıldığını kaydeden Demircan, "Allah`ın bize verdiği kara parçası, daha büyüğü sular, ondan büyüğü ise Uzayı sırayla inanılmaz bir hızla kirletiyoruz. Önce kara parçalarını kirlettik ardından denizlerimizi kirlettik şimdi tedbir almaya çalışıyoruz. Dünya`nın etrafındaki atmosferikirlettik şimdi onu temizlemeye çalışıyoruz" diye konuştu. Sempozyumun açılışında son konuşmayı yapan Orman ve Su işleri Bakanlığı Müsteşarı Lütfi Akça, çevre yönetim alanı baskı veren alan ekonomik sektör, son derece iyi yönetilmesi gerektiğini belirterek, "Bu alan ne kadar iyi gelişirse ne kadar uzmanlaşırsa, kalkınma ile çevre arasındaki dengeyi ne kadar iyi kurarsa dünya hem kalkınabilir. Ekositemini kurabilir. Dengeli kalkınmasını koruyabilir" dedi.
Ekosistemin insan var olmadan önce var olduğunu belirten Akça, "Ekosistem, hayatın temelidir. İnsanın korunabilmesi için ekosistemin korunması gerekiyor. İnsanların başka ihtiyaçları da var tabii ki; barınma, beslenme gıda gibi ihtiyaçları var. İnsanın ihtiyaçlarını karşılamak için bir takım faaliyetler kaçınılmaz oluyor. Sanayi ve enerji üretimi, kentleşme tarım, madencilik bunlarda insan hayatının bir parçasıdır. Ekonomide bunlar üzerine kuruluyor. Tarih bir medeniyetler yarışıdır milletler yarışıdır.Kültürler yarışıdır. Bu yarışın günümüzde, en önemli argümanı da ekonomidir. Sadece insan ihtiyaçları değil, milletler ve uluslararası yarıştan dolayı ekonomik faaliyet kaçınılmazdır. Doğal kaynak kullanıyorsunuz. Hava kirletiyorsunuz. Hava kirleniyor ve bozuluyor. Bunların bozulması sonucunda da eko sistem zarar görüyor. Çevrenin korunması açısında kalkınmanın süründürebilmesi açısından da eko sitemlerin korunması çok önemlidir" ifadelerini kullandı.
Sempozyumun açılışında sempozyuma başkanlık eden Prof. Dr. İlhami Kiziroğlu`na, 20 Kasım 2011 tarihinde emekli olacağı için, çevre konusunda bugüne kadar yapmış olduğu çalışmalardan dolayı plaket verildi. Sempozyuma destek ve katkıda bulunanlara plaketleri, Orman ve Şu İşleri Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Lütfi Akça ile Akdeniz Üniversitesi Rektör yardımcısı Prof. Dr. Abit Demircan tarafından takdim edildi.