Bdp`li Sırrı Süreyya Önder`den Yeni Parti Açıklaması

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu`nun siyasal partiye dönüşeceğini belirterek, "Bu siyasal parti gerçekten Türkiye`nin partisi olma hedefi ve iddiası taşımaktadır" dedi.

Bdp`li Sırrı Süreyya Önder`den Yeni Parti Açıklaması
Çorlu`da konuşmacı olarak katıldığı panelin yapıldığı salonda polis kamerası bulunmasına tepki gösteren Önder, "Emniyet müdürü, kaymakam bunun hesabını verecek" diye konuştu

Sırrı Süreyya Önder, Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu tarafından Çorlu`da Ataman Düğün Salonu`nda düzenlenen panele konuşmacı olarak katıldı. Yaptığı konuşmada 15 - 16 Ekim tarihlerinde Ankara`da yapılması planlanan kongreye ilişkin bilgiler veren Önder, "Bundan sonra bir siyasal partiye de dönüşecektir. Bu siyasal parti gerçekten Türkiye`nin partisi olma hedefi ve iddiası taşımaktadır. Temsiliyet oranları hatırlandığında hiçbir siyasi yapının kendini dayatmadığı, ben bir an önce burayı parseliyleyim,benim ağırlığımda olsun gibi eski o küçük iktidar adacıkları, küçük iktidar hesaplarından uzak bizzat yerelliğin, bizzat muzdarip olanın, bizzat mağdur olanın kendini ifade edebileceği ve sayısal çoğunluğa bakmadan bir diğeri ile kendisini eşit ve denk hissedeceği her şeyin tartışılabileceği birkaç temel insanlık kriterinin dışında hiçbir bariyerin oluşturulamayacağı bir bir araya geliş bu" dedi

"Sürece bakmak gerekiyor, neler oldu nasıl bu noktaya gelindi kısaca bundan bahsetmek istiyorum" diyen Önder, şöyle devam etti; "Bu ülkede bütün, mağdurlar, mazlumlar, yoksullar, emekçiler, Kürtler, Ermeniler, Süryaniler, cinsel yöneliminden dolayı kendini baskı altında hissedenler ilk defa bu kadar geniş tabanlı bir bir araya gelişi gerçekleştiriyorlar. Seçime emek, demokrasi ve özgürlük bloğu olarak girmeye karar verdiler. Bu bir araya geliş halkın nezdinde o kadar yüksek bir itibar kazandırdı ki buna dönük büyük bir teveccüh meydana geldi. Aldığımız oy ve çıkardığımız milletvekili sayısı kadar gönlünde bize yer açan insanlarsöz konusu oldu. Bu sadece halkın nezdinde coşku yaratmadı egemenlerin nezdinde de büyük bir panik yarattı. Bu panik başta kendisini YSK vetoları olarak gösterdi, YSK vetolarını halkın bir araya gelip Türkiye`de görülmemiş bir şekilde protesto etmesi nedeniyle, vicdanların buna büyük bir itiraz dile getirmesi nedeniyle bu anlamda geri adım attılar." Önder, salonda polis kameralarının bulunmasını da eleştirerek, duruma tepki gösterdi. Önder, "Bu salonda da görmüş olduğumuz gibi sürekli bir izleme ve izleyerek baskı altına alma furyası olarak devam etti. Biz buradaki güvenlik görevlisi emekçi arkadaşlarımıza herhangi, bir şey demeyeceğim ama buradan çıktıktan sonra Emniyet Müdürü, Kaymakam bunun hesabını verecek, yapılan iş kanunsuzdur fakat bizim saklı, gizli yaptığımız bir şey yok. Niye kamera gönderip bizim görüntülerimizi kayda aldırıyorlar. Şununiçin, telaşlanıyorlar. Bizim alnımız açık, yüzümüz ak, kimseden saklı gizli bir şey yapmıyoruz. Bu ülkenin bütün yoksulları, bu ülkenin bütün ezilenleri, özgürlükleri, hakları gasp edilmiş bütün insanları bir araya geliyoruz, bir araya geleceğiz bu salondaki bu uygulama dahil olmak üzere büyün bu hak gasplarını ve hukuksuzlukları bunu yapanların başına çalacağız. Bu kaymakam izin vermiş, sadece izin vermekle kalmayacak bir de bunun hesabını verecek. Nedir bu keyfi uygulama. Sen bu ülkenin bir kısımyurttaşlarını, sakıncalı, tehlikeli olarak düşünen zihniyet bu ülkeyi nereye kadar kucaklayabilir. Bunun neresi ileri demokrasi, ilerisinden vazgeçtim bunun neresi demokrasi. Yarın öbür gün bu toplantıyı gayri kanuni bir toplantı gibi gösterip herhangi bir yerde gördüğüne buradakini de delil olarak sunacaklar. Fakat bu ülke bu günlerin sonuna gelmiştir. Bizim aldığımız oy sayısı, çıkardığımız milletvekili sayısı da önemli değildir. Bu ülkeyi bu hukuksuzlukla artık daha fazla cendere altınaalamayacaksınız. Gideceksiniz Orta Doğu`da insanlara özgürlük vaazları vereceksiniz buraya geleceksiniz kendi yurttaşınızın üçü beşi bir araya geldiği zaman bunu sakıncalı sayacaksınız. Polis göndereceksiniz, kayda aldıracaksınız derler ya ele verir talkımı kendi yutar salkımı önce dönüp kendilerine bakacaklar işte sizin gönderdiğiniz vekiller bunu yapacaklar. Ben de İç İşleri Komisyonuna girdim sizi orda da temsil edeceğim bunun hesabını soracağım. İnsanları bu kadar tedirgin edemezsiniz bunahakkınız yok. Ondan sonra oturup kendi kendinize gerçekten buradaki görevli, yoksul, mazlum, tabandan gelmiş halk çocuğu güvenlik görevlisi arkadaşları kastetmiyorum. Bir zihniyetten bahsediyorum. Ondan sonra çıkacaksınız, bu insanlar niye böyle bu tansiyon niye böyle yüksek, bu ülkede barışın önünde ne engel çok basit bir matematik kuralıdır sıkıştırırsan patlatırsın bunun başka bir izahı yok. Bırakın insanlar bir araya gelsinler demokrasi demek örgütlü toplum demektir, demokratik toplum kendini örgütleyentoplum demektir. Biz bunu sizin için de yapıyoruz. Senin çocuğun da Ergene`de zehirlenen suyu içecek eğer buradaki Ergene İnisiyatifi itiraz etmezse. Senin amirlerin, senin iktidarın, senin temsil ettiğin zihniyet bunlara bu su Allah`ındır, kulun da hakkıdır mülkiyeti de kamunundur demeyecek. Bu hava şunun oğlu, bunun kızı demeyecek hepinizi zehirleyecek elinizi vicdanınıza koyun, bizden başka itiraz eden var mı? Dinleri, imanları, Allah`ları, kitapları para bunların" şeklinde konuştu.

Bu dünyayı atalarından değil, çocuklardan borç aldıklarını ifade eden Önder, "Çocuklarımıza daha iyi daha yaşanılabilir, havasıyla, suyuyla, kurduyla kuşuyla, insanıyla daha yaşanılası bir dünya bırakmaya çalışıyoruz. İşte Kaymakamınız bunları seyretsin, içinde biraz feraset, vicdan, Allah korkusu, insan sevgisi varsa bundan biraz feyz alsın, bana geleceğine, Ergene çayına gitsin, bana geleceğine burayı sanayi çöplüğüne dönüştürenlerin gitsin yakasına yapışsın. Kaç tane fabrika bu memleketin suyunuzehirliyor kaç tanesine filtre taktırdın kaç tanesine arıtma yaptırdın git eğer içinde şu kadar insanlık ve Allah korkusu, insan sevgisi varsa git onları denetle. Burada insanlığa muhalif hiçbir şey ne konuşulur ne de yapılır" diye konuştu.

BDP`li Sırrı Süreyya Önder, bu halkın korku duvarını çoktan aştığını vurgulayarak, seçimden bu yana Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu çalışanlarının 5 bine yakınının tutuklandığını söyledi. Önder, "Bundan fazlasına hapishaneniz yok. Çevirin bir tel örgü bütün ülkeyi hapsedin sizde kurtulun bizde kurtulalım nereye kadar. Nereye gitsek bu tür hukuksuz uygulamalarla karşılaşıyoruz. Teröristle pazarlık yapmayız bahanesinin arkasına sığınıyorlardı, ortaya çıktı ki kendilerinin terörist diye nitelendirdiğiinsanlarla gayet samimi bir şekilde bu meseleleri devlet düzeyinde de hükümet düzeyinde de görüşüyorlar" dedi

Sınır ötesi harekat tezkeresinin de meclise geleceğine değinen Sırrı Süreyya Önder, "Fiskos şeytan işidir, kapı arkasında kurulan işlerin hepsi şeytanidir. Bizim de bütün talebimiz bu müzakerelerin açık şeffaf halka hesap verebilecek şekilde yapılmasıdır. Çünkü sıkıntısını bu halk çekiyor, cefasını bu halk çekiyor, bilmesinde en büyük hak sahibi de bu halktır. Karşınızdakinin insan olduğunu, kimsenin de bu vatanı bölmek parçalamak gibi bir niyetinin olmadığını sadece sömürüye, zulme bir dur demeniyetinde olduğunu kendi demokratik kimliği ile kendi ulusal demokratik kimliği ile ana sütü kadar hak ana diliyle yaşamak gibi taleplerinin olduğu bunlarında dünyanın hiçbir ikliminde hiçbir zamanında, hiç bir coğrafyasında pazarlık konusu yapılamayacağını insanın anasından doğduğu gün nasıl hangi dille konuşuyorsanız hangi dille rüya görüyorsanız o dille de okula gitmek o dille dünyayı anlamak öğrenmek hakkınız nasıl size doğal geliyorsa karşınızdakine de o kadar haktır bunun pazarlık konusu yapılmasızalimliktir, insanın yaradılışına aykırıdır. Evrensel insan hakları bilgisinde bunların yeri yoktur" diye konuştu

Konuşmanın ardından paneli izleyenlerle bol bol hatıra fotoğrafı çektiren Önder daha sonra Çorlu`dan ayrıldı

Kaynak: İHA