Türkiye`nin ``jurassic Parkı``nı 4 Ayda 25 Bin 500 Kişi Gezdi
Türkiye`nin ulusal anlamda ilk ve tek Tabiat Tarihi Müzesi olma özelliği taşıyan müzeyi 25 Mayıs-30 Eylül tarihleri arasında 25 bin 500 ziyaretçi gezdi -Üç kat ve 6 bölümden oluşan müzede, 13 bin yıl önceki insanların yürürken bıraktıkları izler ve dev dinozor iskeleti en dikkat çekici eserler arasında yer alıyor (fotoğraflı) ANKARA (A.
A) - 28.10.2011 - Duygu Can - Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü bünyesinde 1968 yılında açılan ve dünyanın önemli müzeleri arasında gösterilen ``Tabiat Tarihi Müzesi``, ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor
Türkiye`nin ulusal anlamda ilk ve tek Tabiat Tarihi Müzesi olma özelliği bulunan müzeyi, 25 Mayıs-30 Eylül tarihleri arasında 25 bin 500 ziyaretçi gezdi
AA muhabirinin müze yetkililerinden aldığı bilgiye göre, 1935 yılında Atatürk`ün emriyle kurulan ve 7 Şubat 1968 tarihinde MTA bünyesinde bilim dünyası ve halkın hizmetine açılan Tabiat Tarihi Müzesi, 2004 yılında çağdaş bir görüntüye kavuşturulması amacıyla yeni binasına taşındı
Binadaki inşaat hataları nedeniyle 2005 yılında ziyarete kapatılan müze, inşaat firmasıyla MTA`nın mahkemelik olması nedeniyle yaklaşık 6 yıl kapalı kaldı
Tadilat sonrası 24 Mayıs 2011 tarihinde yeniden ziyarete açılan müze, daha çok ilköğretim okulu öğrencileriyle gençler tarafından ilgi görüyor. 10 bin 800 metrekarelik kapalı sergi alanına sahip müzeyi, açılışının ardından 25 Mayıs-30 Eylül tarihleri arasında 25 bin 500 ziyaretçi gezdi
-Uzaya yolculuk- Müzenin giriş katında uzaya yolculuk yapmak ve Güneş sistemindeki gezegenleri tanımak mümkün. Bu bölümde, Güneş sistemindeki gezegenlerin yıldızlı bir tavan altında sunulduğu maket, uzay terazisi, Dünya maketi, Dünya`nın ve Ay`ın oluşumuyla yerkürenin jeolojik tarihçesinden bazı sahneleri tasvir eden panolar, Ay`dan getirilen taşla Yıldırım Taşı ve meteoritler sergileniyor
-Engellilere özel bölüm- Müzede, yenileme çalışmaları kapsamında görme ve yürüme engelliler için özel bölümler oluşturuldu. Bu bölümde, görme engelli ziyaretçiler için müzenin küçük bir modeli izlenime sunuluyor. Bölüm, üzeri açılır 14 vitrin ve açıkta teşhir edilen toplam 88 örnekten oluşuyor
Her örneğin yanında Braille alfabesiyle yazılmış etiketlerle tabiat tarihini ve müzeyi anlatan işitsel CD yer alıyor
Müzenin birinci katında bitki fosillerinin yanı sıra, bir hücreli canlılardan çok hücreli canlılara, omurgasız hayvanlardan omurgalı hayvanlara kadar çok sayıda fosil yer alıyor. 140 milyon yıl öncesine ait etobur dinozorla 17-10 milyon yıl öncesine ait hortumlu memelilere ait mülajlar yine bu katta görülebiliyor
Brezilya`da bulunmuş ve yaklaşık 280 milyon yıl öncesine ait bir tatlı su sürüngenine ait orijinal fosil, Ankara-Köserelik`te bulunmuş ve 193 milyon yıl öncesine ait dev bir ammonit fosili, Kahramanmaraş`ta bulunmuş ve günümüzden yaklaşık 3 bin 500 yıl öncesine ait Maraş fili ve 2002 yılında Adana-Yumurtalık sahilinde karaya vuran uzun balinanın iskeleti bu katta sergilenen önemli örnekler arasında bulunuyor
Günümüzde Türkiye`de yaşayan hayvan ve bitki örnekleri ise birinci kattaki Diorama Bölümü`nde bulunuyor. Bu bölümde, aralarında 1974 yılında Ankara-Beypazarı`nda bulunan Anadolu panteriyle Ankara tavşanının da yer aldığı nesli tükenmiş ya da tehlike altında olan bitki ve hayvan örnekleri yaşam ortamlarına uygun canlandırmalarla izleyicilere sunuluyor
-13 bin yıl önceki insanlara ait ayak izleri- Birinci katta ayrıca günümüzden 13 bin yıl önce Manisa`nın Kula ilçesinde yaşamış insanlara ait ayak izleri, Prehistorik Dönem`e ait taş aletler, mağara sanatına ait alçı kopyalarla Karstik Doğal Mağara Modeli ve çökelme ortamı maketi de görülebilecek örnekler arasında bulunuyor
İkinci katta, Sistematik Mineraloji Bölümü`nde, yerkabuğunun yapı taşları olan mineraller, Kayaç Bölümü`nde ise çeşitli minerallerin farklı jeolojik süreçlerle bir araya gelmesinden oluşmuş kayaçlar sergileniyor. Günlük hayatta kullanılan araç, gereç ve malzemenin tamamen veya kısmen kaynağı olan metalik madenler, endüstriyel hammaddeler ve enerji hammaddeleri ise Türkiye Yeraltı Kaynakları bölümünde sergileniyor. Gerek yurt içinden gerekse yurt dışından temin edilen gözalıcı renklere ve çekiciliğe sahip kristaller de Süstaşları Bölümü`nde ziyaretçilerini bekliyor
Ücretsiz olan müze, pazartesi haricinde haftanın her gün ziyaret edilebilir
(DUY-EAY)
Kaynak: AA
Türkiye`nin ulusal anlamda ilk ve tek Tabiat Tarihi Müzesi olma özelliği bulunan müzeyi, 25 Mayıs-30 Eylül tarihleri arasında 25 bin 500 ziyaretçi gezdi
AA muhabirinin müze yetkililerinden aldığı bilgiye göre, 1935 yılında Atatürk`ün emriyle kurulan ve 7 Şubat 1968 tarihinde MTA bünyesinde bilim dünyası ve halkın hizmetine açılan Tabiat Tarihi Müzesi, 2004 yılında çağdaş bir görüntüye kavuşturulması amacıyla yeni binasına taşındı
Binadaki inşaat hataları nedeniyle 2005 yılında ziyarete kapatılan müze, inşaat firmasıyla MTA`nın mahkemelik olması nedeniyle yaklaşık 6 yıl kapalı kaldı
Tadilat sonrası 24 Mayıs 2011 tarihinde yeniden ziyarete açılan müze, daha çok ilköğretim okulu öğrencileriyle gençler tarafından ilgi görüyor. 10 bin 800 metrekarelik kapalı sergi alanına sahip müzeyi, açılışının ardından 25 Mayıs-30 Eylül tarihleri arasında 25 bin 500 ziyaretçi gezdi
-Uzaya yolculuk- Müzenin giriş katında uzaya yolculuk yapmak ve Güneş sistemindeki gezegenleri tanımak mümkün. Bu bölümde, Güneş sistemindeki gezegenlerin yıldızlı bir tavan altında sunulduğu maket, uzay terazisi, Dünya maketi, Dünya`nın ve Ay`ın oluşumuyla yerkürenin jeolojik tarihçesinden bazı sahneleri tasvir eden panolar, Ay`dan getirilen taşla Yıldırım Taşı ve meteoritler sergileniyor
-Engellilere özel bölüm- Müzede, yenileme çalışmaları kapsamında görme ve yürüme engelliler için özel bölümler oluşturuldu. Bu bölümde, görme engelli ziyaretçiler için müzenin küçük bir modeli izlenime sunuluyor. Bölüm, üzeri açılır 14 vitrin ve açıkta teşhir edilen toplam 88 örnekten oluşuyor
Her örneğin yanında Braille alfabesiyle yazılmış etiketlerle tabiat tarihini ve müzeyi anlatan işitsel CD yer alıyor
Müzenin birinci katında bitki fosillerinin yanı sıra, bir hücreli canlılardan çok hücreli canlılara, omurgasız hayvanlardan omurgalı hayvanlara kadar çok sayıda fosil yer alıyor. 140 milyon yıl öncesine ait etobur dinozorla 17-10 milyon yıl öncesine ait hortumlu memelilere ait mülajlar yine bu katta görülebiliyor
Brezilya`da bulunmuş ve yaklaşık 280 milyon yıl öncesine ait bir tatlı su sürüngenine ait orijinal fosil, Ankara-Köserelik`te bulunmuş ve 193 milyon yıl öncesine ait dev bir ammonit fosili, Kahramanmaraş`ta bulunmuş ve günümüzden yaklaşık 3 bin 500 yıl öncesine ait Maraş fili ve 2002 yılında Adana-Yumurtalık sahilinde karaya vuran uzun balinanın iskeleti bu katta sergilenen önemli örnekler arasında bulunuyor
Günümüzde Türkiye`de yaşayan hayvan ve bitki örnekleri ise birinci kattaki Diorama Bölümü`nde bulunuyor. Bu bölümde, aralarında 1974 yılında Ankara-Beypazarı`nda bulunan Anadolu panteriyle Ankara tavşanının da yer aldığı nesli tükenmiş ya da tehlike altında olan bitki ve hayvan örnekleri yaşam ortamlarına uygun canlandırmalarla izleyicilere sunuluyor
-13 bin yıl önceki insanlara ait ayak izleri- Birinci katta ayrıca günümüzden 13 bin yıl önce Manisa`nın Kula ilçesinde yaşamış insanlara ait ayak izleri, Prehistorik Dönem`e ait taş aletler, mağara sanatına ait alçı kopyalarla Karstik Doğal Mağara Modeli ve çökelme ortamı maketi de görülebilecek örnekler arasında bulunuyor
İkinci katta, Sistematik Mineraloji Bölümü`nde, yerkabuğunun yapı taşları olan mineraller, Kayaç Bölümü`nde ise çeşitli minerallerin farklı jeolojik süreçlerle bir araya gelmesinden oluşmuş kayaçlar sergileniyor. Günlük hayatta kullanılan araç, gereç ve malzemenin tamamen veya kısmen kaynağı olan metalik madenler, endüstriyel hammaddeler ve enerji hammaddeleri ise Türkiye Yeraltı Kaynakları bölümünde sergileniyor. Gerek yurt içinden gerekse yurt dışından temin edilen gözalıcı renklere ve çekiciliğe sahip kristaller de Süstaşları Bölümü`nde ziyaretçilerini bekliyor
Ücretsiz olan müze, pazartesi haricinde haftanın her gün ziyaret edilebilir
(DUY-EAY)
