Yunanistan`ın 103 Milyar Euro`luk Borcu Silinebilir
Avrupa Birliği ve IMF, Yunanistan’a verdikleri 110 milyar Euro’luk kurtarma paketi borç krizine çare olmayınca, yarın toplanacak AB liderler zirvesinde ülkenin borcunun yüzde 50-60’ının silinmesi kararı alabilecekleri belirtiliyor.
Yunanistan’ın borçlarının sürdürülebilir duruma getirilmesi için AB liderlerinin tarihi kararlar alabileceği ifade edilirken, borç silmenin dışında Atina’ya verilecek ikinci kurtarma paketinin ise 109 milyar Euro olması bekleniyor.
Yunanistan ile Euro bölgesinin sırtındaki ağır borç yükü, yarın toplanacak AB liderler zirvesinde ele alınacak. AB, Avrupa Merkez Bankası ve IMF’nin gündeme gelen son raporu, Yunanistan’ın 350 milyar Euro dolayındaki borcunun uzun vadede sürdürülebilir olması adına bu ülkenin tahvillerini elinde bulunduran özel kesimin bu tahvillerde yüzde 60 kadar kaybı kabul etmesinin gerekebileceğine işaret etmişti.
Euro bölgesi, Yunanistan’ın GSMH’sının yüzde 45’ine denk gelen 103 milyar Euro’luk (toplam borcun yüzde 29’u) kısmını silmeyi planlıyor. Bunun Yunanistan’a yüklü miktarda faiz ve borç geri ödemesi yapmak zorunda olması nedeniyle belli bir rahatlama sağlaması beklenirken, Yunan ve yabancı bankalar bu durumdan zararlı çıkacak. Yunanistan’ın 103 milyar Euro’luk borcunun silinmesinden yaklaşık 60 milyar Euro kadar kârlı çıkması beklenirken, geri kalan 35-40 milyar Euro’nun ise banka ve sigorta fonlarının sermayelerinin güçlendirilmesine harcaması bekleniyor.
Yunanistan tahvillerinde yapılacak indirime ilişkin Euro bölgesi ülkeleri ile bankalar arasında çetin pazarlıklar yapılırken, ülke borcunun hafifletilmesi konusunda bankalar ile köklü bir çözüm için mutabakat sağlanmaya çalışılıyor. 2035 yılına kadar süresi dolacak Yunan borcunun 103 milyarının silinmesi planlanırken, bu durum, ülkenin daha fazla tasarrufa gitmesi ve dış güçlerin ülke ekonomisini izlemeye devam etmelerinin de önünü açmış olacak. Bu senaryonun hayata geçirilmesi halinde Yunanistan’ın geleceğini üç ana etken belirleyecek:
1. Gelirlerin harcamaları geçmemesi için ülkede sıkı bir tasarruf programı uygulanacak
2. Yunan ekonomisi, başta AB olmak üzere AB, Avrupa Merkez Bankası ve IMF tarafından yakın takibe alınacak. Bunun için Atina’da bir temsilciliğin açılması bekleniyor.
3. Borçların ödenebilmesi için şimdikinden daha hızlı ilerleyen etkili bir özelleştirme çerçevesi hayata geçirilecek.
Bu yeni şartların Yunanistan’ın egemenliğini teslim etmesi anlamına geleceği yorumları yapılırken, bunun, siyasi ve toplumsal tepkiye neden olabileceği endişesine yol açıyor.
Yunanistan’a kredi veren ülkeler, kendi sorununu çözmekte aciz kalan ülke için bu şartlarda diretiyor. Görevi devretmeye hazırlanan Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean Claude Trichet, “Artık piyasalara çıkma durumunda olmayan üye ülkelere daha sıkı koşullar altında borç vermek adaletlidir.” dedi. Trichet, Yunanistan gibi uluslar arası yardım karşılığında reformları yapmakta başarısız olmaya devam eden bir ülke için “Euro bölgesi yetkilileri, ekonomi politikalarını düzenlemek için daha önemli ve yetkili bir rol üstlenecek.” ifadelerini kullanmıştı.
Yunanistan’ın borcunun kırpılması konusuna Fransa’nın desteğini alan Almanya öncülük ederken, Yunan tahvillerinde yüzde 50-60 oranında indirime gidilmesi öngörülüyor. Yunan basın-yayın organları, 206 milyar Euro’luk Yunan borcunun 103 milyar Euro’sunun kırpılacağını duyurdu. Bu oran Yunan GSMH’sının yüzde 45’ine denk gelirken, bugün itibariyle Yunanistan’ın dış borcu GSMH’nın yüzde 166’sı seviyesinde bulunuyor. Ancak Yunanistan’a borç silinmesinden sağlanacak yararın bir bölümü, hükümetin bankalar ile sigorta fonlarının sermayelerini güçlendirmek zorunda kalacağı için alınacak yeni kredilere gitmesi bekleniyor.
Bankalar, bu çözümün Yunanistan’ın faiz ve borç geri ödemesine gidecek paralardan muaf olması anlamında bir yarar sağlayacağını ancak borcun geri kalanının sürdürülebilir geri ödemesinde ne kadar başarı sağlanacağının bir çok etkene bağlı olduğuna vurgu yapıyorlar. Yunanistan, kontrollü iflas yerine ülkenin iflası anlamına gelecek bir yaklaşımın patlak vermemesi için tahvillerde indirime gidilmesi konusunun gönüllü yapılmasını istiyor. Ayrıca silinecek borcun geri kalan kısmını sürdürülebilir orana imkan verecek kadar büyük olmasını talep ediyor.
Bankaların yüzde 40’a denk gelen tahvilden vazgeçmeye gönüllü yaklaştıkları belirtilirken, bu oranın olabildiğince küçük olmasında direttikleri ifade ediliyor. AB’nin bu konuyu mutabakatın aksine tek taraflı yapması durumunda Yunanistan’ın iflas ettiği anlamına gelecek. Bu da Yunan ekonomisi uzun yıllar uluslararası piyasalardan uzaklaştırmış olacak.
Yunanistan ile Euro bölgesinin sırtındaki ağır borç yükü, yarın toplanacak AB liderler zirvesinde ele alınacak. AB, Avrupa Merkez Bankası ve IMF’nin gündeme gelen son raporu, Yunanistan’ın 350 milyar Euro dolayındaki borcunun uzun vadede sürdürülebilir olması adına bu ülkenin tahvillerini elinde bulunduran özel kesimin bu tahvillerde yüzde 60 kadar kaybı kabul etmesinin gerekebileceğine işaret etmişti.
Euro bölgesi, Yunanistan’ın GSMH’sının yüzde 45’ine denk gelen 103 milyar Euro’luk (toplam borcun yüzde 29’u) kısmını silmeyi planlıyor. Bunun Yunanistan’a yüklü miktarda faiz ve borç geri ödemesi yapmak zorunda olması nedeniyle belli bir rahatlama sağlaması beklenirken, Yunan ve yabancı bankalar bu durumdan zararlı çıkacak. Yunanistan’ın 103 milyar Euro’luk borcunun silinmesinden yaklaşık 60 milyar Euro kadar kârlı çıkması beklenirken, geri kalan 35-40 milyar Euro’nun ise banka ve sigorta fonlarının sermayelerinin güçlendirilmesine harcaması bekleniyor.
Yunanistan tahvillerinde yapılacak indirime ilişkin Euro bölgesi ülkeleri ile bankalar arasında çetin pazarlıklar yapılırken, ülke borcunun hafifletilmesi konusunda bankalar ile köklü bir çözüm için mutabakat sağlanmaya çalışılıyor. 2035 yılına kadar süresi dolacak Yunan borcunun 103 milyarının silinmesi planlanırken, bu durum, ülkenin daha fazla tasarrufa gitmesi ve dış güçlerin ülke ekonomisini izlemeye devam etmelerinin de önünü açmış olacak. Bu senaryonun hayata geçirilmesi halinde Yunanistan’ın geleceğini üç ana etken belirleyecek:
1. Gelirlerin harcamaları geçmemesi için ülkede sıkı bir tasarruf programı uygulanacak
2. Yunan ekonomisi, başta AB olmak üzere AB, Avrupa Merkez Bankası ve IMF tarafından yakın takibe alınacak. Bunun için Atina’da bir temsilciliğin açılması bekleniyor.
3. Borçların ödenebilmesi için şimdikinden daha hızlı ilerleyen etkili bir özelleştirme çerçevesi hayata geçirilecek.
Bu yeni şartların Yunanistan’ın egemenliğini teslim etmesi anlamına geleceği yorumları yapılırken, bunun, siyasi ve toplumsal tepkiye neden olabileceği endişesine yol açıyor.
Yunanistan’a kredi veren ülkeler, kendi sorununu çözmekte aciz kalan ülke için bu şartlarda diretiyor. Görevi devretmeye hazırlanan Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean Claude Trichet, “Artık piyasalara çıkma durumunda olmayan üye ülkelere daha sıkı koşullar altında borç vermek adaletlidir.” dedi. Trichet, Yunanistan gibi uluslar arası yardım karşılığında reformları yapmakta başarısız olmaya devam eden bir ülke için “Euro bölgesi yetkilileri, ekonomi politikalarını düzenlemek için daha önemli ve yetkili bir rol üstlenecek.” ifadelerini kullanmıştı.
Yunanistan’ın borcunun kırpılması konusuna Fransa’nın desteğini alan Almanya öncülük ederken, Yunan tahvillerinde yüzde 50-60 oranında indirime gidilmesi öngörülüyor. Yunan basın-yayın organları, 206 milyar Euro’luk Yunan borcunun 103 milyar Euro’sunun kırpılacağını duyurdu. Bu oran Yunan GSMH’sının yüzde 45’ine denk gelirken, bugün itibariyle Yunanistan’ın dış borcu GSMH’nın yüzde 166’sı seviyesinde bulunuyor. Ancak Yunanistan’a borç silinmesinden sağlanacak yararın bir bölümü, hükümetin bankalar ile sigorta fonlarının sermayelerini güçlendirmek zorunda kalacağı için alınacak yeni kredilere gitmesi bekleniyor.
Bankalar, bu çözümün Yunanistan’ın faiz ve borç geri ödemesine gidecek paralardan muaf olması anlamında bir yarar sağlayacağını ancak borcun geri kalanının sürdürülebilir geri ödemesinde ne kadar başarı sağlanacağının bir çok etkene bağlı olduğuna vurgu yapıyorlar. Yunanistan, kontrollü iflas yerine ülkenin iflası anlamına gelecek bir yaklaşımın patlak vermemesi için tahvillerde indirime gidilmesi konusunun gönüllü yapılmasını istiyor. Ayrıca silinecek borcun geri kalan kısmını sürdürülebilir orana imkan verecek kadar büyük olmasını talep ediyor.
Bankaların yüzde 40’a denk gelen tahvilden vazgeçmeye gönüllü yaklaştıkları belirtilirken, bu oranın olabildiğince küçük olmasında direttikleri ifade ediliyor. AB’nin bu konuyu mutabakatın aksine tek taraflı yapması durumunda Yunanistan’ın iflas ettiği anlamına gelecek. Bu da Yunan ekonomisi uzun yıllar uluslararası piyasalardan uzaklaştırmış olacak.