55. Milli Pediatri Kongresi
Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Araştırma Uygulama Hastanesi Çocuk Hastalıkları Bölümü`nden Doç.
Antalya`nın Konyaaltı ilçesi Beldibi mevkinde Rixos Sungate Hotel`de gerçekleştirilen `55.Milli Pediatri Kongresi`ndeki `Klinik Uygulamada Probiyotikler - Prebiyotikler` konulu sempozyumda konuşan Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Araştırma Uygulama Hastanesi Çocuk Hastalıkları Bölümü`nden Doç. Dr. Metehan Özen, antibiyotiklerin yan etkilerine dikkat çekti. Sempozyumu yöneten Prof. Dr. Leyla S. Namazova ile birlikte düzenlediği basın toplantısında antibiyotiklere bağlı ishallerin, ilacınbarsaklardaki yararlı bakterileri de öldürmesi sonucu ortaya çıktığını söyleyen Doç. Dr. Metehan Özen, antibiyotik kullanımından sonra bağışıklık sisteminin olumsuz etkilendiğini söyledi. Son 15-20 yıldır yeni antibiyotik üretilmediğini belirten Doç.Dr.Özen, dışarıdan alınan yararlı bakteriler içeren probiyotiklerin, antibiyotiklerin olumsuz yan etkilerini en aza indirgemek için mutlaka kullanılması gerektiğini, antibiyotik kullanımından sonra 4-6 hafta savunmasız kalan vücudun normal dengesini ulaşmasındayararı olduğunu kaydetti. Dünyada allerjik, multipl skleroz, behçet, sarkoidoz, Wilson sendromu ve kanser hastalıklarının arttığını söyleyen Doç.Dr. Özen, bunun önemli nedenlerinin sezeryan doğumları ve sonrasındaki steril yaşam çabası olduğunu söyledi. Doç.Dr. Özen, ekonomik düzey yükseldikçe sezeryan doğumlarının arttığını ancak sezeryanla doğan çocuğun vücudunda yararlı bakteri düzeyinin sıfır olduğunu belirtti. Çocukların aşırı steril ortamlarda yaşatılmaya çalışılmasının da olumsuz etkileri bulunduğunu belirten Doç.Dr. Özen,günümüzde otoimmün hastalıklarının daha sık görüldüğünü, insan vücudunun kendi antijenlerine karşı gösterdiği abartılı cevaplar sonucu vücudun kendi kendisini yıktığı hastalıkların arttığını söyledi. TEDAVİSİ OLMAYAN BAKTERİ TÜRLERİ Doç. Dr. Metehan Özen, son yıllarda henüz tedavisi bulunmamış bakteri türlerinin insan sağlığı için büyük tehdit oluşturduğuna dikkat çekerek, bunlardan insan cildinde üreyen VRSA (Vancomycin-resistant Staphylococcus) isimli bakterinin her türlü antibiyotiğe direnç kazandığını, bakterinin cildin üzerindeyken zararlı olmadığını ancak deride meydana gelen herhangi bir kesiden vücuda girip kana karıştığı zaman tedavisinin olmadığını söyledi. ABD, İsrail gibi ülkelerde bildirilen bu bakterinin ülkemizde degörülebileceğini belirten Doç. Dr. Metehan Özen, Dünya Sağlık Örgütü`nün mantık dışı boyutlara ulaşan antibiyotik kullanımının önlenmesi için yoğun çaba gösterdiğini belirtti. "HAZIR YOĞURTTA YETERLİ PROBİYOTİK YOK" Yoğurdun yararlı bakterilerle oluştuğunu söyleyen Doç.Dr. Özen, satışa sunulan yoğurtların büyük çoğunluğunda yeterli probiyotiklerin bulunmadığını ileri sürdü. Özen, Brüksel`de yapılan çalışmalarda, piyasadaki yoğurtların yüzde 90`ının içinde vaadedilen miktarda probiyotik bulunmadığının tespit edildiğini belirterek, "Belki üretildiği gün var ama son kullama tarihi geldiğinde içinde yararlı bakteri kalmıyor" dedi. Doç.Dr.Özen, Avrupa ve Amerika`da insanların yoğurdun içindeki probiyotik miktarınıhassasiyetle izlediğini hatırlattı
"TÜRKİYE İLE RUSYA ARASINDA ORTAK ÇALIŞMA YAPILABİLİR" Rusya Devlet Tıp Üniversitesi`nden Prof. Dr. Leyla S. Namazova da Rusya`da gereksiz antibiyotik kullanımı yerine probiyotiklerin kullanılması konusunda ciddi gelişmeler kaydedildiğini belirterek, "Türkiye`ye gelen Rus turistler hastalandıklarında eczanelerden artık antibiyotik almıyor, probiyotik istiyor. Bu konuda Türkiye ve Rusya arasında ortak çalışmalar yapılabilir" şeklinde konuştu.