Hristofyas: Yeraltı Kaynaklarının Araştırması Yasal Hükümet Tarafından Yapılır

Rum Yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, denizdeki hidrokarbonun “Kıbrıs Cumhuriyeti” vatandaşlarının tamamına ait olduğunu ancak “yasal devlet tarafından yönetildiğini” söyledi.

Hristofyas: Yeraltı Kaynaklarının Araştırması Yasal Hükümet Tarafından Yapılır


Rum lider Hristofyas, Kıbrıs sorununun çözüm çabalarının önündeki en büyük engel olarak nitelediği Türkiye’yi Güney Kıbrıs’a karşı “yayılmacılık politikası izlemekle” suçladı. 16 Ağustos’ta kurulmasına rağmen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümünü “Bağımsızlık Günü” adıyla 1 Ekim’de kutlayan Rum Yönetimi, bu amaçla bugün Lefkoşa’nın Rum kesiminde askeri resmigeçit düzenledi.


Halk katılımının ve teşhir edilen silahların geçen yıllara nazaran daha az olduğu dikkat çeken geçit resminin ardından basına konuşan Rum lider Dimitris Hristofyas, Güney Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’deki tek yanlı hidrokarbon aramalarına tepki gösteren Türkiye’yi “yayılmacılık politikası izlemekle” suçladı. Hristofyas, Güney Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’de kendisinin olduğunu ilan ettiği “münhasır ekonomik bölge” içerisinde yürütülmekte olan hidrokarbon aramalarının “egemenlik hakkı olduğunu” iddia etti.


Güney Kıbrıs’ın “egemenlik haklarının tartışma götürmez olduğunu, hiçbir müdahaleyi, talebi veya hakemliği kabul etmelerinin söz konusu olmadığını” savunan Hristofyas, “Doğa ananın deniz bölgesinde bahşettiği doğal zenginlik Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşlarına aittir ve bu doğal zenginlik, yasal devlet olan Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından yönetilir.” ifadesini kullandı.


Hristofyas, hidrokarbon meselesinin Kıbrıs sorununun çözümüne ivme kazandırması dileğinde de bulundu ancak “yayılmacılık politikası gütmekle” suçladığı Türkiye’nin bu tavrının “çözümün önündeki en büyük engel olduğunu” savundu. Müzakere masasında cumhurbaşkanları değil toplum müzakerecileri bulunduğunu, kendisinin de Kıbrıs Rum toplumunun müzakerecisi olarak katıldığını söyleyen Hristofyas, “Türkiye’nin yayılmacılık politikası Kıbrıs sorununun çözümünün önündeki en ciddi engeldir ve Kıbrıs Türk tarafının müzakerecisi tarafından uzlaşmaz tez ve görüşler ortaya konulmasını teşvik ediyor.” dedi.