Kadınlarda Romatizmal Hastalıklar Daha Sık Görülüyor

Memorial Antalya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü'nden Op. Dr. Kemal Gökkuş, romatizmal hastalıkların çoğunlukla kadınlarda görülmekle birlikte erkeklerde de ortaya çıkabildiğini belirtti.

Op. Dr. Kemal Gökkuş, eklem ağrılarının bağlı olduğu yakınmaların, enflematuar süreçler ve kireçlenme yıpranma süreçleri olarak ayrıldığını bildirdi. 'Romatoid Artrit' hastalığının kadınlarda daha fazla görüldüğünü kaydeden Memorial Antalya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü'nden Op. Dr. Kemal Gökkuş, " Halk arasında iltihaplı romatizma olarak da bilinen enflematuar süreçler içinde en sık görüleni 'romatoid artrit'tir. Bu hastalık aslında bir bağışıklık sistemi hastalığıdır .Ekleme yük binmesi,
yaralanma gibi olaylarla ilgisi yoktur. En önemli ayırt edici özellikleri sabah sertliği dediğimiz günün sabah saatlerine özgü eklem şişliği ve sertliği, rutubetli ve yağmurlu havalarda eklemlerin sızlamasıdır. Enflematuar (yangısal-romatizmal) eklem hastalıklarında çoğunlukla özel kan tetkikleri hekimi tanıya götürmede yardımcıdır. Ancak muayene bulguları ve eşlik eden kas iskelet sistemi bulguları, göz, böbrek ve ciltte görülebilen ek bulgular ayırıcı tanıda yardımcıdır. Tedavisi kesinlikle uzmanlık
gerektirir. Romatoloji ve fizik tedavi uzmanları bu hastalıkların tedavisinde hastalara yardımcı olur" dedi.

KIKIRDAK DOKUSU KENDİNİ YENİLEYEMİYOR
Halk arasında kireçlenme diye tabir edilen hastalığın aslında kıkırdak dokusunun yıpranıp yumuşaması, aşınması ve eklemin hareket yeteneğini kaybederek, ağrıların artması olduğunu kaydeden Op. Dr. Gökkuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kıkırdak dokusu vücutta kendini yenileyemeyen dokulardandır. Bu nedenle yıpranan kıkırdak bir daha sağlıklı olamaz. Bu hastalıkta en önemli etmen aşırı kilo ve kişinin hayatın bir döneminde uğradığı travmalar (burkulma, incinme, çıkık) sayılabilir. Eklem kireçlenmeleri,
romatizmal eklem hastalıklarından farklı olarak tedavi edilir. Kilo verme ilk önleyici tedbirdir. Bu nedenle diyet yaparak kilo kontrolü sağlamak tedavinin ilk basamağını oluşturmaktadır. Eklem içi enjeksiyonlarda, eklem kayganlaştırıcı madde dediğimiz 'hyalürinik asit özü' içeren sıvılar enjekte edilmektedir. Bu madde zaten normalde eklemde olması gereken vücudun kendi ürettiği bir sıvıdır. Hafif ve orta derecedeki kireçlenmelerde tercih edilir. Ağır kireçlenmelerde ise tercih edilmez. Yıpranmanın
derecesine göre ilaç tedavisi, fizik tedavi, artroskopik yıkama ve en son çare olarak da eklem protezleri gerekebilir."

'ARTROSKOPİ' OMURGA HARİÇ HER EKLEME UYGULANABİLİYOR
Artroskopinin hastaya en az verilen doku hasarı ile büyük işlerin yapılabildiği ameliyatların ortak ismi olduğunu belirten Op. Dr. Gökkuş, "Ekleme açılan en az iki küçük delikten birinden fiberoptik bir bir görüntü aktarıcı ile eklemin içinin görüntülenmesi, diğer delikten kibar cerrahi aletlerle eklemde tespit edilen hasarların düzeltilmesi işlemidir. Bu hasarlar, menisküs yırtığı, serbest cisim, kıkırdak yumuşaması, aşınması, bağ yırtığı şeklinde sıralanabilir" diye konuştu.
Kortizon enjeksiyonunun, günümüzde çok tartışmalı bir konu olduğunu ancak hekim kontrolünde ve uygun durumlarda halen tedavideki yerini koruduğunu ifade eden Op. Dr. Gökkuş, "Kortizon enjeksiyonu bu konuda tecrübe kazanmış kişilerce ve uygun anatomik bölgeye yapıldığı sürece sistemik kortizon alımındaki gibi kilo alma, bağışıklık sisteminin baskılanması gibi etkilere yol açmaz. Günümüzde en önemli uygulama alanı plantar fasiit ( taban fasiyasını kemiğe tutunduğu yerde bulunan bölge) ve tenisçi dirseği
gibi tendon yapışma yeri bölgeleridir" şeklinde konuştu.