Merkez Bankası Başkanı Yılmaz’ın Basın Toplantısı

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, "Enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2011 yılı sonunda orta noktası yüzde 5,9 olmak üzere yüzde 4,5 ile yüzde 7,3 aralığında, 2012 yılı sonunda ise orta noktası yüzde 5,1 olmak üzere yüzde 3,3 ile 6,9 aralığında gerçekl

Yılmaz, enflasyon tahminlerine temel oluşturan varsayımlarda da güncelleme yaptıklarını vurguladı. işlenmemiş gıda fiyatlarındaki hızlı düşüş kısa dönemli enflasyon tahminlerimizi bir önceki rapora göre aşağı çekmemizi de beraberinde getirirken, petrol ve diğer emtia fiyatları varsayımlarımızdaki yukarı yönlü güncelleme 2011 yıl sonu enflasyon tahminlerimizi yükseltmemize neden olmuştur. Çıktı açığında ise 2010 yılının son çeyreği için sınırlı miktarda yukarı yönlü güncelleme yaptık. Yılmaz, Merkez Bankası İdare Merkezi binasında düzenlediği basın toplantısında, ’2011 Ocak Enflasyon Raporu’nu açıkladı.2010 yılının son çeyreğinde, enflasyonun 2,83 puan gerileyerek yüzde 6,4 ile yıl sonu hedefine oldukça yakın bir düzeyde gerçekleştiğine işaret eden Yılmaz, "Enflasyondaki bu düşüşte, bir önceki raporda da öngördüğümüz gibi, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki keskin gerileme etkili olmuştur. Ancak, bu gerileme bizim tahminimizden de hızlı olmuştur. Böylece, 2010 yılında gıda fiyatlarının yıllık artış oranı yüzde 7,02 olarak gerçekleşmiş ve Ekim Enflasyon Raporu’nda varsaydığımız yüzde 10,5 değerinin oldukçaaltında kalmıştır" dedi. Gıda fiyatlarının 2010 yılı son çeyreğinde de tüketici fiyatlarının seyrinde belirleyici olan temel unsur olduğuna dikkati çeken Yılmaz, üçüncü çeyrekte işlenmemiş gıda fiyatlarına bağlı olarak endeks tarihinin en yüksek artışını gösteren gıda fiyatlarının, son çeyrekte geçmiş yılların aksine düşüş kaydettiğini belirtti. Bu dönemde enflasyondaki olumlu gelişmenin sadece gıda grubu ile sınırlı kalmadığını, mal ve hizmet kalemlerinin tamamında değişim oranlarının geçmiş yılların aynı dönem ortalamasınınaltında kaldığını vurgulayan Yılmaz, "Öte yandan, yılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde yatay seyreden enerji fiyatları, son çeyrekte uluslararası petrol fiyatları ve döviz kuru gelişmeleri doğrultusunda artış kaydetmiştir" diye konuştu. Geçtiğimiz dönemde izlenilen para politikası uygulamalarından da bahseden Yılmaz, şunları kaydetti: "Yeni para politikası stratejimiz, iç ve dış dengeyi bir arada sağlamak amacıyla birden fazla araçtan oluşan bir politika bileşiminin kullanılmasını öngörmektedir. Bu kapsamda gerek politika faiz oranını gerekse likidite yönetimi araçları ile zorunlu karşılık oranlarını, fiyat istikrarını ve finansal istikrarı sağlamak amacıyla birlikte kullanmaktayız. Bu çerçevede Para Politikası Kurulu olarak daha düşük politika faizi, daha geniş bir faiz koridoru ve daha yüksek zorunlu karşılık oranları şeklindekipolitika bileşiminin, içinde bulunduğumuz konjonktürde finansal istikrarı ve fiyat istikrarını birlikte gözetebilmek açısından en uygun seçenek olarak ortaya çıktığı kanaatindeyiz. "PARA POLİTİKASINDA ALDIĞIMIZ KARARLARIN NET ETKİSİ SIKILAŞTIRICI YÖNDE" Bu çerçevede son iki ayda aldığımız kararlarla politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 7’den yüzde 6,25’e düşürmüş bulunmaktayız. Politika faizinde yaptığımız indirime ek olarak, gecelik borçlanma faizini de 450 baz puan indirerek yüzde 1,5 seviyesine çektik. Böylece, gecelik borç alma ve borç verme faizleri arasındaki koridoru genişletmek suretiyle kısa vadeli faizlerin konjonktürün gereğine göre daha dalgalı bir seyir izleyebilmesine olanak vermiş bulunmaktayız." Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, zorunlu karşılıklara ilişkin son dönemde aldıkları kararların etkileriyle ilgili değerlendirmelerde de bulundu. Zorunlu karşılıklardaki değişikliklerin kredi piyasasını maliyet ve likidite kanalları üzerinden etkilemesinin beklendiğine işaret eden Yılmaz, söz konusu düzenlemelerle piyasadan toplam olarak yaklaşık 22,5 milyar Türk lirasının çekilmiş olacağını vurguladı. Bu tutarın, güncel veriler itibarıyla Türk lirası cinsinden mali kesim hariç kredilerin yaklaşık olarakyüzde 5,8’ine tekabül ettiğini belirten Yılmaz, "Zorunlu karşılıkların ağırlıklı ortalamasının artırılması yoluyla gerçekleşen parasal sıkılaştırmanın, maliyet ve likidite kanalından faiz indirimlerinin genişletici etkisini fazlasıyla telafi edeceği kanaatindeyiz. Dolayısıyla, son dönemde aldığımız para politikası kararlarının net etkisinin sıkılaştırıcı yönde olmasını beklemekteyiz" şeklinde konuştu. "KREDİLER YAKINDAN İZLENMELİ" Yılmaz, 2010 yılının son çeyreğinde küresel ölçekte devam etmekte olan düşük faiz ortamının, dış finansmana kolay erişim imkanı ve iktisadi faaliyetin güçlü seyri gibi unsurların kredi koşullarının iyileşmesine destek vermeye devam ettiğini söyledi. Bu çerçevede, kredi faizi ile mevduat faizi arasındaki fark tarihsel olarak düşük düzeylerini koruduğuna işaret eden Yılmaz, şöyle devam etti: "Gerek kredi faizlerinin dü 0ini belirtti. Bu dönemde enflasyondaki olumlu gelişmenin sşük seyri gerekse kredi riski göstergelerindeki iyileşmenin etkisiyle kredi hacmindeki hızlı artış sürmüştür. Alt kalemler bazında incelediğimizde, gerek hanehalkına açılan kredilerin gerekse ticari kredilerin hızla artmaya devam ettiğini görmekteyiz. Bu noktada, önümüzdeki dönemde kredilerin yakından izlenmesinin ve ortaya çıkabilecek makro finansal risklerin sınırlanmasının büyük önem taşıdığını bir kez daha vurgulamakisterim. Özetlemek gerekirse, yılın son çeyreğinde parasal ve finansal koşullar iktisadi faaliyeti destekleyici yönde kalmaya devam etmiştir. Bu çerçevede, kredi kanalının tüketim ve yatırım talebi üzerindeki genişletici etkisi sürmüştür." ENFLASYON TAHMİNİNDEKİ VARSAYIMLAR GÜNCELLENDİMerkez Bankası Başkanı Yılmaz, Ekim Enflasyon Raporu’nu yayınladıkları dönemden bu yana, tahminlerine temel oluşturan varsayımları güncellemeleri gerektiren bazı gelişmeler ortaya çıktığını vurguladı. "Tahminlerimizin daha iyi anlaşılması için önem taşıyan bu unsurları sizlerle detaylı olarak paylaşmak istiyorum" diyen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ekim Enflasyon Raporu’nda gıda fiyatlarının yıllık artış oranının 2010 sonunda yüzde 10,5 olarak gerçekleştikten sonra kademeli olarak gerileyerek 2011 sonunda yüzde 7 düzeyine düşeceğini ve tahmin ufku boyunca bu seviyelerde seyredeceğini varsaymıştık. Konuşmamın başında da belirttiğim gibi, yılın son çeyreğinde işlenmemiş gıda enflasyonundaki sert düşüşle gıda enflasyonu beklenenden daha olumlu bir seyir izlemiştir. Bununla birlikte, tarımsal emtia fiyatlarında son dönemlerde gözlenen hızlı artışlarınişlenmiş gıda fiyatları üzerindeki potansiyel etkilerini göz önüne alarak yüzde 7 düzeyindeki gıda enflasyonu varsayımımızı yüzde 7,5 seviyesine yükselttik. Bu gelişmenin 2011 yılı enflasyon tahminlerimiz üzerindeki etkisi yaklaşık 15 baz puan civarında olmuştur. Ekim Enflasyon Raporu’nda petrol fiyatlarının 2011 yılında 85 ABD doları, 2012 yılı ve sonrası için ise 90 ABD doları olarak gerçekleşeceğini varsaymıştık. Bunun yanı sıra, tahmin ufku süresince ithalat fiyatlarının kademeli artışlarsergileyeceği ve 2011 yılında ortalama olarak yüzde 6,1 oranında artış göstereceği bir görünümü esas almıştık. Gerek gelişmiş ülkelerde niceliksel genişleme politikalarının devam etmesi, gerekse gelişmekte olan ülkelerdeki güçlü büyüme eğiliminin korunması, Ekim Enflasyon Raporu’nun yayımlandığı tarihten bu yana emtia fiyatlarında hızlı artışların sürmesine neden olmuştur. Bu çerçevede, Ocak ayının ilk yarısında oluşan vadeli emtia fiyatlarını dikkate alarak petrol fiyatı varsayımımızı 2011 ve sonrası için95 ABD dolarına güncelledik. Ayrıca, yine vadeli emtia fiyatlarını göz önüne alarak, ithalat fiyatlarının 2011 yılında yüzde 10,9 civarında bir artış göstereceğini varsaymış bulunmaktayız. Varsayımlarımızdaki bu değişiklikler 2011 yıl sonu enflasyon tahminlerimizi yaklaşık 35 baz puan yukarı yönlü güncellememize neden olmuştur." 2011 VE 2012 YILI İÇİN ENFLASYON TAHMİNLERİMerkez Bankası Başkanı Yılmaz, önümüzdeki dönemde küresel konjonktürden kaynaklanan belirsizliklerin yüksek olması nedeniyle, politika bileşimini oluşturan her bir aracın hangi yönde ve nasıl bir seyir izleyeceği konusundaki esnekliğin korunması gerektiğini vurguladı. Bu nedenle mevcut raporda enflasyon tahminleri sunarken politika bileşiminin net etkisine dair öngörülerini de paylaşacaklarını, ancak, bileşimin alt kalemleri ile ilgili somut bir patika vermeyeceklerini belirterek, şöyle devam etti: "Şimdi sizlerle, bu noktaya kadar çizmiş olduğum çerçeve doğrultusunda ürettiğimiz enflasyon ve çıktı açığı tahminlerimizi paylaşacağım. Politika bileşiminin 2011 yılının kalanında sınırlı bir ek parasal sıkılaştırma sağlayacak şekilde değiştirildiği varsayımı altında; enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2011 yılı sonunda orta noktası yüzde 5,9 olmak üzere yüzde 4,5 ile yüzde 7,3 aralığında, 2012 yılı sonunda ise orta noktası yüzde 5,1 olmak üzere yüzde 3,3 ile 6,9 aralığında gerçekleşeceğini tahminetmekteyiz. Enflasyonun orta vadede ise yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını öngörmekteyiz. Sonuç olarak, güncellenen tahminlerimiz, 2011 yılı içinde sınırlı bir parasal sıkılaştırma yapılarak kredi genişleme hızının yüzde 20-25 civarına düşürüldüğü bir senaryo altında enflasyonun 2011 yılı sonunda hedefe yakın gerçekleşeceğine işaret etmektedir. Bu noktada, bugünkü bilgilerimizle 2011 yılı içinde uygulamayı öngördüğümüz parasal sıkılaştırmanın bir çok farklı bileşimle gerçekleştirilebileceğini vurgulamak isterim. Parasal sıkılaştırma zorunlu karşılık oranları veya politika faiz oranı aracılığıyla, ya da her iki aracın bileşimi ile sağlanabilecektir. Biraz önce de belirttiğim gibi, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki hızlı düşüş kısa dönemli enflasyon tahminlerimizi bir önceki rapora göre aşağı çekmemizi de beraberinde getirirken, petrol ve diğer emtia fiyatları varsayımlarımızdaki yukarı yönlü güncelleme 2011 yıl sonu enflasyon tahminlerimizi yükseltmemize neden olmuştur. Çıktı açığında ise 2010yılının son çeyreği için sınırlı miktarda yukarı yönlü güncelleme yaptık. Öte yandan, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini göz önüne alarak, çıktı açığının bir önceki rapora kıyasla daha yavaş kapandığı bir çerçeveyi esas aldık".
Kaynak: İHA