Ölümünün 18'inci yılında anılıyor

24 Ocak 1993'te otomobiline konulan bombanın patlaması sonucu hayatını kaybeden araştırmacı gazeteciliğin öncüsü Uğur Mumcu, ölümünün 18'inci yılında anılacak.

Ankara'da bombalı suikast sonucu 24 Ocak 1993’te yaşamını yitiren gazeteci Uğur Mumcu, ölümünün 18. yılında anılıyor.

Ankara’daki törenler saat 11.00’de, Batıkent Uğur Mumcu Parkı’ndaki anıtına çelenk konulması ile başladı. Ardından karanfiller ve mumlarla saat 12.00’de, Uğur Mumcu’nun evinin önünde toplanıldı. Burada, sinevizyon gösterimi yapıldı ve “Neden Öldürüldüler?” başlıklı sergi açıldı.

Saat 14.30’da Mumcu’nun Cebeci Asri Mezarlığı’ndaki mezarı ziyaret edildi. Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde de, saat 18.30’da, suikastlar sonucu yakınlarını kaybeden Orhan Dink, Eren Aysan, Canan Kaftancıoğlu, Özge Mumcu, Gül Erdost ve Zeynep Altıok’un konuşmacı olarak yer alacağı “Dünden Bugüne Siyasi Cinayetler” başlıklı açık oturum gerçekleştirildi.

Ölümünün 18'inci yılında anılıyorUĞUR MUMCU - FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ


Ölümünün 18'inci yılında anılıyorUĞUR MUMCU - UĞURLAR OLSUN VİDEOSU İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Ayrıca, Uğur Mumcu ile Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) kurucusu, Türk Hukuk Kurumu ve Ankara Barosu başkanlarından gazetemiz yazarı Prof. Dr. Muammer Aksoy’un ölüm yıldönümleri olan, 24-31 Ocak günleri arasında, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (um:ag) öncülüğünde düzenlenen “18. Adalet ve Demokrasi Haftası” etkinlikleri bugün başlayacak. Etkinliğin bu yılki teması ise “Bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunamaz” olacak. Adalet ve Demokrasi Haftası kapsamında da yarın 4 etkinlik gerçekleşecek.


Balbay ve Özkan'dan "Uğur Mumcu mektubu"

İkinci "Ergenekon" davasının tutuklu sanıkları gazeteciler Mustafa Balbay ile Tuncay Özkan da Uğur Mumcu'nun öldürülmesinin 18. yılı dolayısıyla, kamuoyuna duyurulmak üzere Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel'e bir mektup yazdı.

İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nden (İGC) yapılan yazılı açıklamaya göre, İGC ve Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Başkanı da olan Atilla Sertel'e gönderdiği mektupta Balbay, şu görüşleri ifade etti:

"Yıllar geçtikçe Uğur Mumcu'nun niçin katledildiği daha berraklaşıyor, daha netleşiyor. 2011 yılından 1993'e baktığımızda şunları görüyoruz, Uğur Mumcu, Türkiye'nin Ankara'dan yönetilmemesi için öldürüldü. Bugün, Türkiye'nin uluslararası alanda attığı pek çok adımdan, verdiği pek çok sözden, en son Ankara'daki Türkiye Cumhuriyeti devleti kurumlarının haberi oluyor. Uğur Mumcu, yönü uygarlığa, çağdaşlığa değil Ortadoğu bataklığına dönük bir Türkiye'nin oluşması için öldürüldü. Bugün, bakmayın sahte AB söylemlerine; hükümet, Lübnan'daki hükümetin devrilmesine ülke sorunlarından daha çok üzülüyor. Uğur Mumcu, Türkiye'nin tüm temel değerlerinin, Cumhuriyet'in tüm kazanımlarının yıpratılması, tüketilmesi için öldürüldü."

Özkan ise Mumcu'nun "Bir inanç, iman ve mücadelenin adı" olduğunu belirterek şunları kaydetti:

"Mustafa Kemal düşüncesinin 20. yüzyıla ulaşan en değerli kaynaklarından biriydi. O kaynak, Anadolu'nun gürül gürül akan nehirlerinden biri oldu 24 Ocakta. O güne kadar bizim Uğur ağabeyimizdi, şimdi özgürlük, bağımsızlık ve doğruluğun mihenk taşı oldu. Biz o ırmaktan beslenmeye o ırmağın mihenk taşlarına bilincimizi bilemeye devam ediyoruz. Anadolu ondan beslenmeye hep devam edecek."

FAİLİ MEÇHULE KURBAN GİTTİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazeteci, yazar Uğur Mumcu'yu anma programında, ''Devlet bugüne kadar üstüne düşeni yapmadı. Namus sözü verildi yerine getirilmedi. Bugün hala faili meçhullerin aydınlatılması ile ilgili önergelerimizi veriyoruz, bu konuda araştırmalar yapılmasını istiyoruz ama Adalet ve Kalkınma Partisi; verdiğimiz her önergeyi reddediyor'' dedi.

Kılıçdaroğlu ve Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yanlarındaki partililerle Uğur Mumcu'nun Ankara Gaziosmanpaşa'daki evine gelerek merhumun eşi TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu ile kızı Özge ve oğlu Özgür Mumcu'ya başsağlığı dileğinde bulundu.

Çıkışta, Uğur Mumcu'nun 18 yıl önce öldürüldüğü sokaktaki anma programına katılan Kılıçdaroğlu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Mumcu'nun, Türk basınının simge isimlerinden biri olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Faili meçhule kurban gitti. Acısı hala dinmiş değil, arkasındaki karanlık güçlerin açıklığa kavuşturulması gerekiyordu. Devlet bugüne kadar üstüne düşeni yapmadı. Namus sözü verildi yerine getirilmedi. Bugün hala faili meçhullerin aydınlatılması ile ilgili önergelerimizi veriyoruz, bu konuda araştırmalar yapılmasını istiyoruz ama Adalet ve Kalkınma Partisi; verdiğimiz her önergeyi reddediyor. Umuyorum aydınlık bir Türkiye'yi, Uğur Mumcu'nun özlem duyduğu Türkiye'yi, faili meçhulleri aydınlatarak gerçek suçluları yakalayıp yargının önüne çıkararak görevini yerine getirmiş olur'' dedi.

-ZİYARET VE ANMA PROGRAMINDAN NOTLAR-

Kılıçdaroğlu ile birlikte, Baykal, genel başkan yardımcıları ve bazı CHP milletvekilleri, Mumcu ailesini ziyaret etti.

Eski CHP Genel Sekreteri Önder Sav da bu heyetten ayrı olarak Mumcu ailesinin evine geldi.

Bu arada, Uğur Mumcu'nun 18 yıl önce düzenlenen bombalı saldırıda öldürüldüğü sokakta düzenlenen törende onun sevdiği ve onun için bestelenen şarkılar seslendirildi.

Patlamanın olduğu yere mum yakıldı, karanfil bırakıldı. Atatürk, Türk bayrağı ve Mumcu'nun resimleri taşınırken, ''Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz'', ''Türkiye Laiktir Laik Kalacak'' dövizleri taşındı.

Gazetecilerin daveti üzerine dışarı çıkan Özge Mumcu, babasının öldürülmesinin aydınlatılamamış olmasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, tüm sorumluların adım atmasını, faillerin bulunmasını istedi. Mumcu, ''Tetikçilerin arkasındaki kuvvetler hiçbir şekilde ortaya çıkmadı. Ben defalarca söyledim, ailem söyledi, bunların bir an önce yakalanmasını istiyoruz'' diye konuştu.

Sorumluların kim olduğuna ilişkin soruya da Mumcu, ''Bakansa İçişleri Bakanı, Başbakan, Cumhurbaşkanı, bu cinayetlerin aydınlatılması için sorumludurlar'' ifadesini kullandı.

-ŞİŞLİ'DEKİ ANITI ÖNÜNDE ANMA

Gazeteci, yazar Uğur Mumcu için öldürülüşünün 18. yılında Şişli'deki anıtı önünde anma töreni düzenlendi.

CHP Şişli İlçe Başkanlığı önünde toplanan partililer, ellerinde ''Unutmadık, unutturmayacağız'' ve ''Uğurlar olsun'' yazılı dövizlerle Harbiye Halaskargazi caddesi üzerindeki Uğur Mumcu Anıtı önüne kadar yürüdü. Burada saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından grup adına açıklama yapan CHP İstanbul İl Başkanı Nebil İlseven, Mumcu'nun öldürülüşünün üzerinden 18 yıl geçtiğini belirterek, CHP olarak onu anmak için bir araya geldiklerini kaydetti.

Mumcu'nun antiemperyalist, laik ve yurtsever anlayışıyla derin izler bıraktığını ve gerçek bir Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyetçisi olduğunu ifade eden İlseven, Mumcu'nun bedeninin ortadan kaldırılmasının, bilimin aydınlığına, hukukun üstünlüğüne inanan ve tam bağımsızlık yolunda ilerleyen genç nesillerin önüne çekilmek istenen karanlığın bir adımı olduğunu söyledi.

''Birbirimize güvenmek zorundayız'' diyen İlseven, ''CHP'ye yüklenen görevin unutulmaması gerektiğini, her türlü baskıya rağmen bir arada olmanın bir anlamı bulunduğunu ve bunun Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyeti'nden kaynaklandığını'' ifade etti.

Mumcu'nun bu uğurda canını verdiğini söyleyen İlseven, bu değerin korumasının herkesin görevi olduğunu ve Mumcu'nun görüşlerinin bu yolda ışık tutacağını anlattı.

Daha sonra 2 genç partili Mumcu'nun Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan ''Sesleniş'' makalesini okudu.

Konuşmaların ardından Mumcu'nun anıtına karanfil bırakan grup dağıldı.

-BASIN KONSEYİ

Basın Konseyi'nden yapılan yazılı açıklamada, Mumcu'nun, 24 Ocak 1993 tarihinde bombalı saldırı sonucu yaşamını yitirdiği hatırlatılarak, ölümünün 18. yılında saygı ve özlem ile anıldığı ifade edildi.

Açıklamada, Uğur Mumcu'nun Türkiye'de öncülüğünü yaptığı araştırmacı gazetecilikle kamuoyunun doğru ve güvenilir bilgiyle aydınlatılmasını sağladığı ve gazetecilere de meslek uygulamalarında ışık tuttuğu bildirilerek, şunlar kaydedildi:

''Uğur Mumcunun uğradığı bombalı saldırının sırrının halen çözülememiş olmasını, Abdi İpekçi, Çetin Emeç ve Hrant Dink gibi gazetecilerin öldürülmesinin arkasındaki güçlerin açığa çıkartılamamasını, Türkiye'nin büyük bir ayıbı olarak görüyoruz.

Başta siyaset kurumu olmak üzere tüm yetkililere, toplumu aydınlatma görevini üstlenmiş meslektaşlarımıza yapılan saldırıları aydınlatmak konusundaki görevlerini hatırlatıyor, bunun takipçisi olacağımızı vurguluyoruz.

Uğur Mumcu ve onun gibi seçkin gazetecilerin çizdiği yolda yürüyen meslektaşlarımız var oldukça, Türkiye karanlığa gömülmeyecektir.''