Bertaraf tartışmasından sonra ilk kez TÜSİAD'da

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TÜSİAD'ın İstanbul'da gerçekleştirilen 41. Genel Kurul Toplantısı'nda 'onur konuğu' olarak bir konuşma yaptı

Başbakan Erdoğan, referandum sürecinde "Bu anayasayı beğenmiyorsa çıksın itiraf etsin. Taraf olmayan bertaraf olur" ifadesi ile başlayan tartışmadan sonra ilk kez TÜSİAD’la biraraya geldi.

Erdoğan konuşmasında yerli otomobil üretilmesi konusunda Koç'a açık bir teklifte bulundu. Erdoğan, " Burada biz yerli marka üretelim Dünya'ya diyelim ki alın bak bu bizim. Şuanda otomotiv sektörü içerisinde olan babalar burada bu işi halledelim bir araya gelerek mi yaparsınız yok ben kendim yaparım mı dersiniz bunu yapalım Türkiye'ye ve size bu yakışır" dedi.

Erdoğan, Danıştay'ın dün ALES ile ilgili aldığı başörtüsü kararının kanunsuz olduğunu ifade etti. Son günlerde tartışılan içki yasağına da değinen Erdoğan, " Hükümet olarak gençleri alkol ve uyuşturucu düşükünlüğünden korumak bizim görevimizdir " dedi. 

DÜŞME TEHLİKESİ ATLATTI

Erdoğan konuşma yapmak için kürsüye yönelmeden önce kürsünün sol tarafındaki masada oturan TÜSİAD YİK Divan üyelerini selamlamak için buraya ilerledi.

Erdoğan, buradaki üyelerle el sıkıştıktan sonra kürsüye doğru giderken sağ ayağı yerdeki kabloya katıldı. Düşme tehlikesi atlatan Erdoğan, kürsüye ulaştıktan sonra dönerek takıldığı kabloya baktı.

Başbakan Erdoğan'ın TÜSİAD Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma şöyle:

1971 Yılından itibaren 40 yıldır ülkemizin kalkınmasında çok büyük katkılar sağlamış TÜSİAD'a emek vermiş olanlara bu Genel Kurul vesilesi ile teşekkürlerimi sunuyorum. Ülkemizin demokratikleşme ve kalkınma mücadelesi ile de bu davranışlar örtüşüyor. Türkiye'nin en önemli işveren kurumlarından biri olan TÜSİAD 2 yıldır bayanlar tarafından yönetiliyor bu yönden belirleyici olması bile Türkiye'nin kat ettiği mesafeyi ortaya koyuyor. TÜSİAD'ın açılımını herhalde okumayacaksınız okunursa sıkıntı meydana gelebilir. Sayın Mustafa Koç ve TÜSİAD Yönetim Başkanı Ümit Boyner değerlendirmelerini bizimle paylaştılar. Ben gerek burada ki bakan arkadaşlarım Genel Başkan yardımcım hep birlikte bizde notlarımızı aldık dile getirilen sorunların yeni olmadığını uzun süredir bazı alanlarda on yıllardır gündemi işgal eden sorunlar olduğunu biliyoruz. Hükümet olarak 8 yıldır Türkiye'nin kronik meseleleri üzerine çözümüne cesaret dahi edilemeyen sorunlarının üzerine gidiyoruz. Ciddi şekilde bunların değiştiğini TÜSİAD Genel Kurulu'nun bazı başlıklarının bugün listede yer almadığını yada geri sıralara düştüğünü görüyoruz.

TÜSİAD Anketinin sonuçlarını 27 Aralık'ta yayınladı bu anketin iş dünyamız bakımından önemli olduğuna inanıyorum. CİO'lar 2011 yılının tamamı ile ilgili beklentilerini cevaplıyorlar ilk 3 ay için sonuçlar daha olumlu yüzde 25 aynı yüzde 75 daha olumsuz yüzde 0, 12 ay sonra beklentisi için şöyle yüzde 45 aynı yüzde 40 daha olumsuz yüzde 15, niye böyle bir çarpıcı soru CİO'lara yatırım yapma eylemi soruluyor burada da sonuçların aynı çıktığını görüyoruz.

2011 Ekonomik göstergelere ilişkin beklentiler bizim hükümet olarak belirlediğimiz hedefler ile aynıdır. Anket CİO'ların hukuki yapıda kayıt dışını ilk sırada gösterdiklerini gösteriyor. Bir soru daha sorulmuş son dönemde şahit olunan yumurtalı eylemlerinin gençlerin ifade özgürlüğünü yansıtıp yansıtmıyor sorusu hayır diyenler yüzde 73 yansıtıyor diyenler yüzde 27 bu anket iş dünyasının nabzını tutmak noktasında çok manidar olduğunu düşünüyorum. Dün YÖK Başkanı bir toplantı yaptı gençlerle yaptıkları toplantıya gençlik kolları katıldı dışarıda da yine 40-50 kişilik bir grup gösteri yaptı şöyle bir yorum ortaya çıkıyor YÖK Başkanı kimlerle görüşüyor üniversitelerin seçilmiş öğrenci Başkanları ile yapılıyor gösteri yapanlar da ideolojik bazı gruplar bunlar bu gösterileri yapıyorlar bunların ne kadarı öğrenci ne kadarı değil bilemem. İçeride seçilmiş öğrencilerin seçtiği başkanlar var takdiri size bırakıyorum.

Önemli olan şudur burada Haziran ayında Türkiye bir yerel seçime giriyor 5 ay kalmış olmasına rağmen iş dünyası seçim öncesi ve sonrasına ilişkin olarak istikrarın korunacağına tam anlamıyla inanıyor. Türkiye çok partili sistem de yani 1946 'dan itibaren 17. Yerel Seçim'lerini yapıyor. Seçim tarihinde belki de ilk kez Ekonomik anlamda bu kadar rahat giriyoruz. Bunu çok önemli gördüğümüzü ifade etmek istiyorum 2011 bütçemizde esasen Türkiye'de seçim sürecin de ekonominin olumsuz hiç bir olayın içine girmeyeceğini ortaya koyuyoruz. Hiç bir alanda populizme tevessül etmiyoruz yatırımlarda, vergi indirimlerinde ihtiyaçları gözetiyor riskleri inceliyor adımlarımızı ona göre atıyoruz. Ana muhalefet partisinin vaatleri ile birlikte seçim öncesi populizm tartışmaları yine dile geldi. CHP Genel Başkanı'nın dile getirdiği vaatler arasında 2 yüz kat trilyonluk bir sermaye ortaya çıkıyor siz iş adamları olarak soruyorum böyle bir populizm gerçekleşebilir mi. Çok şükür ki bu vaatler kimse tarafından ciddiye alınmıyor her hangi bir ülkede ekonomik vizyonun böyle ortaya konulması faizleri yükseltebilir ama benim milletim bu işe prim vermedi vermeyecek bu vaatler ciddiye alınmadı alınmayacak. Bütün bunlar ile beraber bizler emin adımlarla yolumuza devam ediyoruz edeceğiz.

8 Yıl boyunca olduğu gibi mali disiplinden asla taviz vermeyeceğiz. Para politikalarının yürütülmesine hassasiyetle destek olunacak ekonomik dengenin sarsılmasına asla müsaade etmeyeceğiz küresel finans krizinin en gelişmiş ülkelerde en ağır şekilde seyrettiği şu günlerde tüm Dünya'nın izlediği bir duruma geldik. Mart ayında 4. çeyrek açıklandığında beklentilerin üzerinde gerçekleşeceğini göreceğiz gayri safi hasılamız gerilemedi. İhracatta 2010 yılını 114 milyar dolar ile kapattık turizm de Türkiye küresel krizden hiç etkilenmedi 2002 sonu itibari ile Türkiye'nin 8,5 milyar dolar geliri vardı 2010 itibari ile hamdolsun 22 milyar doları aştık turist sayısı itibari ile 28,5 milyon ülkemizde ağırlandı ve kaybımız yok bir taraftan Türkiye önemli destinasyon ülkemiz içerisinde ki destinasyonları arttırıyoruz alt yapıyı da güçlü hale getirmeye devam ediyoruz.

2010 Yılında bütün olumsuzluklara rağmen Türkiye'de yarım milyonun üzerinde 510 bin adet otomobil satışı gerçekleşti. Bazıları diyor ne oluyor içeriye bak ihracata bak geçen akşam Sayın KOÇ'a onu dedim soyadınız gibi bir markayla burada biz yerli marka üretelim Dünya'ya diyelim ki alın bak bu bizim şuanda otomotiv sektörü içerisinde olan babalar burada bu işi halledelim bir araya gelerek mi yaparsınız yok ben kendim yaparım mı dersiniz bunu yapalım Türkiye'ye ve size bu yakışır.

Merkez Bankası rezervlerimiz şuanda aşmış durumda 80 milyar doları aşmış durumdayız bir sevindirici haber daha uluslar arası para fonuna olan borcumuz 5. 7 milyar dolara kadar inmiş durumda. Şu anda Yunanistan, İtalya, İspanya, İngiltere harcamaları yatırımları sosyal ödenekleri biz hemen her gösterge de tarihi rekorların altına imza atıyoruz. Küresel krizi başarı ile atlatan ülkeler arasındayız ve parmakla ülkemiz gösteriliyor. Asla şımarmayacağız gelişmeleri yakından izlemeye devam edeceğiz mali disiplinden para politikalarından taviz vermeden Türkiye'yi büyütmeye devam edeceğiz. 2002 yılsonunda hükümeti devir aldık ekonomiye ilişkin çok karamsar yorumlar yapıldı yatırımcının girişimcinin moralini bozmak için türlü planlar ortaya sokuldu yaz aylarında kriz gelecek bu kış kriz çıkacak diyerek sürekli güvensizlik pompalamak istendi. 8 yıldır cesur tavrımızla güvensizlik pompalayan bu felaket tellallarını her zaman açığa düşürdük.

Biz muhafazakar demokrat bir partiyiz bizim şahsi olarak altını çiziyorum bazı meseleler karşısında ki tavrımız duruşumuz bakışımız nettir ama biz şunu söylüyoruz, Şahsi yapıları kişisel davranışları toplumun tümüne empoze etmek haksızlıktır. Kendi ailem içinde alkole karşı bir tavır belirlemiş olabilirim bizim partimiz arkadaşlarımız bu olaya başka şekilde bakıyor olabilir fakat bu konu da hassas bir duruş sergiledik kimse bunu birbirine karıştırmasın Türkiye Cumhuriyeti devletini anayasal çerçeve içerisinde yönettiğimizi belirtmek isterim. Anayasamızda 58. Madde gençliğin korunması maddesidir burada bir paragraf var ' Devlet gençliğini alkolden, cehaletten korumak için gerekli tedbiri alır' diyor bunu ben söylemiyorum bizden önce yapılan anayasal madde bu bunu yapmak bizim görevimiz. Şuan tütün ve alkol ile mücadele kurulup genelge hazırlanmış Ankara Baro'su anayasada ki bağımlılıktan korumak diyor gençleri alkol düşkünlüğünden diyor bağımlılıktan demiyor bak bunlar nasıl hukukçudur ben anlamıyorum biz anayasamızın gereğini yaptığımız gibi gençlerimizi hükümet olarak devletin yönetim mekanizmasında olarak bizim görevimizdir. Amerika'da 21 yaş altında olana marketlerde alkollü içki veremezler ama bizde önüne gelen rahatlıkla bunu alabilir bir mani yok bunu engellemeye yönelik atılan bir adımı gördünüz mü bunlar şeriat getiriyor ülkeye diye bunu utanmadan sıkılmadan söylüyorlar. Şair diyor ya 'Biz tüzüklerle çarpışarak büyüdük' Biz tüzüklerle çarpışarak büyüdük arkadaşlar yasalarla çarpışarak büyüdük bunları iyi biliriz bizim yaşam tarzımıza müdahale edildi giyimimize müdahale edildi.

Boyner kardeşim az önce bir ifade kullandı Dink olayında yürütme olarak biz zanlıları 36 saatte yakaladık ve yargıya teslim ettik neredeyse belki de Cumhuriyet tarihinde nadir olaylardan bir tanesidir yargı süreci içerisinde devam eden bizimde zaman zaman gönlümüzden tasvip etmediğimiz olaylar var. Yargı burada süreci devam ettiriyor yargı reformu sürecinde de attığımız adımlar var biz kalkıpta bu ülkede zaman aşımından işi yırtan kurtaran bir anlayışı kabul etmemiz mümkün değildir. Zaman aşımı anlayışı yargının iflasıdır bana göre ne demek zaman aşımı alırsın öncelik sırasına zaman aşımına mı yaklaşıyor bu alırsın öne kendim bu işi başardım dersin zaman aşımına uğramıştır diyerek bunun altına giremezsin yargı burada tarihi bir vebalin altındadır. Şuanda 1 milyon 600 bin dosya Yargıtay'da bekliyor böyle şey olur mu ya neden bitirmediniz arkadaş biz adımlar attık önümüz kesildi orada da geldiler kamera şakaları yaptılar dediler ki mülakat kamera ile yapılacak bize kadar kamera ile mi yapılıyordu bunlar arkadaş. Şimdi bazı adımlar atıyoruz bu işleri süratle halledeceğiz kimsenin kılık kıyafetine karışılmasın dedik konuşanlar susturulmasın dedik bunu biz özellikle milletimizle samimi şekilde paylaştık ve milletimizden taktir gördük. Birilerinin yanlış şekilde ifade ettiği gibi yaşam tarzlarına müdahale edersek muhafazakar demokrat ilkelerimizi inkar etmiş oluruz. Geçmişte defalarca bunlar yapılmış ve tezgaha konulmuş bayat politikalardır, 95 Yılında Gazi mahallesinde olaylar oluyor yabancı bir tv kanalı olayı haberi şu şekilde veriyor İstanbul'da Radikal Müslüman Tayyip Erdoğan'ın polisleri Ilımlı Müslümanları katlediyor diye bu haberin neresini düzeltirsiniz bilemem hadi onlar yabancı basın Türkiye içerisinde de biz bu tür çarpıtmalara maruz kaldık. Günlerce haftalarca İstanbul Belediye içkiyi yasaklayacak diye yazdılar İstanbul Belediyemizde Başbakanlığımız da tüm bu yalanları püskürtmekle geçti geçiyor. Biz damdan düşerek geldik damdan düşmenin ne olduğunu gayet iyi biliriz ve kimsenin yaşam tarzına müdahale etmeyiz edilmesine de müsaade etmeyiz. Bu noktada ki endişeler yersizdir ve tekrar ediyorum bayat bir tezgahtır.

Seçim öncesinde hakkımızda yürütülen bu art niyetli kampanyaları milletimiz inanıyorum ki bozacaktır.

İdeolojik kavramları yersiz olarak görüyoruz bugün yargının içinde bulunduğu hâl yersizdir. TBMM'de yapılmakta olan ve yapılacak olan yeni düzenlemeler de Yargıtay ve Danıştay’da da yeni adımları atmak kararındayız. Tutukluluk süresinin dolması nedeni ile yapılan şu tahliyeler millet nezdinde bir kez daha sorgulanmasını gündeme getirdi. Bizim yargı reformuna yönelik her süreci takip ettiğimizi herkes bilir bu serbest bırakılanları bizmi bıraktık. Yargıtay'ın iş yükü çok bunu biz istilaf mahkemeleri ile çözelim dedik hakim ve savcı alımları yapılsın dediler ama alımlar da trajikomik nedenler ile engellendi ve engellenmeye devam ediyor. Terör örgütü mensupları iş yoğunluğu sebebi ile serbest bırakılırken kimi dosyalar öne alınıp jet şekilde karara bağlanıyor. 2002 Seçimlerinde benim dosyam Diyarbakır'dan 24 saatte İstanbul'a geldi ve benim seçimlere girmem engellendi Sayın Erbakan ile ilgili 5 günde karar verildi onları yaparken hızlısınız da bunlarda niye hızlı değilsiniz çekin bunları öne neden çekmediniz bütün olay samimiyet testinde kimlerin olayı başarılı şekilde yapıp yapmadığını görüyoruz.

Dün Danıştay ALES sınavı ile ilgili bir karar aldı öğrencilerin kılık kıyafetine karşın kısıtlama olmadığı için yürütmeyi durdurdu. Karar son derece keyfi bir karardır yargıya güveni bir kez daha sorgulatacak bir karardır. Hukuk insanların eğitim haklarını kısıtlamaz bu karar önce hukuksuzluktur. Anayasa ve yasalarda kılık kıyafete dair tek bir kısıtlama bulunmazken yasalara anayasaya aykırı olarak alınan bu karar kanunsuzdur yargının siyasallaşması işte asıl budur bizim 8 yıldır düzeltmeye çalıştığımız manzara işte budur. Biz istiyoruz ki yargı milletin yargısı olsun belli kesimlerin değil milletin yargısı olsun onama mı istersin bozma mı demeyen hukuklu bir şekilde yargı istiyoruz. TÜSİAD'ın hazırlayacağı yargı reform taslağını da merakla beklediğimizi belirtmek isterim. Biz şuanda bu çalışmaların teknik boyutunu burada milletin sahiplenebileceği milletin anayasası benim anayasam diyebileceği burada ben varım diyebileceği bir anayasayı hazırlamamız gerekiyor tercümana ihtiyacı olmayacak bir anayasa. Yeni anayasa tamamıyla anayasacıların oturup hazırladığı bir anayasa olmadı, benimde burada bir katkım olabilir denecek buna şekil verilecek bir çalışma olması lazım ve bunları görmek durumundayız.

Türkiye hızlı ve istikrarlı şekilde büyüyor, Türkiye algısı ekonomi algısı 8 yıl öncesine göre köklü şekilde değişmiş durumda bölgesel değişimlerde Türkiye önemli rol oynuyor. Bu büyüme ve ilerleme de bazı kalıpların artık Türkiye'ye dar geldiğini biliyoruz her türlü kapalı devre sistemini geride bırakarak Türkiye'yi ileriye taşımak durumundayız. Türkiye'nin bu günlere ulaşmasında büyük katkılarınız oldu.