Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Mitinginde Binlerce Kişiye Seslendi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türbanı, rahibe kıyafetine benzeten" afişlerin CHP'li Avcılar Belediyesi tarafından hazırlandığını belirterek, "Utanmadan sıkılmadan 'hükümet görevini yapsın' dedi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türbanı, rahibe kıyafetine benzeten" afişlerin CHP'li Avcılar Belediyesi tarafından hazırlandığını belirterek, "Utanmadan sıkılmadan 'hükümet görevini yapsın' dedi. Hükümet onun talimatıyla değil, eşeği sağlam kazığa bağlamak için araştırdı, bunun Avcılar Belediyesi tarafından yapıldığı ortaya çıktı. Dürüst ol, bu sizin ilk yanlışınız, yalanınız değil" dedi. MHP lideri Bahçeli için "kafatası milliyetçisi" benzetmesi yapan Erdoğan, muhalefet için "Benim
veya arkadaşlarımızın terörist başıyla masaya oturduğunu ispat edemezseniz şerefsizsiniz" dedi.
Başbakan Erdoğan, referandum mitingleri kapsamında Zeytinburnu Kazlıçeşme Meydanı'nda binlerce kişiye seslendi. Konuşmasında CHP ve MHP'ye yüklenen Erdoğan, Türkiye'de çetelere dur demek isteyenlerin anayasa değişikliği için "evet" dediğini belirterek, "Korsanlara bu ülkede geçit yok diyenler evet diyor. Türkiye yargıdaki siyasallaşmaya, kadrolaşmaya dur demek için evet diyor. Türkiye huzur, kardeşlik, birlik, beraberlik, dayanışma için evet diyor" şeklinde konuştu.
Egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğunu hatırlatan Erdoğan, bunun tartışmasını yapanlar olduğunu belirterek, "İşte onlar cevabını 12 Eylül'de sandıkta alacaklar. Son gece kaset oyunlarıyla bize fatura kesmek istediler. Soruldu, 'aday değilim' dediler. Genel başkanıyla evinde ziyaret edip, kol kola fotoğraf çektirdiler. Ama 24 saat geçti 'adayım' dediler. Bu nasıl dürüstlük. Söz ağızdan bir kere çıkar. Siyasetçinin ağzından söz çıktıktan sonra onu bağlar" diye konuştu.
Erdoğan, Avcılar'daki afiş krizine de değinerek, şöyle devam etti: "Sayın Kılıçdaroğlu bize dürüstlük dersi verme. Geldin bu ülkede başörtülü, örtülü giyinen bacılarımı tuttun rahibelere benzettin. 'Bunun bizimle alakası yok' dedin. 24 saat önce farklı, 24 saat sonra farklı. Sizin tavrınız zaten hep bu. Utanmadan sıkılmadan 'hükümet görevini yapsın' dedi. Onun talimatıyla değil, eşeği sağlam kazığa bağlamak için araştırdık, bunun Avcılar Belediyesi tarafından yapıldığı ortaya çıktı. Dürüst ol, dürüst. Bu
sizin ilk yanlışınız, yalanınız değil. Nitekim İçişleri Bakanımız açıklamayı yaptı. Senin milletten de bizden de özür dilemen gerekir. Bu bir cibiliyet meselesi. Benim başörtülü bacıma rahibe benzetmesi yapacaksın. Buradan çıktıktan sonra kapı kapı dolaşacağız. 12 Eylül'de bunlara en güzel cevabı sandıkta vereceğiz."
"Başörtü meselesini ben hallederim" diyen CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu'na yüklenen Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na kimsenin inanmadığını söyledi. Erdoğan, "Sen bu milleti elinde oyuncak mı sanıyorsun. O senin karakterin. Anayasa Mahkemesi'ne giden metin altında Sayın Kılıçdaroğlu senin imzan yok muydu? Dürüst ol. Bunlarda böyle bir dürüstlük yok. Bunlardan bu anayasa değişikliğiyle ilgili bir açıklama duydunuz mu? 26 maddeyle ilgili bir açıklama duydunuz mu? Biz Anayasa Mahkemesi'ni değiştiriyoruz diyoruz. Şu anda
11 üyesi var, gayet güzel. 4 tane yedeği var, 15 oluyor, 2 üye daha katılıyor. Bu iki üyeyi cumhurbaşkanımız hukukçulardan seçecek. Ama meclisin Anayasa Mahkemesi'ne seçeceği üye yok, tercih edeceği isim olacak. Sayıştay 2 üye için 6 isim verecek, farklı zamanlarda da onlardan birini parlamento tercih edecek. Ama Avrupa ülkelerine baktığınızda neredeyse tamamını federal meclis, bazılarında hükümet seçiyor. Ama bizde hükümet yapmıyor. HSYK'da hükümetten sadece adalet bakanı ve müsteşar var. Bunu biz
getirmedik, yıllar yılı vardı. Ama HSYK'ya kürsü hakimleri seçim yapacak. 10 tane oraya kendileri 15 yıllık hakim, savcılardan üye seçecekler. Bunlar bunu bile hazmedemiyorlar. Çünkü daha önce onların arka bahçesiydi, şimdi milletin ön bahçesi olacak. Bu hazımsızlık nereye kadar gider bilemem ama adalet mülkün temelidir" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Adnan Menderes, bakanlar Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan'ın idam edildiklerini belirterek, tarih boyu yaşanan darbelere değindi. Darbelerle siyasetin üzerine çöküp, milli iradenin boğulmak istendiğini anlatan Erdoğan, "Milli iradeyi boğmak, demokrasiyi ortadan kaldırmak istediler. Yaptıkları darbe Türkiye'nin gelişimine engel oldu. 27 Şubat'ta siyasetin üzerine kara bulut gibi çöktüler. İnsanı değil, devleti merkez aldılar. İnsan için
devlet değil, devlet için insan dediler. Halbuki yeri geldiğinde bunlar Atatürkçüyüz diyorlardı. Ama Atatürk 'millete efendilik yoktur, hizmet etmek vardır' diyordu. Bunlar akşam başka, sabah başka. Sanal korkular yaydılar. Sanal tehditlerle milleti sindirdiler" diye konuştu.
Bütün tehditlere karşı dimdik durduklarını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Takibe takılanlar, İmralı'yla görüşenler var. Bütün bunlar 12 Eylül'de 'evet'i engelleyelim, sakın sandığa gidilmesin kampanyası yürütülor. Diyarbakır coştu, evet dedi. Ben Diyarbakırlılara AK Parti iktidarı hiçbir etnik unsurun iktidarı değildir, Türkiye'de 73 milyonun iktidarıdır dedim. Türk de benim kardeşim, Kürt de benim kardeşim, hepsi benim kardeşim."
Başbakan Erdoğan, herkesin kim olursa olsun 2 metre küplük bir mezara gömüleceğini ifade ederek, "Cumhurbaşkanı niyetine değil, er kişi niyetine diyecekler" dedi. Çıkan tartışmaların yersiz olduğunu kaydeden Erdoğan, "Öyleyse kimse neyin afra tafrasını yapıyoruz. Önemli olan şu kubbede hoş bir seda bırakmak. Siz 3 Kasım'da bu yanlış gidişlere dur dediniz, yeter dediniz. 8 yıldır başınızı öne eğdirmedik ve demokrasi mücadelesini sürdürdük. 8 yıldır hukukun üstünlüğü diyoruz" ifadelerini kullandı.

"BUNLAR DEVLET CİDDİYETİ NEDİR BİLENLERDEN DErm başörtülü bacıma rĞİL"
Muhalefetin, "AK Parti kendi anayasasını yapıyor" eleştirilerinde bulunduğunu belirten Başbakan Erdoğan, CHP ve MHP'ye gittiklerini ancak daha kapağını açmadan "hayır" cevabı aldıklarını söyledi. "Bunlar devlet ciddiyeti nedir bilenlerden değil" diyen Başbakan Erdoğan, "Bunlar sulu şaka yapmayı sever" dedi. MHP ve CHP'yi eleştiren Erdoğan, "Bunların uzlaşma dilinde. Uygulamada uzlaşma yok. Bunların derdi üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Ama bu bağcı sizin dayağınızı diyecek bağcı değil. Bu bağcıya dayak
atacak biri varsa o da millettir" şeklinde konuştu.
Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin referanduma harcanan paraların nereye gittiğini sorduğunu belirterek, şöyle dedi: "Biz devletten aldığımız yardımı kullandık. Biz Hazine yardımını kampanyada kullanıyoruz, sen Hazine'den aldığın paraları nerede harcıyorsun bilemem. Ona göre bu işi götürüyoruz. Devletin arabasıyla geziyor diyor. Bugüne kadar devletin arabasıyla gezdim. Bu bana yasanın verdiği bir hak. Yasalar seçim yasakları başlayana kadar başbakan ve bakanlar makam araçlarını kullanabilir diyor.
Siz devletin 3,5 yıl başında oldunuz Sayın Bahçeli. Sen kullanmadın mı? Senden olsa olsa ancak kafatası milliyetçisi olur. Milliyetçilik bu devlete hizmet etmektir. Sen ne yaptın ki?"
Türkiye Cumhuriyeti'nin her bir vatandaşının gür bir sesle, cesaretle adalet istediğini belirten Başbakan Erdoğan, "Çeteler yargılansın diyoruz. Faili meçhuller açığa çıksın istiyoruz. Demokrasiyi ortadan kaldırmaya hiç kimse cüret edemesin, cüret edenler hesabını yargının önünde versin istiyoruz. Hiç kimse, hiçbir zümre, kirli senaryolarla, kirli tahriklerle, milleti sokağa da dökmesin, bu ülkede kan dökerek huzura da kastetmesin diyoruz. Biz artık hukuk birilerinin arka bahçesi değil, milletin ön
bahçesi olsun istiyoruz. Kendimiz için adalet değil, herkes için adalet istiyoruz. Kendimize göre hukuk değil, insan için hukuk diyoruz. Bağımsız yargı diyoruz, tarafsız yargı diyoruz, güvenilir yargı diyoruz. Bu ülkenin kurumları, bu milletle aynı rotada ilerlesin, aynı ufka baksın, aynı vizyonu taşısın istiyoruz. Tuzu kurular, kaymak tabaka, statükocular, milletin önünde engel olmasın, Türkiye'ye ayak bağı olmasın, Türkiye'nin yolundan artık çekilsin istiyoruz. Türkiye artık kaybetmesin, Türkiye artık
geri düşmesin istiyoruz" dedi.
"Yargı ideolojik davranmayacak" diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Bana da ideolojik davrandı. Ben bizzat bunun bedelini ödedim. Yargıtay'da maalesef belli bir mezhebi grup bu noktada öyle yaklaştı. Yaptığım neydi benim, sadece okuduğum şiir. Bir şiirin bedeliydi. Az önce U2 ziyaretime geldi. sen içeri neden dolayı girdin diye sordu. Anlattım, kahkahayı bastı. Çünkü alışılmış bir şey değil. Bu ülke bunlardan çok çekti. Ama o tezgahlardan biz de geçtik. Bizi de Metris'e, Alemdağ'a uğrattılar. Güzel oldu.
Özgürlüğün tadına vardık, demokrasiyi öğrendik. Özgürlüğün ne kadar önemli olduğunu öğrendik. Bunlar muhtar bile olamaz diyorlardı. Ama millet onları affetmedi. Onların muhtar bile olamaz dediğini, Türkiye'ye başbakan yaptı. Dünyanın değişik ülkelerinde hep böyle oldu."
Erdoğan, herkesin referandumun bir parti oylaması olmadığını bilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Bu bir AK Parti projesi ya da Tayyip Erdoğan projesi değil, millet projesi. Burada bizimle birlikte hareket eden Saadet Partisi, BBP, çeşitli sivil toplum örgütleri bağımsız ülkücüler, Kürt aydınlar var. Bizimle birlikte hareket ediyorlar, AK Partili oldukları için değil. Demokrasi, hukukun özgürlüğü için yapıyorlar. Şu anda evet diyen Hak-İş var. Çünkü işçiler iki sendikaya üye olabilecek. Memur-Sen var,
kadınlar var. Çocuklarla ilgili dernek var, çünkü çocuk istismarının önüne geçecekler. Özürlü dernekleri var. Özürlüklerin hakları anayasal teminat altına alınıyor" diye konuştu.

"YARGIYI SİYASALAŞTIRAN KENDİLERİ"
Anayasa Mahkemesi ve HSYK'daki değişikliklerin milletin ön bahçesi olmayı getirdiğini anlatan Erdoğan, yeni bir sayfa açtıklarını kaydetti. "Bu milletin kurumları, bu milletle aynı rota ilerlesin, aynı ufka baksın istiyoruz" Erdoğan, "Tuzu kurular, kaymak tabaka, statükocular, milletin önünde engel olmasın, Türkiye'ye ayakbağı olmasın, Türkiye'nin yolundan artık çekilsin istiyoruz. Türkiye artık kaybetmesin, Türkiye artık geri düşmesin istiyoruz" dedi.
Erdoğan, 1960 anayasasına CHP'nin çanak tuttuğunu, 28 Şubat'ta ise dut yemiş bülbüle döndüğünü söyledi. CHP'nin "27 Nisan bildirisinin altına imzamızı atarız" dediğini belirterek, "Yargıyı nasıl siyasallaştırdıklarını biliyorsunuz. Geçmişte 'biz kendi örgütümüzden, yani CHP'den üye almayacağız da ülkücülerden mi alacağız' dediler. 3 bin kişi aldılar. Yargıyı siyasalaştıran kendileri. Sen siyasi partisin, ana muhalefet partisisin. Silivri'de avukat, İstanbul'da demokrat olamazsın. Anayasa Mahkemesi'ni ana
muhalefet mahkemesi haline getirdi. 'Ben darbe tanklarının önünde duruyorum' diyor. Nasıl olacak da sen darbe tanklarının önünde duracaksın. CHP'li kardeşlerim bu tutarsızlıkları görün. Tarih boyunca neler yaptıkları ortada. Bunların bu aldatmacalarına aldanmayın" diye konuştu.
Referanduma "hayır" diyenler arasında MHP, CHP, BDP, TKP, İP, YARSAV olduğunu belirten Erdoğan, "Başörtü konusunda ertesi gün başlığını 411 el kaosa kalktı diye atan medya var. Bunları yutacak mıyız? Onun için daha çok çalışacağız. Bu bir güven oylaması değil. 12 Eylül'den sonra hesaplaşırız. İktidarımızla ilgili söyleyeceğin varsa söyle, ben de gerekeni yaparım. Tayyip Erdoğan'dan hiçbir yerde evetler bu kadar çıktı, AK Parti bu kadar oy aldı diye duymayacaksınız. Arkadaşlarımızdan da duymayacaksınız.
Halk oylaması başka bir şey. Eğer 12 Eylül'de bir hesaplaşma olacaksa, darbeci zihniyetle olacaksa, vesayetçi anlayışlarla olacak. Kimsenin iradesine ipotek koymayın, kötülemeyin. Ne evet diyenler ne de hayır diyenler ihanet içindedir. Halk oylamasında milletimiz iradesini ortaya koyacak" şeklinde konuştu.
"İmralı'yla anlaştı" eleştirileriyle ilgili olarak da Erdoğan, şöyle devam etti: "İddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir. Benim veya arkadaşlarımızın terörist başıyla masaya oturduğunu ispat edemezseniz şerefsizsiniz. Bu kadar açık konuşuyorum. 8 yılda verdiğimiz mücadele esnasında Diyarbakır'da, Şemdinli'de mücadele verirken bunlar Ankara'dan terör örgütüne destek sağladı. Terörü konuşmak için masaya oturamadık. Randevu istedik evet demediler. Kara propaganda yapıyorlar, bilgi kirliliği oluşturmak
istiyorlar. İftira at izi kalsın. Bu kampanyaları devamlı sürdürüyorlar. Bu iktidar sizin şamar orlğlanınız değil. Bazı satılık gazeteleriniz var. Asparagas haberlerle, yalan, uydurma haberlerle iftira kampanyalarınızı biliyoruz. Bunlara sadece sabrediyoruz. Çünkü yargıya müracaat ettiğimizde aldığımız cevap belli. Yargı 'siyasetçi bu tür hakaretlere alışmalı, bunlar ağır eleştiri sınıfına girer' diyor. Peki, aynısını ben sana yapsam o zaman ne diyeceksin? O zaman ben siyasetçi değilim diyeceksin. O zaman
diyorum çıkar cübbeyi çık meydana. Bu ülkenin başbakanına kalkıp da Türk'üm diyemeyen bir başbakan hakaretini bir yargı mensubu olarak nasıl yakıştırıyorsun. Biz bugüne kadar verdiğimiz mücadeleyi ülkemiz için verdik. Dünyanın dört bir yanında niçin verdik, bunlar dürüst davranmıyor. Ama o vermiş oldukları karar 60 mahkemesinde Adnan Menderes'i, arkadaşlarını idama götürenler gerekçe yazamadılar. 'Sizi buraya getiren irade böyle istedi' dediler. Böyle bir hak, adalet, hukuk olur mu? İşte bu ülke bunları
gördü."
Erdoğan, şahsi çıkarlarını, ikballerini, makamlarını milletin önünde görenlerin, millet adına değişikliğin önünde durmaktan çekinmediklerini de belirterek, "AK Parti, her fırsatta, her zeminde şunu açık yüreklilikle, cesaretle söyledi: Millet kazanacaksa, AK Parti kaybetmeye razıdır. Bu tavrı, bu ilkeli duruşu, diğer siyasetçiler gösteremediler, gösteremiyorlar. Türkiye'nin kaybetmesi uğruna hayır demekten çekinmiyorlar.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde de meydanlarda da neden 'hayır' dediklerini, neden 'hayır' denmesi gerektiğini açıklayamadılar" diye konuştu.
Kazlıçeşme Meydanı'nı dolduran binlerce kişi ise Erdoğan'ın konuşmasını sık sık sloganlarla keserek, muhalefeti yuhaladı. "Yaşasın Tayyip" anlamına gelen Kürtçe "Biji Tayyip" yazılı pankartların açıldığı miting sırasında kadın davulcuların halkı coşturduğu görüldü.
(ÖFA-ÇK-EA-Y)