Başbakan Erdoğan, İslam Ülkelerini Eleştirdi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sel felaketiyle mücadele eden Pakistan için İslam Konferansı Örgütü'ne (İKÖ) üye olan ülkelerden şu ana kadar 1 milyar dolarlık yardım taahhüdü yapıldığını ifade ederek, bunun çok komik bir rakam olduğunu söyledi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sel felaketiyle mücadele eden Pakistan için İslam Konferansı Örgütü'ne (İKÖ) üye olan ülkelerden şu ana kadar 1 milyar dolarlık yardım taahhüdü yapıldığını ifade ederek, bunun çok komik bir rakam olduğunu söyledi. İslam ülkelerini eleştiren Erdoğan, "Benim petrolüm var' diyen ülkeler, İslam dünyası acaba ne yapıyor? Petrolünün kaçta kaçını buraya aktarıyor? Gücenmesinler, darılmasınlar bu petrolü siz bulmadınız, bu bir nimet" dedi.
İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi'nin (IRCICA) Kuran-ı Kerim'in Nuzulünün bin 1400. yılı nedeniyle düzenlediği uluslararası kutlama programının açılış konferansı Grand Cevahir Otel'de gerçekleştirildi. Konferansa Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Devlet Bakanı Faruk Çelik, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, İKÖ Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, Azerbaycan Din İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Hidayet Oruçoğlu, Müslüman toplulukların
temsilcileri ve araştırmacılar katıldı.
Konferansta konuşan Başbakan Erdoğan, Kuran-ı Kerim'in Mekke'de indiğini, Kahire'de en güzel şekliyle okunduğunu ve İstanbul'da en güzel şekliyle yazıldığını söyledi. İstanbul'un aynı zamanda Kur'an şehri olduğunu belirten Erdoğan, İstanbul'un, Kur'an-ı Kerim'in tarihine yakından tanıklık etmiş bir şehir olduğunu ifade etti. Erdoğan, "O ilahi mesaj küçük bir mağaradan bütün alemlere dostluk, dayanışma, paylaşma ve kardeşlik çağrıları oluşturdu. Ülkeleri, coğrafyaları ve kıtaları aşarak dünyayı etkisi
altına aldı. O mesajlar kanalıyla insanlık barışa, esenliğe kavuştu. Kuran'ın mesajında birleşen insanlar, ırk, coğrafya gözetmeksizin birbirileriyle kardeş oldu. Kursal kitabımız bugünde gönüllere şifa olmaya, tüm insanlığa barış ve kardeşlik mesajı vermeye devam ediyor" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, İslam ülkelerine yaptığı geziler sırasında acı manzaralarla karşılaştığını belirterek, "Gerçekten de yoksulluğun hat safhada olduğu, gelir dağılımının uçurum olarak büyüdüğü, savaşların, çatışmaların, terörün artık alın yazısı ve yaftaya dönüştüğü bir manzara yaşıyor İslam ülkeleri. Bu manzara bir uzaklaşmanın, teoriyle pratik arasındaki uçurumun eseri" dedi.
Tıptan astronomiye kadar hemen her bilim dalında insanlığın önünü açan İslam coğrafyasının, 21 ve 22. yüzyılda geleceğe yöne verecek eserlerin altına imza atmadığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Her günün bir gecesi, her günün bir gecesi vardır. Ülkeler ve milletler için de geceler ve gündüzler vardır. İnsanlığın ortak tarihine eşsiz katkılar sağlamış bu millet aslına ve özüne dönecek ve yeryüzündeki haklı konumunu yeniden elde edecektir. Geleceğe dair inançlarımızı, umutlarımızı korumakla birlikte gelecek için el birliğiyle her zamandakinden çok çalışmalıyız. Bugünkü meselelere ciddiyetle eğilmeliyiz. Yaptığım gezilerle özellikle batılı ülkelerde İslam imajının, Müslüman imajının hakkaniyetten
son derece uzak, tamamen yanlış yansıtıldığını müşahede ettim. Şu anda özellikle batıda ciddi bir İslamafobi var. İslam'ı karalama, İslam'la terörizmi, Müslümanları özdeş hale getirmenin gayreti olduğunu görüyoruz. Bunu şiddetle kınıyor ve reddediyoruz. Biz Türkiye olarak hemen her kürsüde 'İslamafobya insanlık suçudur' diyoruz. Bütün dünyanın da böyle kabul etmesi konusunda ısrarımızı sürdürüyoruz. İslam'ın hayat dini olduğunu, kelime anlamı barış olan bir dini terörle bir araya getiremeyeceklerini her
zeminde söylüyoruz. Bütün insanların yaşama hakkına sahip çıktığını söylüyoruz."
Erdoğan, Kuran'ın özellikle batı dünyasında ve toplumlarında farklı şekilde algılanmasında artniyet ve kara propagandanın etkisi olduğunu belirterek, "Bunun arkasında kimler olduğunu biliyoruz. O kitap bin 400 yıl boyunca muhafaza edilmişken nasıl olur da Kuran'ın mesajını anlatmakta zorlanırız. Kuran'ın mesajı bin 400 yılda anlaşılamıyor, anlatılamıyorsa Müslümanların ciddi bir özeleştiri yapmasında fayda görüyorum. Suçluyu kara ve kirli propaganda yapanlarda aramayalım, suçlu biziz. Demek ki biz
kendimizi anlatamıyoruz. Mevcut önyargıları gidermek için neler yaptık? Özelikle alimlerimize, bilim adamlarımıza, din adamlarımıza bu konuda büyük sorumluluklar düşüyor" diye konuştu.
"Nerede bir iyilik yükseliyorsa orada olmak zorundayız" diyen Erdoğan, "Nerede bir zulüm, yanlış varsa onu bertaraf etmede katkımız olmalı. Bunu başarmanın formülü Kuran'ı Kerim'i anlatmakta geçiyor" dedi.
Erdoğan, bin 400 yıl boyunca dalga dalga büyüyen ilahi mesajın 'inananlar kardeştir' dediğini söyledi.
Erdoğan, konuşmasının büyük bir bölümünü Pakistan'a ayırarak, Pakistan'daki insanların çektiği çilenin dille ifade edilecek bir yanı olmadığını vurguladı. "Oturduğumuz yaşadığımız ülkelerden, oradaki sıkıntıyı yaşamak mümkün değil" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"İslam dünyası başta olmak üzere tüm insanlığın Pakistan'a yardımcı olması gerekir. Burada milyon dolarla işi çözülmüyor. Pakistan, 17 milyon insanının etkilendiği bir sıkıntı içinde. Binlerce insan ölmüş, evler yıkılmış durumda. 'Benim petrolüm var' diyen ülkeler, İslam dünyası acaba ne yapıyor? Petrolf uçurum olarak büyüdüğü, savaşların, çatışmünün kaçta kaçını buraya aktarıyor? Gücenmesinler, darılmasınlar bu petrolü siz bulmadınız, bu bir nimet. Biz bunu saltanatlarımızı ikame etmekte mi
kullanacağız? Biz bunu Pakistan'ın düştüğü durumda kullanmayacağız da ne zaman kullanacağız? Onun için görevimiz ağır, yükümüz ağır, sorumluluğumuz büyük."
İKÖ'ye olan ülkelerden şu ana kadar 1 milyar dolarlık yardım taahhüdü yapıldığını aktaran Erdoğan, bu rakamı çok komik bulduğunu kaydetti. "İslam dünyasının burada kalmaması lazım, bunu çok fazlasıyla aşmalı" diyen Başbakan Erdoğan, "Ülkemizde bu kampanyayı geliştirerek devam ediyoruz. Devlet olarak yapmamız gerekenleri yapıyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı'na kampanyada üstlendiği rol için teşekkür ederim. Tüm halkımızın bu işe az veya çok katkısının olması biz Müslümanların katılımcı ruhunu ortaya
koyuyor. Darda kalanın yanına koşmadaki ruhu ortaya koyuyor. İnşallah bayram namazında da camilerimizde bu kampanyaya devam edilecek. Bizler çok ciddi rakamla parayı vermenin ötesinde bölgeyi inşa etmenin gayretinde olacağız" şeklinde konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan'ın beraberindeki bir heyetle birlikte Pakistan'a giderek bölgeyi gezdiğini de ifade ederek,
"Bu anlatılır bir felaket değil. Biz de gidip yerinde izleyeceğiz. Teknik ekiple neler yapabiliriz ona bakacağız. Tüm İslam dünyasının bu testi başarıyla geçeceğine, Pakistan için ellerinden gelen yardımı yapacaklarına inancım tamdır, bunu korumak istiyorum. Türkiye olarak Pakistan'ın yanındayız, yanında olacağız. Bunu sözde bırakmayacağız" diye konuştu.
Türkiye'den yola çıkan yardımların Pakistan'a ulaştığını ve yola çıkan trenlerinde bölgeye ulaşmak üzere olduğunu kaydeden Erdoğan, "Şu anda sadece başbakanlık hesabında toplananlarla, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın topladıkları 100 milyon dolara yaklaşıyor. İnanıyorum ki bayramda toplanacaklarla bunun üzerine çıkacağız. Bununla bırakmayacağız, süreci devam ettireceğiz. Çünkü oranın imarı kısa sürede olacak gibi değil. Bize yakışan medeniyetimize yakışan budur" ifadelerini kullandı.
Konuşmasının ardından Erdoğan'a Kuran-ı Kerim'in en son cüzü hediye edildi.
(EY-ÇK-CMH-Y)