Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara: Rize, sel ve heyelanlarla yaşamayı öğrenmek zorunda

Türk Kızılayı Genel Başkan Başdanışmanı ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırmaları Enstitüsü eski Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete

Türk Kızılayı Genel Başkan Başdanışmanı ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırmaları Enstitüsü eski Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Rizeli vatandaşların sel ve heyelanlarla yaşamayı öğrenmek zorunda olduğunu söyledi.

Türk Kızılayı tarafından düzenlenen Toplum Liderlerini Teşkilatlandırma Projesi çalışmaları kapsamında Rize'ye gelen Işıkara, Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu'nu makamında ziyaret ettikten sonra valilik toplantı salonunda basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda her yıl Doğu Karadeniz'de meydana gelen sel ve heyelanları hatırlatan Işıkara, "Nasıl Türkiye'de deprem bitmezse, başta Rize olmak üzere Karadeniz'de de sel ve heyelan bitmez.'' dedi.

Rize'nin Gündoğdu beldesinde yaşanan ve 14 kişinin ölümü ile sonuçlanan sel ve heyelanda valinin dirayeti, meteorolojik uyarılar ve erken uyarı sisteminin önemli işlev görmesi ile kentin afeti çok ucuz atlattığını ifade eden Işıkara, "O afette daha ağır sonuçlar da doğabilirdi. Benim 'depremle yaşamak' şeklinde meşhur bir sözüm vardır. Bunun gibi Rize de sel ve heyelanla birlikte yaşamayı öğrenmek zorunda. Nasıl Türkiye'de deprem bitmezse, başta Rize olmak üzere Karadeniz'de de sel ve heyelan bitmez.'' diye konuştu.

Rize'nin mevcut yapılaşma konseptinin sel ve heyelana uygun olmadığını bunun yerine yeni bir yapılaşma konsepti geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Işıkara, şöyle devam etti: ''Yerden yen kazanılacağına havadan yer kazanılsın. Usulüne uygun yapılırsa yüksek katlı binalar yapılabilir. Bunun üzerinde durulup kamuoyun oluşturulması lazım. 1999 depreminin merkez üssü Gölcük idi. Ama 100 kilometre mesafedeki Avcılar'da 150 bina çöktü. Birçok binada hasar oluştu. Burada 600 vatandaşımızı kaybettik. Depremin olduğu yer Gölcük, Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde. Dolayısıyla Rize'deki vatandaşımız '4.5. derece deprem bölgesinde yaşıyorum' diye güvenli yapı konseptini terk ederse depremden etkilenir. Çok da yıkım olabilir. Bölgede rutubet var. 20'lik demir yerine 8'lik, 12'lik demir kullanılmış. Bunlar yanlış. Buradaki vatandaşlarımızın 'ben deprem bölgesinden uzağım' dememesi lazım. Çünkü Kuzey Anadolu fay hattı dünyanın en aktif fay hatlarından birisi. Biz bunları vatandaşımızı korkutmak için söylemiyoruz. Farkında olunması gerektiğini söylüyoruz. 'Yaşadığın mekana güvenli yapı konseptini getir' diyoruz.''

Yakın bir yerde olacak depremin Rize'de etkili olabileceğine işaret eden Işıkara, insanların "Bize bir şey olmaz'' dememesi, sel ve heyelandan korktuğu kadar depremden de korkması gerektiğini vurguladı.

İSTANBUL DEPREME HAZIRLIKLI

İstanbul'da devletin depreme hazır olduğunu ve birtakım önlemleri aldığını ifade eden Işıkara, ''Milli Eğitim Bakanlığı okulların yüzde 75'ini güçlendirdi veya yıkıp yenisini yaptı. İstanbul 13 milyonu geçti. Kızılay'ın geçici barınma için belirli potansiyeli var. Ama o okullar, geçici barınma açısından kullanılabilir. Kamu kurum binaları da öz kaynaklar ve Dünya Bankasının 400 milyon dolarlık kredisi ile güçlendirildi. Sağlık Bakanlığı bu konuda biraz yavaş, ama bir kıpırdanma var.'' dedi.

Toplumu deprem konusunda bilinçlendirerek olası afet kazalarını en aza indirme gayretinde olduklarının altını çizen Işıkara, şöyle devam etti: "İstanbul'un ekonomi bakımından kendi kendine yetmesi lazım. İstanbul'da olası bir depremle ilgili verilen rakamlara katılmıyorum. Can kaybının söylendiği gibi yüksek olacağını sanmıyorum. Ama İstanbul her geçen gün depreme 1 gün daha yaklaşıyor."

Bir deprem durumunda herkesin İstanbul'a girmesini engellemek zorunda olduklarını kaydeden Işıkara, ''İstanbul şu anda 13 milyon. Anam, bacım geldi derse 36, 39 milyon olur. Dolayısıyla olası bir depremde İstanbul'a girişin biri Sakarya ve İzmit tarafından, diğeri de Tekirdağ tarafından olmak üzere iki noktadan kesilmesi gerektiğini söylüyorum. Çıkan çıksın, ama girişi mutlaka engellemek lazım. Çünkü alt yapısı buna uygun değil. Bu kadar nüfusu kaldıracak yapıda değil.''

Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu ise ''Şimdi de Rize'de Kızılay ile birlikte bir çalışma yapacağız. Olay olduktan sonra hemen unutuyoruz. Olan olayları yapabildiğimiz sıklıkta hatırlatmamız lazım. Bizdeki sıkıntı sel ve heyelanların fazla olması. Bunu sıklıkla yaşıyoruz. Ne yapılması gerektiği konusunu tartışacağız.'' dedi.