Öfkeden deliye döndü

Sivri dilli yazar Hıncal Uluç, yine gündeme damgasını vuracak çarpıcı açıklamalarda bulundu. Uluç önüne geleni eleştirdi.

Öfkeden deliye döndü
HİDDİNK’E VERİLEN PARAYI ÖZGENER ÖDESİN

Önümüzde kritik Almanya ve Azerbaycan maçları var. Milli takım teknik direktörü Hiddink’in bu maç öncesi sadece 6 maç seyretmiş olması garip değil mi?

8 Ekim’de Almanya milli maçı var. Milli takımın ilanından önce son hafta bu. Gelip şu maçları seyretmiyor. Fatih Terim’den miraslar Engin İpekoğlu ile Oğuz Çetin oturmuşlar maç izliyor! Fatih Terim’in takımı aynen devam ediyor. 6 aydır oynamayanlar, sakat olanlar milli takıma davet ediliyor ve oynuyorlar. Hiddink federasyonun verdiği 4 milyon euro ile federasyonun verdiği biletlerle Avrupa’da sefasını sürüyor. Bu nasıl bir iş ya!..

Bir Türk vatandaşı olarak ‘benim paramı sokağa atıyor’ diye Mahmut Özgener’i mahkemeye veririm. Ve de tazmin ettiririm. Hiddink’e verilen parayı Özgener ödesin.

Batı dünyasındaki medya her kuruşun hesabını sorar. ‘Vergi, verenin parası’ olduğu için. En kutsal paradır o. Bir kuruşunu keyfi harcayamaz. Vergi verenin bir kuruşunu keyfi harcadığın zaman adam vergi vermekten vazgeçer çünkü. Sen benim vergilerimi sokağa atıyorsan ben sana niye vergi vereyim. Manyak mıyım ben! Kendim yerim o parayı.

GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMIYOR

Şampiyonlar Ligi ilk maçında farklı yenilen Bursaspor, ligde emin adımlarla yoluna devam ediyor. 6’da 6 yaptı.

Türkiye’deki maçların iyi gitmesi… İşte Galatasaray’da 4 maçını kazanıyor. İyi mi oluyor yani? Aptallık etmeseler iki maçı da kazanırlardı ve Galatasaray da 6’da 6 olurdu. Güneş balçık ile sıvanmıyor.

QUERASMA FAZLA ABARTILIYOR

Beşiktaş iyi oynuyor ama sonuca gitmekte zorlanıyor. Antalya karşısında son dakikada kazandı. Quaresma sonuca etki etmedi belki ama yine çok istekli ve arzuluydu. Beşiktaş’ı nasıl buldunuz?

Quaresma fazla abartılıyor. Özellikle de yayıncı kuruluşun spikerleri Quaresma’nın adını haykırmaktan adeta zevk alıyorlar. Şehvetli bir “Quaresma” deyişleri var. İnanamıyorum. “Quaresma” derken ağızlarından salyalar akıyor. Beşiktaş maçını izlerken resmen rahatsız oluyorum.

DİGİTÜRK'TE MAÇ SEYRETMEK ÇEKİLMEZ BİR HAL ALDI

Aslında konuşulması gereken yayıncı kuruluş... Bu sene futbolun marka değeri olarak ortaya çıktılar ve çok doğru olarak ortaya çıktılar. Futbolun marka değeri en çok yayıncı kuruluşu ilgilendiriyor. Çünkü marka değeri yapan parayı onlar ödüyor. Milyonlarca dolar ödüyorlar. Bunun için futbolun bir stadyum futbolundan ziyade bir televizyon sporu olması onu markalaştırır. Ama öte yandan kendileri doğru ve iyi yayıncılık yapıyorlar mı; hayır.

Hala ve hala canlı futbol yayınları yönetmenin mastürbasyonu halinde!.. Top, pozisyon umurunda değil. Kayseri-Trabzon maçından bir örnek anlatayım mesela... Uzatma dakikaları oynanıyor, yani maç 1-2 dakika sonra bitecek. Top Kayseri kalecisinin önünde; yönetmen topu bıraktı alakasız bir şey göstermeye başladı. Kamera oyuna döndüğünde top kalecinin elindeydi.

Giderek televizyon da maç seyretmek çekilmez hal almaya başladı. Yıllar oldu, tribüne gitmiyorum. Televizyondan maç seyretmekten giderek soğuyorum.

Allah’tan bizim ev kalabalık. Orada birbirimizle gırgır geçiyoruz, eğleniyoruz, onu bir arkadaş toplantısı haline çevirdik, arada da maça bakıyor insanlar. Bu hale geldi.

RİJKAARD'I YÜCELTİYORLAR


Son haftalarda gol bulmakta zorlanan Galatasaray, Belediye engelini farklı geçti ve üst üste 4. galibiyetini aldı. Sonuç olarak iyi gidiyor gibi... Nasıl buldunuz sarı-kırmızılı takımı?

İyi gitmiyor. Futbol oynamadığı sürece bana kimse ‘iyi gidiyor’ demesin. Ben tabelacı değilim. Hayatım boyunca da olmadım olmaktan da nefret ettim. Birinci devrenin 3-0 olduktan sonra o maçın 6’ya gitmesi lazım. İkinci devre 3-1’e zil takıp oynadı Galatasaray. Neredeydi ikinci yarıda? Belediye biraz toparlandığı anda Galatasaray’ı bitirdi.

Rijkaard’ı yüceltiyorlar. Galatasaray’ın futboldan anlamayan başkanı da bunları doğru zannediyor, inanıyor. “Ben Rijkaard’ın sözleşmesini uzatacağım” diye demeçler veriyor. Bu şaka falan değil. Gayet ciddi söylüyorum. Bu resmen Fenerbahçe medyasının Galatasaray’a karşı bir komplosu...

BENİM TEKNİK DİREKTÖRÜM GEREZEKALIDIR

Asıl büyük rezaleti Hürriyet’te okudum. “Mustafa Sarp ve Kewell sahanın kenarına geldiği zaman Adnan Sezgin tribünden haber göndermiş Rijkaard’a. ‘Sahada 6 tane yabancı var. Dikkat etsin’ diye.” Yani Galatasaray Futbol AŞ. Sorumlusu adam Galatasaray Teknik Direktörünün geri zekalı olduğunu düşünüyor. Haber yolluyor ve de gazeteye yansıyan haber de “Galatasaray’ı hükmen yenilgiden Adnan Sezgin kurtardı” şeklinde...Sahanın kenarında iki tane adam var. Hangi adamın çıkacağı belli değil.

Bir tane yabacıyı çıkartıp, yerine bir tane yabancı alamaz mı?

Adnan Sezgin haber gönderiyor! “Bu geri zekalıdır, sahada 6 yabancı olduğunu bilmez. Bir Türk çıkarır. Kewell’ı sokar” diye! Galatasaray’ı yenilgiden kurtarıyor!

Hürriyet de haberi böyle veriyor. Bu nasıl bir ayıp ya! Bu nasıl yüzkarası ya!

Adnan Sezgin’in, Rijkaard’a haber gönderdiğini Hürriyet gazetesi nasıl haber alıyor? Hürriyet muhabiri o sıra Rijkaard’ın yanında olamayacağına göre kimin yanında olabilir? “Benim teknik direktörüm geri zekalıdır” haberini Hürriyet’e ulaştıran kim olabilir? Adnan Polat açıklasın bakayım şimdi! Rijkaard’dan da kopamıyor, Adnan Sezgin’den de kopamıyor ya. Ama ortada şimdi bir olay var. Futbol AŞ Genel Müdürü teknik direktörü için “geri zekalı” diyor. Hangisini sahiplenecek şimdi Adnan Polat bir göreyim bakayım.