Makine Mühendisi Kaya Uyardı
Makine Mühendisi Güngör Kaya, okulların açılmasıyla eğitim kurumlarına dikkati çekti ve uyardı
Makine Mühendisi Güngör Kaya, okulların açılmasıyla eğitim kurumlarına dikkati çekti ve uyardı. Okullarda eğitim gören çocukların ve onların eğitilmesinde görev yapan öğretmenler ile diğer yetkililerin sağlığı için Okul içi hava kalitesinin korunması gerektiğini ve bu nedenle bazı önemli tedbirlerin alınması gerektiğini belirtti.
Makine Mühendisi Güngör Kaya, yaptığı açıklamada, "Her öğrenci ilkokulla başlayan ve üniversiteyi bitirmesiyle devam süre içerisinde okul binalarında yaklaşık 30 bin saat hava teneffüs etmektedir. Bu uzun bir süre olduğundan çocuklarımızın sağlığı için okullarımızda iç hava kalitesi problemlerinin önüne geçmek için mutlak önem taşıyan bir dizi önlemlerin alınması büyük bir zorunluluktur. Yapılan araştırmalara göre çocuklarımız iç hava kirliliğine karşı yetişkinlere oranla daha hassastırlar ve bu kirlilikten çok kolay etkilenmektedirler. Bu etkilenmenin sonucunda çocuklarımızda iç hava problemlerinden kaynaklanan burun tıkanmaları, burun kanamaları, öksürük, teneffüs zorlukları, göz sulanmaları, göz kızarıklıkları, ateşlenme, titreme, hızlı kalp atışı, kas ağrıları, işitme kayıpları görüldüğü bilimsel çalışmalarla ortaya çıkarılmıştır" dedi.
Makine Mühendisi Kaya, okullarda iç hava problemleri ısıtma sisteminde kullanılan yakıtın kalitesizliği, kimyasal kirleticilerden, toz parçacıklarından, biyolojik kirleticilerden, eğitim kurumlarının ve sınıfların küçük olmasından, okullarımızda yetersiz havalandırmadan, nem oranlarının yüksekliği gibi faktörlerden kaynakladığını belirtti. Kaya, açıklamasında dersliklerin öğrenci mevcuduna ve dersliklerin küçüklüğüne dikkat çekerek "Buna birde yoğun insan kitlesinin oluşturduğu faktörler de eklendiğinde mevcut durumun ciddiyeti daha açık şekilde görülecektir" dedi.
Kaya, "Eğitim süreci çocuklarımızın geleceği açısından çok hassas bir süreçtir. Bu süreçte onların sağlığını da çok önem vermeliyiz. Görevliler, aileler üzerine sorumluluk düşen herkes ama herkes dikkatli olmak zorundadır, tüm gerekli tedbirlerin alınması şarttır" dedi.
Makine Mühendisi Güngör Kaya, mevcut okul binalarına uygulanabilecek bazı pratik çözümler ile iç hava kalitesi problemlerini azaltmanın mümkün olduğunu ifade ederek, bu çözüm önerilerini şöyle sıraladı, "Isınmak ve benzeri işlerde için kullanılan yakıtta çevreci yakıt doğalgaza geçilmelidir.
Dersliklerin bulunduğu koridorlara taze ve egzoz hava kanalları yapılarak her kata havalandırma sistemi yapılmalıdır. Meslek liselerinde mesleki eğitim verilen atölyelerde taze ve egzoz hava kanalları yapılarak her atölyenin havalandırma sistemi yapılmalıdır. Dersliklere pencere tarafından lokal geri ısı/enerji kazanımlı havalandırma cihazları yerleştirilerek iç hava kalitesi iyileştirilebilir. Havalandırmanın kurulamadığı okullarda ve dersliklerde doğal havalandırma yapılmalı bunun içinde basit menfezler olabilir ayrıca her teneffüste sınıflar havalandırılmalı, mümkünse yarım açılan pencereler ders esnasında da açık bırakılmalıdır. Aralarında uçucu organik bileşikler, sigara kokusu, partikül madde ve radon gibi maddelerin bulunduğu iç hava kirleticilerini kontrol etmenin en uygun yolu, onları kaynağında kontrol etmektir. Bu sızdırmazlık sağlayarak ya da kaynağın varlığına, kullanımına sınırlamalar getirerek gerçekleştirilebilir. Asbest içeren bazı kaynaklar da sızdırmaz hale getirilmeli veya kapatılmalıdır. Bu yapılacak izolasyonla mümkündür. Bekleme odaları, mutfaklar, bilimsel laboratuarlar ve depolama odaları, baskı ve kopyalama odaları ile mesleki-endüstriyel alanların havalandırmasına önem verilmelidir. Bu alanların havalandırma kanalları yapılarak havalandırma sistemi yapılmalıdır"
Makine Mühendisi Güngör Kaya, yaptığı açıklamada, "Her öğrenci ilkokulla başlayan ve üniversiteyi bitirmesiyle devam süre içerisinde okul binalarında yaklaşık 30 bin saat hava teneffüs etmektedir. Bu uzun bir süre olduğundan çocuklarımızın sağlığı için okullarımızda iç hava kalitesi problemlerinin önüne geçmek için mutlak önem taşıyan bir dizi önlemlerin alınması büyük bir zorunluluktur. Yapılan araştırmalara göre çocuklarımız iç hava kirliliğine karşı yetişkinlere oranla daha hassastırlar ve bu kirlilikten çok kolay etkilenmektedirler. Bu etkilenmenin sonucunda çocuklarımızda iç hava problemlerinden kaynaklanan burun tıkanmaları, burun kanamaları, öksürük, teneffüs zorlukları, göz sulanmaları, göz kızarıklıkları, ateşlenme, titreme, hızlı kalp atışı, kas ağrıları, işitme kayıpları görüldüğü bilimsel çalışmalarla ortaya çıkarılmıştır" dedi.
Makine Mühendisi Kaya, okullarda iç hava problemleri ısıtma sisteminde kullanılan yakıtın kalitesizliği, kimyasal kirleticilerden, toz parçacıklarından, biyolojik kirleticilerden, eğitim kurumlarının ve sınıfların küçük olmasından, okullarımızda yetersiz havalandırmadan, nem oranlarının yüksekliği gibi faktörlerden kaynakladığını belirtti. Kaya, açıklamasında dersliklerin öğrenci mevcuduna ve dersliklerin küçüklüğüne dikkat çekerek "Buna birde yoğun insan kitlesinin oluşturduğu faktörler de eklendiğinde mevcut durumun ciddiyeti daha açık şekilde görülecektir" dedi.
Kaya, "Eğitim süreci çocuklarımızın geleceği açısından çok hassas bir süreçtir. Bu süreçte onların sağlığını da çok önem vermeliyiz. Görevliler, aileler üzerine sorumluluk düşen herkes ama herkes dikkatli olmak zorundadır, tüm gerekli tedbirlerin alınması şarttır" dedi.
Makine Mühendisi Güngör Kaya, mevcut okul binalarına uygulanabilecek bazı pratik çözümler ile iç hava kalitesi problemlerini azaltmanın mümkün olduğunu ifade ederek, bu çözüm önerilerini şöyle sıraladı, "Isınmak ve benzeri işlerde için kullanılan yakıtta çevreci yakıt doğalgaza geçilmelidir.
Dersliklerin bulunduğu koridorlara taze ve egzoz hava kanalları yapılarak her kata havalandırma sistemi yapılmalıdır. Meslek liselerinde mesleki eğitim verilen atölyelerde taze ve egzoz hava kanalları yapılarak her atölyenin havalandırma sistemi yapılmalıdır. Dersliklere pencere tarafından lokal geri ısı/enerji kazanımlı havalandırma cihazları yerleştirilerek iç hava kalitesi iyileştirilebilir. Havalandırmanın kurulamadığı okullarda ve dersliklerde doğal havalandırma yapılmalı bunun içinde basit menfezler olabilir ayrıca her teneffüste sınıflar havalandırılmalı, mümkünse yarım açılan pencereler ders esnasında da açık bırakılmalıdır. Aralarında uçucu organik bileşikler, sigara kokusu, partikül madde ve radon gibi maddelerin bulunduğu iç hava kirleticilerini kontrol etmenin en uygun yolu, onları kaynağında kontrol etmektir. Bu sızdırmazlık sağlayarak ya da kaynağın varlığına, kullanımına sınırlamalar getirerek gerçekleştirilebilir. Asbest içeren bazı kaynaklar da sızdırmaz hale getirilmeli veya kapatılmalıdır. Bu yapılacak izolasyonla mümkündür. Bekleme odaları, mutfaklar, bilimsel laboratuarlar ve depolama odaları, baskı ve kopyalama odaları ile mesleki-endüstriyel alanların havalandırmasına önem verilmelidir. Bu alanların havalandırma kanalları yapılarak havalandırma sistemi yapılmalıdır"