"Türk aile yapısındaki bozulma dizilere yansıyor"

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüdaverdi Adam, Türk aile yapısındaki dejenerasyonun, yozlaşmanın ve bozulmanın dizilere yansıdığın

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüdaverdi Adam, Türk aile yapısındaki dejenerasyonun, yozlaşmanın ve bozulmanın dizilere yansıdığını söyledi. Dizilerde sergilenen görüntülerin çocukları ve gençleri olumsuz etkilediğini belirten Adam, "İzlenecek program ya da dizinin seçimi çok önemli. İzlenecek dizi hakkında önceden bilgi sahibi olunmalı." dedi.

Dizilerde ekrana getirilen tecavüz ve cinsel içerikli görüntülerin ergenlik dönemindeki çocuklar için özendirici olabileceğini kaydeden Adam, çocukların bu tür sahneleri izlemesine müsaade edilmemesi gerektiğini ifade etti. Çocuklarıyla beraber uygunsuz sahneler izlemek zorunda kalarak yüzleri kızaran, mahcup duruma düşen anne babaların yapmaları gereken en önemli şeyin dizilerde seçici davranmak olduğunu anlatan Adam, şöyle konuştu; "Çocukların bu tür kötü sahneler içeren dizi ve programları izlemesine imkan verilmemesi gerekiyor. Anne babalar dizileri çocuklarıyla izlemek zorunda kalıyorsa olumlu ya da olumsuz yanlarını çocukların yanında anlatmaları gerekli. Bunu anlatırken de çocuğa yönelik bir anlatım yerine, ortamda söylenen bir söz ya da eşler arasında yapılan bir değerlendirme olarak bu yapılmalı. 'Ne oldu Türk toplumuna? Dün biz böyle değildik' şeklinde konuşarak olumsuzluklar anlatılmalı."

Çocukların izledikleri sahneleri etkilenerek hayata geçirmeyi ve denemeyi düşünebileceğini vurgulayan Adam, çocukların ve gençlerin dizilerdeki karakterleri model olarak algılayabileceğini dile getirdi. Türkiye'de cinselliğin yaş ortalamasının ortaokullara kadar indiğini söyleyen Adam, "Dizilerdeki olumsuz görüntüler ergenlik dönemindeki çocuklar için özendirici. Bunu denemeye kalkanlar olabiliyor. Bir filmdir, senaryodur, bir gerçekliği yoktur, ama maalesef çocuklar izledikleri bu sahnelerden etkilenerek bunları hayata geçirmeyi düşünebiliyorlar. Ensest ilişkiler son zamanlarda arttı. Aile bireyleri arasında meydana gelen ahlaksız, sapkın, olayların kapısı açılmış oluyor. Maalesef ensest ilişkiler normalmiş gibi gösteriliyor. Bu bir aile için düşünülecek en kötü durum. Dizilerdeki yaşam biçimleri normalmiş gibi algılamaya yol açabiliyor. Türkiye'de cinselliğin yaş ortalaması ortaokullara kadar inmiştir. Küçük yaşta hamile kalan kızlar vardır. Bu durum Türk aile yapısını bekleyen tehlikelerden biridir. Dizilerdeki karakterler model olarak algılanabiliyor." diye konuştu.

'ÇOCUKLARIN TELEVİZYON BAŞINDA GEÇİRDİĞİ SÜRE 2 SAATİ GEÇMEMELİ'

Dizi seçiminin çok önemli olduğuna dikkati çeken Adam, küçük yaştaki bir çocuğun televizyon başında geçireceği sürenin iki saati geçmemesi gerektiği uyarısında bulundu. Günlük hayatın bir parçası haline gelen bilgisayar ve televizyon için kontrol mekanizmasının oluşturulması gerektiğinin önemine değinen Adam, şunları belirtti: "Türk aile yapısındaki dejenerasyonun, yozlaşmanın ve bozulmanın dizilere yansıdığını görüyoruz. Bunun için dizi seçimi çok önemli. İnternette uygun olmayan sitelere girilmesi engellenebiliyor. Maalesef televizyonda bu yok. Anne, baba ve büyükler olumsuz sahneler içeren diziler hakkında ön bilgiye sahipseler çocuklarıyla izlememeleri gerekiyor.Çocuklara iki saati geçmeyen televizyon izleme imkanı verilmesi lazım. Bu konuda aile mutlaka bilinçli davranmalı. Programları izlemeden önce ön araştırma yapmakta fayda var. Bilinçli dizi izlemek şart."

"AİLE TOPLANTISINDA TELEVİZYONDA İZLENECEK DİZİLER KONUŞULMALI"

Ailelerin belli zaman aralıklarında mümkün olduğunca bir sıklık içinde bir günlerini aile ilişkilerine ayırmaları gerektiğini belirten Prof.Dr. Adam, aile toplantılarında çocuklara seçim ve düşünce hakkının verilmesinin önemli olduğunu kaydetti. Aile toplantılarında bireylere düşen sorumlulukların belirlenmesi gerektiğini ifade eden Adam, "Aile toplantıları haftada bir, 15 günde bir, ayda bir ya da gerekirse 3 ayda bir mümkün olduğunca bir sıklık içinde yapılmalı. Bu toplantılarda ev içinde bireylere düşen sorumluluklar belirlenir. Örneğin, baba pazara gidiyordur, sebze meyveyi alıyordur. Anne yemek hazırlıyordur. Çocuklara da bir rolünün olduğunun anlatılması gerekiyor. Bu bakkaldan ekmek almak çöp kutusunu aşağıya indirmek gibi olabilir. Aile toplantıları yapılmak suretiyle aile içi paylaşım ve görev dağılımlarının yapılması son derece önemli. Toplantılarda çocuklara seçim ve düşüncelerini ifade etme hakkının verilmesi gerekiyor. Bunun yanında çocukların hangi dizileri izleyip izlemeyecekleri aile toplantılarında ele alınmalı. Kumandanın çok bilinçli olarak kullanılması için önemli. Aile toplantılarında bunlar belirlenirse önceden alınan kararlar olduğundan darılma ve kırılma yaşanmayacaktır. Çocukların daha sağlıklı program izlemelerinin yolu açılmış olur." ifadelerini kullandı.