Başbakan Erdoğan, Memur-sen'in iftar programına katıldı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü sorunuyla ilgili sözlerine değinen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu milleti enayi mi sanıyorsunuz? Neymiş birilerine çalışma yaptırıyorlarmış

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü sorunuyla ilgili sözlerine değinen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu milleti enayi mi sanıyorsunuz? Neymiş birilerine çalışma yaptırıyorlarmış. Neymiş Olgunlaşma Enstitüsü'nden çalışma alıyorlarmış; 'çene altında mı olsun, bone mi olsun'. Diğer kızlarımız için 'askılı mı olsun, burasından böyle kesik mi olsun', bunların da çalışmasını yapıyor musunuz? Siz siyasetçi misiniz moda tasarımcısı mısınız? Bırakın milletin eğitim özgürlüğü ile oynamayı, işinize bakın. Açın milletin önünü. Özgürlükler noktasında bu millete çektirdiğiniz yeter" dedi. Başbakan Erdoğan, Memur-Sen tarafından Harbiye Kongre Merkezi'nde düzenlenen iftar programına katıldı. İftarın ardından kürsüye çıkan Başbakan Erdoğan, Memur-Sen'in anayasa değişikliğine çok güçlü ve cesur bir şekilde 'evet' dediğini hatırlattı. Memur-Sen'in 'evet' demekle kalmadığını, son derece bilimsel çalışmalar ve araştırmalarla neden 'evet' dediğini de ortaya koyduğunu belirten Erdoğan, bakıldığında birçok kesimin 'hayır' derken neden 'hayır' dediğinin farkında olmadığını savundu. Erdoğan, "Biz 12 Eylül'de herhangi bir siyasi partinin ambleminin altına mührü vurmayacağız, beyaz ya da kahve renginin bulunduğu bölüme mührü vuracağız. Yani ak sütünüz gibi helal olan 'evet'e mührü vuracağız. Orada parti amblemi, benim ismim yok. Orada 'evet' veya 'hayır' var. Burada 26 maddelik bir anayasa değişikliğini oyluyoruz" diye konuştu.
Siyasi partilerin genel başkanlarının anayasa değişikliğinin içeriğine girmediğini söyleyen Başbakan Erdoğan, "Yasama, yürütme yargı arasındaki ilişkileri düzenleyen temel bir metin olan anayasa, bu kadar sulandırılır mı? Bunu sulandıracak kadar bir ülkenin yönetiminde uzak bir anlayış olur mu? Gelin şu 26 maddeyi konuşalım. Gerçekten tarihi bir süreç yaşıyoruz. Türkiye'de 1982 Anayasası üzerinden defalarca değişiklikler yapıldı. Bu anayasa bir darbe anayasası ve darbe psikolojisiyle yapılmıştır. 12 Eylül anayasasının ortaya çıkardığı vesayet, yapılan tüm değişikliklere rağmen kaldıramadı. Bugün 26 maddelik bir değişiklikle öze dokunuyor ve demokratikleşmeyi gerçekleştiriyoruz" dedi.
Başbakan Erdoğan, anayasa değişikliğinin sadece 12 Eylül'ün vesayetini değil, 27 Mayıs'ın da oluşturduğu vesayeti kaldıracağını söyledi. Sadece 12 Eylül'de idam edilen gençlerin hatırasını değil, merhum Adnan Menderes'in de hatırasını yad edeceklerini vurgulayan Başbakan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu ülkede darbelerin sorgulanabilir olduğunu gösteriyoruz. En azından iade-i itibar nedir, bunu gösteriyor, bunu savunuyoruz. Bu ülkede darbelerin üzerinde artık dokunulmazlık zırhı olamayacağını gösteriyoruz. Bu ülkede artık egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğunun altını çiziyoruz. Bu ülkede siyaset 27 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat'ın gölgesinde kaldı. Yaşanan olaylar ağır travmalara neden oldu. Türkiye'nin ekonomi, dış politikası, saygınlığı ve güçü bundan etkilendi. Bazı siyasi partilerin
değişime karşı çıkmaları ve değişikliğin karşısında adeta bir duvar gibi durmalarının sebebi bu alışkanlıktır. Statükoda yetişenler ve gelişenler, elbette ki statükonun değişmesini istemezler. 'Küçük olsun ama benim olsun', refahın, huzurun hakların millete yayılmasına razı gelmezler. 12 Eylül'le yüzleşiyor olmamızdan rahatsız oldular. Çünkü yıllarca 12 Eylül'ün edebiyatını, istismarını yaptılar. Ama bununla yüzleşmeye hiç bir zaman cesaret edemediler. Şimdi bizim cesaretimiz vicdanlarını sızlatıyor. Hep hak dediler, özgürlük dediler ama iş gerçekleştirmeye gelince yanaşmadılar. Partilerin kapatılmasından şikayetçi olanlar, Avrupa'ya konuyu hep şikayet edenler, oy kabinine gelemediler. Kızlarımızın başörtüsünün önüne açan değişikliğe 'Kaosa kalkan 411 el' diye manşet attılar."
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'başörtü sorununu çözeceğiz' açıklamasına değinen Erdoğan, "Bu milleti enayi mi sanıyorsunuz? Neymiş birilerine çalışma yaptırıyorlarmış. Neymiş Olgunlaşma Enstitüsü'nden çalışma alıyorlarmış; 'çene altında mı olsun, bone mi olsun'. Diğer kızlarımız için 'askılı mı olsun, burasından böyle kesik mi olsun', bunların da çalışmasını yapıyor musunuz? Siz siyasetçi misiniz moda tasarımcısı mısınız? Bırakın milletin eğitim özgürlüğü ile oynamayı, işinize bakın. Açın milletin önünü. Özgürlükler noktasında bu millete çektirdiğiniz yeter. Geçmişinizi biliyoruz zaten. İşte 12 Eylül, sevgili kardeşlerim bunun için evet" ifadesini kullandı.
Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na başörtü sorununu fazla uzatmadan 13 Eylül'de çözmek için birlikte çalışmaya ve iş birliğine davet etti. MHP'nin bu konuda kendilerini daha önceden desteklediğini aktaran Başbakan Erdoğan, "Gelin birlikte çalışalım ve işi bitirelim ve bu iş artık Türkiye'nin gündeminden kalksın. Bizi test etme yoluna gitme. Bizim özümüz neyse sözümüz de o. Bu akşamdan tezi yok. Hemen 13 Eylül bu işi bitirelim" diye konuştu.
Geçmişten bu yana yargıda kadrolaşmadan şikayet edenlerin olduğunu anlatan Recep Tayyip Erdoğan, "Artık fişlemeleri sona erdiren bir anayasa değismıştır. 12 Eylül anayasşikliği getiriyoruz. 'Eşi başörtülü, başı açık, evine kaç başörtülü geliyor, akrabalarında başörtülü var mı, Alevi mi, hangi okuldan mezun', bütün bunlara varıncaya kadar işte bu fişlemeye son vermek için evet diyoruz. Yurt dışına çıkmanın yasaklanmasının ancak hakim kararıyla olmasına evet diyoruz. Kamu denetçiliği için evet diyoruz. YAŞ kararlarını yargı sürecine açıyoruz. Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın geniş tabanlı hale getiren bir düzenleme getiriyoruz. Ne diyordu CHP, '2 maddeyi çıkarın tüm maddelere evet diyoruz'. Neydi o 2 madde; Anayasa Mahkemesi ve HSYK yapısı. Ne oldu, Anayasa Mahkemesi'ne götürdü. Mahkeme esasa girerek redakte etti ama bu haliyle 'tamam' dedi. O değişiklikle milletimizin önüne getirdiler. Şimdi neden evet demiyorlar" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun Van'da farklı, İzmir'de farklı konuştuğunu savunan Erdoğan, "Tunceli'de 'af' diyor. Sonra 'ben bunlarla bölücü başını kastetmedim' diyor. Sen benim 7 bin şehidimin hesabını kime vereceksin? Senin 7 bin şehidimin katilini affetme yetkin var mı? Bir defa bu yetkiyi nereden aldın, parlamentodaki sayın ne? Parlamentonun yüzde 60'ına sahip olan AK Parti böyle bir önergeye asla sıcak bakmaz. Bunlara gönül veren kardeşlerim, 12 Eylül'de hesabını soracaktır. Çünkü bu genel seçim değil, partiye oy verilmeyecek, burada gönül veren kardeşlerime sesleniyorum. Başınızı elinizin arasına alın ve düşünün. Değerli kardeşlerim; ikide bir çıkıp bizim yargıyı kuşatacağımızı ileri sürüyor. Onların derdi yargı üzerindeki kendi kuşatmalarının kalkacak olmasıdır. Onlar için yargı arka bahçeydi. Şimdi milletin ön bahçesi oluyor. İnşallah bu kuşatmayı milletimizle birlikte el ele kaldıracağız. Bu anlayış inanın Türkiye'nin önünü tıkıyor" şeklinde konuştu.

BAKAN YAZICI

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı ise, hükümet emanetini devraldıkları günden bu yana hiç kimseyi, hiç bir kesimi kandırmadıklarını, hak edenlere hakkını vermeye gayret gösterdiklerini söyledi. Toplu sözleşmelerde de bu ilkeleri gözettiklerini aktaran Hayati Yazıcı, bazı sendikaların sürecin başında mızıkçılık etmeye kalkıştığını, onların sendikacılıklarının ardında başka şeyler olduğunu iddia etti.

AHMET GÜNDOĞDU

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, ısrarlı ve kararlı bir şekilde dile getirdikleri toplu sözleşme hakkı anayasa değişikliğinde yer aldığı için Başbakan'a yürekten teşekkür ettiğini söyledi. "Milletin 12 Eylül'de tutmak zorunda kaldığı demokrasi orucunu açacağını" ifade eden Ahmet Gündoğdu, "Millet iradesine saygı duymayanlar, referandumdan sonra oruç tutmaya başlayacaklar. Almanya'da çocuklara demokrasi tarihi okurken, biz darbe tarihi okuyoruz. Milletimiz 12 Eylül'de darbeler çağını kapatıp,
demokrasi ve özgürlükler çağını açacaktır. Siyasi partiler soruyor bu pakette, fındık, tütün, çay var mı? Vallahi bu pakette tütün de var, üzüm de var, hamsi de var. Ürünlerini pazarlaması karizmasıyla ilgili olacaktır. Uluslararası çevrede söz sahibi değilsen, domatesini bile değerinde satamazsın. Anayasa değişikliği ile her türlü kayıt dışılığın önüne geçilecek. Hayır diyenler daha önce de domakratikleşmeye, öğrenciye burs vermeye, Cumhurbaşkanının halkın seçmesine evet diyememişlerdi. Onlar başı örtülü
kızlarımızın üniversiteye girmesine, yargı organların bağımsız olmasına evet demekten hep kaçındılar. Onlar milletten hep korktular, çünkü onlar milletten hep kopuktular" ifadelerini kullandı.
Yaklaşık 400 bin üyesine çağrıda bulunan Gündoğdu, her üyenin 50 kişiyi 'evet' için ikna etmesini istedi. Ahmet Gündoğdu, taşın altına elin değil, tüm vücudunun koyulma zamanı olduğunu söyledi.
İftar programına, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve çok sayıda sendikalı, aileleriyle birlikte katıldı.