Davutoğlu, Referandum Konusunda Ab'li Mevkidaşlarından Olumlu Tepkiler Aldığını Belirtti

Avrupa Birliği (AB) dönem başkanı Belçika tarafından gerçekleştirilen AB Gayrıresmi Dışişleri Bakanları Zirvesi'nin 2'nci gününe katılan aday ülke dışişleri bakanlarının görüşmeleri sona erdi.

Çeşitli ikili temasların ardından Türk gazetecilere açıklama yapan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB ile 'genişletilmiş siyaset ve strateji diyaloğu' konusundaki endişelerin yersiz olduğuna vurgu yaparak, bunun imtiyazlı ortaklık isteyen ülkelerin elini güçlendirebileceği iddialarını net bir şekilde reddetti. "Müzakere süreci ilerlemeden bu diyalog da ilerleyemez" diyen Davutoğlu, "Biz AB'nin geleceği ile ilgili vizyonumuzu paylaştık. Zaten AB'de görüştüğümüz kişiler de bizi Çin, Hindistan, Brezilya
gibi değil önümüzdeki dönemde üyesi olacak olan bir stratejik aktör olarak değerlendirdiklerinin altını çizdiler. Çok net olarak pozisyonumuzu ortaya koyduk ve onlar da katıldılar ki bizim bu stratejik diyaloğumuzun artması herhangi bir şekilde imtiyazlı ortaklık veya stratejik ortaklı gibi bir kavram içerisinde değerlendirilemez. Bu ikisi apayrı süreçlerdir. Hele ki, Çin için Brezilya için başka ülkeler için kullanılan bir tabirin bizim için kullanılmasını doğru görmeyiz. İsterse bu olumlu anlamda yani
Türkiye'nin artan önemini vurgulamak için dahi olsa bunu doğru görmeyiz. Biz AB ile müzakere yürüten ülkeyiz ve uyum çerçevesinin parçası olarak değerlendirilmesi gerekir. Bu konuda bir görüş ayrılığı yok, kimse bunu imtiyazlı ortaklığa giden bir kapı gibi değerlendiremez. Biz de buna izin vermeyiz. Bunun olmaması için de ben açık şekilde vurguladım ki bu stratejik diyaloğa devam edilmesi için müzakere sürecinin de hızlandırılması lazım. Müzakere süreci yavaş yürürken stratejik diyaloğun artması gibi bir
seçenek söz konusu değil" diye konuştu.
AB Dışişleri Temsilcisi Cathrine Ashton ile dün gece yaptığı görüşmenin önemli bir bölümünü İran dosyasının oluşturduğuna da değinen Davutoğlu, İran konusunda şu ana kadar yapılanlardan AB'nin memnuniyet duyduğunu ve Türkiye'nin de B5+1 (Birleşmiş Milletler'in beş daimi üyesi artı Almanya) ile İran arasında ve İran Nükleer Başmüzakerecisi Said Celili ile Ashton arasında görüşmelerin başlamasını istediğini kaydetti. Ashton ile istişarelerin New York'ta devam etmesi konusunda da mutabakata vardıklarını
söyleyen Davutoğlu, gerçekleştirdiği ikili görüşmelerden Danimarka ile de Roj TV konusunda atılan son adımlardan duyulan memnuniyeti dile getirdiğini ifade etti.
Referandum konusuyla ilgili olarak da mevkidaşlarından oldukça olumlu tepkiler aldığını anlatan Davutoğlu, birçok dışişleri bakanının kabul edilmesi halinde yapılacak reformların AB ile uyum sürecini pekiştireceğine olan inançlarını dile getirdiklerini belirtti. Tüm bunların yanı sıra Türkiye'nin Ortadoğu ve Balkanlar, özellikle de Kosova konularında bazen AB bazen ABD tarafından barış sürecinin dışarısında bırakıldığı eleştirilerini yanıtlayan Bakan Davutoğlu, "Türkiye ne Ortadoğu'da ne Balkanlar'da
kimseyle rekabet halinde değil. Yapılan her olumlu işin arkasındayız yapılmadığı zaman da o olumlu işi yapmak için adımı biz atarız. Dolayısıyla bu barış süreçlerinde Türkiye'nin devre dışı bırakıldığı gibi soruların karşılığı yok bizim için. Barış gerçekleşsin, nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin. Kim yaparsa yapsın bizden destek gelir. Özellikle Balkanlar konusunda söylüyorum. Biz adım atmak için kimseden işaret beklemeyiz. Adımı atarız ve geçmişte de atarak ne kadar yapıcı sonuçlar çıktığını herkes biliyor.
AB adım attığında bizden destek istiyor biz de her türlü desteği veriyoruz" açıklamasını yaptı.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, AB dışişleri bakanlarının "Gymnich" tipi gayrıresmi toplantısının ardından Belçika Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Steven Vanackere, İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ve İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt'le ikili görüşmeler yapmıştı.
(CC-D)