Mhp Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karabük'te
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı E
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı E. Semih Yalçın, "Siyasi iktidarın Anayasa değişikliği, kendi amaçlarına hizmet etmeyen her kurumu ele geçirme teşebbüsü ve iradesinden başka bir şey değil" dedi.
Referanduma "Hayır" toplantısı için Karabük'e gelen MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, partisinin İl Başkanlığında basın toplantısı düzenledi. AK Parti iktidarının varlığını askeri ve bürokratik güç odaklarına karşı olmak üzere temellendirdiği için mevcut tutumunu demokrasi olarak nitelemekte olduğunu söyleyen Yalçın, şöyle konuştu: "Oysa bu tutum, demokratik esaslarla değil siyasi tahakkümle örtüşmektedir. Siyasi iktidarın Anayasa değişikliği, kendi amaçlarına hizmet etmeyen her kurumu ele
geçirme teşebbüsü ve iradesinden başka bir şey değil. Çünkü bugün itibarıyla özgürlük, demokrasi ve sivilleşme adına yapılmak istenen düzenlemeler bizzat özgürlüğü tehlikeye düşürecek nitelikte. Kuvvetler ayrılığını bozan bir düzenleme hukukun ve adaletin değil, keyfiliğin ve tahakkümün eseri haline gelir. AK Parti mantığına göre devletin kurumları 'Siyasi iktidara uyum gösterdiği takdirde' bir anlam ifade eder, eğer uyum göstermiyorlarsa varoluş sebepleri ortadan kalkmıştır. İşte bugün gelinen noktada
tehlikeli olan bu gelişmedir."
Yalçın, bugün itibarıyla hâla çözülemeyen TSK komuta kademesinin atanamamasının da aynı tehlikeli sürecin sonucu olduğunu söyledi.
Mevcut iktidarın siyasi geleneğinin ürünü olan güven sorununu aşmak, toplumsal endişeleri gidermek yerine sayısal gücüne yaslanarak kendine imtiyaz alanı oluşturmayı amaçlayan bir değişikliği milletimize dayattığını anlatan Yalçın, sözlerine şöyle devam etti: "AK Parti'nin Anayasa değişikliği paketi incelendiğinde yüksek yargıda özellikle HSYK'yı tamamen kontrol altına almayı amaçladığı görülmektedir. Bununla da yetinmeyen iktidar hukuk dışı ve devletin kuruluş felsefesine yönelik politik uygulamalar
karşısında Anayasa Mahkemesi'nin müdahalesini ortadan kaldırmayı da hedeflemektedir. Kendi partisinin sınırlarını koruma noktasında çok hassas olan AK Parti, her nedense devletin kuruluş esaslarını ve kurumların hukuki konumunu yok saymaktadır."
YAŞ kararlarına bakıldığında aynı sonucun görüleceğini anlatan Yalçın, şunları söyledi: "Kararsızlığına baktığınızda da aynı noktadan sonucu değerlendirebilirsiniz. Bu mevcut iktidarın Türkiye'de bütün kurumları tahakküm altına alması demektir. İktidar bunu yapıyor. Kendisine muhalif plan her şeyi yok etme çabasındadır. Hep kendilerine yandaş kurumları oluşturdular. En son yaptıkları Anayasa değişiklik paketi ile de yandaş bir yargı oluşturmak istiyorlar. Daha doğrusu gelecekte kendilerini yargılayacak
Yüce Divan hakimlerini atama gayretleri içerisindeler. Bütün bunlardan sonra bu millet için çok büyük kıymet ifade eden TSK ile alakalı bir yanda hükümet bir yanda silahlı kuvvetleri ile iki kamp oluştu. Sadece memurlarla ilgili husus değil. Türkiye'de bütün kurumlar baskı altına alınarak yandaş yapılmak için çaba sarf ediliyor. Söke'de bir memur siyasi partinin mitingine gidiyor diye izinli sayılması çok vahim bir durum. Bu Anayasa referanduma gitmesi hükümet partisinin kendisini halka onaylatması
demektir bizim için. Bu bir elzemdir."
12 EYLÜL'ÜN PAŞALARI
Mevcut siyasi iktidarın siyasi neslinin 12 Eylül'e dayanmadığını belirten Yalçın, sözlerine şöyle devam etti: "Tam tersine iktidarın şu anki mantalitesi, zihniyeti, kurumlara bakış açısı ve milletle alay etmesi 12 Eylül ürünüdür. Bu ayırımı yaparken, bizleri 12 Eylül'ü siz yargılamak istemiyorsunuz şekliyle suçlarken, bu kitlenin 12 Eylül'ün esasında mazlumları olduğunu kaçırdığını sanıyor. Milliyetçi Hareket Partisi 12 Eylül'ün ızdıraplarını çekerek zerresine kadar her şeyi ile yaşamıştır. Netice
itibari ile yaşadıkları sıkıntıları sinesine çekmiştir. Kimsenin yakasına yapışmamıştır. Haliyle razı olmuştur. Şu an iktidarın 12 Eylül'le alakası olmamasına rağmen, 12 Eylül adına özellikle ve bizim şehitlerimizi kullanarak oy devşirmeye çalışması kabul edilebilir bir davranış biçimi değildir. Ülkücüler üzerinden nemelanmaktan bu hükümet vazgeçmeli. 12 Eylül'ün yargı yolu bu paketle kapatılmıştır. Millet aldatılıyor. Zaman aşımı ve geriye dönüşümü olmayan yol şekliyle kanun çıkıyor. Bu mantık içerisinde
olan hükümet 12 Eylül'ü nasıl yargılar, mümkün değil. 12 Eylül'ün paşaları bu iktidarın dostlarıdır."
(YE-ET-HO-Y)
Referanduma "Hayır" toplantısı için Karabük'e gelen MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, partisinin İl Başkanlığında basın toplantısı düzenledi. AK Parti iktidarının varlığını askeri ve bürokratik güç odaklarına karşı olmak üzere temellendirdiği için mevcut tutumunu demokrasi olarak nitelemekte olduğunu söyleyen Yalçın, şöyle konuştu: "Oysa bu tutum, demokratik esaslarla değil siyasi tahakkümle örtüşmektedir. Siyasi iktidarın Anayasa değişikliği, kendi amaçlarına hizmet etmeyen her kurumu ele
geçirme teşebbüsü ve iradesinden başka bir şey değil. Çünkü bugün itibarıyla özgürlük, demokrasi ve sivilleşme adına yapılmak istenen düzenlemeler bizzat özgürlüğü tehlikeye düşürecek nitelikte. Kuvvetler ayrılığını bozan bir düzenleme hukukun ve adaletin değil, keyfiliğin ve tahakkümün eseri haline gelir. AK Parti mantığına göre devletin kurumları 'Siyasi iktidara uyum gösterdiği takdirde' bir anlam ifade eder, eğer uyum göstermiyorlarsa varoluş sebepleri ortadan kalkmıştır. İşte bugün gelinen noktada
tehlikeli olan bu gelişmedir."
Yalçın, bugün itibarıyla hâla çözülemeyen TSK komuta kademesinin atanamamasının da aynı tehlikeli sürecin sonucu olduğunu söyledi.
Mevcut iktidarın siyasi geleneğinin ürünü olan güven sorununu aşmak, toplumsal endişeleri gidermek yerine sayısal gücüne yaslanarak kendine imtiyaz alanı oluşturmayı amaçlayan bir değişikliği milletimize dayattığını anlatan Yalçın, sözlerine şöyle devam etti: "AK Parti'nin Anayasa değişikliği paketi incelendiğinde yüksek yargıda özellikle HSYK'yı tamamen kontrol altına almayı amaçladığı görülmektedir. Bununla da yetinmeyen iktidar hukuk dışı ve devletin kuruluş felsefesine yönelik politik uygulamalar
karşısında Anayasa Mahkemesi'nin müdahalesini ortadan kaldırmayı da hedeflemektedir. Kendi partisinin sınırlarını koruma noktasında çok hassas olan AK Parti, her nedense devletin kuruluş esaslarını ve kurumların hukuki konumunu yok saymaktadır."
YAŞ kararlarına bakıldığında aynı sonucun görüleceğini anlatan Yalçın, şunları söyledi: "Kararsızlığına baktığınızda da aynı noktadan sonucu değerlendirebilirsiniz. Bu mevcut iktidarın Türkiye'de bütün kurumları tahakküm altına alması demektir. İktidar bunu yapıyor. Kendisine muhalif plan her şeyi yok etme çabasındadır. Hep kendilerine yandaş kurumları oluşturdular. En son yaptıkları Anayasa değişiklik paketi ile de yandaş bir yargı oluşturmak istiyorlar. Daha doğrusu gelecekte kendilerini yargılayacak
Yüce Divan hakimlerini atama gayretleri içerisindeler. Bütün bunlardan sonra bu millet için çok büyük kıymet ifade eden TSK ile alakalı bir yanda hükümet bir yanda silahlı kuvvetleri ile iki kamp oluştu. Sadece memurlarla ilgili husus değil. Türkiye'de bütün kurumlar baskı altına alınarak yandaş yapılmak için çaba sarf ediliyor. Söke'de bir memur siyasi partinin mitingine gidiyor diye izinli sayılması çok vahim bir durum. Bu Anayasa referanduma gitmesi hükümet partisinin kendisini halka onaylatması
demektir bizim için. Bu bir elzemdir."
12 EYLÜL'ÜN PAŞALARI
Mevcut siyasi iktidarın siyasi neslinin 12 Eylül'e dayanmadığını belirten Yalçın, sözlerine şöyle devam etti: "Tam tersine iktidarın şu anki mantalitesi, zihniyeti, kurumlara bakış açısı ve milletle alay etmesi 12 Eylül ürünüdür. Bu ayırımı yaparken, bizleri 12 Eylül'ü siz yargılamak istemiyorsunuz şekliyle suçlarken, bu kitlenin 12 Eylül'ün esasında mazlumları olduğunu kaçırdığını sanıyor. Milliyetçi Hareket Partisi 12 Eylül'ün ızdıraplarını çekerek zerresine kadar her şeyi ile yaşamıştır. Netice
itibari ile yaşadıkları sıkıntıları sinesine çekmiştir. Kimsenin yakasına yapışmamıştır. Haliyle razı olmuştur. Şu an iktidarın 12 Eylül'le alakası olmamasına rağmen, 12 Eylül adına özellikle ve bizim şehitlerimizi kullanarak oy devşirmeye çalışması kabul edilebilir bir davranış biçimi değildir. Ülkücüler üzerinden nemelanmaktan bu hükümet vazgeçmeli. 12 Eylül'ün yargı yolu bu paketle kapatılmıştır. Millet aldatılıyor. Zaman aşımı ve geriye dönüşümü olmayan yol şekliyle kanun çıkıyor. Bu mantık içerisinde
olan hükümet 12 Eylül'ü nasıl yargılar, mümkün değil. 12 Eylül'ün paşaları bu iktidarın dostlarıdır."
(YE-ET-HO-Y)