Baydemir'i anlamaya çalışalım

Diyarbakır Belediye Başkanının Tunceli'deki konuşmasını olumsuz karşılayanlar oldu. Altı çizilen cümle şuydu: "Belediye binamızın önünde ay yıldızlı Türk bayrağımızla, sarı kırmızı yeşil bayrağımız dalgalansa ne olur?"


Diyarbakır Belediye Başkanının Tunceli’deki konuşmasını olumsuz karşılayanlar oldu. Altı çizilen cümle şuydu: “Belediye binamızın önünde ay yıldızlı Türk bayrağımızla, sarı kırmızı yeşil bayrağımız dalgalansa ne olur?”
Baydemir’in söylediğinin nasıl geliştiğini ve bana göre gerçek anlamını anlatacağım ama, önce sayın Cemil Çiçek’e bir görüşümü sunmak istiyorum:
Başbakan yardımcısı Baydemir’in konuşmasına tepkisini şöyle dile getirdi: “Bugünlerde sorumsuz bir sürü adamlar da konuşuyor. Bugünkü manşetlere bakarsanız organları yer değiştiren bir adam da yerli yersiz konuşmuş yine”!
Sayın Çiçek, soğukkanlılığını korumasını bilen, deneyimli bir siyaset adamımızdır.
Ben onun doğduğu yılda, doğum yeri Yozgat’a parasız yatılı öğrenci olarak gittim ve beş yıl kaldım. Yozgat Lisesi’ndeki öğretmenlerimin ve onlardan öğrendiklerimin değerini anlayarak bu yaşıma geldim. Açıkçası memleketi nedeniyle Cemil beye önyargılı olumlu duygularım var.
Bu duygularla Yozgat’lı Cemil beye, bir büyükşehir belediye başkanı hakkında bu deyimi kullanmasını yakıştıramadım. Onbir yıldan fazla bakanlık ve başbakan yardımcılığı görevini üstlenmiş sayın Çiçek’ten sözlerini, bulacağı bir biçimde düzeltmesini bekliyorum; tabii tercih kendisinin.
Diğer yandan Baydemir’in konuşmasının yayımlanmasından sonra, BDP Eşbaşkanı Gülten Kışanak Çiçek’i cevapladı, Tunceli Başsavcılığı soruşturma başlattı, içişleri bakanlığının Diyarbakır’a müfettiş gönderdiği bildirildi. İşin hukuksal yanını bırakıp, konuşmanın içeriğine dönmek istiyorum:
Konuşmasının sonundaki bayrak konusundan önce Baydemir, “Peki demokratik müreffeh bir Türkiye nasıl olacak?” diye sorduktan sonra devam ediyor; “Özerk Doğu Karadeniz olacak, Özerk Orta Karadeniz olacak, aynı zamanda Özerk Kürdistan olacak”. Sonra özerkliği anlatıyor: “Demokratik özerklik projesinde TBMM var. Asla buna bir itiraz yok. İstiklal Marşı okunmaya devam edecek. Türk bayrağı Türkiye’de dalgalanmaya devam edecek buna da hiçbir itirazımız yok. Ama bununla birlikte her bölgede, bölgesel parlamento olacaktır. Bu bölgesel parlamentolardan bir tanesi de, Kürdistan Bölgesel Parlamentosu olacak”.
Sayın Baydemir’in tanımladığı yerinden yönetim, 1995’de bir grup arkadaşla ‘Demokratik Cumhuriyet Programı’nda tanımladığımızdan daha özerk değildir. Okuyucularım öneriye önyargısız bakmalıdırlar.  
Kürtlerin demokratik özerklikte ısrar etmelerini, birlikte yaşamak istediklerinin kanıtı olduğundan, soruna kuşkuyla yaklaşan bütün yurttaşlarımıza güven verebilir. Geçen hazirandan bu yana sık sık dile getirilen bu öneriyi, aşırı Kürt ayrılıkçılarının beğendiklerini de
sanmıyorum. Onlar, bugünkü düzenin devamını ister veya bağımsız bir devletin kabul edemeyeceği sapkınlıklar ileri sürerler! Oysa Baydemir, Avrupa Yerinden Yönetimler Özerlik Şartı’nın öngördüğü, bütün uygar ülkelerdeki yönetim modelini anlatmaktadır.
Konuşmaların içeriğini irdelemek, tartmak, karşı öneriler geliştirmek yerine; konuşanı suçlama alışkanlığını sürdürenler var!   
Sayın Baydemir’in söyledikleri yanlış değil eksiktir; ben onları Kürt açılımına destek olarak değerlendiriyorum; onun sözlerini anlamaya çalışmayı yararlı görüyorum! Teröre takılıp kalmayalım, sorunu hızlı çözmek için adım atalım.