'Genç çocuklar' Fenerbahçe'ye futbol öğretti

 BAĞIŞ ERTEN

Futbolun büyüsü bu işte. Sezon sonundaki ‘yakarız bu gezegeni’ tadından ‘bütün dünya buna inansa’ moduna geçmek sadece birkaç ay alıyor. Gerçi gönlü kırık pek çok taraftar ve grup var. Misal Unifeb de, Vamos Bien de tribün küskünü. Ama yine de dopdoluydu tribünler.

Saracoğlu’nda lig tarihinin belki en zor günlerini, belki de futbolun 12 Eylül’ünü yaşayan bir takım bir anda yine dingin sulardan demir almıştı. Ama ne oldu? Kötü giden 45 dakikada bile öfke kabarmasına, ıslıklara yetti. Çünkü Fenerbahçe Cumhuriyeti de Türkiye Cumhuriyeti gibi sorunlarla yüzleşmek yerine onları halının altına süpürmeyi tercih etti. Yönetim, elindeki tek deva olan Aykut Hoca’yı da bu kocaman yaranın üzerine basıverdi. Umarız, yara iyileşme emareleri gösterir. Sonuçta kimsenin Aykut Kocaman gibi bir değeri harcama lüksü yok.

Geçelim maça. Hevesli balar gibiydi Fenerbahçe. Fakat göstermelik iki dakikalık atak oyun hızla yerini konuk ekibin sahnesine bıraktı. Akın akın gelen Young Boys’un hücum etkinliği Sarı Lacivert bünyelerde alerji yaratmaya başladı. İsviçre’nin ‘Gençlerbirliği’, Degen’le ilk kez 11’de yokladı Volkan’ı. Devamında da oyuna hükmeden taraf hep onlar oldu. 23’te Costanzo uzaktan şöyle bir denedi. 25’te Degen bu sefer daha tehlikeli vurdu. 29’da Duobai ise yüreklerde enfarktüs salgınını başlatan isim oldu. 33’te Degen’in şutu 40’taki Bienvena golünün duman işareti gibiydi. Tel tel dökülen Sarı-Lacivertliler kötü oyunun bedelini skorborddaki 0-1’lik sonuçla ödüyorlardı. Devre biterken Dia kaleciyle karşı karşıya düzgün vurabilse telafi sınavına gerek kalmadan kurtarma sözlüsüyle idare edeceklerdi. Olmadı. İkinci devre bütünlemelere hazırlanmak için gittiler soyunma odasına.

Aykut'tan radikal hamle
Dönüşte Alex ve Bekir kulübeye oturmuş, onların yerini Selçuk ve Gökhan Gönül almıştı. Kocaman belli ki direnci körüklemek, atağa hızlı çıkmak istiyordu. 48’de Bilica’nın şutu açtı ikinci yarının kayıt defterini. Ama Young Boys da kontra için tetikte bekliyordu. Tam Fenerbahçe atak kıvamına geliyordu ki, 53’te Stoch kendini yere atmaktan ikinci sarıyı ve kırmızıyı gördü. Şimdi her şey sarpa sarmıştı. Yine de yüklendi Sarı Kanaryalar. 61’de cılız Emre şutundan daha iyisini aradılar. Son dakikada Semih’in kaçırdığı uygun pozisyondu. Ama böyle bir maçı, bu dönemde ve bu havada çevirmeye hiç hazır değildiler. Sezonun ilk resmi Kadıköy maçı için en kötü senaryo gerçekleşmiş oldu böylece. Bakalım devamı nasıl gelecek?

NOT: Statta çalınan ‘resmi’ şarkılardan birini duyunca ağzım açık kaldı. Stat hoparlöründen çalınan şarkı resmen Grup Yorum’un Cemo albümündeki ‘Mehmet’ şarkısının tezahürata uyarlanmış haliydi. Daha önce tribünlerde tezahürat versiyonunu duymuştum ama resmiyet kazanmasına şaştım, kaldım. “Zapt ettiğimiz zamanlara sesini taşıyacağız, kanımızla yazıyoruz tarihi, haklıyız kazanacağız” diyen bir şarkının tribünlere mal edilmesine sevinsek mi üzülsek mi bilemedim. Popüler kültür denen ahtapot bunu da kılçıksız hazmedip geçiyor sanırım.

MAÇTAN NOTLAR
* Kadıköy’de en son geçen sezonun son haftasında şampiyonluğu kaçırdığı Trabzonspor mücadelesinde, 16 Mayıs'ta taraftarının karşısına çıkan Fenerbahçe, 80 günlük bir aradan sonra seyircisiyle buluştu. Sarı-Lacivertliler geçen sezonun ardından zemini yenilenen statta, yeni teknik direktörleri Aykut Kocaman yönetiminde ilk maçına çıktı. Fenerbahçeli taraftarlar takımlarını yalnız bırakmazken, tribünlerde 40 bin civarında seyirci yer aldı. Taraftarlar, sarı-lacivertli ekibe özlemlerini dile getirmek için maraton üst tribünde "Güneş yakmıyor hasretin kadar" yazılı pankart astı.

* Fenerbahçe bu sezon kırmızı kart görme geleneği Young Boys karşısında da sürdürdü ve üst üse üçüncü karşılaşmasını 10 kişi tamamladı. Sarı-Lacivertliler'in Almanya'da Galatasaray'la oynadığı Gurbet Kupası'nda 14. dakikada Selçuk, Young Boys'la Bern'de oynanan ilk maçta 43. dakikada Colin Kazım kırmızı kart görmüştü.  Miroslav Stoch da 53. dakikada ikinci sarı kartını, ardından kırmızı kartı görerek takımını 10 kişi bıraktı.

* Fenerbahçe’nin yeni sezon için yaptığı transferlerde son olarak kadrosuna kattığı Issiar Dia, sarı-lacivertli formayla ilk resmi maçına çıktı. Bern’deki ilk maçta yedek kalan Dia, kırmızı kart cezalısı Kazım’ın yerine orta alanın sağında görev aldı. İlk maç öncesindeki son antrenmanda sol ayak bileğinden sakatlanan İlhan da, rövanş mücadelesine yetiştirilerek takımdaki yerini aldı.

* A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Guus Hiddink de karşılaşmayı izledi. Bir dönem sarı- lacivertli takımı çalıştıran Hiddink, 19 yıl sonra Fenerbahçe Stadı'nda bir maçı izlemiş oldu.

* Maç öncesi ısınmak için sahaya çıkan sarı-lacivertliler tribünlerin sevgi gösterileriyle karşılaşırken, taraftarlar en büyük tezahüratı kaptan Alex için yaptı. "I Love You Alex" şeklinde uzun süre tempo tutan taraftarlar, Brezilyalı futbolcu gibi diğer oyuncuları da tribünlere çağırarak sevgi gösterilerinde bulundu. Emre, kendisini çağıran Türk Telekom kale arkasındaki taraftarlara doğru giderken tribünlere fazla yaklaşmadan selam verince taraftarlar, "Buraya gelmeyen Cimbomlu olsun" tezahüratına başladı. Bunun üzerine Emre geri dönerek tribünlere daha da yaklaştı ve tişörtü üzerindeki armayı öperek tribünleri selamladı.

* Taraftarlar, Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda Türkiye’ye bayanlar 100 metre engelli yarışında altın madalya kazandıran Fenerbahçeli milli sporcu Nevin Yanıt için "Engelleri aştın, gururumuz oldun, teşekkürler Nevin" yazılı pankart açtı. Bu arada Nevin Yanıt dün Şükrü Saracoğlu Stadı maraton tribün altında bulunan Fenerium mağazasında imza gününü katılırken taraftarlar milli atlete büyük ilgi gösterdi.

* Young Boys takımında ilk maçta cezalı olduğu için takımının başında sahaya çıkamayan teknik direktör Vladimir Petkoviç, rövanş mücadelesinde sahadaki yerini aldı. İsviçre temsilcisini yaklaşık 50 taraftarı İstanbul’da yalnız bırakmadı.