Devlet Bakanı Ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Manisa Demirci Kültür Sanat Ve Dayanışma Derneği'nin İftarına Katıldı
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, referanduma atıf yaparak, "Biz, hayrın, hayırlı işlerin ne olduğunu biliriz. Hayırda da hayırlı işlerde de gönlümüzden evet geçer" dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Manisa Demirci İlçesi Kültür, Sanat ve Dayanışma Derneği'nin Keçiören Çeşni Konağı'nda düzenlediği iftara katıldı. Katılanlar arasında Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, Manisa Demirci Kültür, Sanat ve Dayanışma Derneği Başkanı Mustafa Özel da hazır bulundu. Bülent Arınç konuşmasında hemşehriliğin önemli olduğunu belirterek, dernek olduklarını fakat istenilen düzeye gelemediklerini söyledi. Anayasa değişikliği referandumuna atıf yaparak, bugünlerde
Türkiye'de 'evet', 'hayır' cinnetliği olduğunu belirterek, "'Evet' denecek diye birilerinin ödü kopuyor, 'hayır' dendiği zaman başka anlama mı geliyor?Bunlar çok yanlış şeyler. Geçenlerde Sabah Gazetesi'nde Salih Memecan'ın bir karikatürü vardı. Aşık genç, karşısında da sevgilisi var. Sevgilisi elini uzatmış, gencin gözünün içine bakıyor. Gence soruyor, 'Beni seviyorsun, değil mi?' Genç de sevdiğini söyleyecek ama kafasında bir soru işareti var. Şimdi 'evet' dersem beni AK Partili sanırlar diyor ve
'hayır' diyor. Karikatürün üstünde 'Aptal Aşık' diye bir başlık var. Şimdi bu hallere düşmeyelim. Biz, hayrın, hayırlı işlerin ne olduğunu biliriz. Hayırda da hayırlı işlerde de gönlümüzden evet geçer" dedi.
Arınç daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Basın mensubunun Sümela Manastırı'nın ibadete açılması ve gelecek yıllarda da açılmasının planlanması ile ilgili sorusuna Arınç, ifade edildiğine göre 88 yıl sonra ayin gerçekleştirildiğini belirterek, "Ama yerin müsait olmamasından dolayı sınırlı sayıda katılanlar oldu. Ben çok olumlu buluyorum. Çünkü, farklı dine mensup insanların da kendilerince kutsal bildikleri yerlerde ibadet yapmaları, kendi inançlarına göre bu ibadetleri
gerçekleştirmeleri bir insanlık hakkıdır. Türkiye hükümetinin buna izin vermesini fevkalade olumlu buluyorum. Ayini yöneten Patrik Bartelemeos da hem hükümete hem de bakanlığa teşekkür etti. Bunun kardeşliğe, dostluğa yol açabileceğini, bunun olumlu sonuçlar çıkabileceğini söyledi. Bildiğiniz gibi Van'da bulunan Akdamar kilisesinde böyle bir ayin yapılacak. Sembolik de olsa büyük bir katılımın olacağını düşünüyorum. Bunun da hem Türkiye'nin dış itibarı hem de din ve vicdan özgürlüğü bakımından dünyada örnek
bir olay olarak hatırlanacağını tahmin ediyorum. Bir de Tarsus'ta bir kilisenin restorasyonunu yapmıştık. Kültür Bakanlığı'na devretmiştik. Burada sembolik bir ayin yapılmıştı. Sanıyorum talep olursa, o kilisenin tamamen ibadete açılması konusunda karar vereceğiz. Tabii Kültür Bakanlığı'na devrettiğimiz için Kültür Bakanlığı'nın karar vermesi gerekir. Böyle bir talep olduğunu düşünüyorum. Biz farklı inanç mensuplarının ibadetlerini yapma konusunda örnek hareketler içinde olmalıyız. Bunun ancak faydası olur,
zararı olmaz" şeklinde cevap verdi.
Ahmet Türk'ün Kürt sorununun çözümü için Birleşmiş Milletler'in arabuluculuk yapması ifadesiyle ilgili olarak Arınç, Ahmet Türk'ün bu cümleleri nerede yaptığını, ne olduğunu takip etmediğini belirterek, "Böyle günübirlik çareler yerine, demokratik açılım içerisinde bu konuda yapılması gerekenleri söylemeleri ve destek olmaları bence çok daha önemlidir. Birleşmiş Milletler niçin bu denklemin içine sokuluyor? Nasıl bir karar alındı? Bunu kendi adına mı ifade ediyor, bir plan doğrultusunda mı söylüyor,
doğrusu farkında değilim. Konuyla ilgili doyurucu açıklmama yaparlarsa, ne demek istediklerini çok daha güzel ifade ederlerse belki bir şey söylüyebilirim" dedi.
Türkiye'de 'evet', 'hayır' cinnetliği olduğunu belirterek, "'Evet' denecek diye birilerinin ödü kopuyor, 'hayır' dendiği zaman başka anlama mı geliyor?Bunlar çok yanlış şeyler. Geçenlerde Sabah Gazetesi'nde Salih Memecan'ın bir karikatürü vardı. Aşık genç, karşısında da sevgilisi var. Sevgilisi elini uzatmış, gencin gözünün içine bakıyor. Gence soruyor, 'Beni seviyorsun, değil mi?' Genç de sevdiğini söyleyecek ama kafasında bir soru işareti var. Şimdi 'evet' dersem beni AK Partili sanırlar diyor ve
'hayır' diyor. Karikatürün üstünde 'Aptal Aşık' diye bir başlık var. Şimdi bu hallere düşmeyelim. Biz, hayrın, hayırlı işlerin ne olduğunu biliriz. Hayırda da hayırlı işlerde de gönlümüzden evet geçer" dedi.
Arınç daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Basın mensubunun Sümela Manastırı'nın ibadete açılması ve gelecek yıllarda da açılmasının planlanması ile ilgili sorusuna Arınç, ifade edildiğine göre 88 yıl sonra ayin gerçekleştirildiğini belirterek, "Ama yerin müsait olmamasından dolayı sınırlı sayıda katılanlar oldu. Ben çok olumlu buluyorum. Çünkü, farklı dine mensup insanların da kendilerince kutsal bildikleri yerlerde ibadet yapmaları, kendi inançlarına göre bu ibadetleri
gerçekleştirmeleri bir insanlık hakkıdır. Türkiye hükümetinin buna izin vermesini fevkalade olumlu buluyorum. Ayini yöneten Patrik Bartelemeos da hem hükümete hem de bakanlığa teşekkür etti. Bunun kardeşliğe, dostluğa yol açabileceğini, bunun olumlu sonuçlar çıkabileceğini söyledi. Bildiğiniz gibi Van'da bulunan Akdamar kilisesinde böyle bir ayin yapılacak. Sembolik de olsa büyük bir katılımın olacağını düşünüyorum. Bunun da hem Türkiye'nin dış itibarı hem de din ve vicdan özgürlüğü bakımından dünyada örnek
bir olay olarak hatırlanacağını tahmin ediyorum. Bir de Tarsus'ta bir kilisenin restorasyonunu yapmıştık. Kültür Bakanlığı'na devretmiştik. Burada sembolik bir ayin yapılmıştı. Sanıyorum talep olursa, o kilisenin tamamen ibadete açılması konusunda karar vereceğiz. Tabii Kültür Bakanlığı'na devrettiğimiz için Kültür Bakanlığı'nın karar vermesi gerekir. Böyle bir talep olduğunu düşünüyorum. Biz farklı inanç mensuplarının ibadetlerini yapma konusunda örnek hareketler içinde olmalıyız. Bunun ancak faydası olur,
zararı olmaz" şeklinde cevap verdi.
Ahmet Türk'ün Kürt sorununun çözümü için Birleşmiş Milletler'in arabuluculuk yapması ifadesiyle ilgili olarak Arınç, Ahmet Türk'ün bu cümleleri nerede yaptığını, ne olduğunu takip etmediğini belirterek, "Böyle günübirlik çareler yerine, demokratik açılım içerisinde bu konuda yapılması gerekenleri söylemeleri ve destek olmaları bence çok daha önemlidir. Birleşmiş Milletler niçin bu denklemin içine sokuluyor? Nasıl bir karar alındı? Bunu kendi adına mı ifade ediyor, bir plan doğrultusunda mı söylüyor,
doğrusu farkında değilim. Konuyla ilgili doyurucu açıklmama yaparlarsa, ne demek istediklerini çok daha güzel ifade ederlerse belki bir şey söylüyebilirim" dedi.