Mazlum-der'den İftar Yemeği
Mazlum-Der Cuma günü iftar yemeği verdi. İftar yemeğine katılan Gazeteci Yazar Süleyman Arslantaş, Kemalist Rejim'in zayıfladığını söyledi.
Safa Koleji'nde düzenlenen iftar yemeğine Kayseri Mazlum-Der Şube Başkanı Ahmet Taş, Gazeteci Yazar Süleyman Arslantaş, Mazlum-Der Şube üyeleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, yerel yönetimlerin temsilcileri, bürokratlar ve çok sayıda vatandaş katıldı.
İftar programına misafir olarak katılan Gazeteci Yazar Süleyman Arslantaş, Mazlum-Der'in kuruluş şartlarını ve gerekliliğini anlatarak bu günlere gelmekte emeği geçenlere teşekkür etti.
Türkiye'nin dış politikasındaki gelişmelere de değinen Arslantaş, 1923'ten 2003'e kadar Türk dış politikasında batının belirleyici ve yön verici olduğunu, 2003'ten bu güne ise Türkiye'nin belirleyici ve yön verici rol üstlendiğini ifade etti.
2003'teki teskerenin meclisten geçmemesiyle Gaziantep'teki Oğuzeli'nden Silopi'ye kadar olan Güneydoğu Bölgesi'nde, Amerikan askerlerinin yerleşmesinin engellendiğini söyleyen Arslantaş, Başbakan Erdoğan'ın Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanına karşı "One Minute" çıkışında teskerenin Türkiye Büyük Millet Meclisinde reddedilmesinin verdiği rahatlığın olduğunu belirtti.
1990'larda Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in Kuveyt'i işgali ve Amerika'nın Kuveyt'e girmesiyle ABD ile komşu olunduğunu söyleyen Arslantaş, "ABD'nin derdi İsrail korumak değil, petrol. Körfez savaşı ve Irak'ın işgali ile Ortadoğu da petrol konusunda istediğini aldı" şeklinde konuştu.
1990'larda statüko ve Kemalist rejimin zayıfladığını kaydeden Arslantaş, "Batının da uygun görmesi ile müslümanların Türkiye'de iktidar yapıldığını ama işlerine gelmediği ve planları tutmadığı için Refah yol hükümetini alaşağı ettiklerini bildirdi.
Anasol -M hükümetinin statükonun istediği gibi başarılı olmaması üzerine AK Parti hükümetinin iktidar olduğunu belirten Arslantaş, "Ekonomik, sosyal ve dış politikada başarılı olamayacağı düşünülen Ak Parti hükümetinin bu alanlarda başarılı olarak statükoyu zor durumda bıraktı" ifadelerini kullandı.
Anayasa ve referandumun bir parti ve seçim meselesi olmadığını da söyleyen Arslantaş, "Anayasa referandumuna 'evet' demenin memleketin sivilleşmesi haklar ve özgürlüklerin alanının genişletilmesi, askeri şura toplantılarında alınan yargısız kararların son bulması açısından önemlidir" dedi.
İftar programına misafir olarak katılan Gazeteci Yazar Süleyman Arslantaş, Mazlum-Der'in kuruluş şartlarını ve gerekliliğini anlatarak bu günlere gelmekte emeği geçenlere teşekkür etti.
Türkiye'nin dış politikasındaki gelişmelere de değinen Arslantaş, 1923'ten 2003'e kadar Türk dış politikasında batının belirleyici ve yön verici olduğunu, 2003'ten bu güne ise Türkiye'nin belirleyici ve yön verici rol üstlendiğini ifade etti.
2003'teki teskerenin meclisten geçmemesiyle Gaziantep'teki Oğuzeli'nden Silopi'ye kadar olan Güneydoğu Bölgesi'nde, Amerikan askerlerinin yerleşmesinin engellendiğini söyleyen Arslantaş, Başbakan Erdoğan'ın Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanına karşı "One Minute" çıkışında teskerenin Türkiye Büyük Millet Meclisinde reddedilmesinin verdiği rahatlığın olduğunu belirtti.
1990'larda Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in Kuveyt'i işgali ve Amerika'nın Kuveyt'e girmesiyle ABD ile komşu olunduğunu söyleyen Arslantaş, "ABD'nin derdi İsrail korumak değil, petrol. Körfez savaşı ve Irak'ın işgali ile Ortadoğu da petrol konusunda istediğini aldı" şeklinde konuştu.
1990'larda statüko ve Kemalist rejimin zayıfladığını kaydeden Arslantaş, "Batının da uygun görmesi ile müslümanların Türkiye'de iktidar yapıldığını ama işlerine gelmediği ve planları tutmadığı için Refah yol hükümetini alaşağı ettiklerini bildirdi.
Anasol -M hükümetinin statükonun istediği gibi başarılı olmaması üzerine AK Parti hükümetinin iktidar olduğunu belirten Arslantaş, "Ekonomik, sosyal ve dış politikada başarılı olamayacağı düşünülen Ak Parti hükümetinin bu alanlarda başarılı olarak statükoyu zor durumda bıraktı" ifadelerini kullandı.
Anayasa ve referandumun bir parti ve seçim meselesi olmadığını da söyleyen Arslantaş, "Anayasa referandumuna 'evet' demenin memleketin sivilleşmesi haklar ve özgürlüklerin alanının genişletilmesi, askeri şura toplantılarında alınan yargısız kararların son bulması açısından önemlidir" dedi.