Ak Parli İsmail Usluer'den 'Evet' Çağrısı
AK Parti Tavşanlı Kurucu Başkanı İsmail Usluer, anayasaların bir toplumun yaşam sınırlarını belirlediğini söyleyerek, bütün yasaların da bu anayasaya uygun olmak zorunda olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin yıllardan beri tartıştığı en önemli konuların başında Anayasanın geldiğine işaret eden Usluer, "Çünkü 27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980 darbelerinden sonra anayasalar hazırlanıp topluma sunulmuştur. Uygulamaya başladığından itibaren tartışılan bu anayasalardan 12 Eylül anayasası bugüne kadar 16 defa paketler halinde değiştirilmiş, şimdi de 17. Değişiklik için halkoyuna gidilmektedir" dedi.
"Her siyasi partinin seçim beyannamelerinde yeni anayasa sözü verdiği halde gelin değiştirelim dendiği zaman nedense bir gizli güç bu değişime direnç göstermektedir" diyen Usluer, her anayasa değişikliğinin toplumun tıkanan damarlarının açılmasını sağladığına vurgu yaptı.
Eğer tıkanan damarların açılmadığı takdirde gelişme de sağlanamayacağını anlatan Usluer, "Dünya çok hızlı bir şekilde değişmektedir. Hukuk sistemini değişen dünyanın yeni şartlarına göre düzenleyemezseniz sosyal ve ekonomik sorunlarla boğuşmak zorunda kalırsınız. Bu temel bir anlayıştır. Bunu kavrayamayanlar Malatya'da "Bu anayasa değişirse kayısınız daha mı kıymetli olacak" diye demagoji yapmaktadır. Anayasalar muhakkak ki toplumsal uzlaşma ile yapılması gerekir. Gönül istiyor ki yeni ve çağdaş bir anayasa yeniden yapılsın. 22 Temmuz seçimlerinden sonra dönemim TBMM Başkanı Sayın Köksal Toptan siyasi partilere meclisteki sayılarına bakılmaksızın eşit olarak 2 şer üye vererek bir anayasa paketi hazırlamalarını önermiş ve muhalefet partileri reddetmişlerdir. İktidar partisi Bilim Adamlarına yeni bir anayasa paketi hazırlatmış, Muhalefet partileri taslağın kapağını açmadan reddetmişlerdir. Reddetmekle kalmamış Dönemin CHP genel Başkanı Sayın Deniz Baykal Meclisin anayasa yapamayacağını bunun için kurucu meclis iradesi olması gerektiğini ifade etmiştir. Ayrıca Akparti'nin anayasayı değiştiremeyeceğini buna ehliyetinin olmadığını beyan etmiştir. Kurucu Meclisler darbe sonlarında oluşmuştur. Demek ki darbe bekleyen bir ana muhalefet partisi vardır. MHP ise gelirler çaylarını içer giderler şeklinde karşılamışlardır. Şimdi uzlaşmadan anayasa yapılmaz diyen muhalefete bakın, meydanlarda (bu anayasa AK Parti'nin anayasası uzlaşmadan yaptılar) diye bağırmaktadırlar. Yeni anayasa değişikliği neler getiriyor? Hayır demek için toplumun hangi kesimlerine zarar verecek diye soracak olursak bunun cevabı yoktur" diye konuştu.
Anayasa değişikliği ile ülkesi için hayatını kaybetmiş şehitlerin ailelerine, iş göremez hale gelmiş gazilere, kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve özürlülere yeni hakların önünün açıldığını dile getiren Usluer, "Daha önce bu konularda düzenleme yaptığınızda Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı diye reddediliyordu. Evet dediğimizde bilhassa Ülkücü gençlerin sahip çıktığı şehit ve gazilerin dul ve yetimlerine pozitif anlamda yardım edilebilecek" dedi.
Söz konusu değişiklik ile Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararı ile TSK 'dan çıkarılanlara da yargı yolunun açıldığına işaret eden Usluer, şöyle dedi:
"Memurlar toplu sözleşme yapabilecek. Bundan böyle işçiler, aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olabilecekler. Vergi daireleri yurtdışına çıkış yasağı koyamayacak. Anca mahkeme kararı ile bu yasak konulabilecek. Normal vatandaşların da Anayasa mahkemesine başvuru hakkı getirilmektedir. Ayrıca 12 Eylül darbesinin sorumlularına yargı yolu açılacaktır. Bu değişim Türkiye'de darbe dönemlerinin kapanması demektir.En önemlileri de Anayasa Mahkemesi ve HSYK teşekkülünde yeni düzenleme yapılmaktadır. Bu kurumların daha demokratik ve katılımcı bir şekilde yeniden yapılanmasını sağlamaktadır. Bu kurumları arka bahçesi gibi görmeye alışmış muhalefet partileri zaten bu maddelere karşı olağandışı bir reaksiyon göstermektedirler. Mecliste görevini yapmayan, katkı sağlamayan bilhassa ana muhalefet partisinin çıkarılan yasalarla ilgili olarak geçen yıl 110, bu yıl 44 defa Anayasa mahkemesine iptal için başvurmuş olması manidardır. Basına yansıyan telefon konuşmalarından eski bir adalet bakanı ile eski genel başkanın telefon konuşmaları ve buna benzer telefon diyalogları her şeyi açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Milletimiz her şeyi görmektedir. Toplumda artık hiçbir şey gizli kalmamaktadır. En ücra köylerdeki vatandaşlarımız dahi dünyadan kopuk değildir. Ümit ediyorum açık bir farkla 'evet' çıkacaktır. Evet diyenlerin illa ki AK Partili olmaları gerekmemektedir. Bu siyasi bir mücadele değildir. Gelecek yıl genel seçimler var. Herkes inandığı siyasi partiye oyunu verecektir. Bu referandum hepimizi ve hatta geleceğimizi ilgilendirmektedir. Şimdiden hayırlı olmasını diliyorum."
"Her siyasi partinin seçim beyannamelerinde yeni anayasa sözü verdiği halde gelin değiştirelim dendiği zaman nedense bir gizli güç bu değişime direnç göstermektedir" diyen Usluer, her anayasa değişikliğinin toplumun tıkanan damarlarının açılmasını sağladığına vurgu yaptı.
Eğer tıkanan damarların açılmadığı takdirde gelişme de sağlanamayacağını anlatan Usluer, "Dünya çok hızlı bir şekilde değişmektedir. Hukuk sistemini değişen dünyanın yeni şartlarına göre düzenleyemezseniz sosyal ve ekonomik sorunlarla boğuşmak zorunda kalırsınız. Bu temel bir anlayıştır. Bunu kavrayamayanlar Malatya'da "Bu anayasa değişirse kayısınız daha mı kıymetli olacak" diye demagoji yapmaktadır. Anayasalar muhakkak ki toplumsal uzlaşma ile yapılması gerekir. Gönül istiyor ki yeni ve çağdaş bir anayasa yeniden yapılsın. 22 Temmuz seçimlerinden sonra dönemim TBMM Başkanı Sayın Köksal Toptan siyasi partilere meclisteki sayılarına bakılmaksızın eşit olarak 2 şer üye vererek bir anayasa paketi hazırlamalarını önermiş ve muhalefet partileri reddetmişlerdir. İktidar partisi Bilim Adamlarına yeni bir anayasa paketi hazırlatmış, Muhalefet partileri taslağın kapağını açmadan reddetmişlerdir. Reddetmekle kalmamış Dönemin CHP genel Başkanı Sayın Deniz Baykal Meclisin anayasa yapamayacağını bunun için kurucu meclis iradesi olması gerektiğini ifade etmiştir. Ayrıca Akparti'nin anayasayı değiştiremeyeceğini buna ehliyetinin olmadığını beyan etmiştir. Kurucu Meclisler darbe sonlarında oluşmuştur. Demek ki darbe bekleyen bir ana muhalefet partisi vardır. MHP ise gelirler çaylarını içer giderler şeklinde karşılamışlardır. Şimdi uzlaşmadan anayasa yapılmaz diyen muhalefete bakın, meydanlarda (bu anayasa AK Parti'nin anayasası uzlaşmadan yaptılar) diye bağırmaktadırlar. Yeni anayasa değişikliği neler getiriyor? Hayır demek için toplumun hangi kesimlerine zarar verecek diye soracak olursak bunun cevabı yoktur" diye konuştu.
Anayasa değişikliği ile ülkesi için hayatını kaybetmiş şehitlerin ailelerine, iş göremez hale gelmiş gazilere, kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve özürlülere yeni hakların önünün açıldığını dile getiren Usluer, "Daha önce bu konularda düzenleme yaptığınızda Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı diye reddediliyordu. Evet dediğimizde bilhassa Ülkücü gençlerin sahip çıktığı şehit ve gazilerin dul ve yetimlerine pozitif anlamda yardım edilebilecek" dedi.
Söz konusu değişiklik ile Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararı ile TSK 'dan çıkarılanlara da yargı yolunun açıldığına işaret eden Usluer, şöyle dedi:
"Memurlar toplu sözleşme yapabilecek. Bundan böyle işçiler, aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olabilecekler. Vergi daireleri yurtdışına çıkış yasağı koyamayacak. Anca mahkeme kararı ile bu yasak konulabilecek. Normal vatandaşların da Anayasa mahkemesine başvuru hakkı getirilmektedir. Ayrıca 12 Eylül darbesinin sorumlularına yargı yolu açılacaktır. Bu değişim Türkiye'de darbe dönemlerinin kapanması demektir.En önemlileri de Anayasa Mahkemesi ve HSYK teşekkülünde yeni düzenleme yapılmaktadır. Bu kurumların daha demokratik ve katılımcı bir şekilde yeniden yapılanmasını sağlamaktadır. Bu kurumları arka bahçesi gibi görmeye alışmış muhalefet partileri zaten bu maddelere karşı olağandışı bir reaksiyon göstermektedirler. Mecliste görevini yapmayan, katkı sağlamayan bilhassa ana muhalefet partisinin çıkarılan yasalarla ilgili olarak geçen yıl 110, bu yıl 44 defa Anayasa mahkemesine iptal için başvurmuş olması manidardır. Basına yansıyan telefon konuşmalarından eski bir adalet bakanı ile eski genel başkanın telefon konuşmaları ve buna benzer telefon diyalogları her şeyi açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Milletimiz her şeyi görmektedir. Toplumda artık hiçbir şey gizli kalmamaktadır. En ücra köylerdeki vatandaşlarımız dahi dünyadan kopuk değildir. Ümit ediyorum açık bir farkla 'evet' çıkacaktır. Evet diyenlerin illa ki AK Partili olmaları gerekmemektedir. Bu siyasi bir mücadele değildir. Gelecek yıl genel seçimler var. Herkes inandığı siyasi partiye oyunu verecektir. Bu referandum hepimizi ve hatta geleceğimizi ilgilendirmektedir. Şimdiden hayırlı olmasını diliyorum."