Cumhurbaşkanı Gül: Terör örgütünün iradesi kırılıyor
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, D-8 Zirvesine katılmak ve ikili resmi temaslarda bulunmak üzere Nijerya'nın başkenti Abuja'ya gitti.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, uçakta basın mensuplarıyla sohbet ederken, “Terör örgütünün iradesi kırılıyor, dersini alıyor” dedi.
D-8 zirvesine katılmak ve resmi temaslarda bulunmak üzere Nijerya'ya giden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, uçakta son dönemde artan terör olayları, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un açıklamaları ve sözlerine eleştirilerle ilgili yöneltilen soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Gül, Milli Güvenlik Kurulu'nda detaylı konuşulan konuları gazetecilerin önünde konuşamayacaklarını belirtirken şöyle dedi:
“Mesajlar da nasıl verilecekse, bir koordinasyon içinde verilir. Şu bir gerçek ki;, terör ve törerle mücadele Türkiye'nin birinci meselesidir. Her şeyin önündedir. Bütün devlet ve bütün milletin, herkesin meselesidir. Dolayısıyla, böyle büyük bir meselede ayrım yapılmaz. Bununla ilgili Türkiye'nin kararlılığı, terörle mücadeledeki sarsılmaz iradesini terör örgütünü bir kez daha görmüştür. Terör örgütü kendisine en çok güç vehmettiği dönemde gördüğünüz çok büyük darbeleri almıştır ve alacaktır da açıkçası. Bunun hem dış politika kısmı vardır, sahada bir fiil bunun mücadelesi veren güvenlik güçlerimizin, başta Silahlı Kuvvetler olmak üzere, emniyet teşkilatı, istihbarat teşkilatı hepsi, onlar bu işin ekonomik, sosyal, kültürel boyutları.. Onun için kapsamlı bir mücadele veriliyor.”
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, son dönemde artan terör olaylarını hatırlatan gazeteciye bunların son MGK toplantısında çok detaylı konuşulduğunu, bu konuda açıklama yapıldığını hatırlattı. Gül, “Dolayısıyla onların detaylarını böyle büyük bir meselede konuşmayı çok doğru görmem. Ama bu konudaki azim, kararlılık ve sarsılmaz iradeyi herkesin bilmesi lazım. Kesinlikle de, terör örgütü bu saldırılarıyla bir yere varamayacak, zaten duvara çarpıp, orada tüketecek kendini. Son dönemlerde maalesef şehit veriyoruz, hepimizin yüreği yanıyor. Ama terör örgütünün de iradesi kırılıyor, dersini alıyor. Önemli olan bu” dedi.
Gül, terörün birçok boyutu olduğunu, Kuzey Irak'taki Kürt yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin Türkiye'ye geldiğini, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un ‘sözün bittiği yerdeyiz' sözlerini hatırlatması üzerine “O da bu işin içinde. Program yürütülüyor onlarla. Dolayısıyla açık konuşmak bu mücadeleye katkı sağlamaz” yanıtı verdi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, medyaya yansıyan ve terör örgütünün Kandil Dağı’nda bitirilmesi yönündeki planların ortaya atılmasıyla ilgili olarak “Bu iş böyle bir plan üzerinden mi yürüyor?” sorusuna ise, şu karşılığı verdi:
“Burada böyle büyük bir mücadele sürdürülürken bununla ilgili devlet organları kendi içerisinde karar almışken, koordinasyonunu yapmışken, bunlarla ilgili dışarıyla detay vermek, mücadelenin başarısını etkiler. Tekrar altını çiziyorum; şaka değil, MGK'da sadece bu konuyu konuştuk. Daha önce tespit edilen diğer bütün gündem maddelerini kenera koyduk ve sadece bu işi konuştuk. Orada da, sonra da gayet önemli bir açıklama yaptık. Şimdi o uygulanıyor.”
Gül, üniversitedeki rektör seçimleriyle ilgili karşılaşılan anan sıkıntının hatırlatılması üzerine ise şunları söyledi:
“Son iki üniversiteyle ilgili seçimler benim önüme gelmedi. Benim daha bilgim yok. Konuyla ilgili eleştriler benim de dikkatimi çekti. Dönünce, bana ‘izahat verin’, ‘bilgi verin’ diye YÖK’e talimat verdim; ‘Hangi kriterlere göre, nasıl kararlara varıyorsunuz' diye. Daha önce bununla ilgili görüşümü açıklamıştım. Rektörlerin seçimi, atanması, çok yanlış bir sistem. Açıkçası ben Cumhurbaşkanı olarak bunları, kendim için en zorlandığım şey olarak görüyorum. Ben, adayların performanslarıyla ilgili detaylı çalışma yapacak olsam, ihtisas kurumu nedir, herhalde benim danışmanlarım olmayacaktır, YÖK olacaktır. Onlar nasıl değerlendiriyorlarsa, getiriyorlar. Ama ben bu sistemin top yekûn, yanlış olduğu kanaatindeyim. Çünkü bugünkü YÖK sistemi, üniversite sistemi, 12 Eylül 1980’de kuruldu. O nedir? O zamanki üniversitelere tepki yasası olarak geldi. Onun için rektörlerin yetkileri bugün ne valilerde var, abartmayayım ama belki daha fazladır hatta. Rektörler hiç kimsede olmayan yetkilerde donatılmış vaziyette. Rektörlere olağanüstü yetkiler verilmiş vaziyette. Bu 12 Eylül’de yapılan YÖK yasası, o zamanki üniversite sistemine tepki yasası olarak gelmiş. 2010’da yaşıyoruz, bugünkü Türkiye farklı Türkiye. Onun için Türkiye üniversitelerinin yeniden yapılandırılması, rektör seçimleri, bunlar AB ile müzakere eden bir ülke olarak, oradaki müktesabat, en iyi üniversitelerde nasıl yapılıyorsa, o sistemin bizde de olması lazım. Üniversitelerdeki seçimler, üniversitelerde inanılmaz yaralar açıyor. Herhangi bir seçimi alın bir inceleyin. Onun için bu sistemi iyi bir şekilde değerlendirmek lazım.”
Hürriyet
D-8 zirvesine katılmak ve resmi temaslarda bulunmak üzere Nijerya'ya giden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, uçakta son dönemde artan terör olayları, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un açıklamaları ve sözlerine eleştirilerle ilgili yöneltilen soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Gül, Milli Güvenlik Kurulu'nda detaylı konuşulan konuları gazetecilerin önünde konuşamayacaklarını belirtirken şöyle dedi:
“Mesajlar da nasıl verilecekse, bir koordinasyon içinde verilir. Şu bir gerçek ki;, terör ve törerle mücadele Türkiye'nin birinci meselesidir. Her şeyin önündedir. Bütün devlet ve bütün milletin, herkesin meselesidir. Dolayısıyla, böyle büyük bir meselede ayrım yapılmaz. Bununla ilgili Türkiye'nin kararlılığı, terörle mücadeledeki sarsılmaz iradesini terör örgütünü bir kez daha görmüştür. Terör örgütü kendisine en çok güç vehmettiği dönemde gördüğünüz çok büyük darbeleri almıştır ve alacaktır da açıkçası. Bunun hem dış politika kısmı vardır, sahada bir fiil bunun mücadelesi veren güvenlik güçlerimizin, başta Silahlı Kuvvetler olmak üzere, emniyet teşkilatı, istihbarat teşkilatı hepsi, onlar bu işin ekonomik, sosyal, kültürel boyutları.. Onun için kapsamlı bir mücadele veriliyor.”
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, son dönemde artan terör olaylarını hatırlatan gazeteciye bunların son MGK toplantısında çok detaylı konuşulduğunu, bu konuda açıklama yapıldığını hatırlattı. Gül, “Dolayısıyla onların detaylarını böyle büyük bir meselede konuşmayı çok doğru görmem. Ama bu konudaki azim, kararlılık ve sarsılmaz iradeyi herkesin bilmesi lazım. Kesinlikle de, terör örgütü bu saldırılarıyla bir yere varamayacak, zaten duvara çarpıp, orada tüketecek kendini. Son dönemlerde maalesef şehit veriyoruz, hepimizin yüreği yanıyor. Ama terör örgütünün de iradesi kırılıyor, dersini alıyor. Önemli olan bu” dedi.
Gül, terörün birçok boyutu olduğunu, Kuzey Irak'taki Kürt yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin Türkiye'ye geldiğini, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un ‘sözün bittiği yerdeyiz' sözlerini hatırlatması üzerine “O da bu işin içinde. Program yürütülüyor onlarla. Dolayısıyla açık konuşmak bu mücadeleye katkı sağlamaz” yanıtı verdi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, medyaya yansıyan ve terör örgütünün Kandil Dağı’nda bitirilmesi yönündeki planların ortaya atılmasıyla ilgili olarak “Bu iş böyle bir plan üzerinden mi yürüyor?” sorusuna ise, şu karşılığı verdi:
“Burada böyle büyük bir mücadele sürdürülürken bununla ilgili devlet organları kendi içerisinde karar almışken, koordinasyonunu yapmışken, bunlarla ilgili dışarıyla detay vermek, mücadelenin başarısını etkiler. Tekrar altını çiziyorum; şaka değil, MGK'da sadece bu konuyu konuştuk. Daha önce tespit edilen diğer bütün gündem maddelerini kenera koyduk ve sadece bu işi konuştuk. Orada da, sonra da gayet önemli bir açıklama yaptık. Şimdi o uygulanıyor.”
Gül, üniversitedeki rektör seçimleriyle ilgili karşılaşılan anan sıkıntının hatırlatılması üzerine ise şunları söyledi:
“Son iki üniversiteyle ilgili seçimler benim önüme gelmedi. Benim daha bilgim yok. Konuyla ilgili eleştriler benim de dikkatimi çekti. Dönünce, bana ‘izahat verin’, ‘bilgi verin’ diye YÖK’e talimat verdim; ‘Hangi kriterlere göre, nasıl kararlara varıyorsunuz' diye. Daha önce bununla ilgili görüşümü açıklamıştım. Rektörlerin seçimi, atanması, çok yanlış bir sistem. Açıkçası ben Cumhurbaşkanı olarak bunları, kendim için en zorlandığım şey olarak görüyorum. Ben, adayların performanslarıyla ilgili detaylı çalışma yapacak olsam, ihtisas kurumu nedir, herhalde benim danışmanlarım olmayacaktır, YÖK olacaktır. Onlar nasıl değerlendiriyorlarsa, getiriyorlar. Ama ben bu sistemin top yekûn, yanlış olduğu kanaatindeyim. Çünkü bugünkü YÖK sistemi, üniversite sistemi, 12 Eylül 1980’de kuruldu. O nedir? O zamanki üniversitelere tepki yasası olarak geldi. Onun için rektörlerin yetkileri bugün ne valilerde var, abartmayayım ama belki daha fazladır hatta. Rektörler hiç kimsede olmayan yetkilerde donatılmış vaziyette. Rektörlere olağanüstü yetkiler verilmiş vaziyette. Bu 12 Eylül’de yapılan YÖK yasası, o zamanki üniversite sistemine tepki yasası olarak gelmiş. 2010’da yaşıyoruz, bugünkü Türkiye farklı Türkiye. Onun için Türkiye üniversitelerinin yeniden yapılandırılması, rektör seçimleri, bunlar AB ile müzakere eden bir ülke olarak, oradaki müktesabat, en iyi üniversitelerde nasıl yapılıyorsa, o sistemin bizde de olması lazım. Üniversitelerdeki seçimler, üniversitelerde inanılmaz yaralar açıyor. Herhangi bir seçimi alın bir inceleyin. Onun için bu sistemi iyi bir şekilde değerlendirmek lazım.”
Hürriyet