Boyner: 'Tüsiad Doğu Ve Güneydoğu'ya Devlet Kadar Yatırım Yaptı'
Türkiye Cumhuriyeti'nin 85 yılında devletin yaptığı toplam yatırımın Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine giden kısmının yüzde 10 civarında olduğunu anımsatan Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit Boyner, "TÜSİAD üyelerinin yatırımlarının toplamına bakarsanız aşağı yukarı devletle aynı seviyede yatırım yaptığını görüyoruz
Türkiye Cumhuriyeti'nin 85 yılında devletin yaptığı toplam yatırımın Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine giden kısmının yüzde 10 civarında olduğunu anımsatan Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit Boyner, "TÜSİAD üyelerinin yatırımlarının toplamına bakarsanız aşağı yukarı devletle aynı seviyede yatırım yaptığını görüyoruz. TÜSİAD'ın, neticede bir kalkınma örgütü olmadığı için, devletten daha fazla bir bölgeye yatırım yapması çok gerçekçi değil" dedi.
Süleyman Çelebi Başkanlığındaki DİSK heyetinin TÜSİAD'ı ziyaretinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, iki kurum arasında ortak yürütülmesi düşünülen çalışmalara hemen başlayacaklarını ancak bu çalışmalar için bir mekanizma oluşturulmayacağını söyledi.
Anayasa değişikliğine ilişkin bir soru üzerine ise Boyner şunları söyledi:
"Biz anayasa hukukçusu değiliz, yorum yapmak istemiyorum. Ne karar çıkarsa bunu hepimiz saygıyla karşılamak durumundayız. Gerçekten siyasi söylem ve siyasi tartışmanın daha yapıcı ve Türkiye'nin çıkarına olacak bir düzeye gelmesi lazım. Anayasa Mahkemesi karar verirse versin, Türkiye yeni bir seçim dönemine girecek, yeni bir programı önüne almak zorunda. Demokratikleşme sürecini daha dinamik bir yapıya kavuşturmak zorunda. Tüm siyasi partilere ve sivil toplum örgütlerine de görev düşüyor biz bu bilinçle
hareket ediyoruz. Dileriz ki diğer kesimler ve siyasi partiler de aynı bilinçle hareket eder."
İşsizlik sorununun çözümüne ilişkin iki kurumun yaptığı çalışmalara ilişkin olarak da Boyner, "İşsizlik tüm Türkiye'nin sorunu. Bizler için önemli olan da değer, istihdam yaratmak ve ekonomik gelişimi önünü açmak. Bu noktalarda tabiî ki her noktada aynı düşünmesek bile Türkiye'nin yeniden yapılanması açısından, iyi bir ekonomik model konması açısından, AB normlarında bir iş gücüne ve iş güvenliğine kavuşması açısından aynı noktaya gelebileceğimizi en azından, fikir alışverişi yapıp sentez
sunabileceğimize inanıyoruz" dedi.
Bölgesel kalkınmaya ilişkin sorunlara da işaret eden Ümit Boyner, "Türkiye Cumhuriyeti'nin 85 yılına bakarsanız devletin yaptığı toplam yatırımın Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine giden kısmı yüzde 10; hatta yüzde 10'un biraz altında. TÜSİAD üyelerinin yatırımlarının toplamına bakarsanız aşağı yukarı devletle aynı seviyede yatırım yaptığını görüyoruz. TÜSİAD'ın, neticede bir kalkınma örgütü olmadığı için, devletten daha fazla bir bölgeye yatırım yapması çok gerçekçi değil" diye konuştu.
Yatırım ortamını daha elverişli hale getirmenin devletin çözmesi gereken bir konu olduğunu ifade eden Boyner, "O konuda yapılabilecek çok çalışma var. Sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu için değil* Bugün kalkınma ajansları realitesi var önümüzde. Türkiye'nin bölgesel kalkınmışlık farkları var. Bu anlamda bu ajanslar kuruldu iyi bir işlev yerine getirmeleri gerekiyor. O noktada biz TÜSİAD olarak bizim gibi bağımsız işgücü örgütlerinin kalkınma ajansları içinde etkin olabilmesi için de sürekli hükümetle
istişare halindeyiz. Hatta bu bölgelere gidiyoruz kalkınma ajanslarının olduğu bölgelerde diğer SİAD'ları destekleyerek işgücünün, iş dünyasının etkinliğinin ve yatırımların artırılması için de emek harcıyoruz. Bizim bir komisyonumuz sadece bu işle ilgili çalışıyor" dedi.
Anayasa değişikliği konusunda seçimlerin beklenmesi gerektiğini düşünüp düşünmediğinin sorulması üzerine ise Boyner, "Anayasa süreci, referandum süreci nasıl gelişecek bilmiyoruz ama yapılan değişiklikler, şu anda öne gelen paket geçse bile anayasanın tekrar ele alınması, yeni bir anayasa yapılması gerekliliği var. Yani yeterli değil. Başından beri söylediğimiz demokrasi açığını şu andaki paketin de karşılaması yeterli değil. Ne olursa olsun mutlaka yeni bir anayasa Türkiye'nin gündemine girmek zorunda"
yanıtını verdi.
İşsizlik sorununu çözebilmenin sadece kendilerinin çalışmalarıyla mümkün olamayacağını ifade eden DİSK Başkanı Süleyman Çelebi de, "Bu kapsamlı bir sorun. Bu konuda bizim de TÜSİAD'ın da çeşitli görüşleri var. Önemli olan bu görüşlerin hayata dönüştürülmesi ne kadar olanaklı* Bu konuda bir teknik çalışma yürütülmesi, karşılıklı bilgi alışverişinde bulunulması olanaklıysa bunu yapacağız ama bu yüzde 100 her konuda bütün sorunları da iki örgüt çözecek diye ihaleyi almış değiliz. Biz baskı grubu işlevini
yerine getirmeye çalışan iki örgütüz. Dolayısıyla bütün sorunları biz çözmeye kalkışsak iktidara gerek kalmaz. İktidarın bu konuda yaptığı çalışmalarla ilgili zaten görüşlerimizi söylüyoruz, algılama nasıl oluyor onu değerlendiriyoruz. Anayasada o algıyı göremedik, demokratikleşmede göremedik. Çok farklı siyasi aidiyetlerimize rağmen İçişleri Bakanı DİSK'e geldiğinde de TÜSİAD'a geldiğinde açılıma destek verdik ama içi boş çıktı. Boşluğu Türkiye kabul etmiyor, problem budur. Biz bütün süreçlere katkı
vermeye varız ama bunun da dolu olması, şeffaf olması, açıklıkla bütün toplum tarafından bilinmesine ihtiyacımız var. Diğer taraftan toplum kendini aldatılmış kabul eder" dedi.
Bölgesel kalkınma konusunda bir ortak iradenin bulunduğunu ifade eden Çelebi, "Özellikle Doğu'da Güneydoğu'daki yatırımlar için işi yalnız özel sektöre ihale etmeden, özel sektörün gitmediği yere de devleti götürmek lazım. DİSK olarak şöyle yaklaşıyoruz; devletin eli gitmeli oraya" dedi.
Süleyman Çelebi Başkanlığındaki DİSK heyetinin TÜSİAD'ı ziyaretinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, iki kurum arasında ortak yürütülmesi düşünülen çalışmalara hemen başlayacaklarını ancak bu çalışmalar için bir mekanizma oluşturulmayacağını söyledi.
Anayasa değişikliğine ilişkin bir soru üzerine ise Boyner şunları söyledi:
"Biz anayasa hukukçusu değiliz, yorum yapmak istemiyorum. Ne karar çıkarsa bunu hepimiz saygıyla karşılamak durumundayız. Gerçekten siyasi söylem ve siyasi tartışmanın daha yapıcı ve Türkiye'nin çıkarına olacak bir düzeye gelmesi lazım. Anayasa Mahkemesi karar verirse versin, Türkiye yeni bir seçim dönemine girecek, yeni bir programı önüne almak zorunda. Demokratikleşme sürecini daha dinamik bir yapıya kavuşturmak zorunda. Tüm siyasi partilere ve sivil toplum örgütlerine de görev düşüyor biz bu bilinçle
hareket ediyoruz. Dileriz ki diğer kesimler ve siyasi partiler de aynı bilinçle hareket eder."
İşsizlik sorununun çözümüne ilişkin iki kurumun yaptığı çalışmalara ilişkin olarak da Boyner, "İşsizlik tüm Türkiye'nin sorunu. Bizler için önemli olan da değer, istihdam yaratmak ve ekonomik gelişimi önünü açmak. Bu noktalarda tabiî ki her noktada aynı düşünmesek bile Türkiye'nin yeniden yapılanması açısından, iyi bir ekonomik model konması açısından, AB normlarında bir iş gücüne ve iş güvenliğine kavuşması açısından aynı noktaya gelebileceğimizi en azından, fikir alışverişi yapıp sentez
sunabileceğimize inanıyoruz" dedi.
Bölgesel kalkınmaya ilişkin sorunlara da işaret eden Ümit Boyner, "Türkiye Cumhuriyeti'nin 85 yılına bakarsanız devletin yaptığı toplam yatırımın Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine giden kısmı yüzde 10; hatta yüzde 10'un biraz altında. TÜSİAD üyelerinin yatırımlarının toplamına bakarsanız aşağı yukarı devletle aynı seviyede yatırım yaptığını görüyoruz. TÜSİAD'ın, neticede bir kalkınma örgütü olmadığı için, devletten daha fazla bir bölgeye yatırım yapması çok gerçekçi değil" diye konuştu.
Yatırım ortamını daha elverişli hale getirmenin devletin çözmesi gereken bir konu olduğunu ifade eden Boyner, "O konuda yapılabilecek çok çalışma var. Sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu için değil* Bugün kalkınma ajansları realitesi var önümüzde. Türkiye'nin bölgesel kalkınmışlık farkları var. Bu anlamda bu ajanslar kuruldu iyi bir işlev yerine getirmeleri gerekiyor. O noktada biz TÜSİAD olarak bizim gibi bağımsız işgücü örgütlerinin kalkınma ajansları içinde etkin olabilmesi için de sürekli hükümetle
istişare halindeyiz. Hatta bu bölgelere gidiyoruz kalkınma ajanslarının olduğu bölgelerde diğer SİAD'ları destekleyerek işgücünün, iş dünyasının etkinliğinin ve yatırımların artırılması için de emek harcıyoruz. Bizim bir komisyonumuz sadece bu işle ilgili çalışıyor" dedi.
Anayasa değişikliği konusunda seçimlerin beklenmesi gerektiğini düşünüp düşünmediğinin sorulması üzerine ise Boyner, "Anayasa süreci, referandum süreci nasıl gelişecek bilmiyoruz ama yapılan değişiklikler, şu anda öne gelen paket geçse bile anayasanın tekrar ele alınması, yeni bir anayasa yapılması gerekliliği var. Yani yeterli değil. Başından beri söylediğimiz demokrasi açığını şu andaki paketin de karşılaması yeterli değil. Ne olursa olsun mutlaka yeni bir anayasa Türkiye'nin gündemine girmek zorunda"
yanıtını verdi.
İşsizlik sorununu çözebilmenin sadece kendilerinin çalışmalarıyla mümkün olamayacağını ifade eden DİSK Başkanı Süleyman Çelebi de, "Bu kapsamlı bir sorun. Bu konuda bizim de TÜSİAD'ın da çeşitli görüşleri var. Önemli olan bu görüşlerin hayata dönüştürülmesi ne kadar olanaklı* Bu konuda bir teknik çalışma yürütülmesi, karşılıklı bilgi alışverişinde bulunulması olanaklıysa bunu yapacağız ama bu yüzde 100 her konuda bütün sorunları da iki örgüt çözecek diye ihaleyi almış değiliz. Biz baskı grubu işlevini
yerine getirmeye çalışan iki örgütüz. Dolayısıyla bütün sorunları biz çözmeye kalkışsak iktidara gerek kalmaz. İktidarın bu konuda yaptığı çalışmalarla ilgili zaten görüşlerimizi söylüyoruz, algılama nasıl oluyor onu değerlendiriyoruz. Anayasada o algıyı göremedik, demokratikleşmede göremedik. Çok farklı siyasi aidiyetlerimize rağmen İçişleri Bakanı DİSK'e geldiğinde de TÜSİAD'a geldiğinde açılıma destek verdik ama içi boş çıktı. Boşluğu Türkiye kabul etmiyor, problem budur. Biz bütün süreçlere katkı
vermeye varız ama bunun da dolu olması, şeffaf olması, açıklıkla bütün toplum tarafından bilinmesine ihtiyacımız var. Diğer taraftan toplum kendini aldatılmış kabul eder" dedi.
Bölgesel kalkınma konusunda bir ortak iradenin bulunduğunu ifade eden Çelebi, "Özellikle Doğu'da Güneydoğu'daki yatırımlar için işi yalnız özel sektöre ihale etmeden, özel sektörün gitmediği yere de devleti götürmek lazım. DİSK olarak şöyle yaklaşıyoruz; devletin eli gitmeli oraya" dedi.