Fındık hasadına günler kala, Karadeniz'de 'Güneydoğulu işçi' tartışması yaşanıyor.

Her yıl ağustos ayıyla birlikte Adıyaman, Mardin ve Batman'dan 50 bine yakın tarım işçisi Karadeniz'e gidiyor.

Fındık hasadına günler kala, Karadeniz'de 'Güneydoğulu işçi' tartışması yaşanıyor.
Son dönemde artan terör olaylarının ardından Ulusal Fındık Konseyi Başkan Vekili Onur Şahin’in kullandığı “Karadeniz insanı bayrağına saygı göstermeyene sevgi göstermekte zorlanıyor” sözü gözleri bölgeye çevirdi.

Sözlerinin yanlış yönlere çekilmemesini isteyen MHP kökenli Şahin, “Güneydoğu’dan gelen tarım işçilerinin ekmeğimizde emeği var. Bunu söyleyen kişi hiç Güneydoğu’dan işçi gelmesin isteyebilir mi? 4 yıl boyunca Ordu Ziraat Odası’nı yönettim. Hijyenik olmayan ortamlarda barınmak zorunda kalan işçilerimizi, görevimiz olmamasına rağmen, hep biz organize ettik. 2008 yılında Fatsa Kaymakamı ile birlikte gece 11’de işçilerin yerleşiminde problem olduğu için kaldıkları yere gittik. Problemlerini dinledik. Su bulmanın sorun olduğu yerde, bize mırra ikram ettiler, karşılıklı onu içtik. Bu coğrafyada en son polemik yaratacak insanım. Güneydoğulu tarım işçilerimizin başımızın üzerinde yeri var” diyor.Türkiye’nin 700 bin hektarlık fındık dikim alanının 226 bin hektarı Ordu’da yer alıyor. Yaklaşık 200 bin tonla Türkiye fındığının üçte birini üreten Ordu, Güneydoğulu tarım işçilerini en çok çeken il. Kendi bahçesinde 15 Güneydoğulu tarım işçisi çalıştıracak olan Onur Şahin, şunları söylüyor:

“Suni bir gündem yaratılmak isteniyor. En fazla il dışı işçiyi aldığı halde, Ordu’da hiç olay çıkmıyor. Bunun nedeni bizler gibi insanların hassasiyeti. Ordu, Giresun ve Trabzon nüfusu azalıyor. Fındık dikim alanları artıyor. Tarım işçilerine ihtiyacımız var.”
Bölgedeki işletmeler küçük ölçekli olduğu için kimsenin 10 günden fazla işçi istemediğini anlatan Şahin, şöyle devam ediyor:
“Fındığın değişik rakımlarda farklı toplama tarihleri var. Öyle bir organizasyon yapıyoruz ki, Güneydoğulu vatandaş burada 25 - 30 gün iş buluyor. Gelenler bizim vatandaşımız. Ancak endişeleri görmemezlikten gelmek en büyük tehlike.

PKK terör örgütü kendi insanına zarar veriyor. Sezona iki ay kala Giresun’da yaptığı terör eylemleriyle emeğinin karşılığını almaya gelen kendi insanlarında endişe yaratıyor. ‘Karadeniz insanı bayrağına saygı göstermeyene sevgi göstermekte zorlanıyor’ dedim.
Bu olaylar devam ederse, öyle bir noktaya gelinebilir ki, 5 - 10 lira fazla vermek pahasına başka bölgelerden tarım işçisi talep edenler olabilir. Bu da benim endişem.”

Ordu ve Giresun’da Güneydoğu’dan gelen tarım işçilerinin çadır kurabileceği yerler hazırlanıyor. Ancak bazı yerlerde işçiler çok zor şartlar altında kalmak zorunda kalabiliyor.
Karadeniz’e işçi toplayıp getiren organizatörlere ‘dayıbaşı’ veya ‘çavuş’ deniliyor. Dayıbaşı olarak bölgeye 10 yıldır işçi götüren Adıyaman Kahta Yavuz Selim Mahallesi muhtarı Mehmet Hanifi Arıtay şunları anlatıyor:
“İşçiler genelde Adıyaman, Mardin, Şanlıurfa ve Batman’dan geliyor. İşçileri bahçelere dağıtıyoruz. Bir işçi 20 gün çalışsa, 20 lira yevmiyeden 400 lira kazanıyor. 50 - 60 lira yol parası veriyorlar, yolda da 40 lira kadar harcıyorlar. Yani gidiş dönüş 200 lira masrafları oluyor.

Bu iş ceplerine kalacak 200 lira için yapılıyor. İşçilerin parasını cebimizden veriyoruz. Sonra işverenden tahsil ediyoruz. Ama sıkıntılar oluyor. Benim 10 bin lira alacağım var. Kalınan yerlerde su ve tuvalet olmayabiliyor. Hayvan gübresini temizleyip yatmak zorunda kalanlar var. 10 yıldır bu işi yapıyorum. Hiç bir gerginlik olmuyor. Terörist ırgatla gitmez. Zaten araçlarda 4 - 5 dakikada bir arama var. Terörist işçinin içine giremez.”

Hilmi Ergun (78) ve eşi Nebahat Ergun, Fiskobirlik’ten alacağı olan onbinlerce çiftçi arasında. 2006 yılında fındık sattığı Fiskobirlik’ten 5 bin liralık alacağını tahsil etmeye çalışan Hilmi Ergun, “Ünye’de oturuyoruz. 4 yıldır Giresun’a gidip gelip paramızı almaya çalışıyoruz. Geçen yıl paranın peşinde kalp krizi geçirdim. Eşim de kalp hastası oldu. Kapılar suratımıza kapanıyor. Kendi paramızın dilencisi olduk” diyor.

Milliyet