Galatasaray Kaptanı Arda Turan gazetecileri suçladı
Futbolu ve saha dışındaki yaşadıklarıyla gündemden düşmeyen Galatasaray'ın Kaptanı Arda Turan, bu sezon çok iyi bir takım olacaklarını iddia ederken,
Yeni sezon hazırlıkları ikinci etap kampı için Hollanda'da bulunan sarı - kırmızılı ekibin kaptanı Galatasaray TV'de yayınlanan kamp günlüğü programında soruları cevapladı. Arda, çok güzel bir kamp dönemi geçirdiklerini belirterek, ''Çok iyi bir arkadaşlık kurduk. Daha çok beraber oluyoruz. Bu sene savaşan bir Galatasaray olacak diye düşünüyorum.'' diyerek şöyle konuştu;
''Bu sıkıntılı dönemlerden takımımızı çıkartacağız. Şampiyon olmayı çok istiyorum. En büyük hayallerimden bir tanesi Galatasaray takımıyla şampiyonluk kupasını kaldırabilmek. Herkes biraz daha taşın altına elini sokacak diye düşünüyorum. Gerçekten iyi bir takım olduk.''
Galatasaray Kaptanı Arda Turan Galatasaray Televizyonu'nda yayınlanan röportajında şunları söyledi;
Çok zorlu bir kamp dönemini geride bırakıyorsunuz, bu dönemle ilgili değerlendirmeni alabilir miyiz?
Çok iyi bir kamp dönemi geçirdik, birtakım yeniliklerle beraber. Yemeklere beraber oturmak, beraber kalkmak gibi. Biraz disiplin adına yeni adımlar attık. Daha çok beraber olmak adına hareket ediyoruz. Daha çok sohbet ediyoruz, arkadaşlarımızla bire bir iletişim kuruyoruz. Ben de tabi kaptanlığımın ikinci yılında biraz daha fazla bu işi öğreniyorum. Herşey çok iyi gidiyor, buradan takım arkadaşlarıma da teşekkür etmek istiyorum. Her antrenmanda çok iyi çalıştılar. Bizim için bu çok önemliydi. Çünkü bu sene gerçekten savaşan bir Galatasaray olacak diye düşünüyorum. Takımı elbirliğiyle bu sıkıntılı dönemlerden çıkartacağız, buna inanıyorum. Onun için herşeyiyle, arkadaşlığıyla, çalışmasıyla, hazırlık karşılaşmalarıyla iyi bir kamp dönemi oldu. Performansımızın üst düzey olduğunu düşünüyorum.
Geçtiğimiz gün arkadaşların çift kale maç yaparken kafanı kaldırdın ve ''Biz bu sene şampiyonuz'' dedin. Orada ne gördün?
Tabi ki hissetmek çok önemli, şampiyon olmayı istiyorum. Galatasaray takımıyla şampiyonluk kupasını kaldırabilmek en büyük hayalim. Bu sene takımdaki o arzuyu görebiliyorum. Her top için edilen mücadele, antrenmanda dahi olsa, sahadaki inancımız, birbirimize olan saygımızın artması çok önemli. Herkes biraz daha taşın altına elini sokacak diye düşünüyorum. Gerçekten iyi bir takım olduk. O an hissettiklerim bana bu cümleyi kurdurdu. Şu anda da aynı fikirdeyim. Umarım düşüncelerim sezon sonunda doğru çıkar.
Genç futbolculara da biraz değinelim, onlar nasıl bir kamp dönemi geçirdiler? Onların saha performansıyla beraber, bir de saçlarını kurtarmak için gösterdikleri sahne performansı var.
Saçlarını kurtarma şansları yoktu, çünkü bunlar sırayla oluyor. Benim de saçlarımı kestiler daha önce, ben onlardan çok daha çirkin olmuştum, bu konuda şanslılar. Çok iyi çalıştılar, ağabeylerine karşı son derece saygılıydılar. Ben onların yaşlarına daha yakınım ama bana karşı olsun, ağabeylerine karşı olsun son derece iyilerdi. Galatasaray örf ve adetlerine uyan bir hava içerisinde hareket ettiler. Zaten bu sene yaratmak istediğimiz hava o. Biz sahip olduğumuz değerleri kaybetmek istemiyoruz, Galatasaray her daim farklıdır, farklı adetleri vardır. Camiasıyla, taraftarıyla, yönetimiyle, futbolcusuyla farklıdır. Hatalarımızı daha iyi görüp iyi yerlere geleceğiz. Bu sene genç arkadaşlarımızın katkılarıyla çok daha iyi bir ortam oldu diye düşünüyorum. Saygılı davranışlarından ötürü de onlara çok teşekkür ediyorum, Galatasaray formasına layık bir şekilde çalışıyorlar. Onlara şampiyonluk pastasının büyük olduğunu söylüyorum. O pastanın ucundan da tatsalar, en büyük parçayı tadanla aynı şeyi hissederler. Şampiyonluk yolunda hepsi bize birer maç katkı sağlasalar bu 5-6 maç eder, büyük katkı olur. Onların bu takımın parçaları olmaları bizim için çok önemli. Öyle hissetmeleri lazım ve öyle de hissediyorlar, o inancı taşıyorlar. Sahaya girdiklerinde çekinmiyor, çok iyi mücadele ediyorlar. Buradan altyapıdaki hocalarımıza da teşekkür ediyorum, yanımıza son derece saygılı, dürüst futbolcular göndermişler.
Yeni gelen oyuncular hakkında neler düşünüyorsun, takımda hava ne durumda?
Takımdaki havadan bahsettim, herşey gerçekten çok iyi. Ben Galatasaray formasını taşıyan her futbolcuya büyük saygı ve sevgi besliyorum. Bazen saygı duymak zorunda olduğunuzu ama sevgi duymak zorunda olmadığınızı söylerler. Ama ben hepsini çok seviyorum. Hiçbirini saha içinde ayırmam. Herkesin ayaklarına topu bırakmışımdır. Bir futbolcu asla takım arkadaşının suratına bakarak pas atmaz. Futbol oynayan arkadaşlarımız bunu daha iyi bilecektir. Bu konuya aslında hiç girmek istemedim ama mantıklı düşünürsek bu böyle birşeydir. Lorik Cana açık söylemek gerekirse beni çok etkiledi. İnanılmaz bir hırsı ve mücadeleci ruhu var. Tam da Galatasaray ruhuna yakışan bir futbolcu olduğunu düşünüyorum. Agresifliği ve takım için savaşması çok önemli. Pino da yaşıma denk bir oyuncu. Çok yetenekli, çok iyi özellikleri var, onu da elimizden geldiği kadar aramıza alacağız. En iyi performanslarını vermesi için, nasıl ki diğer yabancı arkadaşları aramıza alıyorsak onlar için de en iyisini yapacağız.
Hazırlık maçı değerlendirmelerine başlayalım. İlk üç maçtan ziyade bir derbi olduğu için Fenerbahçe maçı konuşuldu. Bu maçı kaybetmek ya da kazanmak gerçekten önemli miydi? Sonuç mu yoksa oyun mu önemliydi?
Derbiyi kazanmak tabi ki önemliydi ama hocamızın oyun yapısına ve çıkardığı kadroya bakarsak, hocamız bu karşılaşmayı hazırlık maçı olarak gördü. Futbolcuların bu atmosferde nasıl davranacağını gördü. Bence çok önemli şeyler aldık, bizlere çok keyif veren bir maç oldu. Top hep ayağımızdaydı, istediklerimizi yaptık. Ben de son dakikada inanılmaz bir gol kaçırdım, bunun dışında da birçok pozisyona girdik. Ben açıkçası o maçtaki performansımızdan çok memnunum. Futbol içinde her zaman böyle şeyler olabilir, biz önümüzdeki maçlara uzun bir maraton gözüyle bakıyoruz. Galatasaray taraftarının ''Kasımlar sizin, Mayıslar bizimdir'' diye... Biz her zaman bu felsefeyi benimsiyoruz, sezon sonu ne olacağı bizim için önemli. Biz gerçekten o günkü maçta da Galatasaray taraftarlarının stattan başları dik bir şekilde çıkmalarını gerektiren bir futbol oynadık. Futbol içinde bunlar var, arkadaşlarımızla da bunları konuştuk.
Derbi sonucu sizin üzerinizde kötü bir etki bırakmadı, değil mi?
Hayır tabi ki, bu bir hazırlık maçıydı. Ben çok iyi bir kamp dönemi geçirdiğimizi ve çok iyi bir durumda olduğumuzu düşünüyorum. Şahsım ve takım arkadaşlarım adına konuşuyorum. Çok kuvvetli durumdayız, bu sene çok daha ağır çalıştık. Çok iyi bir Galatasaray'ın geldiğini düşünüyorum.
Serbest vuruş çalışmaları yapıyor musun? Fenerbahçe maçında duran topları çok iyi kullandın. Bu konuyla ilgili taraftarlarımızdan çok sayıda soru var.
Ben çok çabuk bir oyuncu değilim, ki bu da geliştirilebilir bir özellik değil. O yüzden geliştirebileceğim özelliklerim olan, oyun zekası, pozisyon alma, şut atma konusunda çalışıyorum. Artık toplara daha iyi vurduğumu da düşünüyorum. Ama zaten sahanın içinde en iyisini yapmaya çalışan bir oyuncuyum. Arkadaşlarım daha müsaitse, benden daha iyi şut atabileceğini düşündüğüm bir futbolcu varsa topu ona bırakırım. Duran topların kaleye doğru daha sert ve isabetli gitmesi benim için önemli, bunu da bu sezon daha fazla göstermeye çalışacağım. Ama önemli olan takımın bundan bir fayda sağlaması.
Bülent Korkmaz ve Hakan Şükür 35 yaşlarında bile ekstra idman yapan oyunculardı, onları örnek alıyor musun?
Tabi ki onları örnek alıyorum, ekstra idman bir futbolcu için son derece önemli. Üzücü birşey var, senede 50-55 maç oynayan bir futbolcunun sürekli özel hayatıyla gündeme gelmesi çok üzücü, çünkü işimin kapatıldığını düşünüyorum. Ben zaten ekstra antrenman yapmasan, kendime iyi bakmasam senede 55 maçı iyi bir performansla oynayamam. Bunun için de ekstra idman şart. Hatta bu sene, Serdar Özkan'la da konuştuk, kondüsyonerimiz Fatih Hoca'yla ekstra antrenman yapmayı düşünüyoruz.
Fenerbahçe maçından sonraki olaylar, neredeyse derbinin bile önüne geçti. Birtakım olaylar yaşandı. Biz de takım otobüsünü takip eden tek medya kuruluşuyduk. Yaşananlardan çok anlatılanlar, dedikodular, hatta karalama olayları var. Sen bu olaylarla ilgili nasıl bir değerlendirme yaparsın?
Maçtan sonra biz oradan çıktık, 45 dakika boyunca 1 metre ilerlemeden durduk. 45 dakika boyunca ışığımızı açtık, herkesle fotoğraf çektirdik. Yanımıza gelen Fenerbahçeli arkadaşlarımızla da sohbetler ettik, fotoğraflar çektirdik. Birbirimize öpücük yolladık, çok harika bir ortam vardı ama bazı arkadaşlar hadlerini aşan hareketler yaptık. Biz çok tepki göstermedik, ''Yapmayın'' gibilerinden birşeyler söyledik. Çünkü 45 dakikadır oradaydık. Sonra küfür ettiler, tabi ki sinirlenen arkadaşlarımız oldu ama aşağıya inme sebebimiz onları yatıştırmak, gönüllerini almak istememizdi. Biz onların gönüllerini almak için aşağıya indiğimizde de bize saldırmak isteyenler oldu. Sabri Ağabey'in tuttuğu kişiler oldu. Belki Galatasaray takım kaptanı olarak otobüsten inmememiz gerekirdi ama ben bir Galatasaray taraftarıyım aynı zamanda. Galatasaraylılar'ın içinden biri olarak Galatasaray taraftarının gönlünü almaya indim. Sonra görüntülerde bana olanların 5 dakika öncesinde, uzun bir süre küfür edildiğini gördüm. Farkında değildim, hiç de önemli değil, canı sağolsun. Biz Galatasaraylılar'dan gelecek herşeye razıyız. Sadece orada hiçbir gazetenin foto muhabiri, ya da muhabirinin olmamasına rağmen kulaktan dolma haberlerle basında bu kadar yer alması üzücü. Ama bunlara karşı hiçbir zaman tepkim olmadı çünkü ben Galatasaray'ın menfaatleri için çalışıyorum. Bazı mensupları arkadaşlarsa başka taraflar için çalışıyor, bu bir Türkiye gerçeği, o yüzden hiç yadırgamıyorum. Hatta zaman zaman beni Galatasaray taraftarıyla karşı karşıya getirmeye çalıştılar. Bunu bile başarabiliyorlar, çünkü medya böyle bir güç. Ne olursa olsun beni asla, hiçbir zaman Galatasaray taraftarıyla karşı karşıya getiremeyecekler, çünkü ben de onlardan biriyim. 14 gündür kamptayız. Her zaman Galatasaray'ın başarısı için uğraşıyorum. Bunu defalarca söylüyorum, hayatımdaki herşeyden kısıyorum. Başka takımlardaki futbolcuların da özel hayatları var, ama Arda'nın başka şeyleri göz önünde çünkü onlar Galatasaray'ın menfaatlerini düşünmüyorlar, başka tarafların menfaatleri için çalışıyorlar.
Olayı toparlayacak olursak, orada sadece yanlış bir anlaşılma var.
Biz tamamiyle gönül almaya çalıştık, ama yanlış anlaşıldıysak yine de özür dileriz. Biz her zaman Galatasaray camiasına yakışır şekilde davranmak isteriz, ama orada hiçbir şekilde yanlış davranış yok diye düşünüyorum. Ağzımızdan kimseye karşı bir küfür olayı çıkmadı.
Bu olayın üzerine, bir de Twitter üzerinden küfür olayı var ki, o da tatlıya bağlandı sanırım.
Hanımefendi o konu hakkında gerekli açıklamaları yapmıştır zaten. Böyle hatalar olabilir, insanlık halidir, o yüzden bir sorun yok.
Münferit, sıradan ve büyütülen bir olay. Bununla ilgili de internette birçok yorum vardı. Ben biraz araştırdım, tabi olumsuz düşünenler de yok değil. Onlara da saygı duyuyoruz ama çoğu olumluydu.
Bu çok normal, çünkü bazen benim çok yakın arkadaşlarım bile basında yazılanlara inanıyorlar. Tabi ki basın mensubu arkadaşlarımız da doğru haberler yapıyorlardır ama benim hakkımda çıkan haberlerin %70'inin yalan olduğunu ben biliyorum. benim bunlara uğraşacak zamanım yok. Ben her söylenene cevap vermek zorunda değilim. Her söylenenin gerçeğini ortaya koyamam. Galatasaray taraftarları gerçeği bilmeli, kaptanlarına, onları seven insana güvenmeleri gerektiğini düşünüyorum. Benim de çok yakın Fenerbahçeli dostlarım var, beni başka takımların düşmanı gibi gösteriyorlar ama hiç öyle birşey yok. Ben saygısızlığa karşıyım. Çünkü ben herkese karşı saygı gösteriyorum. Derbide agresif bir tavır sergilediğimi söylüyorlar. Ben 30 metre koşan bir oyuncuya, ''Neden 30 metre koşuyorsun ve ortamı geriyorsun'' diye söylüyorum. Ben derbide rakip takımdan oyuncuyu atan hakeme neden attığını sordum ve bunun bir dostluk maçı olduğunu söyleyerek 11'e 11 oynamamızın daha iyi olacağını belirttim. Tabi bunlar hep gözardı ediliyor. Bizim ülkemizde böyle şeyler çok normal. Euro 2008'deki Avrupa üçüncülüğümüzden sonra bile bu ülkede bunları gördük, bizim yapımız bu. Bunlar artık beni hiçbir şekilde yıpratmıyor. Eskiden üzülüp, kafama takıyordum ama benim yapmam gereken şey Galatasaray formasının hakkını vermek. Benim sorumlu olduğum insanlar Galatasaray başkanıdır, Galatasaray yönetimi ve taraftarıdır. Tabi ki sıkıntılar, dertler olacaktır. Ama onlar da biliyor ki ben her zaman Galatasaray'ın menfaatleri için, Galatasaray'a en iyisini verebilmek için çalışıyorum. Galatasaray kaybettiği zaman da en az onlar kadar üzülüyorum. Sizler benim yakınımdasınız, bunu biliyorsunuz. O yüzden elimden gelenin en iyisini vermeye çalışıyorum. Bu Türkiye gerçeği, bununla yaşamak zorundayız. Çünkü her gün beş yalan haberi yalanlayamazsınız. Bunlar olacaktır. Ama benim hakkımda çok iyi yazan, iyi düşünen insanlar olduğunu da düşünüyorum. Uzun zamandır gazetelere bakmıyorum çünkü ister istemez karşınıza bazı şeyler gelebiliyor. Ama tabi iyi yazılanlar bu ülkede önplana çıkarılmıyor, bu çok da normal. İyi piyasaya çıkarsa Arda'dan dolayı bir haber olmaz diye. Canları sağolsun ben ülkenin futbolcuyum, milli takıma ve Galatasaray'a en iyisini vermeye çalışıyorum.
Bazı büyük takımların taraftarıda seni her halinle örnek alıp destekliyorlar da. Son yaşanan Almanya'da ki olayları da yine bazı rakip takımların taraftarıları "Arda'nın kabaca yaptığı birşey yok, sakın duygusal olarak etkilenmesin" demişler. Senin tabii duygusal yapın da ne durumda?
Ben de Galatasaray taraftarıyken günlerce uykusuz kaldım, stad önlerinde bekledim, aç kaldım, otobüse kaçak bindim yani bir insanın takımı için böyle şeyler yapması normal. Taraftara da hak veriyorum, vermiyorum değil gerçekten bunlar normal diye düşünüyorum. O yüzden onlara da hak vermeye çalışıyorum. Ben orada onların gönlünü almaya indim. Ama ben bunu ne kadar açıklasam insanlar bunu anlamayacaklarıdır. Çünkü onlar olaya kendi pencerelerinden bakacaklardır. Biraz önce de dediğim gibi insanlara gerçeği anlatmak zorunda hissetmiyorum kendimi artık.
Ben Arda Turan'ı gözlemliyorum uzaktan ve şunu görüyorum; ben daha senin bir resim çektirmek isteyen taraftarı geri çevirdiğini görmedim. Beşiktaş, Fenerbahçe taraftarı ayrımı yaptığını da görmedim.
Benim arkadaşlarım çoğu Fenerbahçeli, ki ben onları kaybettikleri şampiyonluktan sonra arayıp onlara destek olmaya çalıştım. Sıkmasınlar canlarını hayatta böyle şeyler olabileceğini söyledim arkadaşlarıma. Bizler böyleyiz aslında ama yansıtılmak istenen farklı.
Neden bu kadar çok basına malzeme oluyor Arda Turan?
Dediğim gibi Arda Turan Galatasaray'ın menfaatleri için uğraşıyor her zaman. Basında çalışan bazı arkadaşlarımızın yanlı haberler yaptığını, taraftarı olduğu kulübün menfaatlerine uygun haberler yaptığını biliyorum. Bu bir Türkiye gerçeği. Bunu başkası söyleyemez ama ben söyleyebilecek yapıdayım.
İnternet sitelerinde sürekli senin haberlerin dönüyor. Yani işlerliğin çok.
Teklifler evet var ama biz Galatasaray'ın istediği miktar, istediği kulüp şekli, Galatasaray Kulübü Avrupa'daki ilk 5 kulüpten teklif istiyor. Galatasaray Avrupa'daki büyük takımlardan yüksek bir miktar para istiyor. Benimde söylediğim her zaman birşey var; ben Galatasaray Kulübü'nün menfaatini düşünüyorum her zaman. Yani Galatasaraylı mutlu olacak beni gönderirken ki o şekilde gideyim. Arda'ya teklif yok falan bunlar yalan yani.
Varsa da Arda'nın popülerliğinden faydalanıyorlar.
Onlara da hak veriyorum. Ama bazen bel altı vuruyorlar ister istemez. Ama bunlara gülüp geçmek zorundayım çünkü. Artık keyif almayı öğrendim açıkçası.
Bir haber var önümde: Dünya da 2009 yılında en aktif sporcular anketinde Avrupa kıtasında 1. Dünya sıralamasında ise 2. olmuşsun. Yani Arda'yı basına olumlu da olumsuz da malzeme edecek çok şey var dimi?
Açsınlar baksınlar hangi futbolcu sezon içerisinde kaç tane maç oynuyor ona baksınlar. Ben Türkiye Ligi standartlarına her yıl 50 – 55 maçın üzerine çıkıyorum. Bu çok önemli birşey. Benim için birçok karekter göstergesi diye düşünüyorum. Benim o yüzden gerçekten vicdanım rahat ve bunları Galatasaray sevgisiyle, meafaatleri için yapıyorum. Tabii Galatasaray camiasının içinde ya da tribünde menfaatlerimizin uyuşmadığı anlar olabilir. Bunlar çok doğal şeyler. Çünkü ben her zaman Galatasaray'ı düşünmek zorundayım. Galatasaray için her zaman en iyisini vermek zorundayım.
Bence biz başarılı bir futbolcuyu ilk önce alkışlıyoruz, başarılı hale getiriyoruz, sonra peşine 20 kamera takarak isyan ettiriyoruz onu. Sonra da şımardı havası veriyoruz.
Ben kesinlikle hiç isyan etmiyorum. Hiç önemli değil. Ben yaptılarımı ve yaşadıklarımı hiç bir zaman gizlemiyorum. Çünkü yanlış zamanda yanlış bir şey yapmıyorum. Ve ben her zaman bir yemeğe giderim. Artık gecede dışarı çıkmıyorum son 2 senedir dışarı çıktığımı hatırlamıyorum. Zaten alkol kullanmıyorum. Söylediğim birşey var Galatasaray taraftarı güvensin bana ben onları çok seviyorum. Şöyle birşey var tribünde yanlarında ki arkadaşlarına baksınlar ben onlardan biriyim. Ben onlardan bir tanesiydim. Taraftardan bir farkım yok. Belki bu kadar duygusal olmak sevmek hata olabilir diye düşünüyorum. Ama onun için birşeyler söyleyebiliyorlarsa onlara hak verebilirim.
Bir futbolcudan bahsediyoruz ama çok farklı yerlere de çekilebiliyor konu.
Ben kendimi nasıl rahat hissediyorsam öyle çıkıyorum dışarı. Beni ailem ve kız arkadaşım gayet bu şekilde beğeniyor. O yüzden gerisinin pek önemi yok benim için.
Metin Oktay ile bile kıyasladılar seni...
Şimdi söyle birşey var. Hiç kimse bir Metin Oktay olamaz. Yani birinin Metin Oktay olması mümkün mü? Ben zaten Metin Oktay olamam olmakta istemiyorum. Metin Oktay bizim hayallerimizdeki adam olarak kalsın. Hakan Şükür, Bülent Korkmaz bunlar bizim hayellerimizde kalsın. Ben Arda Turan olmak istiyorum. Yani Fatih Terim bile Galatasaray formasıyla 14 yıl şampiyonluk yaşayamamış, başarısız olmuş. Ama Fatih Terim Fatih Terim'dir. Galatasaray camiasının tarihinde çok büyük bir futbolcudur. Futbolun içerisinde başarısızlıklar var, mağlubiyetler var. Önemli olan Galatasaray'ın örf ve adetlerine uygun davranmak diye düşünüyorum. Biz hiç bir zaman 6 aylığına Türkiye'ye gelen bir futbolcuyu 5 bin kişi karşılamadık. Bu Galatasaray camiasının tarzı değildir. Bu başka kulüüplerin tarzıdır. Galatasaray camiası ve taraftarı en kötü anda takımının yanında olur. Çünkü bu büyük taraftar çok büyük başarılar gördü. Yani biz hala Youtube'tan Uefa Kupası tarihini izlediğimizde gözlerimiz doluyor. Ki biz profesyoneliz ve bu işin içerisindeyiz. O yüzden camiamızın değerlerine sahip çıkalım. Ben Galatasaray'ın 10 numarası olarak konuşmuyorum. Galatasaray takımının kaptanı olarak konuşuyorum. Beni bazen gördüklerinde ayağa kalkıyorlar hürmet etmek için. Çünkü bende böyle Galatasaray kaptanına saygılıydım. Ben bazen sevgi değil ama saygı bekliyorum açıkçası.
Hiç özel yaşamın olmasa kendin kalabiliyor musun?
Ben her zaman kendimim. Aslında bu soruya en iyi cevabı sizler cevap verirsiniz biz kamptayız. Yemekten sonra hep birlikte sohbetler ederiz. Ben hep kendimim. Formayı her çıkardığımda Arda'yım. Galatasaray taraftarı Arda'yım ben. Bayrampaşalı Arda'yım. Bütün harcamalarımı yaşam tarzımı sınırlamalara göre yapıyorum. Neyin ne olduğunu çok iyi biliyorum. Ben çok mutluyum çünkü ailem çok güzel bir yaşam tarzı içinde. Hayatları çok şükür ki garanti altında, bugün bana birşey olsada. O yüzden ben bana bu konuda insanların birşey söylemeye hakkı olduğunu düşünmüyorum. Çünkü benim annem babam kardeşim benden razı. Gerisi yaşam tarzı konusunda çok önemli değil diye düşünüyorum.
Kötü günümde bir destek göremedim demişsin. Kendini yalnız hissediyor musun?
Eskiden hissediyordum ama artık hissetmiyorum. Çünkü eğer bu durumdaysan yalnız kalmaya mecbursun. Tabii ki ailem ve sevdiğim insan yanımda olduğu zaman farklı. Çünkü ailemin desteği benim için çok önemli. Onları hariç tutuyorum. Ama bu durumdaysanız yanlız kalmaya mecbursunuz başka anlamlarda söylüyorum.
Arda Turan için 66 ile 10 arasındaki fark nedir?
66 Arif Erdem için giydiğim bir numaraydı. Çok seviyorum Arif ağabeyi. Gönlümde taht kuran futbolculardan bir tanesidir. Bazen takıma birşey söylediğim zaman kendimi Arif ağabey gibi hissediyorum. Gülüyorum sonra ondan kalma şeyler diye. 10 numara ise bana Metin Oktay'ın forması diye verildi. Onu da layıki ile taşımayı seviyorum. Ama eğer bu takımda eğer biri 10 numarayı giyecekse onun ben olacağını düşünüyorum açıkçası.
Kaptanlık pazu bandı içinde "içimden çok şükür diyorum" demişsin.
Evet bazı maçlarda bazen konsantrasyon bozuklukları oluyor. Yani 3 günde bir maçlarda çok yoruluyorsunuz. Bizim soyunma odasında bir ayna vardır. Oradan çıkarken sürekli diyorum kendime; küçükken ne kadar da hayal ederdim. Ali Sami Yen'de Galatasaray takımıyla kadroya girmeyi, sahaya ısınmaya dahi çıkmayı. Şimdi Galatasaray takımın kaptanısın. Bunun kıymetini bil. Bunun ne kadar önemli olduğunu söyle, diye düşünüyorum. O yüzden benim için çok önemli. Bunları artık söyemek istemiyorum. Defalarca söyledim. Artık hislerim bana kalsın istiyorum.
Peki o Avrupanın o 5 büyük kulübü teklif etse gitme şansının olacağı. Biz orada desekki Arda sen bu takımın kaptanısın. Sen 10 numarayı giyiyorsun. Duygusal olarak etkileyebilir miyiz acaba seni?
Galatasaray Başkanı Arda'cım yada oğlum, saolsun zaten her zaman bir baba gibi davranıyor bana. Arda'cım gidebilirsin dediği zaman, o zaman ben giderim. Ben her zaman bunun böyle olduğunu söyledim. Tabii bazen kırılganlıklar yaşıyorum. 22 – 23 yaşındayım yani siz bu yaşlardaki hallerinizi hatırlasanız. Olgunlaştığımı düşünüyorum ama içimdeki çocuk ruhunu kaybetmek istemiyorum. Bazen bundan dolayı bundan dolayı hata yaptığımı düşünüyorum. Bir de ben futbol oynamayı çok seven bir insanım yani. Hele Galatasaray için oynamak çok özel bir durum benim için.
Geçen yıl geçen güzel maçlarda çıkardınız ama daha sonra bir konsantrasyon kaybı oldu. Sence neden oldu bu durum?
Bence çok kritik sakatlıklar yaşadık. Özellikle futbol mevkiinde. Forvette oynamak benim içinde çok zor oldu. Bir tek hücum olarak Keita'ya da kaldığımız zamanda oldu. Sıkıntılı dönemlerdi yani. Çok sıkıntılı bu dönemleri 12-13 adamlı rotasyonla girmek zorunda kaldım. Kritik dönemeçlerde şansta yanımızda olmayınca bu durumlara geldi. Atletice Madrid maçındaki Caner'in penaltı pozisyonu, bunlar tabii kritik dönemeçlerdi. Ama bu sene herşeyin daha iyi gideceğini düşünüyorum ben. Şansıda beceriyle elde edeceğimizi düşünüyorum ben.
Ligde kötü bir netice ortaya çıktığında tabii bir güven kaybı, moral bozukluğu oluyor ama kampta bütün negatif elektiriği atmış gibiydi takım...
Müthiş bir atmosfer var. Ben de kendimi eskisi gibi hissediyorum. 10 mart olması lazım o Diyarbakırspor maçı, eskisi gibi hissediyorum yani kendimi. Çok mutlu hissediyorum. Futbolu çok özlemişim. Yani ilk günkü gibi giyiyorum Galatasaray eşofmanını o yüzden çok mutluyum.
4-4-2'yi ben Milli Takım'da öğrendim demişsin. Rijkaard'ın sistemini ve çalıştırması sizi tek tek, faydasını görüyorsundur mutlaka değil mi?
Bize Rijkaard pozisyon almayı gösteriyor. Bence gerçek antrenman bu. Bu açıkçası bir futbolcu için çok önemli. Bazen 30 metre koşacağınız yerde 10 metre koşuyorsunuz ama doğru pozisyonu alıyorsunuz. O zaman oyun çok farklı oluyor. Bende birşeyler öğrenmeye çalışıyorum her zaman. Hocamın her sölediğini her zaman en iyi şekilde almaya çalışıyorum. Başımızdaki insanlar çok büyük kariyere sahip insanlar. Her söyledikleri benim için altın değerinde.
Geçen yıl kanatlarda sorun var gibi gözüküyordu ama bu yıl o sorun çözülmüş gibi.
Hocamızın istediği şekilde oynarsak kanatlardan daha fazla topa sahip olan bir takım olursak, biraz sabırlı oynayabilirsek, yani 60 – 70 e kadar gol atamasak bile top ayağımızda olduğunda rakip yorulacak ve golü bulabiliriz diye düşünüyorum.
Forvet arkasındaki oyuncu da artık biraz daha geriye geliyor.
Tabii bunlar bizim ince nüyanslarımız olacak...
En çok sevindiğin ve en çok üzüldüğün maçı hatırlıyor musun?
Sivas maçında çok sevinmiştim. En çok üzüldüğüm maç ise Hamburg maçı eğer biz hambug maçını geçseydik. Hem şampiyonluğu hem de finali alabilirdik. Hamburg maçı sonrası, gecesi çok ağrılarım vardı. 65'inci dakikada oyundan çıkmak istemiştim. Öteki şekilde olunca kahrolmuştum.
Takımda yerlilerle yabancılar arasında bir gruplaşma olduğunu düşünüyor musun? Bu kaynaşmadaki rolünü nasıl görüyorsun?
Bir defa Galatasaray takımında tarih boyunca hiçbir zaman gruplaşma olmamıştır. Takımın diğer takımlardan ayıran özelliktir. Zaten Lucas Neil, Kewell gibi futbolculara birşey söylemeye gerek yok. Onlar zaten futbolculuğu, profesyonelliği, adamlığı aşmış adamlar yani onlar beyefendilikleriyle size ders veririler zaten böyle birşey olmaya kalkarsa bile. Ben onların takım kaptanıyım ama ben onlardan çok şey öğreniyorum. Yabancı futbolcularda bizim içimizdeler eğleniyoruz, gülüyoruz. İngilizce'yi az çok biliyoruz hepimiz anlaşabiliyoruz. Espriler, şakalar hatta Kewell'ı Dünya Kupası'nın en iyi oyuncusu seçtik. Kewell, müthiş birisi geldiğine çok sevindim.
İşte geleceğin Arda'sı dediğin bir oyuncu var mı?
Alt yapıdan gelen arkadaşlarımız çok yetenekli ama ben Emre çolak'ı çok seviyorum. Yetenekleri inanılmaz estetik onu hep anlatıyorum. Kuvvetlenırse çabuklaşırsa ama kuvvetiyle birlikte onu artırabilirse Emre Çolak özel bir zekaya sahip bir oyuncu yani tribünleri çok ayağa kaldırır hatta ben birşey yapmadım ama benden çok çok daha ileri gider .
Sende çok mutevazısın çalım atmayı Serdar Özkan'dan öğrendim diyorsun şimdi Emre Çolak için böyle diyorsun.
Serdar çünkü Fenerbahçe maçında inanılmaz çalımlar attı. Biraz önceki antremanda izlemişsinizdir. Serdar, kuvetli olduğu sürece kafası rahat olduğu sürece Galatasaray takımına çok faydalı olucaktır. Bir defa o konuyada açıklık getireyim. Serdar benim çok yakın arkadaşım ama babam dahi olsa Galatasaray takımı söz konusu olunca hiçbirşey önemli değildir. Serdar buraya kendi yetenekleriyle geldi. Kendi isteğiyle transfer olmuştur sadece bana fikrimi sormuştur. Bende ona buraya gelirse çok daha fazla rahatlayacağını, kafasının huzur bulacağını ve futbolu için yeni bir çağ olabileceğini söyledim sadece söylediğim şey bu, bunuda samimiyetle söylüyorum. Serdar'ın ne bana nede başkasına ihtiyacı var.
Yeni sezonda hakemlerle diyaloğun nasıl olacak? Mustafa Kamil Abitoğlu'nu çok sevdiğin söylemiştin. Bünyamin gezer'i çok komik bulduğunu söylemiştin.
Hatta bir kere Mustafa Kamil Abitoğlu'na çaktım diye ona ceza vermişler. Benim çoğu hakemle aram iyidir niyetlerine inanıyorum. Bu sene umarım çok daha güzel maçlar yönetirler. Dünya Kupası'nda bile bir sürü hata oldu. Tabiki sahanın içinde adrenalin çok yüksek oluyor. Halı sahada bile top oynayan insanlar nasıl sinirleniyorlar tartışıyorlar bunlar çok normal şeyler.
Kötü eleştirilere, mesajlara yanıtın neler?
Sokakta bir sürü Galatasaray taraftarı görürüm. Bir kerede benim için kötü bişey söyleyen Galatasaray taraftarı görmedim . Yani hepsi boynuma sarılılanlar yani söyleyecek bişey yok. Bu sevgiye layık olmaya çalışıyorum. Tabiiki aramızda bazen sürtüşmeler olsada ben onları çok seviyorum.
Bu sene kamplardan önce kamp etkinliği olacak mı? Geçen seneki başarısızlık buna bağlanmıştı bunun hakkında ne düşünüyorsun?
Şöyle birşey var. Geçen sene aslında kamp yaptığımız maçları hep kaybettik. Yani bunun çok alakası olduğunu düşünmüyorum ama rahat edeceksek kamp yapalım ben zaten tesisde kalmayı çok seviyorum.
Kamp yapmak futbolcuyu etkiler mi?
Ben profesyenel bir futbolcuyum. Maçtan önce nasıl davranması gerektiğini biliyorum. Yani kamp yapsamda yapmasamda benim için farketmez ama huzurlu olacaksak vijdanımız rahat edecekse spekülasyon olmayacaksa kamp yapılabilir.
Arda Turan büyük maçlara nasıl hazırlanır?
Avrupa kupası, mili maçlar ve büyük maçlara çok daha rahat hazırlanıyorum çünkü oralarda çok daha fazla iyi oynadığımı düşünüyorum. Bu da benim kendi yapım çünkü daha böyle heyecanlı oluyorum. Tabiiki bireysel olarak bir futbolcu bir hiçtir. Bunu bu seneki Dünya Kupas'ında gördük. Messi bile çok iyi oynamasına rağmen takımını götüremedi. Ronaldo yine öyle yani bireysel bir performans artık hiç önemli değil takım olarak hareket etmek zorundasınız. Başarıda da başarısızlıkda da asla bireysel düşünmemek lazım.
Bir inernet sitesinin reklamında Ronaldo'nun maçına yetişmeye çalışıyordun öyle bişey varmı olacak mı?
Yok öyle bir buluşma yok. Ronaldo'nun maçına yetişemedik. Kendi maçımıza yetişmeye çalışıyoruz. Ben sadece futbol sahasında eğleniyorum. Set başka arkadaşlarımızın işi benim setlerimde birşey yok set konusunu bilemeyeceğim.
Yeni sezonla ilgili neler söyleceksin?
Yeni sezonda çok mağlubiyette olabilir. Sıkıntılı dönemlerde olur yani lig çok zorlu bir maraton nerede ne olacağı bilinemiyor. Nerede şampiyonluğun geleceğini bilemeyiz sonuna kadar kovalamak lazım yani biz her kaybettiğimiz maçta bile ayakta durmak zorundayız. Bunu en başta ben yapacağım buradan Galatasaray taraftarına söz veriyorum. Bu sene hiçbir şekilde yüzüm düşmeyecek hep ayakta olacağım. En kötü şartlarda bile, çok üstüme gelindiği zaman bile onlara bunun sözünü veriyorum. Galatasaray kaptanına yakışır şekilde davranacağım. Onlardan da isteğim en kötü anda bile gerçekten büyük taraftar olduklarını bize göstersinler zaten herzaman gösterdiler. Bu bizim için çok önemli. Eğer birbirimize destek olursak çünkü gerçekten Galatasaraylı'nın Galatasaraylı'dan başka dostu yok. Çok iyi biliyorum. İçinde, en önlerinde olan biri olarak söylüyorum. Bunu bilsinler buna göre davranalım ve şampiyonluğa hep beraber koşalım. Ben gönülden inanıyorum. Umarım inancım boşa gitmez.